Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/112 E. 2018/776 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/112 Esas
KARAR NO : 2018/776

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine … 2. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası nezdinde tüketici kredi sözleşmesi ve ihtarnameye dayalı olarak takip yapıldığını, davacının kimlik bilgilerinin kullanılarak sahte ve taklit imzayla kredi sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasında geçerli bir sözleşme bulunmadığından işbu davayı Tüketici Mahkemesinde değil genel mahkemede açtıklarını, davacı adına kendisinin bilgisi olmaksızın … Bankası … Şubesi’nden 17/01/2008 tarihinde 20.000TL miktarlı tüketici kredisi çekildiğini, kredi sözleşmesindeki imzaların müvekkile ait olmadığını, sözleşmede borçlu ismenin bulunduğu yerin boş olduğunu ve sadece imza olduğunu, kefilin ad soyadı yazılı olduğunu ancak kefilin sadece imzasının olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine, teminatsız olarak yoksa makul bir teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkil bankanın … şubesinden tüketici kredisi kullandığını, sözleşmede asıl borçlu olarak imzaladığını, müvekkil banka tarafından kredi kullanımı sırasında alınan bireysel krediler başvuru formunun da incelenmesi neticesinde davacının başvuru formunda yer alan kişisel bilgilerini de beyan ettiğini ve imzalayarak şubeye teslim ettiğini, davacı aleyhine kredi borçları ödenmediğinden … 2. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosya ile yasal takip başlatıldığını, icra takibinin başlatılmasından altı yıl ve haciz işlemlerinin icrasından neredeyse beş yıl sonra … 11. Asliye Ticaret Mahkemesinde menfi tespit davacı açtığını, davacının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davalı banka tarafından tüketici kredisi sözleşmesine dayanılarak yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde tespit edildiği üzere; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 Sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Somut olayda davacı taraf davalı bankadan 17/01/2008 tarihli tüketici kredisi sözleşmesine dayanarak borçlu olmadığı istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bilindiği üzere tüketici kredisi sözleşmeleri yönünden yukarıda açıklanan bilgiler ışığında görevli mahkeme tüketici mahkemeleridir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın 3/l maddesinde, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlandığı görülmüştür.
Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan ( 28/05/2014 ) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca tüketici işlemlerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu, huzurdaki davada davacının tüketici olduğu, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair; dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.11/09/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza