Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1143 E. 2020/285 K. 07.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/142 Esas
KARAR NO :2020/295

DAVA:Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/04/2017
KARAR TARİHİ:08/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki bulunmamakta olduğunu, taraflar arasında 08/10/2014 tarihli eser sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşme gereğince davalı şirket müvekkiline ait … Mevkii, … Mah. … Sok. No:… … adresinde kain fabrika binasında kullanılmak üzere ve detaylarına raporda değinilen kuvertür makinasının satış ile kurulum ve montajını yaparak eksiksiz, kusursuz, tam montajının yapılarak işletmeye alındığını, ancak davalının sözleşme ile üstlendiği edimleri tam olarak ve sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirmediği sözleşme ile kararlaştırılan evsaflara ve teknik özelliklere uygun imal edilmediğinden gerekli performansı gösteremediği, işçilik ve imalat hataları nedeniyle kusur ve arızalar ortaya çıktığını, bu durumun üretiminin durmasını, kapasite düşüşüne, iş kayıplarına neden olduğunu, sözleşmenin 4. Maddesinde bu husus ile ilgili sorumluluğun açık olduğunu, davalı tarafından görülen olumsuzlukların giderilmesine yönelik hiçbir girişimde bulunulmadığını, sözleşmenin 7. Maddesinde makinanın tam kapasite çalıştığının müvekilli tarafından tespit edilmesinden itibaren 2 yıl süre ile garanti verdiğini, arıza bildirimine müteakip en geç 24 saat içinde makinaya müdahale edildiğini, tam kapasite ile ve tüm fonksonlarıyla çalışır durumda teslim edeceğini aksi halde gecikilen her gün için 1.000-EURO cezai şart ödeyeceğini, ayrıca iş kaybı nedeniyle müvekkilin uğrayacağı zararları tazmin edeceğini taahhüt ettiğini, müvekkilinin iş ve üretim kaybından dolayı uğradığı zararlar hakkındaki talep ve dava hakkının saklı tutulduğunu, kapasite düşüklüğünün davalı tarafından kalıcı olarak giderilemediği davalı yüklenicinin taahhüt ettiği üretim kapasitesine ulaşılamadığını, bu konuda davalıya İstanbul 17. Noterliğinin 11/11/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ve 11/10/2016 tarih ve 11/10/2016 tarih … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile durumun ihtar edildiği ancak bir sonuç alınamadığı, durumun tespiti için … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile inceleme yapıldığını, daha sonra bu konuda makinalar araştırılmış uzman olduğu belirlenen … A.Ş’ce yerinde inceleme yapıldığını, müvekkiline fiyat teklifi sunduğunu, ikame edilen belirsiz alacak davasının kabulünü, gerçek zararın tespitini, diğer dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla 5.000,00-TL tazminini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının harca esas değeri 5.000,00-TL olarak göstermesinin hakkın kötüye kullanılması olduğu zira yaptırılan bilirkişi incelemesinde kabul etmemekle birlikte yapılması düşünülen işlerin maliyetinin 85.000,00-TL olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddini, müvekkilin imzaladığı sözleşme ile ilgili edimlerini üstlendiği ve tam eksiksiz şekilde sözleşmeye uygun olarak yerine getirdiğini, davacı taraf ise edimlerini tam olarak yerine getirmediği hala ödemediği bedellerin var olduğunu, gerekli personelin eğitilmesi ve bu konuda personel tahsis edilmesi hususlarını yerine getirmediğini, geçici kabul tutanağı ile makineyi çalışır halde teslim aldığını, ihtarnamelerin gerçek dışı olup usulünce de tebliğ edilmediğini, müvekkilinin kendisine ulaşılan her durumda davacıya ortaya çıktığı iddia edilen hususlar konusunda servis hizmetinde bulunulduğunu, 6 madde halinde belirtilen tüm problem ve aksaklıkların 12/11/2015 tarihinde giderdiği, kuvertür makinesi tam kapasite ile çalışır vaziyette olduğunu, kuvertür dolum makinesindeki çalışma kapasitesi üretimi yapılmak istenilen çikolata çeşidinin türüne göre çikolatanın viskozitesine göre üretim yapılacak olan çikolatanın üretim formulünden dolayı ürünün gerektirdiği devirde çalışmasının gerektiğini, davacının belirttiği Turuncu firmasının da bu konuda uzman olmadığını, bilirkişi raporunun kabul edilmediğini, konusunda ehil olmadığını, makine üzerinde davalı müvekkilinin üretici firma olarak imalat tekliflerinde makine teknik bilgilerinin yazıldığını, depozitör arızasının valf akışının arıza kaynağı elemanların hatasından dolayı açık kaldığından sızdırma yaptığını, davacıya defalarca izah edildiği halde kayda geçilmediğini, makinede zincir üzerinde kalıp tutucu diye bir parça mevcut olmadığını, davalı müvekkilinin davacıya ısrarlar tankların yanında da olmak üzere makine için gerekli olan elektriklerin kesilme durumlarına binaen UPS alınmasının ısrar edildiğini, makine montaj işlemlerinin yapılması sırasında donanımı olan 2 personel talep edildiği ancak bu hususların yerine getirilmediğini, davalı müvekkilin 3 ay boyunca haftanın 4 günü servis hizmeti verdiğini, davacının makiney kullanım hataları sonucu makineyi tam kapasite çalışır sınıra ulaştıramadığı, yetersiz personelin, makinenin mekanik ayalarını, elektronik ayarlarını, bilinçli ve ehil bir şekilde müdahale edemediklerinden dolayı sistemdeki … bilgisayar programı sinyalisazyon sistemi de tenik olarak kendini, otomatik olarak kendini korumaya aldığını, makineyi reset etseler de elektronik sistem ile mekanik sistem senkronizesi teknik olarak yazılımcı … programına göre işlemini ve işlevini yapmadığının belirtilerek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı yüklenici aleyhine onarım bedeli ile iş durmasından kaynaklı tazminat istemlerine ilişkindir.
Dosyanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, 960 karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki 08/10/2014 tarihli sözleşme, ihtarname, fatura, makbuz ve geçici kabul tutanaklarının ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 09/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan davaya konu makinenin gizli ayıplı olduğunu, delil tespitine konu Makinenin Proforma faturasının 08/10/2014 tarihli 1 adet Kuvertur dolum makinesi açıklamalı 180.000-EURO bedelli olduğunu, söz konusu makine ile ilgili olara davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen nihai satış faturasının 25/12/2015 tarih 43457 ser nolu 534.600,00-TL olarak Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında Sıfır KDV’li olarak düzenlendiğini, ayıplu olduğu sonuç ve kanaatine varılan söz konusu makine ile ilgili olarak ayıpların giderilmesine yapılacak harcamanın da tespit raporu ile 85.000,00-TL’lik bir harcama gerektiğinin de heyetçe benimsendiğini ve bu tutarın davacı tarafından davalıdan talep edilebileceğini, tarafların tacir olduğunu, 85.000,00-TL için 18/04/2017 dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda ticari temerrüt faiz talep edilebileceğini, tespit bilirkişisinin çalışması sırasında, kapasite ile ilgili bir ölçümleme yapılamadığı kanaatiyle 12/11/2015 tarihli tutanak belgesinde kapasite eksikliğinin 825 kg – 600 kg= 225 kg/saat olduğunun hesaplandığını, davacı dava dilekçesinde ise müvekkilinin iş ve üretim kaybından dolayı uğradığı zararlar hakkındaki talep ve dava hakkının saklı tutularak davasını ikame ettiğini, kapasitesinin ne kadarının firma açısından pazarlanabildiğine ilişkin dosya ve bilirkişi incelenmesine somut herhangi bir belge ibraz edilmediğinden satış kaybı ve dolayısıyla herhangi bir kazanç kaybı hesabı yapılmasının mümkün olmadığını, davacı vekili dava dilekçesi akabinde dosyaya sunduğu 23/05/2018 ve 09/07/2018 havale tarihli dilekçelerde bu kez söz konusu makinenin sözleşmede belirtilen şartları haiz olmadığından sürekli arızalandığını, tam kapasite çalışmadığı bir süre sonra da çalışmasını tamamen durdurduğunu, bu nedenle de fabrikada üretimin yavaşladığı ve sonra durduğunu, bu zararlarının tazmini zımnında şimdilik 100.000,00-TL’lik tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte talep edilebileceğini, iş ve üretim kaybından dolayı uğradığı zararlar hakkındaki talep ve dava hakkının saklı tutulduğunu beyanının genişletilmesi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 13/05/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; ”…Davalı vekili çikolatanın temperlenmesinde, değişik olabilecek akışkanlığı öne sürmekte olduğunu, ancak belirli formülasyon nedeniyle optimum akışkanlıkla çalışılması işin gereği olduğunu, çikolata eriyiğinin akışkanlığı temperlenme, kalıplama ve kaplama proseslerinde kullanılabilecek kadar düşük olması gerektiğini, temperleme prosesi çikolata ve ürünleri için son derece önemli olduğunu, eğer çikolatanın akışkanlığı yüksek olursa üründen hava çıkışı zorlaşır ve bu da üründe istenmeyen kalite bozukluklarının görülmesine neden olacağını, bu sebeple belirli ürün eldesinde akışkanlığın tolerans dışı değişikliği söz konusu olmayacağını, ayrıca kapasite hesaplamasında belirli formüllere göre dozajlama ünitelerine göre hazırlanan çikolata eriyiği kalıplara doldurulduktan sonra soğutma tünellerinde 25 dereceye düşürülmekte yani temperleme işi yapılmakta olduğunu, dolayısıyla hesaplama yöntemi darboğaz tesşkil eden tünel dolaşımına göre yapılmasının esas olduğunu, kök rapordaki hesaplamanın bu nedenle esas teşkil ettiğini, kök rapordaki teknik sonuçlarda herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Dava ve netice-i talebin somutlaştırılmasına yönelik dilekçeler ile cevap dilekçesi kapsamında huzurdaki davada uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ( 08/10/2014 tarihli sözleşme ile kuvertür makinesinin 5 aylık bir sürede imal edilip davacıya teslimi, montajı ve kurulumu taahhüt edilmekle eser sözleşme ilişkisinin tesis edildiği anlaşılmış olup) eser sözleşmesine konu kuvertür makinesinin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise onarımla mevcut ayıbın giderilip giderilmediği, ayıp mevcut ise gizli ya da açık ayıp olup olmadığı, ayıp ihbarının tetkiki, ayıbın tespiti halinde davalı savunmasına yansıdığı üzere kullanım hatası nedeniyle ortaya çıkıp çıkmadığı, ayıbın kullanımla ortaya çıkacak nitelikte ayıp olup olmadığı, ayıbın tespiti halinde davacı şirket ticari defter ve bilançolarının da tetkiki ile makineden kaynaklı iş durması ve ürün kaybı zararının oluşup oluşmadığı, ayıbın giderilmesine yönelik onarım masrafları ile iş üretim yavaşlaması ve durmasından kaynaklı zarar tazminine yönelik olarak davacının tazminat talep hakkının mevcut olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Kök ve yerinde inceleme icrası ile uyuşmazlığa konu makine üzerinde yapılan tespitler ışığında hazırlanan ek bilirkişi raporunda belirtilen teknik ve mali incelemelerin ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla mahkememizce itibar edilir bulunduğu, bu kapsamda dava ve sözleşmeye konu kuvertür makinesinde damlatma valf ve enjektörlerden kaynaklanan, kalıp tutucular açısından sensör ve servoların mekanik sistem ile uyumlu çalışmaması ve programlama hatasından kaynaklı ayıbın mevcut olduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup kullanıcı hatasından kaynaklanma ihtimalinin bulunmadığı, süresinde ayıp ihbarının iletildiği tespit edilmiş olup TBK’nın 475. maddesinin 3. numaralı bendi gereğince anılı ayıplardan dolayı davalı yüklenicinin sorumlu olduğu anlaşılmakla; depozitör, tünel içi, ambalaj makinesi arızalarındaki onarım için proforma faturalar kapsamında hesaplanan 85.000-TL onarım bedelinin davalıdan tahsili gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Son olarak iş durmasından kaynaklı zarar iddiasına dayalı tazminat istemi yönünden inceleme yapılmış olup bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; Kanunda aksi öngörülmedikçe kural olarak herkes iddiasını ispatla yükümlü olup HMK’nın 190. maddesi gereğince; ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu görülmüştür. Dolayısıyla somut olayda anılı talep yönünden zarara düçar olduğunu ispatla yükümlü olan taraf davacı olmakla birlikte mahkememiz ara kararına rağmen ticari defter ve bilançolar ile kazanç kaybı iddiasına ispata elverişli kayıt ve delillerinin ibraz edilmediği, HMK’nın 26. maddesi bağlamında taleple bağlılık ilkesi ışığında ek rapora yönelik olarak davacı tarafça herhangi bir itirazın da ileri sürülmediği görülmekle yeniden inceleme tesisine gidilemediği, bu hali ile anılı iddianın tüm dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığı ve neticeten sübut bulmadığı anlaşılmış olup bu yöndeki tazminat talebinin reddinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
85.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.806,35-TL ilam harcından peşin alınan 3.159,39-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.646,96-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 85,39-TL peşin harç, 3.074,00-TL ıslah harcı ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 3.190,79-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.850,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 13.450,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 2.392,60-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 1.099,30-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır