Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1099 E. 2021/348 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1099 Esas
KARAR NO : 2021/348
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 18.02.2016 günü içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla … plakalı aracın çarpışması kazasında sakat kaldığını, olaya ilişkin olarak … Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/… E sayılı dosyasıyla davanın sürdüğünü, kazada tutanakta davacı yolcu kusur yüklenmediğini, davacının % 18 oranında sakat kaldığını, … plakalı aracın ZMSS poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından temin edildiğini, davadan önce davalı şirkete başvurduklarını ancak başvurularına geri dönüş yapılmadığını belirttiğini ve şimdilik 10,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle, Karayolları Trafik Kanununun 99. Maddesine göre sigortacının başvurudan itibaren 8 gün içinde ödeme yapmak zorunda olduğunu, davacının davadan önce kendilerine başvurmadığını, usulüne uygun başvuru yapılmadan dava açılamayacağını, dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, buradaki belgelerden anlaşılması gerekenin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren belgeler olduğunu, davacının usulüne uygun bir başvurusu olmadığından davacıya bir ödeme yapılamadığını, davalı şirkete sigortalı olan … plakalı aracın karıştığı kazada davacının yaralandığım, dava dilekçesinde istenen 10,00 TL’nin geçici mi yoksa daimi sakatlık için mi istendiğinin açıklanmadığını, poliçe limitine kadar ve kusur oranında sorumlu olduklarını, dava konusu kazanın dava dışı … plakalı araç sürücüsünün KTK 57. Maddesini ihlal etmesinden kaynaklandığını, davacının içinde bulunduğu aracın ticari olmadığını, bu nedenle hatır taşıması olduğunu, örneğin sürücünün içkili olduğunu bilerek araca binen kişinin kusura katılımının söz konusu olduğunu, temerrüde düşmediklerini, bu nedenle dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini, davacının tacir olmadığından yasal faiz istenebileceğini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; cismani zarar nedeniyle talep ettikleri maddi tazminat davasının dava değeri 10 TL olarak belirlenerek iş bu miktarın ödenmesi için huzurdaki belirsiz alacak davası açıldığını, dava açılırken sehven yasal faiz işletilmesinin talep edildiğini, dosyaya 06.04.2021 tarihinde ibraz edilen aktüer bilirkişi raporunda, dava konusu trafik kazasına ilişkin cismani zarar olarak toplam 40.680,97 TL tazminat hesaplaması yapıldığını, ancak kaza tarihinde sigorta şirketinin ZMMS poliçe limitinin 310.000 TL olduğunu, bu nedenle müvekkilinin davacının talep ettiği cismani zarar bedelini, yani davanın müddeabihini ve faiz türünü ıslah ederek, 40.680,97 TL’nin davalıdan alınarak, kazaya karışan aracın ticari araç (otobüs) olması nedeniyle davalının temerrüt tarihinden (02.09.2016) itibaren işleyecek avans faiziyle davacı müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
… Ünv. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 11/09/2019 tarihli ATK raporunda özetle;
“01.05.1982 doğumlu, … TC numaralı …’nin 18/02/2016 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle oluşan arızası mevcut tıbbi belgeler kapsamında; 30.03.2013 gün ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre değerlendirildiğinde;
Tablo 3.8a-8b %5
Tablo 3.8a-8b %5
Tablo 3.8s-8b %10
Tablo 3.8a-8b %5
Balthazard formülü uygulandığında %22,8
Tablo 3.2 %12
Tablo 3.3 %5
Balthazard Formülü uygulandığında %16,4 kişinin özür oranının %16 ve sürekli olduğu tarihinden itibaren kişinin iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği, bu süre zarfında %100 malul sayılması gerektiği” şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 05/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 18.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Dava dışı … Sigorta tarafından sigortalanmış bulunan … plakalı aracın dava dışı sürücüsü … …’ın %100 (yüzde yüz) oranında asli kusurlu olduğu,
2-DavaIı tarafından sigortalanmış bulunan … plakalı araç sürücüsü … …’un kusursuz olduğu.
3-Davalının sorumluluğunu doğuran … plakalı araç sürücüsünün kusursuz ve dava dışı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla davalının işbu dava kapsamında davacılara karşı bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağı,
4-Davalının sorumluluğu söz konusu olmadığından gereksiz yere karışıklığı sebebiyet verilmemesi bakımından maddi zarar hesabı yoluna gidilmediği, Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması veya kusur durumunda değişiklik olması halinde maddi zarar hesabının buna göre yapılabileceği sonuç ve kanaati ile tarafımızca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz. ” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
… Trafik kürsüsünden bilirkişiler … tarafından düzenlenen 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Dava konusu olayda … plakalı aracın dava dışı sürücüsü … …, yönetimindeki aracıyla, tali yoldan anayol kavşağına yaklaşırken yavaşlaması, kavşağa girmeden önce kendisine hitap eden DUR işaret levhasını dikkate alarak mutlaka durması, kavşaktaki araç trafiğini kontrol etmesi ve hızla gelen … plakalı aracın geçmesini beklemesi, bu aracın geçişinden sonra kavşağa girmesi gerekirken bu kurallara uymamış, mevcut hızıyla dikkatsizce kavşağa girmiş, bu şekilde anayoldan gelen davalı şirkete sigortalı aracın seyir güvenliğini tehlikeye sokmuş ve bu aracın seyir şeridini kapatarak kazaya neden olmuştur. Bu nedenle dava dışı sürücü … … olayda % 80 oranında asli kusurludur.
Davacının içinde yolcu olduğu ve davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … … ise ise meskun mahalde gündüz vakti görüşün açık olduğu şartlarda kavşağa yaklaşırken yavaşlaması, seyrine göre sağındaki tali yoldan gelen aracı gördüğünde sert fren ve sola direksiyon tedbirleriyle kazayı Önlemeye çalışması gerekirken bu kurallara uymadığından olayda % 20 oranında tali kusurludur.
Davacı yolcu … ise … plakalı araçta yolcu olduğundan ve kazanın şiddetine göre kazada yaralanmasını önlemek bakımından alabileceği bir tedbir olmadığından olayda kendisine yüklenebilecek bir müterafık kusur oranı mevcut değildir.
Yukarıda açıklandığı üzere dava konusu olayda:
1-… plakalı aracın dava dışı sürücüsü … …’ın % 80 oranında asli kusurlu olduğu,
2-Davacının yolcusu olduğu ve davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … …’un % 20 oranında tali kusurlu olduğu, görüş ve kanaatimiz Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz olunur. “şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 18.02.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasmda davalının %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre kazada yaralanan davacı …’in
A) Geçici İş göremezlik dönemine alt maddi zararının =534.50 TL,
B) Sürekli iş göremezlik dönemine ait %16 maluliyeti ile İlgili maddi zararının= 40.146.47 TL. olduğu,
C) Davacının yukarıda belirlenen maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı,
D) Taleple bağlı kalınarak temerrüt tarihinin 10.11.2017 olarak belirlendiği,
E) Dava dilekçesinde yasal faiz talep edildiği,
F) Dava dosyasında davalı … Sigorta tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanmış bulunan … plakalı aracın ayrıca … tarafından … nolu poliçe ile 27.05.2015-27.05.2016 tarihleri arası Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalanmış olduğunu gösterir poliçe sureti bulunduğu,
Sayın Mahkemece … tarafından 27.05.2015-27.05.2016 tarihlerini kapsar şekilde düzenlenen … nolu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesinin geçerli olduğunun belirlenmesi dunnunda: sorumluluğun öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mail Sorumluluk Poliçesi kapsamında olacağı, davacının maddi zararının Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesindeki limitleri aşmaması nedeniyle aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı … Sigortanın işbu dava kapsamında sorumluluğunun söz konusu olmayacağı sonuç ve kanaati ile tarafımca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederim. ” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Dava; trafik kazasından kaynaklı sürekli maluliyet tazminatı istemine ilişkindir. Davacı vekilince maddi tazminat taleplerinin yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatı talebinden ibaret olduğu yargılama safhasında açıklanmış olup, geçici iş göremezlik tazminatı eldeki davaya konu edilmemiştir.
Eldeki tazminat davasının, davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç ile … plakalı aracın 18/02/2016 tarihinde çarpışması suretiyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığından bahisle açıldığı anlaşılmıştır.
Dava açılma tarihi itibarıyla KTK’nun 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine başvuru dava şartı düzenlemesi yürürlükte olmakla, davadan önce davalı … şirketine başvuru yapıldığı görülmüştür.
Davalı yan talebin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de, aynı zamanda taksirle yaralama suçunu oluşturan trafik kazası nedeniyle TBK’nun 72/1. maddesi uyarınca 8 yıllık ceza zamanaşımı geçerli olup, kaza tarihi ila dava tarihi arasında bu sürenin geçmediği görüldüğünden davalı yanın zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Huzurdaki dava belirsiz alacak davası mahiyetinde olup, davanın açılmasıyla talebi mümkün tüm tazminatlar yönünden zamanaşımı kesildiğinden, ıslaha karşı yeniden zamanaşımı definde bulunmak mümkün olmayıp davalı yanın ıslaha karşı zamanaşımı definin incelenmesi mahkememizce gerekli görülmemiştir.
Dosyamız arasına alınan 06/04/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda davalı şirket nezdinde ZMSS sigortalı … plakalı aracın aynı zamanda dava dışı … tarafından Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesi ile sigortalandığı tespit edilerek, davacı tarafça önce bu poliçeye başvurulduktan sonra teminat limitini aşan zarar bulunması halinde davalı şirketten talepte bulunulabileceği ifade edilmiş ise de, dosya kapsamında davacı tarafça ZMSS poliçesine istinaden davalı şirkete yapılan başvuru üzerine davalı şirketin başvuruyu bu gerekçe ile reddetmeyip davacıdan ek belge talebinde bulunduğu, yine eldeki dava kapsamında davalı yanın söz konusu hususa ilişkin herhangi bir savunma ileri sürmediği, böylece davalı tarafça davacı talebinin ZMSS poliçesi kapsamında olduğunun zımnen kabul edildiği, bu aşamadan sonra öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigortacısına başvurulması gerektiğine ilişkin itirazın dava dışı …’ya yöneltilebilecek bir iddia haline geldiği, davacıya karşı ileri sürülemeyeceği hukuki ve vicdani kanısına varılarak, davacı talebinin davalı ZMSS poliçesi kapsamında karşılanmasının gerektiği kanaati ile yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 11/09/2019 raporunda; davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği, sürekli maluliyetinin %16 oranında olduğu hususlarının tespit edildiği, raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca düzenlendiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/… esas, 2020/ … karar sayılı, 09/10/2020 tarihli kararı ile, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların KZMSS Genel Şartlarda belirlenen usul ve esaslara tabi olduğuna dair Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde geçen “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ve ikinci cümlesinde geçen “…ve genel şartlarda…” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmakla, HMK’nun 30. maddesi ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/19841 Esas, 2020/6786 Karar sayılı, 01/07/2020 tarihli emsal nitelikteki içtihadı uyarınca iptal kararının kesinleşmemiş tüm davaları da etkileyeceği nazara alınarak genel şartlar ile getirilen yönetmeliklerden önce uygulanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının sürekli maluliyeti hakkında rapor düzenlenmesi gerekmekte ise de, davacı yanın iptal kararı kapsamında yeniden inceleme talebi bulunmadığından usul ekonomisi ilkesi ve talep nazara alınarak mevcut rapor uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; her ne kadar 05/06/2020 tarihli raporda kusur bilirkişisi davalı şirket nezdinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu kanaatini bildirmiş ise de, aynı olaya ilişkin farklı mahkemede alınan 21/08/2020 tarihli ATK raporunda sigortalı araç sürücüsünün %20 oranında tali kusurlu olduğu belirtildiğinden raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya … trafik kürsüsünden seçilen bilirkişi heyetine tevdii edilmekle, anılı heyet raporunda kazada … plakalı aracın dava dışı sürücüsü … …’ın %80 oranında, davacının içinde yolcu olduğu ve sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … …’un %20 oranında kusurlu oldukları tespit edilmek suretiyle raporlar arasındaki çelişkinin giderildiği ve mahkememizce bu oranlar esas alınarak yapılan tazminat hesaplamasının benimsendiği, bu kapsamda içtihat değişikliği uyarınca yeni ve güncel Yargıtay kararlarına göre davacının yaşam süresinin TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirlendiği, Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı, 09/10/2020 tarihli iptal kararı uyarınca genel şartlardaki hesaplama yöntemi yerine genel şartlardan önce kullanılan %10 artış ve iskonto yöntemine göre tazminatın hesaplandığı 06/04/2021 tarihli aktüer raporuna göre davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 40.146,47 TL olduğu, hesaplanan toplam maddi tazminatın davalının teminat limiti dahilinde kaldığı, davalı yan her ne kadar cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini ileri sürmüş ise de, davacının yolcu otobüsünde taşındığı sırada kaza meydana geldiğinden davacının ücretli taşındığının karine olarak mahkememizce kabul edildiği ve bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılmasına gerek görülmediği, davacı yan her ne kadar ıslah dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatını da hesaplamaya dahil etmiş ise de, eldeki dava kapsamında yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatı talebinde bulunduğundan geçici iş göremezlik tazminatı yönünden fazla talebinin reddinin gerektiği, yine ıslah dilekçesi ile faiz türü yasaldan avans faizine dönüştürmüş olup Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/11957 E. 2018/9334 K. sayılı ilamı ile işaret edildiği gibi bu değişiklik mümkün olmakla, ZMSS sigortalı aracın ticari yolcu otobüsü olması nedeniyle davacı yanın avans faizi talebinin yerinde olduğu, davalı şirkete 02/09/2016 tarihinde başvuru yapılmış olup KTK’nun 99. maddesi uyarınca 8 iş günü sonra davalı şirketin temerrüde düşeceği, araya resmi tatilin girmesi nedeniyle davalı temerrüdü 21/09/2016 olarak tespit edilmekle, hesaplanan 40.146,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 21/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak açıklanan gerekçelerle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
40.146,47 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 21/09/2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 2.742,41 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 35,90 TL’nin ve 139,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 2.567,51 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin, 35,90 TL başvurma harcı ve 139,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 210,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 6.019,04 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 534,50 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 3.300,00 TL bilirkişi ücreti, 285,00 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 3.585,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesap edilen 3.537,90 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır