Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1164 E. 2019/55 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1164
KARAR NO : 2019/55

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 05/12/2018
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tasfiye halinde … A.Ş’den olan 7.985,00-EURO ve 3.485,00-USD’lik alacağını temlik yoluyla ödeneceğine ikna edilmek suretiyle davalı şirketle anlaşma sağlandığını, ancak herhangi bir paranın ödenmediğini, bunun üzerine ödenmeyen alacakların tahsili için … 5. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, bunun üzerine davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile alacağın avans faizi ile birlikte tahsiline, haksız itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun ticari iş niteliğinde olduğunu, uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, tasfiyenin sonuçlanmaması ve dava tarihi itibari ile alacağın muaccel hale gelmediğini, bu nedenle alacağın takip ve dava tarihi itibari ile talep edilebilir olmadığını beyan ederek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafça temlik alınan alacağın tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/47 esas, 2018/446 karar sayılı görevsizlik kararı üzerine dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında resen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir.
TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür. Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Benzer ihtilaf kapsamında, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar sayılı ilamında; “…Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 4. maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır.
Somut olayda, davacı tarafından, temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu, tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi, uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde uyuşmazlığın ticari dava olarak kabulü ile davanın Asliye Ticaret Mahkemesince karara bağlanmasında isabet bulunmadığından, uyuşmazlık Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmek üzere mahkemenin görevli bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasının incelenmesi doğru, görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.” denilmekte olup yine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/3635 Esas 2018/2649 Karar sayılı ilamı da; “…Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Bakınız Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181 Karar; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar sayılı ilamları) Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin ticaret mahkemesinin görevli olduğu yolundaki istinaf sebepleri yerinde değildir.” şeklindedir.
Her ne kadar görevsizlik kararı veren mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklandığı belirtilerek mutlak ticari dava olarak nitelendirilmişse de Yargıtay ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da belirtildiği gibi somut uyuşmazlık alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. maddesi ve devamı hükümlerinin uygulanması gerektiğinden ve eldeki uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgili bir uyuşmazlık olmadığı gözetildiğinde mahkememizin davada görevli olmadığı, uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu,
2-Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde veya istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddi halinde mahkememiz ile İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana geleceğinden yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza