Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1115 E. 2019/1016 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1115 Esas
KARAR NO : 2019/1016
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın davacı şirket nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, davaya konu trafik kazasının 29.08.2017 tarihinde Kocaeli İli Dilovası ilçesinde davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın sol lastiğinin patlayarak yola lastik parçalarının dağılması sonucu meydana geldiğini, … plakalı aracın hasar gördüğünü, söz konusu trafik kazasının davalı tarafın işleteni olduğu … plakalı aracın …’ın sevk ve idaresinde iken meydana geldiğini, …’ın 1.31 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, … plakalı araç için 885,08 TL hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, hasar bedelinin sigortalı sorumlu davalıdan rücuen tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğü’nde icra takibi başlatıldığını, borçlunun bu icraya itiraz ettiğini beyanla davalı tarafından yapılan haksız ve hukuka aykırı borca itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza anında müvekkili şirkete ait aracı kullanan … ‘ın alkol promilinin çok düşük olduğunu, kazanın esas sebebinin müvekkili şirketin şoförünün alkol kullanmasının olmadığını, kazanın araçta lastik patlaması sebebiyle meydana geldiğini, araç sürücüsünün hiçbir kusurunun bulunmadığını, davanın haksız ve kötüniyetle açıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine araç hasar tazminatı alacağına istinaden faizler dahil toplam 968,07 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların iddia ve savunma doğrultusunda Doç. Dr. Makina Mühendisi bilirkişi … ve Sigorta Uzmanı bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 29/05/2019 bilirkişi kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler anılı kök raporunda özetle;
“OLAYIN OLUŞ ŞEKLİ YÖNÜNDEN :
29,08.2017 Günü saat 03,00 sıralarında aşırı alkollü (1.31 promil) sürücü … yönetimindeki … plakalı kamyonu ile Kocaeli ili, … ilçesi, İstanbul ili istikametinden TEM Otoyolunu takiben Sakarya istikametine sağ şeritten seyrederken, otomobilinin sol arka tekerleğinin patlayarak lastik parçalarının yolun sol tarafına dağrlması ve bu esnada orta şeritten aynı istikamete seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobilin şeridine girerek bu otomobilin ön tampon, radyatör ve alt aksamlarına çarpması ve akabinde sol şeritten aynı istikamete seyreden sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobilin de şeridine girerek bu otomobilin ön tampon ve alt aksamlarına çarpması neticesi maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir.
KUSUR YÖNÜNDEN ;
Dosyadaki 29.08,2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağı incelendiğinde, yolun asfalt, tek yönlü, üç şeritli ve 10.5 metre genişlikte, vaktin gece ve kaza yerinin meskun mahal dışı olduğu anlaşılmaktadır. Tutanak incelendiğinde, meydana gelen kaza İle ilgili olarak hiç bir sürücüye kusar verilmediği görülmüştür.
Seyir esnasında tekerieğin patlaması, tekerleğin aşınmış veya yıpranmış olması, tekerlek içerisindeki hava basıncının çok düşük veya çok fa2la olması ve yol ve hava şartlarına uygun olan tekerlek kullanılmaması sebeplerinden kaynaklanmakta olup, teknik bakımlarla ilgili olduğundan ve KTK/ nun 30. maddesine göre davalı şirkete ait … plakalı kamyon sürücüsü … ın, kamyonunu Yasada ve yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmaktan sorumlu olduğundan, kamyonunun teknik bakımlarını yetersiz yaptırması sonucu sol arka tekerleğinin seyir esnasında patlayarak lastik parçalarının yolun sol tarafına dağılması ile çok araçlı kazaya yol açtığından, 29.08.2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında kusursuz olduğunun belirtilmesinin aksine asli kusurlu olup, … ın meydana gelen çok araçlı kazada tam (%100) kusurlu oJduğu kanaatine varılmıştır.
… plakalı otomobilin sürücüsü … in ve … plakalı otomobilin sürücüsü … nin ise, kendi şeritlerinde kurallara uygun bir biçimde seyirlerine devam ederlerken beklenmedik biçimde yola fırlayan lastik parçaları ani olarak otomobillerinin ön ve alt kısımlarına çarptığından ve bu esnada görüş mesafesi ve zamanlan yeterli olmayıp kazayı önleyemediklerinden, meydana gelen çok araçlı kazada herhangi bir kusurları görülmemiştir.
Dava konusu trafik kazası; tamamen davalıya ait … plakalı kamyonun sol arka lastiğinin patlayarak lastik parçalarının yola dağıtması sonucu meydana gelmiş olup, sürücü … ın kaza sırasında 1,31 promil alkollü olması ile kazanın meydana gelmesi arasında herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
HASAR YÖNÜNDEN :
Dosyada … plakalı 2002 model … marka ve tip otomobilin hasar durumu ile ilgili olarak çok sayıda resim. 29.08.2017 tarihli bir Trafik Kazası Tespit Tutanağı ve 25.09 2017 tarihli bir adet Fatura bulunmaktadır. Buna göre hasar gören ve değiştirilen Radyatör ve Ön tampon için taiep edilen değiştirilecek parçalar ve montaj işçilikleri bedeli toplamı kazanın oluş biçimine ve günün rayiçlerine göre uygundur ve toplam hasar miktarı ise 865,06 TL’dir.
SİGORTA YÖNÜNDEN :
1. … nün 02 04.2019 tarihti yazısı ve ekindeki araç özet bilgilerinin tetkikinden; dava konusu kazaya sebebiyet veren … plakalı 2003 model … marka … tipi seyyar tenteli kamyonun, 29.08-2017 tarihli trafik kazasında 01 11 2002 -18.10.2017 sahiplik tarihleri arasında davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğu tespit edilmiştir,
Davacı vekili tarafından … plakalı kamyona ait ZMS/Trafik Sigorta Poliçesi, dava dosyasına ibraz edilmemiştir.
2.05.08.2003 Tarihinde yürürlüğe girmiş ve 01.07.2009 tarihinde güncellenmiş olan ZMS i Trafik Sigortası Genel Şartlarının BAd maddesi;
a)”Tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aract sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay, yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aract güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa ödemede bulunan sigortacının, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edilebileceği” hükmünde iken,
01.06.2015 Tarihinde yürürlüğe girmiş olan ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B,4.c. maddesi ise;
b)”Aracın, uyuşturucu madde veya ilgiil mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alrnmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, sigortalıya rücu edilir” hükmündedir.
3.Ancak; dava konusu somut olayda, dava konusu trafik kazasının tamamen davalı şirkete ait … plakalı kamyonun sol arka lastiğinin patlayarak lastik parçalarının yola dağılması sonucu meydana gelmiş olduğu ve kaza sırasında sürücü …’ın 1,31 promil alkollü olması ile kazanın meydana gelmesi arasında açık bir illiyet bağı kurulamamış olduğu, alkollü olmayan bir sürücünün kullandığı aracın lastiğinin patlaması sonucunda da benzer bir kazanın kaçınılmaz olduğu, dolayısıyla kazanın münhasıran alkol sebebiyle meydana gelmemiş olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bu nedenle; hukuki ve nihai karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, davac; … Sigorta A.Ş.’nin, yukarıda arz edilen hususlar doğrultusunda (a) şıkkında izah edilen Gene! Şartların B.4.d maddesi gereğince, davalı araç malikinden rücuen taiep etmesinin mümkün olmadığı, ancak (b) şıkkında izah edilen Genel Şartların B 4 c. maddesi gereğince, davalı araç malikinden rücuen talep etmesinin mümkün olduöu oörüs ve kanaatine varılmıştır.
4. Davacı …Ş.; dava konusu kaza nedeniyle 22.11.2017 tarihinde … plakalı araç sahibine 885,08 TL hasar tazminatı ödemiş ve trafik sigortalı araç sürücüsünün kaza srrasında alkollü araç kullanmasf nedeniyle, ödediği 885,08 TL. nin rücuen tahsili amacıyla 04.09.2018 tarihinde davalı araç maliki ve dava dışr sürücünün aleyhine …, İcra Müdürlüğü nün … Esas sayılı dosyası ile 865,08 TL Asıl Alacak ve 82,99 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 968,07 TL üzerinden icra takibi yapmıştır.
Ancak; davalı şirketin itirazı sonucunda takibin durdurulması üzerine, itirazın iptaline ilişkin olarak 22.11 2016 tarihinde davalı şirket aleyhine iş bu dava açılmıştır.” şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların itirazlarının tetkiki ve kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin tespiti babında heyete Nöroloji Uzmanı bilirkişi Dr. … de eklenerek; bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 22/10/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“ALKOL YÖNÜNDEN NÖROLOJİK İNCELEME VE DEĞERLENDİRME :
… plakalı kamyon sürücüsü …’ da 29/08/2017 tarihinde saat 03:00 da yaptığı kazadan hemen sonra alkolmetre çıktısına göre 1,31 promil alkol tespit edilmiştir.
Güvenli araç sürüş yeteneğinin kaybı; araç kullanan bir kişinin yolda uzun süre yol almaya ve yolda karşılaşabileceği trafiğe özgü ani ve güç sorunların üstesinden gelmeye artık muktedir olmayan bir sürücü düzeyine inmiş olmasıdır. Güvenli şekilde araç sevk ve idare edememe durumu; “alkol” veya “uyuşturucu madde” etkisi ya da “başka bir neden” den kaynaklanabilir.
Bir kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiğini söyleyebilmek için;
1-Sürücü kaza anında alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olmalıdır. (Alkollü olması hatta yüksek oranda alkollü olması yeterli değildir)
2-Ayrıca kazanın meydana gelmesinde alkol dışında başka bir faktör (yol, iklim, araç, karşı araç vb.) rol oynamamış olmalıdır.
3-ALKOLSÜZ SÜCÜLER de asli ve tam kusurlu olarak kaza yapabilirler. Bu nedenle sürücünün asli ve tam (%100) kusurlu olması durumunda dahi kazanın alkole bağlı olarak meydana geldiği söylenemez.
Sonuç olarak öncelikle sürücünün alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediğinin tespiti yapılmalıdır. Eğer alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiş olduğu tespit edilirse kazanın meydana gelmesinde alkol dışında herhangi başka bir faktörün ( yol, iklim, araç, karşı araç vb. ) rol oynayıp oynamadığına bakılmalıdır. Trafik kazası yapmış ve alkollü oldukları tespit edilmiş sürücüler alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneklerini kaybetmemişlerse kazanın alkole bağlı olarak meydana geldiğini söylemek mümkün değildir. Zira bu kişiler alkollü olmalarına rağmen emniyetli bir şekilde arşç sevk ve idare etme kabiliyetini muhafaza ediyorlar demektir.
Saptanan alkol seviyesine bireyin yanıtını; yaş, cins, vücut ağırlığı, sahip olunan enzimatik aktivite, genel sağlık durumu ve beraber kullanılan ilaçlar vb. gibi birçok değişken etkilemektedir. Alkol seviyesine göre bulguların ortaya çıkma eşiğinde sayılan etkenlere bağlı olarak değişebilen derecelerde farklılıklar görülmekle birlikte düşük konsantrasyonlardan itibaren alkol düzeyinin artışı ile paralel olarak artan derecelerde gevşeme, dikkat azalması, cesaretlenme, çevresel uyarıların algılanmasında yavaşlama, göz ve beyin arasında iletişim süresinde uzama, algılanan çevresel uyarıların beyinde işlenmiş veriler haline dönüşmesinde gecikme dolayısıyla uyarılara karşı reaksiyon zamanında uzama, beyinciğin etkilenmesi suretiyle denge ve koordinasyonun olumsuz etkilenmesi, ani karar verebilme, direksiyon ve fren kontrolü gibi birden fazla hareketi bir anda yapabilme kabiliyetinde azalma, uyarıları erken tespit edip doğru tepkiler verme, istemli göz hareketleri, gözün takip yeteneği, karanlığa adaptasyon, hız ve mesafe tayini gibi becerilerde olumsuz yönde etkilenme, istemsiz göz hareketlerinin ortaya çıkması, uykuya meyil gibi belirtilerin oluştuğu; bu durumdaki bir sürücünün risk alma eğiliminin arttığı, sürüşle ilgili becerilerinde azalma olduğu ve kaza olasılığının arttığı bilimsel olarak kabul edilmektedir.
Alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyelerde olursa olsun 0,30 promil’den { 30 mg/ml) itibaren bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği; ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediği bireyin o andaki sürüş yeteneğini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik; nistagmus, akomodasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumun tespiti için detaylı dahili muayenesine ait tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği; ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkların ortadan kalktığı 1,0 promil’den ( 100 mg/dl ) yüksek saptanan alkol düzeyinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceği bilimsel olarak kabul edilmektedir.
Yargıtay kararlarında da esas alınan Adli Tıp Kurumu S. İhtisas Kurulunun alkolün güvenli sürüş yeteneğine etkisi ile ilgili sınıflaması şu şekildedir;
0 – 0,30 promil: Güvenli sürüşün bozulmadığının kabul edildiği düzey.
0,31-1,00 promil: Alkolün etkilerine yönelik detaylı tıbbi muayene verilerine ihtiyaç duyulan
düzey. ( Bireysel farklılıklar nedeniyle doktor muayenesine ihtiyaç duyulan düzey )
1,01 promil ve üzeri: Güvenli sürüş yeteneğinin bozulduğunun kabul edildiği düzey.
( Ayrıca doktor muayenesine ihtiyaç duyulmayan düzey )
Somut olayda; … plakalı araç sürücüsü … 29/08/2017 tarihinde yaptığı kaza anında 1,31 promil alkollü olup 1,00 promil üzerinde alkollü olduğundan alkol etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybetmiştir. Ancak oluş şekli itibarıyla kusur yönünden yapılan değerlendirmeye göre; kazanın meydana gelmesinde alkol dışında başka bir faktör (alkolle illiyet bağı bulunmayan tekerlek patlaması ) rol oynadığından kaza münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmemiştir.
KUSUR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME :
28.05.2019 Tarihli Kök Raporumuzda da açıkça belirtildiği üzere; … plakalı kamyon dava konusu kazada zarar gören araçlara direkt olarak çarpmadığı için, kamyon sürücüsü …’ın 29.08.2017 tarihli Trafik Kazası Tespit Tutanağında kusursuz olduğun belirtilmişse de, diğer araçlara çarparak kazaya ve hasara sebebiyet veren kamyon tekerleğinin patlaması, tekerleğin aşınmış veya yıpranmış olması, tekerlek içerisindeki hava basıncının çok düşük veya çok fazla olması, yol ve hava şartlarına uygun olan tekerlek kullanılmaması sebeplerinden kaynaklanır ve bu durum yeterli ve zamanında yapılmayan teknik bakımlarla ilgilidir.
KTK.’ nun 30. maddesi gereğince; davalı şirkete ait … plakalı kamyon sürücüsü …’ın, kamyonunu Yasa’da ve yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmaktan sorumludur ve kamyonunun teknik bakımlarını yetersiz yaptırması
dağılması ile … plakalı aracın hasar görmesine sebebiyet vermiş olduğundan, sürücü …’ın meydana gelen kazada tam (%100) kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
HASAR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME :
Dava dosyasına ibraz edilmiş olan resimlerin, faturaların ve kaza raporunun incelenmesi sonucunda, … plakalı araçta hasar gören ve değiştirilen Radyatör ve ön tampon için talep edilen değiştirilecek parça ve montaj işçilikleri bedelinin, hasar tarihi itibariyle piyasa rayiç bedellerine ve kazanın oluş biçimine uygun bulunmuş ve araçtaki hasar miktarının 885,08 TL olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
SİGORTA YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME :
ZMS/Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4.c. maddesi; “aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, sigortalıya rücu edilir” hükmünde olmasına ve davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne ait … plakalı kamyon sürücüsü …’ın 1,31 promil alkollü olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen, kök raporda açıkça izah ettiğimiz ve trafik kaza raporunun kazanın oluş şeklinden de açıkça anlaşılacağı üzere, dava konusu trafik kazasının ve diğer araçlardaki hasarların, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalıya ait … plakalı kamyonun çarpması neticesinde meydana gelmemiş ve sadece kamyonun sol arka lastiğinin patlayarak lastik parçalarının yola dağılması sonucu meydana gelmiş olduğundan, yukarıda yapılan Nörolojik inceleme sonucunda da tespit edildiği gibi, sürücü …’ın kaza sırasında 1,31 promil alkollü olması ile kazanın meydana gelmesi arasında herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, açıkça bir illiyet bağının kurulamamış olduğu, alkollü olmayan bir sürücünün kullandığı aracın lastiğinin patlaması sonucunda da benzer bir kazanın kaçınılmaz olduğu ve kazanın münhasıran alkol sebebiyle meydana gelmemiş olduğu, dolayısıyla davacı … şirketinin davalıya rücu etme hakkının bulunmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.”şeklinde mütaalada bulunduğu görülmüştür.
Dava; trafik kazası sonucunda … plakalı aracın hasar görmesi üzerine, alkollü araç şoförünün kazaya neden olduğu iddiası ile sigorta şirketince hasarın bedelinin sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali davasından ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacının sigortalısına rücu hakkına sahip olabilmesi için kazanın meydana gelmesinde alkolün münhasıran etkili olması gerektiği, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu, ayrıntılı, gerekçeli hazırlanmakla itibar edilir bulunan ek raporda da tespit edildiği üzere, kazanın nedeninin aracın lastiğinin patlaması olduğu, lastiğin patlaması ve etrafa lastik parçalarının saçılması ile sigorta tazminatı ödenen aracın hasarlandığı, şoförün alkolsüz olması halinde dahi lastiğin patlaması durumunda kazanın önleyemeyeceği, kazanın şoförün alkollü oluşu ile bağdaştırılamayacağı, yani kazanın meydana gelmesinde münhasıran alkolün etkili olmadığı, bu nedenle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4-c bendi gereğince davacının davalıya rücu imkanının bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine, davacı yanca takibe kötü niyetle girişildiği ispatlanamadığından aleyhine istenen kötü niyet tazminatı talebinin şartlarının oluşmadığı görülmekle aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan neden ve gerekçelerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40 TL karar harcından peşin olarak alınan 35,90 TL harcın düşümü sonucu kalan 8,50 TLnin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL masrafın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 968,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2019

Katip …
e imza

Hakim …
e imza