Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/109 E. 2020/225 K. 16.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/814 Esas
KARAR NO : 2020/226
DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 13/09/2017
KARAR TARİHİ : 16/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketten şirket hattı olarak 10 adet GSM numarası ile telefon hizmeti aldıklarını, bu sebeple aralarında bir sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye istinaden her ay sabit bir ücret ödediklerini fakat Haziran 2017 tarihinde faturanın 11.162,30 TL gibi fahiş bir tutar geldiğini, söz konusu fatura detayları incelendiğinde … numaralı hattın 20.05.2017-27.05.2017 tarihleri arasında yurtdışı görüşme ve internet ücretinin 8.156.28 TL olarak gözüktüğünü, bu tutarın fahiş bir tutar olduğunu, yine fatura detayları incelendiğinde, 26.05.2017-27.05.2017 tarihleri arasında yani bir günde 8000 TL civarı internet harcaması gözüktüğünü, böyle bir durumun hayatın olağan akışına ters olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte faturadaki tutarın kabul edilse bile, tarifenin … tarifesi olduğunu, yani görüşme limitleri dolduğunda faturanın otomatik durması gerektiğini fakat hattın durmayıp ücretlendirmeye devam ettiğini belirttiğini, bu sebeplerle davacının davalı şirkete 10.124,88 TL borçlu olmadığının tespiti, davalının kötü niyetli olmasından ötürü %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu fatura ile ilgili bir hata bulunmadığını, davacının tarifesi kapsamı dışında yurtdışı internet ve telefon aramaları sebebi ile bu tutarın geldiğini, tutarın fahiş olmadığını, yurtdışı ücretlendirmeleri üzerinden yapıldığını, davacının iddia ettiği tarifesinin … özelliğinin yurtdışı kullanımlarında geçerli olmadığını, yurtdışındaki standart ücretlendirme tarifesi üzerinden yapıldığını, durma özelliğinin davacının yurtiçi kullanımları bitmediğinden devreye girmeyeceği, zaten yurtdışındaki kullanımlarında bu kapsam dışında olduğunu, mevzuat gereği davacının kullanımlarına ait bilgilendirme SMS’ lerini gönderdiğini, bu SMS mesajlarında paket almasının daha uygun olacağı bilgisinin verildiğini, buna rağmen davacının yurtdışında kullanıma devam ettiğini, davacının kötü niyet tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını, bu sebeplerle davanın reddine, tazminat talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Bilirkişiler … ve … 04/09/2018 tarihli kök raporunda; “Dosyada mevcut beyan, bilgi ve belgelerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda; davalı tarafından dosyaya sunulan abonelik sözleşmesinde abone tercihleri bölümünde abonenin hattı ile ilgili, yurtdışı aramaları ve yurtdışında yapılan aramalara açık olsun seçeneklerini işaretlemediği, daha sonrasında davalının bu özelliklerin açılmasını talep ettiğine dair de dosya da bir bilgi ve belge mevcut olmadığı, bu sebeple yurtdışına çıktığında yaptığı ses görüşmelerine ve internet kullanımına kapalı olması gerektiği, yurtdışında görüşme ve internet-data kullanımı olarak yansıtılan ücretlerin haksız olduğu kanaatine vardığımızı belirtir raporumuzu sayın mahkemenizin takdirlerine saygıyla arz ederiz” şeklinde rapor ibraz etmişlerdir.
Bilirkişiler … ve …ve … 17/02/2020 tarihli ek raporunda; “Davalının alacaklı olduğunun kabulü halinde hesaplama:
Davalı … tarafından davacıya 06.06.2017 tarih, … no.lu,
11.162,36 TL 23.06.2017 son ödeme tarihli e-fatura kesildiği, yukarıdaki fatura dökümüne göre; Davacı tarafından iş bu davaya konu edilen … no.lu hattın faturada; 8.215,64 TL hizmet bedeli + 1.478,52 TL KDV+ 25,03 TL ÖİV (%25) + 405,69 TL ÖİV (%25) olmak üzere, 10.124,88 TL olarak yer tuttuğu, … no.lu hattın “…” tarifeye bağlı olduğu, … no.lu cep telefonu hattına normalde yurtdışı kullanımı tahakkuk etmemesi halinde dava konusu edilen … no.lu cep telefonuna 54,64 TL tahakkuk edeceği göz önüne alındığında;
Sayın Mahkeme’ce davacının iddialarının kabulü halinde … no.lu cep telefonundan kaynaklı faturaya 10.070,24 TL fazladan bedel tahakkuk ettiğinin hesaplandığı, ilgili telefondan Almanya ve Belçika’da (Germany) internet kullanımı yapıldığının anlaşıldığı,
Faturadaki … no.lu hattın görüşme ayrıntıları dökümlerine göre vergi öncesindeki dava konusu edilen faturadaki telefon ve İnternet kullanımına yönelik yurtdışı bedellerinin (KDV, ÖİV); Yurtdışındaki görüşmelerin; 58,25 TL, Yurtdışındaki … (İnternet) kullanımlarının; 2.024.915,69 Kb ve 8.093,03 TL olduğu, buna göre, 1 MB/1024 KB ettiğinden; 2.024.915,69 KB/1024 -1.977,46 MB’ta denk geldiği,
Sayın Mahkeme’nin müzekkeresine cevaben … tarafından; 31.05.2019 tarih, … giden evrak no.lu yazı ile verilen bilgilere göre;
Sayın Mahkeme’nin takdirinde olmak üzere davalı … ile dava dışı …arasındaki satış politikalarının birbirlerine yakın olduğu mütalaa edilerek aşağıdaki inceleme ve değerlendirmeler yapılması ile;
Hattın yurtdışı kullanımının KDV Öncesinde; İnternet kullanımı 8.059,84 TL, telefon kullanımı 58,25 TL olmak üzere, 8.118,9 TL matrah üzerine; + 1.461,26 TL % 18 KDV, + 20,30 TL ÖİV % 0025 ve + 405,90 TL ÖİV %5 eklenmesi ile, davalının 10.060,19 TL davacıdan alacaklı olabileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmakla birlikte, asli takdirin tamamen Sayın Yargı Makamına ait olduğu tekrar zikredilmek suretiyle; Nihai takdir, mezkûr veçhile, tamamen delillerle doğrudan temas eden yüce Mahkemeye ait olmak kavdıvla, görüşümüzü tetkike arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır. ” şeklinde ek rapor düzenlemişlerdir.
Eldeki dava; davalı şirketin GSM abonesi davacı şirketin … nolu telefon hattına ait fatura bedelinin 10.124,88 TL olarak fahiş düzenlendiğinden bahisle bu fatura nedeniyle davacı yanın davalı yana borçlu olmadığının tespiti ve kötü niyet tazminatı taleplerine ilişkindir.
Dosya kapsamı ve toplanılan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacıya kesilen fatura içeriğinin yurt dışında görüşme ve internet kullanımı bedellerinden oluştuğu, davacı yanın … tarifesi gereğince fatura kesiminin durmasını gerektiğini beyan ederek menfi tespit talebinde bulunduğu, tarifeye ilişkin belgelerde yurt dışı kullanımının kapsam içinde olduğuna dair bir ibarenin bulunmadığı, tacir olan davacı şirketin basiretli bir tacir olarak kabul ettiği tarifenin yurt dışında da geçerli olup olmadığını araştırmasının gerektiğini, nitekim genel hayat tecrübelerine göre GSM tarifelerin yurt dışında değiştiği ve farklı fiyatlandırıldığının tacir olmayan kimselerce de bilindiği, menfi tespit talep edilen faturaya ilişkin hatta, fazla kullanım yapıldığına dair davalı şirketçe bilgilendirme mesajlarının gönderildiği görülmekle örnek olarak 20/05/2017 tarihinde atılan ilk mesajda yurt dışı günlük internet kullanımının 60 TL’ye ulaştığı, devamında 250, 500, 1.000 ve 7.500 TL’ye kadar kullanım yapıldığı mesajlarının düzenli olarak davacı hattına mesaj atıldığının anlaşıldığı, davacı yanın atılan mesajların reklam mesajı sanıldığına dair beyanlarına basiretli davranma yükümlülüğü altında bulunduğu dikkate alındığında mahkememizce itibar edilemeyeceği, mesajlara rağmen davacı hattında tarifesiz olarak yurt dışı kullanıma devam edilmiş olduğundan fazla gelen fatura bedeli nedeniyle borçsuzluk isteminin TMK’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına da uygun kabul edilmeyeceği, davalı şirketin yurt dışı kullanım ücretlerinin dava dışı aynı faaliyet kolundaki diğer şirket tarafından uygulanan ücretler ile uyumlu olduğu, kullanımın yurt dışı kullanımı olduğu dikkate alındığında yansıtılan fatura bedeli konusunda sektörel bazda herhangi bir fahişlik olmadığı, mahkememizce görevlendirilen bilirkişi heyetince davacının telefon hattını yurt dışı kullanımına açma talebi bulunmadığından davalı tarafça ücret talep edilemeyeceği beyan edilmiş ise de, davacı yanın bu yönde bir itiraz ve iddiası olmayıp, aboneliklere dair işlemlerin günümüz teknolojisinde yazılı beyandan ziyade çağrı merkezine sözlü beyan yahut sistem üzerinden talep ile gerçekleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi heyetinin bu tespiti mahkememizce yerinde bulunmadığından hükme esas alınmamış olup, açıklanan gerekçelerle, yerinde görülmeyen davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 172,91 TL peşin harçtan alınması gereken 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla yatan 118,51 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza