Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1211 E. 2020/640 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1211 Esas
KARAR NO : 2020/640
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin yetkiye itirazının geçersiz olduğunu, taraflar arasında akdedilen 04.04.2013 tarihli “ Araç Takip Sistemi Kira ve Hizmet Sözleşmesi” nin 11 maddesi “Anlaşmazlık Hali “ başlıklı Maddesi gereğince İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin kesin yetkili olduğuna ilişkin hükme yer verildiğini, işbu hüküm gereğince davalının yetki itirazının yerinde olmadığı ve reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalana Sözleşme gereğince Davalıya ait araçlara, müvekkilin anlaşmalı olduğu servislerde GPRS cihaz montajları yapıldığını, davalıya verilen İnternet şifresi ile müvekkil şirkete ait alt yapı kullanılarak İnternet üzerinden araçlarını takip ederek sunulan hizmetleri aldığını, müvekkili şirket üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, sözleşmede kararlaştırılan tutarları davalıya fatura ettiğini, ancak davalı tüm ikaz ve uyarılara ragmen faturalandırılan hizmet bedellerini ödemediği gibi araçlara montajı yapılan Araç Takip Sistemi Cihazları müvekkile teslim etmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket faturalandırılmış alacaklarını ve iade edilmeyen cihazlara karşılık gelen bedellerin tahsili için … İcra Md. 2015/… E Sayılı dosyasından İlamsız icra takibi başlattığını, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında müvekkili şirkete ait 1 adet araç takip sistemi cihazı müvekkile iade edilmediği gibi bedeli de ödenmediğini, her bir Araç Takip Cihaz bedelinin 75.00 USD olduğunu, cihazların tedarik edildiği firmalar tarafından düzenlenen faturaların Mahkemece talep halinde bilirkişi incelemesine sunulabileceğini, davalının borca itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğundan % 20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin uğradığı tüm zararlardan ve alacaklardan fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere, 2015/ … E Sayılı takip dosyasında asıl alacak-Cari hesap alacağı 4.944.20 TL, vade farkı 2.307.29 TL ile 75.00 USD cihaz bedeli ( 1 USD = 5.3064 TL dava tarihi itibariyle 397.98 TL) toplamda 7.251.49 TL + 75.00 USD üzerinden borca ve yetkiye itirazın iptalini, takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava yetkisiz Mahkemede açıldığı, Müvekkili şirketin yasal faaliyet adresi “2-5-6 kısım … Cd. No. … Ofisi …/Bakırköy –İstanbul” adresi olduğunu, Bakıröy İcra dairesinin yetkili olduğu, itirazın iptalinin de yetkisiz mahkemede açıldığı ve reddinin talep edildiğini, davacı şirket dava dilekçesi ile birlikte delillerin taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı yana delillerin tebliği için davacıya kesin süre verilmesinin talep edildiğini, davanın süresinde açılmamış olması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talep edildiğini, davacının her hangi bir talep hakkı bulunmadığını, davacının hak ve alacağı bulunmadığını, davacı sözleşme gereğince ödenmeyen bedellerden alacak talebinde bulunduğu, bahse konu sözleşmenin taraflarına gönderilmediğini, sözleşme aslı ibraz edildiğinde beyan ve itiraz hakkının saklı tutulduğunu, müvekkilinin davacı taraftan her hangi bir hizmet almadığını, davacının icra takip talebine ve dava dilekçesinde sözünü ettiği cihazlardan da müzekkil uhdesinde kalan her hangi bir cihaz bulunmadığını, müvekkili şirketin Araç Takip Sistemi ile ilgili olarak dava dışı … Tic Ltd Şti’den alındığını, dolayısıyla müvekkili şirketin davacı yana her hangi bir şekilde herhangi nam ve ad altında her hangi bir borcu da bulunmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz kötü niyetli taleplerde bulunduğu ve reddi gerektiğini, takip tarihine kadar işleyen faizin ve takip sonrası talep edilen avans faizinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediği gibi davacı yanın takip tarihine kadar işlemiş faizlerin başlangıç tarihlerinin de belirsiz olduğunu, yasal dayanağı bulunmadığı ve reddi gerektiğini, 6098 sayılı yasanın 88 ve 120 maddeleri ile yasal ve temerrüt faize ilişkin sınırlama getirildiği, davacı tarafından Sözleşmede kararlaştırıldığını ileri sürdüğü %10 faiz, yasal düzenlemeler ile belirlenen faizin üst sınırını aştığını, davacı tarafından talep edilen vade farkı ve temerrüt faiz oranlarının başlangıç, tarihlerinin kabulünün mümkün olmadığını, TBK.’nun genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, davanın reddine ilişkin bayanın baki kalması ve işbu beyana halel gelmemek kaydıyla davanın ileri sürdüğütüm alacakların zamanaşımına uğradığını, varlığından haber olunmayan 04.04.2013 tarihli sözleşmeye istinaden cari alacak ile yine 19.10.2015 tarihli sözde sözleşmeye göre alacak talebinde bulunduğunu, davacının tüm talepleriş esanasında zamanaşımına uğradığı ve davacının tüm taleplerinin reddi gerektiğini, davacı yanca talep edilen icra inkar tazminatının Kabul edilmediği ve reddi gerektiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak başlattığı icra takibi nedeniyle davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edildiğini, fazlaya dair tüm beyan, talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile, yetki itirazının kabulünü, yetkisiz icra müdürlüğüne açılan takibin iptali ile yetkisiz mahkemede açılan davanın reddini, davacının tüm taleplerinin reddini, her halükarda davacının yasal dayanaktan uzak haksız ve kötü niyetli iddialarının hiçbirinin kabul edilmediğini, haksız davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; araç takip sistemi kira ve hizmet sözleşmesine dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından 04/04/2013 tarihli araç takip sistemi kira ve hizmet sözleşmesi, cari hesap ekstresi, faturalar, malzeme teslim montaj belgeleri, cihaza ilişkin emsal faturaların ibraz edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 4944,20-TL asıl alacağı, 2.307,29-TL işlemiş faiz ve 75,00-USD araç takip sistemi cihaz bedeli alacağı olmak üzere toplam 7.251,49-TL ve 75,00-USD alacağın takip tarihinden (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) itibaren yıllık asıl alacağa %21 akdi faiz, araç takip sistemi cihaz bedeli alacağı için yıllık %3 oranında mevduat faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğu, davalı yanın takibe itirazı neticesinde takibin durduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin huzurdaki itirazın iptali davasının 1 yıllık kanuni süre içinde açılmadığı yönündeki itirazları noktasında yapılan değerlendirme sonucunda; İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarının takibe yönelik itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmasının gerektiği, ancak itiraz dilekçesinin tebliğ edilmediği müddetçe 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamayacağı, somut olayda takip dosyası içeriğinden davalı takip borçlusunun itiraz dilekçelerinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinin tespit edildiği, bu nedenle 1 yıllık dava açma süresinin dolmadığı anlaşılmakla hak düşürücü süre yönünden yapılan usuli itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesi kapsamında her ne kadar zamanaşımı defi ileri sürülmüş ise de TBK’nın 146. maddesi gereğince sözleşmeden kaynaklanan davalarda zamanaşımı süresi 10 yıl olup, somut olayda henüz 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; anılı savunmanın yerinde olmadığı kanaati ile yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada mübrez 04/04/2013 tarihli araç takip sistemi kira ve hizmet sözleşmesi davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş ancak; davalı tarafın isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmadığı görülmüştür. HMK’nın 171/2 maddesi gereğince sözleşme ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır. Sözleşmenin ağırlıklı unsurunun kira ilişkisinden ziyade hizmet ilişkisine dayalı olduğu tespit edilmiş olup mahkememizin görevli olduğu saptanmıştır.
Davalı/ takip borçlusu vekili tarafından icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin atfı kapsamında tatbiki gereken HMK’nın 17. maddesi bağlamında tacir olan taraflar arasındaki itiraza uğramayan sözleşme kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması karşısında yetkili icra dairesinde takip yapılmasına ilişkin dava şartı gerçekleşmiş olup mahkememizin de yetkili olduğu görülmekle yetki itirazının yerinde olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 08/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Davacı şirketin incelene ticari defter kayıtlarına göre, 2013 yılına ilişkin davacı tarafından davalı adına düzenlenen hizmet bedeli faturalrın yıl içinde ödendiği ve 2014 yılına devreden her hangi bir alacak/borç bakiyesi bulunmadığını, 2014 yılı içinde davacı tarafından davalı adına düzenlenen aylık hizmet bedeli faturalarından Ocak/Ağustos 2014 aylarına ait (ilk 8 aylık dönem) hizmet faturalarının ödendiğini, Eylül 2014 ayı sonrasında davacı tarafından düzenlenen hizmet haturalrının ise davalı tarafından ödenmediğini ve 31.12.2014 tarihi itibariyle ödenmeyen 4 faturadan kaynaklanan 2.407.20 TL alacaklı olarak 2015 yılına devrettiği tespit edildiğini, taraflar arasında imzalanan 04.04.23013 tarihli 24 ay süreli Sözleşmenin 7.1 maddesi hükmüne göre, davalı yanın 24 ay süreli sözleşme kapsamında taraflarca kararlaştırılan aylık himet bedelinden kaynaklanan yükümlülüklerin davalı sorumluluğunda olacağının taahhüt altına alınmış olması karşısında, Sözleşme süresi içinde düzenlenen ancak, davacı kayıtlarında olup, davalı kayıtlarında yer almayan toplamda 4.944.20 TL tutarındaki hizmet faturalarından davalının davacıya borçlu olduğu davacı kayıtlarından tespit edildiğini, Taraflar arasında akdedilen 04.04.2013 tarihli Sözleşmenin 6.2. Maddesinde, Temerrüt halinde geciken alacaklar için TCMB avans faizinin 2 katı oranında Temerrüt faizi talep edilebileceği taraflarca kararlaştırıldığını, TCMB tarafından belirlenen ve Takip 11.12.2015 tarihi itibariyle 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince yürürlükte olan Ticari avans faizinin % 10.50 olduğu, sözleşmenin işbu maddesi hükmü gereğince de bu oranın 2 katının (% 10.50 x 2 =) % 21 Temerrüt Faiz talebinin yerinde olduğunu, takip 11.12.2015 tarihinden itibaren 7.251.49 TL’lık Asıl alacağa % 21 Temerrüt Faiz talebinin de Sözleşmeye uygun ve yerinde talep olarak değerlendirildiğini, Taraflar arasında akdedilen 04.04.2013 tarih 24 ay süreli hizmet sözleşmesinin 6.2 Maddesi gereğince, davacı tarafından davalı adına düzenlenen ve fatura son ödeme tarihinde ödemesi geciken fatura bedellerine aylık %10 vade farkı uygulanacağına ilişkin taraflarca Sözleşme ile kararlaştırılan aylık %10 vade farkı esas alınmak suretiyle, fatura son ödeme tarihinden Takip 11.12.2015 tarihine kadar geçen süre için hesaplanan vade farkı toplamının 5.483.14 TL olduğu hesaplandığını, davacı yan, Takipte 4.944.20 TL tutarındaki cari hesaptan kaynaklanan alacak için 2.307.29 TL vade farkı talebinde bulunduğunu, tarafça yapılan hesaplama ile bulunan vade farkından daha az miktarda 2.307.29-TL vade farkı talebinde bulunduğu ve taleple bağlı olduğu değerlendirildiğini , davacı talebinin uygun talep olarak dikkate alınması gerektiği hususu mahkeme takdirinde olduğunu, taraflar arasında imzalanan 04.04.2013 tarih 24 ay süreli Hizmet sözleşmesi gereğince davacı tarafından davalı şirkete ait araçların Taip sisteminden kaynaklanan hizmet bedellerine ilişkin ödenmeyen fatura bedelleri ve Cari hesap bakiyesinin 4.944.20 TL asıl fatura alacağı bulunduğunu, davacının Takip tarihine kadar vade farkına ilişkin talepte bulunduğu 2.307.29 TL vade farkının Sözleşmenin 6.2 Maddesi hükmüne uygun olarak talep edilebileceğini, davacının 4.944.20 TL Fatura ve 2.307.29 TL vade farkı ile birlikte toplamda 7.251.49 TL Asıl alacak için taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.2 maddesi gereğince kararlaştırılan % 21 Temerrüt faizinin Takipten itibaren talep edilebileceğini, davacı tarafından takipte talep edilen 75.00 USD Araç Takip Cihaz bedeline ilişkin olarak, gerek dosyaya sunulan deliller, gerekse taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince işbu bedelin talep edilebilmesine dair yeterli ve somut dayanağının olmadığından bu talebin yerinde olmadığını, mahkeme davacı talebinin yerinde olduğu yönünde kanaate varılması halinde, yukarıda ilgili bölümde yapılan tespit ve açıklamalar çerçevesinde Cihaz bedeli olarak KDV dahil 220.75 TL talep edilebileceğini, Tarafların diğer taleplerinin (icra inkar tazminatı vs. de dahil olmak üzere…) münhasıran mahkeme takdirinde olduğunu…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 02/11/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…Taraflar arasında imzalanan 04.04.2013 tarihli “Araç Takip Sistemi Kira ve Hizmet Sözleşmesi“nin 04.04.2015 tarihinde sona ereceğinin taraflarca sözleşme imza tarihinde kararlaştırıldığını, işbu Sözleşmenin süresinden önce fesih edildiğine dair taraflarca yazılı her hnagi bir ihtar/ihbarın dosya kapsamında bulunmadığını, davalı, davacı tarafından dava konusu edilen hizmet bedeli faturalarının düzenlendiği dönemlerde, davacıdan hizmet alımı yapılmadığını, Söz konusu dönede, araç takip Hizmetinin Dava dışı … Ltd Şti’den alındığı ve dava dışı şirkete ödeme yapıldığı yönündekki savunması ve iddiasına dair, dava dışı … Ltd Şti ile yapılan Sözleme, anlaşma veya benzeri somut her hangi bir belge ibraz edilmediğini, dosyada mübrez olduğu iddia edilen faturalarında dosyada bulunmadığını, davacı tarafından davalı adına sözleşmenin sona ereceği tarihe kadar olan dönem içinde düzenlenen ve davalı tarafından ödenmeyen fatura bedelleri toplamının 4.874.20 TL olduğunu, sözleşme gereğince faturalaarda son ödeme tarihlerinde ödenmeyen faturalar için uygulanmasının karalaştırıldığı vade farkı olarak talep edilebilecek vade farkının davacı talebinden daha fazla hesaplandığını, davacının vade farkı olarak 2.307.29-TL olarak talebinin talepte bağlılık gereğince uygun talep olarak değerlendirildiğini, davacının, Araç Cihaz bedeli olarak talep edilen 75.00 USD’nın mevcut deliller çerçevesinde yerinde olmadığını, mahkeme takdirinde olmak üzere, 220.75 TL’nın talep edilebileceği hususunun mahkeme takdirinde olduğunu, … cra Md. 2015./… E Sayılı 11.12.2015 tarihli ilamsız icra takibinde: cari hesaptan kaynaklanan ve Sözleşmenin sona ereceği 04.04.2015 tarihine kadar olan döneme isabet eden 4.874.20 TL ile vade farkından kaynaklanan ve talebe uygun olarak 2.307.29 TL olmak üzere 7.181.49 TL alacak talep edilebileceği, 4.5874.20 TL asıl alacak için Takip 11.12.2015 tarihinden itibaren % 21 temerrüt faizi talep edilebileceğini, diğer hususlarda, Kök rapordaki inceleme, tespit ve değerlendirmelerde her hangi bir isabetsizlik olmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; araç takip kira ve hizmet sözleşme ilişkinden kaynaklı faturalandırılan hizmet bedeli ve davalı araçlarına davacı tarafça montajı yapılan 1 adet mülkiyeti davacıya ait araç takip sistemi cihazlarının iade edilmemesinden kaynaklı alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın sözleşme ve faturaya dayalı alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği görülmüştür. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; saptanan hukuksal durum ve maddi olgular kapsamında davacı ve davalı şirketin ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifeti ile inceleme icrasına karar verilmiş olup her iki tarafın ibraz ettikleri ticari defterlerin açılış ve kapanış taktiklerinin yaptırıldığı, böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre takip tarihi itibariyle 4.944,20-TL alacaklı göründüğü, davalı şirketin ise ticari defterlerine göre borçlu görünmediği, 4.944,20-TL lik alacağa ilişkin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, defter kayıtlarının 01/09/2014 tarihine kadar davacı defter kayıtları ile uyumlu olduğu saptanmıştır. Yanlar arasındaki hizmet sözleşmesinin 04/04/2013 düzenlenme tarihli olup 2 yıl süreli olmakla 04/04/2015 tarihine kadar hüküm doğurduğu ve yürürlükte olduğu, sözleşmenin 11. maddesi gereğince davacı ticari defterlerinin münhasır delil vasfında kararlaştırıldığı, davalı tarafın 01/09/2014 ile 01/04/2015 arası farklı bir şirketten hizmet aldığına yönelik savunmasını ispata elverişli delilin ibraz edilmediği, davalının imzasını havi cihaz teslim forumuna karşın davalı aracına montajı yapılan takip cihazının davacıya iade edildiğini gösterir aynı kuvvette herhangi bir belgenin de sunulmadığı tespit edilmiş olup bu hali davacı yanın 04/04/2013 – 04/04/2015 arası yürürlükte olan sözleşmenin 7. maddesi gereğince anılı dönemler arasındaki hizmet bedeli olarak hesaplanan 4.874,20-TL alacak isteminde haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Yine sözleşmenin 6.2 maddesi kapsamında taraflar arasında vade farkına (%10) ve temerrüt faizine (%21) yönelik anlaşmanın da mevcut ve geçerli olduğu görülmüştür. Son olarak davacının araç taklip cihazlarının iade edilmemesinden kaynaklı alacak istemi yönünden söküm formları ve faturaların tetkikinde yalnızca 1 araçtaki cihazın sökülmediğinin tespit edildiği, kök ve ek rapordaki tespitlerin mahkememizce dosya kapsamına uygun bulunduğu, montaj tarihine en yakın fatura kapsamında 1 araç yönünden 220,75-TL cihaz bedeli alacak isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 4.874,20-TL (asıl alacak), 2.307,29-TL vade farkından kaynaklı işlemiş faiz, 220,75-TL cihaz bedelinden kaynaklı alacak olmak üzere toplam 7.402,24-TL alacaklı olduğu, bu noktadan sonra anılı alacak bedellerinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise hizmet/cihaz/vade farkı bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmıştır. Anılı gerekçeler ışığında davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 7.402,24-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu tespit edilmiştir. Son olarak alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı yararına %20 icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğünün 2015/… esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 4.874,20 TL asıl alacak, 2.307,29 TL işlemiş faiz (vade farkı), 220,75 TL cihaz bedeli alacağı olmak üzere toplam 7.402,24 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 4.874,20 TL’ye takip tarihinden itibaren yıllık %21 oranında akdi temerrüt faizi ve 220,75 TL alacağa ise takipten itibaren yıllık %3 oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacağın % 20’si (1.480,45 TL) oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 505,60-TL ilam harcından peşin alınan 93,27-TL’nin mahsubu ile bakiye 412,38-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 93,27-TL peşin harç ve 35,90-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 129,17-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 247,23 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yapılan 861,70-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 833,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır