Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1116 E. 2018/1082 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1130
KARAR NO : 2018/1083

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/07/2013
KARAR TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı dava dilekçesinde özetle; 27.11.2012 tarihinde almış olduğu, adına kayıtlı olan … seri numaralı … marka cep telefonunu ilgili firmanın sunmuş olduğu adı cep kask olan telefonda oluşabilecek her türlü arıza ve sorunlar için kasko işlemini yaptırdığını, belli bir zaman sonra telefonunun isteği dışında gelişmiş bir olay neticesinde su temasına maruz kaldığını ve bozulduğunu, bunun üzerine ilgili firmaya kasko yaptırdığı bilinciyle telefonunun arızalandığını ve ekte sunmuş olduğu sözleşmenin 1.1 maddesinde de görüleceği üzere sıvı teması karşısında oluşabilecek durumları da kaskonun karşıladığının açıkça belirtildiğini, fakat ilgili firmaya hem kendisinin hem de telefonu almış olduğu firma aracılığıyla göndermesine rağmen telefonunun arızasının kasko maddeleri kapsamının dışında olduğunun belirtildiğini, haksız ve sözleşmeye uymayan bu söylem sonucunda mağdur olduğunu, adı yazılı davalı firma edinimlerini sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, açıklanan nedenlerden ötürü iş bu davayı açma zarurinin doğduğunu, sonuç olarak bu nedenlerden ötürü cep telefonunun yenisi ile değiştirilmesine mümkün olmadığı takdirde bedelinin tarafına ödenmesini, yargılama ve harç giderlerini davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılan mahkemenin iş bu davaya bakmakta görevsiz olduğunu, zira davaya konu olayın Tüketici Kanuna ilişkin olmayıp, ayıplı hizmetle bir ilgisi bulunmadığını, dava konusu talebin Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, zira davanın sigorta poliçesine dayandığını, bu nedenle davanın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiğinden, ilgili mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dilekçesinde, 27.11.2012 tarihinde almış olduğu … seri numaralı … marka cep telefonun belirli bir zaman sonra su temasına maruz kaldığını ve bozulduğunu belirttiğini ve cep telefonunun yenisi ile değiştirilmesinin mümkün değil ise bedelinin tarafına ödenmesini talep ettiğini, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere ihtilafa konu cihazın … nolu poliçe ile müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, davacının hasar başvurusunun, hasarın beyan edildiği şekilde gerçekleşmesinin mümkün olmadığının tespit edilmesi sebebiyle reddedildiğini, dolayısıyla davacının hasar talebinin haklı olarak reddedildiğini, bu sebeple ilgili mahkemece de talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, bununla birlikte kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının talebi haklı görülse dahi, müvekkili sigorta şirketinin cihazı yenisiyle değiştirme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, zira ekte bir örneğini sundukları poliçede de açıkça belirtildiği üzere, davacının telefonunda olduğu gibi cihazın tam ziyaya uğraması halinde müvekkili şirketin hasarın tümünden değil % 25 muafiyet indiriminden sonra kalan kısımdan sorumlu olduğunu, dolayısıyla davacı haklı bulunsa dahi mezkur cep telefonunun tesliminin kayıt ve şartı ile müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olduğu üst limitin sigortalı cihazın fatura bedelinin % 75’i kadar olduğunu, davanın talebinin bu yönden de reddedilmesi gerektiğinin açık olduğunu, sonuç olarak bu nedenlerle; öncelikle davanın görev yönünden reddini, aksi halde davanın esastan reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ayıplı olduğu iddia edilen cep telefonunun ayıpsız misli ile değiştirilmesi aksi halde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
… 7. Tüketici Mahkemesi’nden … esas ve … karar sayılı dosyası kapsamında görevsizlik kararı verilerek, mahkememizin yukarıdaki esas sayısına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür.
Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Huzurdaki davada; dava dışı sigortalı şirket ile davalı … şirketi arasında düzenlenen elektronik cihaz sigorta poliçesi ile teminat altına alınan cep telefonunun ayıplı olduğu iddiası ile davacı tarafından ayıpsız misli ile değişim, aksi halde bedelin tahsili isteminin ileri sürüldüğü, davacı gerçek kişinin tacir vasfı bulunmadığı gibi, uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen sigorta türlerinden de olmadığı saptanmıştır. Bu nedenlerle mahkememiz görevsiz olup uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/11/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza