Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1105 E. 2020/232 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1105 Esas
KARAR NO : 2020/232

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/06/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan Temel Bakım Sözleşmesine dayalı müvekkilin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline ait otelin asansör bakım işlerini yapmakta iken asansör bakımında gösterilen özensizlik, zamanında bakım yapılmaması nedeniyle davacıya ihtarname gönderildiğini ve ihtarnameye yanıt verilmemesi nedeniyle sözleşmenin müvekkilince haklı olarak feshedildiğini beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddini savunmuş ve davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine sözleşmesel alacağa istinaden faizler dahil toplam 9.048,70 TL alacağın yıllık %24 faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda hukukçu bilirkişi Dr. … ile makine mühendisi bilirkişi Prof. Dr… tarafından inceleme icra edilerek konuya ilişkin 15/08/2020 tarihli kök rapor teminli dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı kök raporlarında özetle;
“Dosyada mevcut beyanlar, raporlar, sözleşme ve yönetmelikler birlikte değerlendirildiği, davacı … A.Ş. Firması ile davalı firma arasında imzalanan sözleşme şartlarında, davacı firmanın davalı firmaya ait oteldeki 7 adet asansörün periyodik bakımını üstlendiği anlaşılmaktadır. Ancak, davalı firma, davacı firma bakım ekibinin bakımını özensiz yaptığını iddia ederek ve yeni yönetmeliğe göre asansörlerde yaptırılan durum tespit raporunu da göstererek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği anlaşılmaktadır.
Haricen yaptırılan incelemelerde tespit edilen bazı eksiklikler nedeniyle davacı firma elemanlarının özensiz bakım yaptığı iddiası olduğu görülmektedir. Asansörlerde tespit edilen eksikliklerin bazıların zaman içinde asansörlerin kullanımıyla oluşabilecek basit eksiklikler olduğu, çok kolay ve basit bir şekilde giderilebilen eksiklikler olduğu sözleşmenin feshini gerektirecek eksiklikler olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır. Diğer bir ifadeyle, işbu eksikliklerin dava tarafları arasındaki güven ilişkisinin sona ermesine yol açabilecek nitelikte olmadığı kanaati hasıl olmuştur.
Bu kanaatin yanı sıra, dosya kapsamında davacı tarafın sözleşmeden doğan bakım borcunu gereği gibi ifa etmediğine dair iddiayı ispata yarayan elverişli bir delile rastlanılmamıştır, 30/07/2018 tarihli durum tespit raporu kapsamında yer alan eksiklikler, asansörlerin sıkça kullanımı ile oluşabileceği gibi, kullanma şartlarına aykırılık dolayısıyla da oluşabilecek arızalardır. Şayet dosyada davacının bakım borcunu ifa etmesinden kısa bir süre sonra bakım borcunun gereği gibi ifa edilmediğine dair bir rapor ve belge olsa idi, o takdirde farklı bir değerlendirme yapmak mümkün olabilirdi. Oysa davalı taraf 29/05/2018 tarihli ihtarnamesinin ekinde herhangi bir rapor sunmadığı gibi, 30/07/2018 tarihli rapor da bundan iki ay sonra düzenlenmiş olması dolayısıyla davalı taraf iddialarını ispata elverişli görülmemiştir.
Dosya kapsamı incelendiğinde de yine, davacı tarafın bakım borcunu ayda bir ifa etmediğine dair herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanılmamıştır.
Davalı firmanın bakım sözleşmesini feshetmesinin ikinci nedeni olarak, asansörlerde 04/05/2018 tarihli ve 30411 sayılı resmi gazetede yayınlanmış olan asansör periyodik kontrol yönetmenliğinin 8. Mad. gereği ilgili olarak tespit edilen eksiklikler olduğu görülmektedir. Bu eksiklikler asansörler için yayınlanan her yönetmelik de çıkabilmekte ve asansör maliklerine ve bakım şirketlerine eksikliklerin giderilmesi için belirli bir süre verilmektedir. Asansörlerdeki bu ikinci eksiklikler asansörlerde daha önceki yönetmeliklere göre oluşan eksiklikler değil, 04/05/2018 tarihinde yayınlanan yönetmeliğe göre oluşan eksiklikler olup, davacı bakımcı firma bu eksiklikleri gidermek için davalı müşteriye teklif ve süre vermek, verilen teklif teklif kabul edilirse, tayin edilen süre içinde eksiklikleri giderip YEŞİL etiketi almakla yükümlüdür. Bununla birlikte 13/09/2017 tarihinde alınmış olan söz konusu etikette bir sonraki periyodik kontrolün 13/09/2018 tarihinde olacağı düzenlenmiştir. Dolayısıyla yönetmelik değişikliği sebebiyle yapılması gereken çalışmalar için davacı ve davalı tarafın ayrıca anlaşması gerekmekte olup, dosya kapsamında bu yönde bir anlaşma yapıldığı ispat edilememiştir. Bütün bu nedenlerde davalı firmanın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshini gerektirecek haklı bir neden dosya kapsamında tespit edilememiştir.
Dava tarafları arasındaki sözleşme TBK’ m. 502 vd. hükümlerinde düzenlenmiş olan vekalet sözleşmesi olarak nitelendirilmek gerekir. Kanun koyucu TBK’ m. 512 Hükmü ile, vakalet sözleşmesinin vekalet veren tarafından her zaman serbestçe sona erdirilebileceğini düzenlenmiştir. Buna göre bu halde vekil, ancak sözleşmenin uygun olmayan sürede sonra erdirilmemiş olması dolayısıyla doğan zararının tazminini talep edebilir. İfade edelim ki, söz konusu hükmün emredici nitelikte olup olmadığı tartışmalı bir konudur. Öğretide her iki görüşün savunulduğunu ifade etmek gerekir. İşbu hükmün hekimlik veya avukatlık gibi tipik vekalet ilişkileri dışındaki vekalet sözleşmelerinde emredici nitelikte görülmesi, bir takım adaletsiz sonuçlara yol açmakla birlikte Yargıtay, bu yönde bir ayrım yapmaksızın TBK. M. 512 hükmünü emredici nitelikte görmektedir. Bu halde, bir diğer ifadeyle Yargıtay uygulaması takip edildiğinde, işbu davanın konusunu oluşturan sözleşmenin m. 512 hükmüne aykırı olması dolayısıyla geçersiz olduğu, davacı tarafın ancak sözleşmenin uygun olmayan zamanda feshedilmiş olduğunun ispatı ile menfi zarar talebinde bulunabileceğinin kabulü gerekir.
Bu halde davacı, ancak bu sözleşmenin uygun olmayan bir zamanda, bir diğer ifadeyle kendisini zarara sokacak şekilde zaman tayin edilerek feshedilmiş olduğunun ispatı ile uğramış olduğu menfi zararın tazminini talep edebilir. “şeklinde mütaala ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce dosyanın taraf vekillerinin rapora itirazlarının karşılanması amacıyla ek rapor alınarak konuya ilişkin bila tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Bilirkişi Kurulu, kök bilirkişi raporunda varılmış olan sonuç ve kanaatler hususunda değişiklik yapılmasını gerektirecek teknik veya hukuki bir hata ya da eksikliği tespit etmemiş olup, dava taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça ihlal edilmiş olduğunun dosya kapsamında ispat edilemediği, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen raporda asansörlere dair tespit edilen eksiklik ve aksaklıkların asansörlerin yoğun kullanımı ile ilgili olup, davacının borcunu gereği gibi ifa etmediği hususunda delil oluşturmadığı, bu sebeple davalı tarafça yapılan feshin haklı fesih olarak nitelendirilemeyeceği, ancak dava konusu çerçeve sözleşmenin vekalet sözleşmesi olduğu, vekalet sözleşmesinin TBK. M. 512 uyarınca her zaman serbestçe sona erdirilebileceği, Yargıtay ve öğretideki hakim görüşün TBK. M. 512 hükmünü emredici nitelendirmesi dolayısıyla ceza koşuluna dair anlaşmaların vakalet sözleşmeleri bakımından geçerli görülmediği şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Dava; taraflar arasında akdedilen asansör bakımına ilişkin “Temel Bakım Sözleşmesi” gereğince sözleşmenin erken feshedildiği iddiası ile sözleşmesel cezai şart alacağına istinaden girişilen icra takibine itirazın iptali davasından ibarettir. Davalı yan, sözleşmeyi feshinin haklı olduğunu, davacı yanın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, cezai şart talebinin haksız olduğunu beyan etmekle davanın reddini istemektedir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; taraflar arasında imzalı 24/04/2018 tarihli Temel Bakım Sözleşmesi gereğince davalının asansörlerinde davacı tarafça bakım ve onarım hizmeti verileceği, raporda beyan edilenin aksine sözleşmenin TBK’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı yanın Nevşehir … Noterliğinin 29/05/2018 tarihli… yevmiye numaralı ihtarnamesi ile asansörlerde bir takım eksikliklerin olduğu beyan edilerek taraflarına bilgi verilmesini talep ettiği, akabinde Nevşehir … Noterliğinin 08/08/2018 tarihli…yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiği, eldeki davanın sözleşmenin 9. maddesindeki haksız fesih halinde cezai şart istenebileceğini düzenleyen hükmün somut olayda uygulanmasının mümkün olup olmadığının araştırılmasını gerektirdiği, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olmakla cezai şart talebinin mümkün olduğu ancak öncelikle feshin haklı olup olmadığının incelenmesinin gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirme gereğince; gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla mahkememizce teknik açıdan hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davalı yanca eksiklik olarak bildirilen hususların kullanmaya bağlı yıpranmadan meydana gelen basit eksiklikler olduğu, sözleşmenin feshini gerektirecek nitelikte olmadığı, ayrıca yeni değişen 04/05/2018 tarihli yönetmelik nedeniyle ortaya çıktığı, nitekim davalı tarafça eksikliklerin bildirildiği 29/05/2018 tarihinden sonra 03/07/2018, 07/07/2018 ve 12/07/2018 tarihlerinde davacı şirketçe asansörlere bakım/onarım yapıldığının dosya kapsamında yer alan servis fişlerinden anlaşıldığı, davalı şirketin 29/05/2018 tarihli ihtarnamesinde eksiklik olarak bildirdiği hususlara dair Temmuz ayında yapılan 3 adet bakım/onarımdan sonra dava dışı firmadan alınan asansör durum tespit rapor tarihinin 30/07/2018 olmasının çelişkili olduğu, ayrıca asansörlerin 2017 yılına ilişkin periyodik bakımında yeşil etiket alındığı, bir sonraki yıl bakım tarihi 13/09/2017 gelmeden davalı tarafça sözleşmenin feshedildiği, yıllık periyodik bakımda yıpranmaya bağlı eksikliklerin giderilmesinin ve yönetmeliğe uygun düzenleme yapılmasının mümkün olduğu, bu nedenle davalı tarafça yapılan feshin zaman ve sebep bakımından mahkememizce haksız bulunduğu, böylece davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesine uygun olarak tespit edilen cezai şart bedelini talep hakkına sahip olduğu, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca kalan sözleşme bedelinin %50 sinin cezai şart olarak ödenmesi gerektiği, sözleşme ile aylık bakım bedelinin 1.981,00 TL olarak kararlaştırıldığı, sözleşmenin imzalandıktan sonra davalı tarafça 4 ay 1 hafta sonra feshedildiği, 7 ay 3 hafta erken sonlandırıldığı anlaşılan sözleşme nedeniyle, cezai şart bedelinin 3 hafta için 1.485,75 TL, 7 ay için 13.867 TL olmak üzere toplam 15.352,75 TL bulunduğu, bu tutarın yarısının 7.676,37 TL olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça takipte talep edilen tutarın fazla olduğu, belirlenen cezai şart bedelinin bir şirketin ekonomik olarak mahvına sebep olmayacak düzeyde az olduğu, takip talebinde her ne kadar akdi faiz yazılmış ise de sözleşmenin 5.4. maddesinde gecikme faizi olarak aylık %2 yani yıllık %24 kararlaştırılmakla, talebin tacir olan taraflar arasındaki sözleşmeye ve tacirler arasında faizin serbestçe belirlenmesi ilkesine uygun olduğu, cezai şartın hesaplanma yöntemi sözleşmede belirlendiğinden, davalı tarafça bilinmesi mümkün olan likit alacağa haksız itiraz nedeniyle, alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle mahkememizce aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 7.676,37 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacak 7.676,37 TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın % 20’si oranına isabet eden 1.535,27 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 524,37 TL karar harcından 109,29 TL peşin harcın mahsubu ile 415,08 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 109,29 TL peşin harç ve 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 145,19 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 1.372,33 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1.987 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre hesap edilen 1.685,65 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/06/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza