Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1167 E. 2020/560 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1167 Esas
KARAR NO : 2020/560
DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti/Önlenmesi, Tazminat
KARŞI DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti/Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan asıl ve karşı davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1886 yılında Amerika Birleşik devletleri’nde kurulduğunu ve o günden bu yana dünyada, 1993 yılından bu yana ise Türkiye’de … alanında faaliyette bulunan, Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden biri konumunda olan ve kadınlara yönelik sosyal kampanyaları ile dikkat çeken bir şirket olduğunu, ayrıca müvekkili şirket temsilcilerinden oluşan … Derneği’nin kurucu üyelerinden olduğunu, müvekkili şirketin temsilcisinin … Derneğinin yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalı şirketin ise … markasını kullanarak … sektöründe müvekkili ile benzer nitelikte ürünleri üreten ve müvekkil ile rakip konumunda bulunduğunu, ancak davalının haksız rekabetin kuralları ile kendini bağlı hissetmediğini, şöyle ki; davalının daha önceden temsilcileri aracılığıyla müvekkili şirket hakkında asılsız ithamlarda bulunduğunu ve bu konu ile ilgili kendisine ihtarlar gönderildiğini, yakın zamanda haksız rekabetin boyutunu artıran davalının kendi sosyal medya hesaplarından herhangi bir dayanağı ve ispat vasıtası olmayan, üstünlük ifalerini içerir ve tüketiciyi aldatır şekilde bir video yayınladığını ve bu sebeple davalı hakkında önceden …. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/… E. sayısı ile haksız rekabetin men’i ve ref’i amacıyla dava ikame edildiğini, Ekim 2018 ayı içerisinde davalı şirket Yönetim kurulu Başkanı …’nın; kalabalık bir dinleyici kitlesi önünde yaptığı konuşma içeriğinde sarf ettiği ifadeler, ithamlar ve hakaret içerikli sözler ile haksız rekabet kurallarını ihlal ettiğini, bu konuşmanın davalı şirketin yönetim kurulu başkanının da isteği ile toplantıya katılanlar tarafından canlı bir şekilde sosyal medya hesaplarından kamu ile paylaşıldığını, ilgili videoda … …’nın defalarca, bazen ismini vererek bazen de dolaylı anlatarak müvekkili şirket ve diğer rakipleri hakkında yanlışi yanıltıcı ve gereksiz yere incitici beyanlarda bulunduğunu , müvekkili şirket lehine 5.000,00-TL manevi tazminat hükmedilerek bu miktarın davalıdan alınıp müvekkile verilmesini, Türk Ticaret Kanunu’nun 59. maddesi uyarınca gerekçeli kararın masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de en büyük traja sahip 5 gazetede yayınlanmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili karşı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkili şirkete karşı yürütttüğü bezdirme, dava ile meşgul etme, ilgili pazarda devamlı olarak müvekkilinin “davalı” konumunda tutma politikasına, bir diğer yabancı sermayeli ithalat şirketini, yani … Ticaret Limited Şirketi’ni dahil ettiğini, … Kozmetiğinde sayın mahkemede müvekkili şirketle aynı haksız rekabet davasını ikame ettiğini, bu şirketin davasının da mahkemenizde 2018/… E. sayılı dosyada yer aldığını, Birbirini takip eden dosya numaralarının hareketin ortak merkezden idare edildiğini gösterdiğini, her iki dava dilekçesininde kelime kelime aynı, ayni sistamatiğe ve usluba sahip olduğunu, her iki davanın sonuç ve taleplerinin aynı olduğunu, … A.Ş. ve …’in, ikisininde yabancı sermayeli, ikisinin de saf ithalat şirketi olduğunu, Türkiye’de çok küçük çapta da olsa üretim tesislerinin olmadığını, üretimleri Türkiye dışında yapıp, üretimden, kalite kontrolden, sağlık ve hijyenik denetimden ve ambalajlamadan, … A.Ş.’nin, üretim yapmadığı yani sanayici olmadığı halde, ticaret ünvanında “sanayi şirketi” olduğunu açıklayarak TK m. 54 (1) anlamında “bütün katılanları”, bu arada kamuyada yalan beyanda bulunarak aldatmakta ve kandırmakta olduğunu, … Asliye Ticaret Mahkemesinde 2008/… E. sayılı dosyada ikame ettikleri karşı davada “sanayi” kelimesinin ticaret ünvanından silinmesini ve buna ilişkin kararın ilan edilmesini talep etmiş bulunduklarını, Sonuç kısmında: Yukarıda ayrıntılı bir şekilde arz ve izah edilen sebeplerle HMK m. 86 uyarınca davacının uygun bir teminat yatırmasını talep ettiklerini, Davacı tarafın müvekkili şirketin adresini kasten ve kötü niyetli olarak yanlış bildirdiğini, davacı şirketin bu şekilde hareket etmesinin dava konusu olayda kötü niyetli olarak hareket ettiğini ortaya koyduğunu. HMK’nın 329. maddesinde kötüniyetle veya haksız dava açılmasının sonuçlarının düzenlendiğini, HMK 329. maddesi gereğince, davacının yargılama giderlerinden başka, müvekkili şirketin vekiliyle aralarında kararlaştırılan vekalet ücretinin tamamını ödemeye mahkum edilmesini talep ettiklerini,
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat , karşı dava; haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/… esas sayılı dosyası ve 2018/… değişik iş sayılı dosyaları ile Mahkememizin 2018/… sayılı dosyası uyap üzerinden celp ve tetkik edilmiştir.
Davalı -karşı davacı vekilinin ibraz ettiği hukuki mütalaa tetkik edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, …ve … marifetiyle hazırlanan 07/01/2020 tarihli raporda özetle; ”…Dava konusu konuşmanın … AŞ’ye ait bir toplantıda yapıldığı intibaının oluştuğu; Dava konusu konuşmanın … A.Ş’nin organı sıfatını haiz bir kişi tarafından yapılmış olması durumunda, haksız rekabet iddiasına konu konuşmanın da … AŞ’ye yüklenilmesi gerektiği; bu ihtimalde haksız rekabet davasının … A.Ş’ye yöneltilmesi gerektiği; Konuşmayı yapan kişinin hem Davalı … A.Ş’nin hem de … AŞ’nin yönetim kurulu başkanı olduğu Davalı/karşı davacı vekili tarafından ifade edilmiş olmakla birlikte, Dosya içerisinde adı geçen iki şirkete ait ticaret sicil kayıtları, dava konusu konuşmayı yapan kişinin bu şirketlerdeki sıfatının ne olduğu konusunda resmi bir evrak bulunmadığı; Davalı/karşı davacı ile … A.Ş arasında organik bağ bulunduğu iddiası ile ilgili olarak, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanmasının gündeme gelebileceği; Ancak Dosya içerisinde adı geçen iki şirkete ait ticaret sicil kayıtları bulunmadığı; şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisinin uygulanmasının mümkün olup olmadığı hususlarının tespitinin mümkün bulunmadığı; Haksız rekabetten bahsedebilmek için ticari hayatı ve iktisadî rekabeti etkileyen bir davranış bulunması gerektiği; ticari sahaya yansımadığı müddetçe, şahsî davranış ve uygulamalar ile işletme içi davranış ve uygulamaların haksız rekabet teşkil etmeyeceği; Dava konusu konuşmanın Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla … … tarafından … A.Ş çalışanlarının bir arada olduğu özel bir toplantıda yapıldığı; Konuşmanın içeriğinde rakiplerini kötülediği, aşağıladığı, rakiplerin çalışanlarını etkileme içerikli söylemlerinin bulunduğu, ilgili kesim tüketicinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan satış yöntemleri ile sınırlamaya yönelik itham ve sözler kullandığı; Dava konusu konuşmanın … Türkiye isimli kanalda ve …-… profilinde yayınlandığı Bu çerçevede belirtilen hususların değerlendirilmesi suretiyle haksız rekabetin mevcut olup olmadığı konusunda takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğu; Karşı dava bakımından; rakibinin ticari itibarını bozmak ve onun müşterilerini olumsuz yönde etkilemek amacıyla sözde suçlamalarda bulunarak dava açmak, rakibin başarısını durdurmak, engellemek ve yavaşlatmak amacıyla dava açmak kimi halde haksız rekabet olarak nitelendirilebileceği, Ancak böyle bir nitelendirilmenin yapılabilmesi için “Rakibin başarısını durdurmak, engellemek, yavaşlatmak amacının” bulunması ve “Dava açmak ile ulaşılmak istenen yegâne sonucun karşı tarafa zarar vermek olması” ve bu iki şartın mevcut olduğunun ispat edilmesi gerektiğini; Dava konusu olay bakımından, rakibin başarısını durdurmak, engellemek, yavaşlatmak iddiaları ile ilgili olarak, davalı/karşı davacı’ya karşı yapılmış bir haksız rekabet fiilinin bulunup bulunmadığı konusunda taktirin mahkemeye ait olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; asıl dava kapsamında davalı şirketin yönetim kurulu başkanının 13/10/2018 tarihli konuşması kapsamındaki söylemlerinde haksız rekabet teşkil eden ifadelerin mevcut olup olmadığı, dava konusu yapılan ifadeler nedeni ile davalı şirketin davacıya karşı haksız rekabet hükümleri kapsamında sorumlu olup olmadığı, karşı dava kapsamında ise karşı davalı şirketin (… şirketinin) ikame ettiği haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine yönelik bir kısım davaların haksız rekabet fiili teşkil edip etmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Nitekim karşı davada talep edilen maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin davanın, arabuluculuk dava şartının yürürlüğe girdiği tarihten sonra başvuru şartı yerine getirilmeden ikame edilmesi nedeni ile dosyamızdan tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmiş olup işbu dava dosyasında karşı dava bakımından haksız rekabet fiilinin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden yargılamaya devam edilmiştir.
Somut olaydaki talepler yönünden tatbiki gereken haksız rekabet hükümleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ila 63. maddeleri arasında düzenlenmiş olup TTK’nın 54/2. maddesinde bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel bir ilke düzenleme altına alınmıştır. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı kabul edilmiştir. Anılı genel ilkeden sonra Kanunun 55. maddesinde haksız rekabet halleri örnekseme yolu ile sıralanmış olup somut olayda asıl dava yönünden; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların, TTK m.55/1-a-1’de düzenlenen kötüleme suretiyle haksız rekabet ve TTK m.55/1-a-5’te düzenlenen karşılaştırma yapmak suretiyle haksız rekabet halleri çerçevesinde tetkik edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Saptanan hukuksal durum ışığında davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan dava dışı … … tarafından yapılan konuşmada kullanılan ifadeler tetkik edilmiş olup davaya konu konuşmanın içerisinde yer yer ”pazardaki yabancılar” gibi örtülü ifadelerle, konuşmanın sonunda ise davacı … ve dava dışı … şirketlerinin isimleri zikredilmek suretiyle açıkça davacı şirketin hedef alındığı anlaşılmıştır. Yine … … tarafından kullanılan; ”Sekiz yıl önce aldık bu bayrağı, network pazarında yabancılar koşturuyor. Biri birinci biri ikinci… Onları bunları sömürüyor… Bir tane Türk firması çıktı çekilin lan kenara dedi biz geliyoruz. Şimdi diyoruz topunuz gelin.” ifadelerinin, dayanaktan yoksun bir ithamla bir başkasının haksız çıkar sağladığını ileri sürmek sureti ile TTK m.55/1-a-1 anlamında haksız rekabet teşkil ettiği görülmüştür. Devamında; ”Arkadaşlar bir de Türkiye’de yabancı firmalarda orada burada acemi acemi müdürler bilmem neler var. Satış Müdürüymüş, ülke müdürüymüş, şirket müdürüymüş. 30-35 yaşlarında garip garip çocuklar var. Saçma sapan konuşuyorlar. Karşıma çıksa şurada altına işer. Yemin ediyorum size duramaz. Bunlara taviz vermeyin. Ezin geçin.” şeklindeki ifadeleri ile birlikte … …’nın davacı şirketin müdürleri için kullandığı ”Acemi”, ”Garip garip çocuklar”, ”Karşıma çıksa şurada altına işer” gibi rakip şirketlerin müdürlerini aşağılayıcı ifadelerin gereksiz yere incitici nitelikte olduğu görülmüştür. ”Rakipler… Bizden önceki bir numara, 2,5 arttırmış Türkiye satışını, iki buçuk. Ne demek 2,5, ne demek ya… Dalgaya bak. Ya alay etmek gibi bir şey. 7 gün bayram yapmışlar. Utanmazlar, biz bunlara Türkiye’de para kazandırmışız yıllarca” söylemleri ile satış rakamları üzerinden alay etmek sureti ile ticari dürüstlük kuralına aykırı ve gereksiz yere incitici açıklama niteliğinde olduğu saptanmıştır. “…Yerli malı logolu ürünleri hem kolimize hem malımıza hem faturamıza nereye vuracaksak vuracağız. Bu ne demek biliyor musunuz? ‘Ben ülkemi seviyorum. Ben ülkemi koruyorum. Ben bu ülke için varım.’ demektir bu. Eğer bunun dışındakileri alırsanız siz bize karşı top tüfek satan adamlara paye verip yardım ediyorsunuz anlamına gelir.” ifadelerinin objektiflik, orantılılık ve gereklilik kriterlerine uygun olmaması ve müşterilerin karar verme özgürlüğüne müdahale teşkil eden saldırgan bir satış yöntemi teşkil etmesi nedeni ile TTK m.55/1-a-5 anlamında, gereksiz yere kötüleyici karşılaştırma yapmak suretiyle haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
Davalı tarafça her ne kadar konuşmaların dava dışı … şirketinin kendi mensupları arasında düzenlediği özel bir toplantıda yapılması sureti ile şirket içi motivasyon kazandırma gayesi ışığında değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de konuşmacının “Canlı yayın yapan herkes açsın, her yere gitsin. Onları karşımda görmek istiyorum.” ”Çekin çekin, herkes görsün…” şeklindeki ifadeleri ile birlikte konuşmaların sosyal medyada yayımlanması ve toplantı dışı kitlelere ulaşması karşısında anılı savunmaya itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Tüm bu tespitler ışığında; anılı ifadelerin haksız rekabet eylemine sebebiyet verdikleri anlaşılmakla birlikte, konuşmayı icra eden davalı şirket yönetim kurulu başkanı … …’ya işbu dava kapsamında herhangi bir husumetin yöneltilmediği görülmüş olup dava dışı … şirketinin kendi mensupları arasında düzenlediği toplantıda sarf edilen ifadeler sebebiyle davalı şirketin sorumlu tutulup tutulamayacağı meselesi üzerinde durulması gerekmiştir. Bu noktada; TMK’nın 50/2 maddesi uyarınca, organların hukuka aykırı fiillerinden ötürü tüzel kişi sorumlu olduğu gibi ayrıca TTK’nın 371/5 maddesi gereğince anonim şirketleri temsile veya yönetime yetkili olanların, görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirketin sorumlu olduğu görülmekle birlikte organı tarafından gerçekleştirilen hukuka aykırı bir fiilden dolayı tüzel kişinin sorumlu tutulabilmesi için organın bu fiili, tüzel kişilik nezdinde görevini yerine getirirken işlemiş olması gerektiği anlaşılmıştır. Anılı açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise konuşmacı … …’nın davalı şirket ile birlikte dava dışı … Ticaret A.Ş’nin de yönetim kurulu başkanı olup davalı … A.Ş’nin (kozmetik ürün) üretici şirket iken … A.Ş’nin ise pazarlamacı şirket olduğu, davaya konu konuşmanın ise dava dışı … A.Ş’nin … elemanlarının bulunduğu toplantıda gerçekleştiği, toplantı kapsamında davalı şirketin temsil edildiğine ve rakip şirketler nezdinde öne çıkarılmaya çalışıldığına yönelik herhangi bir emareye rastlanılmadığı gibi konuşmaların içerik ve kapsamı itibari ile de dava dışı … A.Ş ve davacı şirket hakkındaki açıklama, itham ve değerlendirmeleri içerdiği tespit edilmiştir. Her iki tüzel kişiliğin … … tarafından temsil edilmesine rağmen her bir şirketin kozmetik sektörünün farklı aşamalarında faaliyet gösterdikleri ve ayrı bir tüzel kişiliğinin mevcut olduğu, haksız rekabet eylemine konu konuşmaların bizatihi davalı şirket nezdindeki görev ve sorumluluk kapsamında icra edildiğini gösterir kanaat edinmeye yeterli delilin dosya kapsamında mevcut olmadığı, bu hali ile davalı şirkete husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla; asıl davanın pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğundan usulden reddine dair karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirme neticesinde; … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dava dosyası, Mahkememizin 2018/… esas sayılı dava dosyası ile huzurdaki dava dosyasının haksız, dayanaktan yoksun ve rakip başarısını durdurmak, engellemek, yavaşlatmak amacı ile ikame edildiği iddiası ile TTK’nın 54/2 anlamında haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüş ise de mahkememizin 2018/… sayılı dava dosyasının davacısının … olup her iki tarafın farklı tüzel kişiliklerden oluştuğu gibi dava konusu konuşma içeriğinde birden çok rakibin hedef alındığı görülmekle aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin anılı konuşma sebebiyle dava açmış olması halini tek başına haksız rekabet olarak kabul etmenin mümkün olmadığı anlaşılmıştır. Huzurdaki dava ile …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dava dosyasının ikame edilmesinde bizatihi davalı/karşı davacının başarısını durdurmak, engellemek, yavaşlatmak kastı ile hareket edildiğini gösterir ispata elverişli delillere dosya kapsamında rastlanılmadığı, anılı davaların hak arama özgürlüğü kapsamında dermeyan edilmesinde dürüstlük kuralına aykırı herhangi bir yönün bulunmadığı anlaşılmakla; sübut bulmayan karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın pasif husumet ehliyeti dava şartı yokluğundan HMK 114/1-d maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karşı davanın ESASTAN REDDİNE,
3-Asıl davada davacı tarafından yatırılan 85,39-TL harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile bakiye 30,99-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Asıl davada davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Asıl davada davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karşı davada davacı tarafından yatırılan 262,50-TL harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile bakiye 208,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde karşı davacıya iadesine,
7-Karşı davada davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin karşı davacıdan tahsili ile karşı davalıya verilmesine,
8-Karşı davada davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı / karşı davalı ve davalı / karşı davacı vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır