Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1165 E. 2019/1113 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1165 Esas
KARAR NO : 2019/1113
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, takibe dayanak faturanın her ne kadar davalı müvekkil şirket adına düzenlenmiş ise de, fatura üzerinde ürünlerin ve faturanın teslim edildiğine dair bir ibare bulunmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatı hükmedilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağına istinaden 3.284,72 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce iddia, savunma, fatura, irsaliye, ticari defterlerinin tetkiki ile faturaların defterlere kayıtlı olup olmadığı, taraflar arasında hizmet verilmesine ilişkin ticari ilişkinin tespit edilip edilmediği, alacak taleplerinin fatura içerikleri ile uyumlu olup olmadığı, dosyadaki mevcut deliller değerlendirilerek, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, takiple talep edilen asıl alacak miktarının (mevcut ise davalı tarafça yapılan ödemelerin) irdelenmesi sureti ile denetime elverişli ve ayrıntılı olarak rapor hazırlanması için dosyanın mali müşavir bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 04/11/2019 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“Davacı taraf davalı aleyhine 05/09/2018 tarihinde … İcra Müd.’nün … e. Sayılı dosyası ile 3.284,72 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Söz konusu takibe dayanak olarak davacı tarafından davalıya düzenlenen 09/05/2017 tarih 012313 numaralı 3.284,72 TL bedelli fatura dayanak gösterilmiştir.
Taraflar arasından akdedilmiş herhangi bir bir yazılı sözleşmeye rastlanılmamıştır.
Davacı tarafça incelemeye yasal defter ve kayıtları ibraz edilmediğinden dava konusu olaylar yönünden davacı yasal defter kayıtları üzerinde herhangi bir bir inceleme yapılamamıştır.
Davalı yasal defter kayıtları incelendiğinde ise dava konusu alacak dayanağı 09/05/2017 tarih … numaralı 3.284,72 TL bedelli faturanın davalının yasal defter kayıtlarında yer almadığı görülmüştür.
Davacı tarafça davalıya kesilen irsaliyeli fatura davacı tarafça bila tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulmuştur.
Bilindiği üzere irsaliyeli fatura düzenlendiğinde ayrıca sevk irsaliyesi düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nun 211 seri nolu Genel Tebliği ile irsaliyeli fatura uygulaması getirilmiş bulunmaktadır. Bu uygulamada mükellefler, fatura ve sevk irsaleyisinin ayrı belgeler olarak değil, “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenleyeceklerdir. Daha sonra getirilen Vergi Usul Kanunun’nun 232 seri nolu Genel Tebliği ile, satılan malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı veya taşıttırıldığı hallerde, satıcı tarafından irsaleyile fatura düzenlenebileceği gibi ayrı ayrı fatura ve sevk irsaliyesi de düzenlenebilecektir. İrsaliyeli fatura, hem faturanın hem sevk irsaliyesinin şartlarını bir belgede toplama özelliğine sahip bir vesikadır.
Davacı tarafça davalıya kesilen dava konusu alacak dayanağı faturanın davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda yapılan incelemelerde, fatura üzerinde teslim alan kısmında davalının fatura ve muhteviyatı malları teslim/tebliğ aldığına dair herhangi bir kabule imzaya rastlanmamıştır.
Açıklamalar neticesinde davacı tarafça incelemeye yasal defter ve belgelerin sunulmaması, alacak dayanağı faturanın davalının yasal defter kayıtlarında yer alamaması ve dava konusu irsaliyeli fatura ve muhteviyatı malların davalıya tebliğ/teslim edildiğine dair herhangi bir bilgi ve belgeye de rastlanmaması birlikte değerlendirildiğinde davacının alacak iddiasının bu aşamada ispatlanamadığı değerlendirilmiştir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasından ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturanın ait olduğu dönem itibari ile 2017 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davalı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır. Her ne kadar davacı taraf raporda bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına rağmen defterlerinin incelenmemesinin eksiklik oluşturduğunu, defterlerinin incelenmesi suretiyle rapor alınması gerektiğini ifade etmiş ise de, itirazın iptali davasında ispat yükü lehine karar tesisi talep eden davacı yanda olduğundan faturaya konu malın teslim edildiği/hizmetin verildiği tarafınca ispatlandığı takdirde davanın kabul ile sonuçlanacağı, davalı defterlerinin ve davaya konu irsaliyeli faturanın incelenmesi ile tanzim edilen raporda; davalı defterlerinde davacıya ait bir alacağın bulunmadığının tespit edildiği, sunulan irsaliyeli faturada ise teslim alan imza/kaşesinin mevcut olmadığı, faturaya konu malın teslim edildiği hususunun miktar itibarıyla senede karşı senetle ispat kuralına tabi olduğu, mevcut talep bakımından alacağın varlığının senetle ispatlanamadığı, davaya konu fatura tutarı 5.000 TL’nin altında olduğundan vergi dairesine beyan zorunluluğu bulunmadığından vergi kayıtlarında görülemeyecek olup, kayıtlı olması halinde faturaya konu malın teslim edildiğine karine teşkil edecek olan BA kayıtlarının celbine ihtiyaç duyulmadığı, bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olmasına rağmen davacı defterlerinin incelenmemesi eksiklik ise de, davacı defterlerinde faturanın kayıtlı olması halinde dahi dosyadaki mevcut delillerin davanın ispatına yeterli olmadığı anlaşıldığından yargılamayı faydasız şekilde uzatmamak ve dosyayı sürüncemede bırakmamak adına sübuta eren dosyada karar vermek gerektiği için davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine, davacı yan mevcut delillerle takipte haksız görünüyor ise de kötü niyetle icra takibine girdiği davalı yanca ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 56,10 TL peşin harçtan 44,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 11,70 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/12/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza