Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/12 E. 2018/327 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/12 Esas
KARAR NO : 2018/327

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 05/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin bilahare satın alma ve birleşme suretiyle davalı banka bünyesine katılan …bank Aş yatırmış olduğu 210.490 DEM cinsinden mevduatı geri almak için büyük çaba gösterdiğini, …bank A.Ş., …bank … Ltd. adlı paravan kayı bankasını kurarak ve iki bankanın tek elden yönetimi sağlanarak suç işleme amacına yönelik planlı ve kasıtlı şekilde müvekkilerini dolandırarak zarara uğrattığını, zararın oluşmasında …bank A.Ş. yönetiminin sebebiyet verdiğini, bu bankanın devren birleşmiş olduğu … Bank A.ş.’nin de oluşan zarardan sorumlu olduğunu beyanla 210.490 Dem karşığı 107.621 Euro mevduat alacağının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin davada taraf sıfatı olmadığını, müvekkilinin bankayı … ‘tan devraldığını, aradaki protokol gereğince sorumluluğun TMSF ve …’a ait olduğunu, mahkememizce resen taraf değişikliğine gidilmesi gerektiğini, husumet itirazı, zamanaşımı itirazı, ayrıca hak düşürücü süre itirazlarının olduğunu, esasa ilişkin olarak ise, davacı tarafın daha çok gelir elde etmek için kendi tercihiyle … şirketine havalede bulunduğu için olayda tamamen kusurlu olduğunu ve paranın … Bankaya gönderilmesinin üzerinden on yıldan fazla zaman geçmiş olduğundan zamanaşımına uğradığını beyanla müvekkil aleyhine açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
Davalı banka vekilinin talebi neticesinde dava TMSF’ye ve …’a ihbar edilmiştir.
İhbar olunan Feri müdahil TMSF vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hasım ve muhatap olarak …bank … Ltd.’yi göstermesi gerektiğini, paranın aktarıldığı hesabın …bank … Ltd. ‘ye ait olduğunu bu hesapta bulunan mevduat üzerinde müvekkil bankanın tasarruf yetkisi bulunmadığından husumet itirazı ile birlikte hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı tarafın kendi serbest iradesi ile daha çok gelir getiren …’a havale talimatı verdiğini, olayda davalı bankanın tamaman suçsuz olduğundan bahisle verilen talimat gereği vekalet görevini yürüttüğünden banka hakkındaki davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan feri Müdahil … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil kurumun davalı bankanın borçlarını üstlenmediğini, borçların TMSF tarafından üstlenildiğini, emsal dosyalarda da TMSF’nin üstlenme beyanlarının söz konusu olduğunu, öncelikle davanın TMSF’ye tevcih edilmesi gerektiğini beyanla davalı bankanın aleyhine açılan davanın esastan reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller de celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen, … 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı ilamının yapılan tetkikinde; davanın …bank A.Ş yöneticileri ve görevlileri hakkında bankayı aracı kılmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık, bankalar kanunun 22/3. maddesine mahalefet suretiyle banka parasını zimmete geçirmek ve tahsis edilmemesi gereken kredinin tahsisi suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasından ibaret bulunduğu ve sanıkların mahkümiyetine hükmolunduğu görülmüştür.
Davalı ve feri müdahiller zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, dayanılan dava sebebi de nazara alındığında uzamış ceza zamanaşımı nazara alınarak zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilince davanın … şirketine karşı açılması gerektiği ve kendilerine husumet yöneltilemeceği ileri sürülmüş ise de, dava banka çalışanlarının ve yöneticilerinin işlem ve eylemleri nedeniyle banka ile … şirketi arasındaki organik bağ bulunduğundan bahisle banka sorumluluğu kapsamında açıldığından bu yöndeki husumet itirazı yerinde görülmeyerek davanın esastan incelenmesine geçilmiştir.
Mahkememizce banka kayıtları ile dosya üzerinde bankacı bilirkişi … marifeti inceleme icra edilerek, konuya ilişkin bilirkişi raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişinin ayrıntılı olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 04/05/2015 tarihli raporunda özetle;
“Davaci yan, davalı bankaya yatırılan 210.490.- DEM karşılığı 107.621.- EURO mevduat alacağının, hesabın açıldığı tarihten itibaren 3095 sayih yasanm 4/a md. göre hesaplanacak faizi ile birlikte davah bankadan hükmen tahsilini dava etmiştir.
Yapılan incelemede; uyuşmazlık konusu olayin “havale görünümlü mevduat toplama” niteliği arz ettiği, davacmm davalı bankadan dava tarihi itibanyle faiz hariç 107.623.48 EURO karşılığı 304.778.93 TL tutannda alacakli olduğu görüşüne varılmıştır.
Ancak, davacı taraf dava dilekçesinde 210.490.-DEM karşılığını 107.621,- EURO olarak talep ettiğihden dava değeri ve her bir davacı payına düşen miktar aşağıda gösterilmiştir.
Davacı yan, davalı bankaya yatırılan 210.490.-DEM karşılığı 107.621.-EURO mevduat alacağının, hesabın açıldığı tarihten itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a md. göre hesaplanacak faizi ile birlikte davalı bankadan hükmen tahsilini dava ettiğini, yapılan incelemede; uyuşmazlık konusu olayın “havale görünümlü mevduat toplama” niteliği arz ettiği, davacının davalı bankadan dava tarihi itibariyle faiz hariç aşağıdaki şekilde 107.623.48 EURO karşılığı 304.778.93 TL tutarında alacaklı olduğu görüşüne varılmıştır:

Tarih Meblağ( DEM) Dönüşüm kuru EURO Karşılığı Kur (*) Dava Değeri (TL)
15.12.1999 210.490 1.9558 107.623.48 2.8319 304.778.93
(*) dava tar, TCMB efektif alış kuru
Ancak, davacı taraf dava dilekçesinde 210.490.-DEM karşılığını 107.621.-EURO olarak talep etiğinden dava değeri ve her bir davacı payına düşen miktar aşağıda gösterilmiştir:
Tutar(EURO) Kur(*) Dava Değeri (TL) 1/2’si (TL) 1/2’si(EURO)
107.621 2.8319 304.771.91 152.385.95 53.810.50
(*) TCMB efektif alış kuru

Dava değeri talep gereğince 107.621.- EURO karşılığı 304.771,91 TL olarak hesaplanmış/kabul edilmiştir.
Her bir davacı payına düşen miktar 53.810.50 EURO karşılığı 152.385.95 TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı yan ise davayı 303.706.-TL üzerinden açmıştır. Davacı talebine göre her bir davacı payına düşen miktar 107621.- EURO/2= 53.810.50 EURO karşılığı, 303.706.- TL/2=151.853.-TL olarak hesaplanmıştır.
Davacı yan alacağını döviz bazında talep etmiş olduğundan, alacağını hesap açılış tarihinden itibaren, 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının EURO üzerinden açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği, hesabın açıldığı tarihi olan 15.12.1999 tarihinden itibaren değişen oranlarda, en yüksek faiz oranlarının uygulanması gerekir. Söz konusu faiz oranı, hesap açılış tarihinde %18, dava tarihinde ise %10 olarak TCMB’ye bildirildiği görülmüştür.
Tespit, görüş ve değerlendirmelerimizi içeren raporu mahkemenin takdirlerine talep ve dava etmiştir.” şeklinde mütalaada bulunduğu görülmüştür.
Dava; satın alma ve birleşme nedeniyle davalı banka bünyesine katılan …bank Aş’de davacı tarafından açılan hesaba yatırılan paranın banka çalışanlarının ve yöneticilerinin yönlendirmeleri ve aldatmaları neticesinde …’a aktarılması ve tahsil edilememesi nedeniyle banka yöneticilerinin ve görevlilerinin ceza mahkemesinde mahkum oldukları da nazara alınarak ve gerçekte paranın yurt dışına aktarılmaması ayrıca davacının parayı aktarma iradesi bulunmadığı iddiasına dayalı alacak davasından ibarettir.
Tartışılması gereken husus; davacının banka yöneticilerinin talimatıyla banka çalışanları tarafından paranın … hesabına havale edilmesi yönünde iradesinin fesada uğratılıp uğratılmadığı ve banka sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
… hesabına aktarılan paranın; gerek derdest dosya ve gerekse ceza dosyası içeriğinden de anlaşılacağı üzere fiilen … şirketine ve Kıbrıs’a gönderilmediği ve davalı bankanın hakim ortaklarına ait bir kısım şirketlere kredi olarak kullandırıldığı, dava konusu mevduatın … şirketinin mal varlığının bulunmaması nedeniyle tahsil edilemediği yine … hesaplarının açılması ve mudilerin bu hesaplara yönlendirilmesi yönünde yöneticilerin banka çalışanlarına emir ve talimatlar verdikleri, bu doğrultuda banka çalışanlarının mudilere … hesabının avantajlı olduğu yönünde telkinlerde bulunarak ve yönlendirdikleri, dolayısıyla her ne kadar davacının hesabındaki paranın havalesi ile ilgili talimatı bulunsa dahi banka yöneticileri ve çalışanlarının yönlendirmesiyle davacı iradesi fesada uğratıldığından ve müterafik kusurdan bahsedilemeyeceği, gerek ceza dosyası ve gerekse derdest dosya kapsamıyla sübuta erdiğinden, mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya kapsamından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın kabulü ile; her bir davacı için 53.810,50 Euro olmak üzere toplam 107.621 Euro’nun 15.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a mad. gereğince işleyecek yasal faizi ile bilikte davalı bankadan tahsili ile davacılara ödenmesine dair verilen hüküm … Bank A.Ş, fer’i müdahiller TMSF ve … vekillerinin vaki temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2017 tarih ve …. Esas … karar sayılı ilamıyla” dava, … hesaba aktarılan paranın istirdadı istemine ilişkindir. Dava tarihi olan 30/12/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade edeceği, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanunun 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmaya tüketici mahkemelerinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, mahkemece, tüketici konumundaki davacı tarafından açılan işbu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın esası hakkında kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
Bozma sebep ve şekline göre, davalı … Bank A.Ş. ve fer’i müdahiller … ve TMSF vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.”şeklinde gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce de usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
Karar tarihine müteakip yasal süre içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-Mahkememizin görevsizlik kararına konu talepler yönünden HMK’nın 331. Maddesi gereğince harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine, dosyanın yasal süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama giderleri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair Davacı vekili Av. …, davalı … bank vekili Av. … ile feri Müdahil … vekili Av. … ile feri müdahil TMSF vekili Av. …’nın yüzüne karşı, Yüksek Yargıtay’ın göreve ilişkin kararı bağlayıcı olmakla verildiği anda kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2018

Başkan … Üye … Üye … Katip ..