Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1192 E. 2019/542 K. 21.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1192
KARAR NO : 2019/542

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/12/2018
KARAR TARİHİ : 21/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/11/2016 tarihinde dava dışı sigortalı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı iş makinesi ile park halinde bulunan … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, … plakalı araçta meydana gelen hasar için yapılan … Sigorta A.Ş ‘ye 5.042,00-TL sigorta tazminatı ödemesi yapıldığını, sigorta bedelinin davalıdan tahsili gerektiğini bu nedenle davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karşıan iş makinesinin ziyetliği ve fiili hakimiyeti finansal kiracı …’de olması nedeniyle, kazanın nasıl meydana geldiğini ve kusur durumu konusunda müvekkil şirketin bilgisi olmadığını, müvekkil şirkete karşı açılmış usul ve yasaya aykırı davanın öncelikle görev yönünden reddini, talebin reddi halinde husumet yönünden reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… 7. Tüketici Mahkemesi’nin 2017/759 Esas ve 2018/836 Karar sayılı dosyasında 05/11/2018 tarihinde dosyanın görevsizliğine ilişkin karar verilmiş olup, işbu dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava; Sigorta ilişkisi nedeniyle açılan rücuen tazminat davsıdır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 09/11/2016 tarihinde dava dışı sigortalı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı iş makinesi ile park halinde bulunan … plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verildiğini, … plakalı araçta meydana gelen hasar için dava dışı … Sigorta A.Ş ‘ye davacı sigorta şirketi tarafından ödenen 5.042,00-TL sigorta tazminatının davalı araç maliki şirketten tahsili talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket tarafından sunulan cevap dilekçesinde; davalı şirketin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. ve 85. maddelerinde tarif edildiği şekilde işleten sıfatının bulunmaması nedeniyle aleyhlerine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi talep edildiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK. hükümlerine göre; trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de; araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı … A.Ş. vekili müvekkilinin uzun süreli finansal kiralama işi yaptığını, hukuken işleten olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iş makinesinin finansal kiralama sözleşmesi ile dava dışı …’e kiralandığını ve 12.06.2017 tarihinde de dava dışı …’e satıldığını belirterek buna ilişkin belgeleri dosyaya sunmuştur. Bu bağlamda; davalı … A.Ş.’nin davaya konu olayda yalnızca malik olup, işleten sıfatı bulunmadığı, uzun süreli kira sözleşmesi ile maliki olduğu iş makinesini dava dışı …’e kira sözleşmesi ile devrettiği, davaya konu araç üzerinde fiili hâkimiyet ve ekonomik yararlanmanın davalı şirkete ait olmadığı, dava açılmadan önce 12.06.2017 tarihinde de aracın mülkiyetini dava dışı …’e devrettiği anlaşılmakla davalı aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş olup, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/1 göre hesaplanan 2.725,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2019

Katip

Hakim