Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1085 E. 2021/649 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1085 Esas
KARAR NO : 2021/649

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/12/2020 tarihinde davalı…’ın sevk ve idaresindeki… plakalı araç ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu…plaka sayılı araç ile çarpışması sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, hastaneye kaldırıldığını ve tedavi gördüğünü beyanla, geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 100 TL, müvekkilde oluşan hasar, iş göremezlik ve ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle 100 TL, iyileşme sürecinde yapılan tüm tedavi, paramedial giderler ve yol giderleri için 100 TL olmak üzere toplamda 300 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile ve müvekkilinin uğramış olduğu manevi zararın tazmini için 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan tahsilini tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özete; ilgili kanun gereği öncelikle davacının müvekkiline yazılı şekilde başvuruda bulunması gerektiğini, bu dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddini gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin kusur oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu bu nedenle kusur tespitinin yapılması gerektiğini, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığını, hatır taşımasının söz konusu olduğu kazalarda müvekkilinin sorumluluğunun bulunmayacağını, sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağından sigorta şirketlerinin sorumluluğunun bulunmayacağını, manevi tazminatın teminat dışında olduğunu, tazminat yönünden aktüer hesabının yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … ve…Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza sırasında müvekkilinin aracında bulunan davacı için tüm maddi ve manevi yardımların yapıldığını, davacı ile ilgilenildiğini, tüm hastane masrafları da dahil olmak üzere ödemelerin müvekkili tarafından ödendiğini, ameliyat sonrası davacının müvekkillerine ilgilerinden dolayı teşekkür ettiğini, kendilerine 7.400 TL nakit olarak ödeme dahi yapıldığını, davacının işe ile birlikte teşekkür maksadıyla müvekkili kuruma geldiğinde moralinin düzgün olduğunu, ameliyatın başarılı geçtiğini beyan ettiklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı… Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkili…’ın asli kusurlu olduğu beyanını kabul etmediklerini, müvekkilinin kazada kusurlu olmadığını, kusur durumunun ATK tarafından belirlenmesi gerektiğini, maluliyet tespiti içinde dosyanın ATK’ya gönderilmesi gerektiğini, davalı müvekkillere ait aracın … Sigorta tarafından sigortalı olması nedeniyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinden sigorta şirketinin sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
TAHKİKAT , DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce delillerin ibrazısın müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz dosyasının delillerini, poliçeler, hasar dosyaları, SGK kayıtları, trafik tescil kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması yönünde yazılan müzekkere cevabı, ATK kusur ve ATK maluliyet raporları, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu alınan, kusur uzmanı bilirkişi …, …ve …’dan alınan bilirkişi raporu ile tüm cevabi yazılar oluşturmaktadır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu 05/08/2019 tarih ve… nolu raporunda özetle;
“Mevcut bulgulara göre ;
A)-Davalı sürücü… sevk ve idaresindeki kamyonet ile olay mahalli dönel kavşaktan geçişi sırasında her ne kadar ilk geçiş hakkı kendisinde olsa da kavşak üzerinden geçerken hızını her an tedbir alabilecek şekilde ayarlaması gerekirken bu hususa yeteri kadar riayet etmediği, istikametine sağ tarafından gelip kavşağa girmek isteyen diğer davalı sürücü idaresindeki otomobile karşı zamanında etkin tedbir almadığı anlaşılmakla; tali derecede kusurludur.
B)-Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile olay mahalli dönel kavşağa geldiğinde dönel kavşak içerisinde seyir halinde olan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi ayrıca kavşaktan geçişini her an tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyerek davalı sürücü … idaresindeki kamyonetin seyir istikametini kapatarak çarpıştığı anlaşılmakla; kazanın oluşumunda asli derecede kusurludur.
Sonuç olarak;
Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda;
A)-Davalı sürücü…’ın %30 (yüzde otuz) oranında kusurlu,
B)-Davalı sürücü…’ün %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu 22/05/2020 tarih ve … nolu raporunda özetle;
“Mevcut belgelere göre;
Süleyman kızı 01/01/1983 doğumlu, …’in 06/12/2010 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak:
Gr1 VII (2Ab……….45) A %49×1/3=%16.3 olduğu,
E cetveline göre %13.2 (yüzdeoniçnoktaiki) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 4 (dört) aya kadar uzayabileceği,
Aynı yönetmeliğin 15. Maddesi çerçevesinde başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 2 (iki) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce taraf talepleri ve dosya kapsamı çerçevesinde, tüm kayıtlar incelenerek, kusur bilirkişilerince ATK kusur raporuna itirazların karşılanması suretiyle ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınmak üzere dosyanın İTÜ trafik kürsüsünden makine mühendisi…, …, …marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 29/01/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
“Kaza mahalli yerleşim yeri içinde olup, yol bölünmüş, asfalt, 8 m genişliğinde, 2 şeritli, kuru olup vakit gündüz, görüş açıktır.
Dava dosyasında bulunan trafik kazası tespit tutanağındaki kaza yeri krokisinde …plakalı aracın Cebeci caddesinden kaza mahalli kavşağa girişinde “dönel kavşak” ve “yol ver” işaret levhası bulunduğu, aracın bu ağızdan dönel kavşak içine girdiğinde solundan Ertuğrul Gazi caddesinden kavşağa girmiş olan … plakalı aracın önüne çıkmış ve sol yan kısmından darbe alarak sağa savrulmuş ve Galeri caddesi orta refüjündeki işaret levhasına çarparak durmuş olduğu görülmektedir.
Trafik kazası tespit tutanağında olay anlatılmış olup … plakalı araç sürücüsünün kavşaklarda geçiş üstünlüğüne uymaması nedeniyle asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü …ın ise dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanması nedeniyle tali kusurlu olduğu görüşü ifade edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davalı sürücü …kaza günü saat 12:30 sıralarında … ve …ı direksiyon eğitimi almaları için eğitim sahasına götürmek üzere kurstan ayrıldığını, Cebeci caddesini izleyerek Cebeci caddesi ile Ertuğrul Gazi caddesinin kesiştiği kavşakta T…ın yönetiminde bulunan … plakalı aracın süratli bir şekilde gelerek kendi kullandığı aracın sol orta kısmına çarpmış olduğunu belirtmiştir.
Dava dosyasında bulunan ifadesinde davalı sürücü … kaza günü Cebeci caddesini izleyerek Eyüp yönüne giderken Karadeniz mahallesi Ertuğrul Gazi caddesinden gelmekte olan… plakalı aracın durmadan ani bir şekilde caddeye çıktığını ve kendisinin frene bile basmadan bu araca çarparak durduğunu belirtmiş, ayrıca polis merkezinde aracın sürücülüğünü… isimli şahsın yaptığı belirtilmiş olmakla birlikte kaza sırasında aracı kullananın kesinlikle… olduğunu ifade etmiştir.
Dava dosyasında bulunan 06.12.2010 tarihli Polis tutanağında …ın yaralı olarak hastaneye gelmiş olduğu, …ın … plakalı otoyu kullandığı ve Cebeci dönel kavşakta diğer araçla çarpışmış olduğu ve bu nedenle yaralanmış olduğu belirtilmiştir.
Dava dosyasında bulunan 06.12.2010 tarihli ifadesinde kaza sırasında araçta yolcu olarak bulunduğu anlaşılan … kaza günü… plakalı araçla kendisini kurstan tanıdığım… ve kurs hocaları… ile birlikte sürüş testine gitmekte olduklarını, yolda aracı hocaları …ın kullandığını, yolda yakıt ikmali yaptıktan sonra ise ışıklara geldiklerinde sürücü koltuğunda kendisinin oturmakta olduğunu, daha sonra Karadeniz mahallesi Cebeci caddesi kavşağına geldiklerinde büyük bir sarsıntı yaşadığını ve gözlerini ambulansta açtığını, sonradan ambulansta kendi kullanmış olduğu…plakalı sayılı araca olay nedeniyle polis merkezinde öğrendiği …plaka sayılı araca çarpmış olduğunu öğrendiğini belirtmiş ancak 20.02.2011 tarihli ifadesinde kazada kendisinin … ile aracın arkasında oturduklarını, aracı kullananın direksiyon hocaları… olduğunu ileri sürmüştür.
Dava dosyasında bulunan 16.12.2010 tarihli ifadesinde davacı … kaza günü …plakalı oto ile kurs sahibi… isimli şahıs ve yine kurstan tanıdığı Kübra arkadaşı ile birlikte Cebecide direksiyon çalışma yeri eğitim alanına gittiklerini, yolda arabayı kurs sahibi Özkan Beyin kullandığını, kaza mahalli kavşağa girerlerken beyaz bir otonun aniden sol taraftan geldiğini gördüğünü ve bu otonun kendi araçlarının sol yan tarafına ve arka kapıya çarparak savurduğunu ve araçlarının direğe çarpmış olduğunu belirtmiştir.
Yukarıda sunulan ifadeler çerçevesinde kaza sırasında … plakalı aracın sürücüsünün … mı yoksa … mı olduğu hususu açık şekilde anlaşılamamış olması nedeniyle heyetimiz değerlendirmede sürücüden … plakalı araç sürücüsü şeklinde bahsedecektir.
Dava dosyasında bulunan 05.08.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu Raporunda kaza kusur açısından kapsamlı olarak incelenmiş ve davalı sürücü…ın dönel kavşaktan geçişi sırasında her ne kadar ilk geçiş hakkı kendisinde olsa da hızını her an tedbir alabilecek şekilde ayarlamamış olması nedeniyle %30 oranında tali kusurlu olduğu, davalı sürücü …ın ise yönetimindeki otomobil ile dönel kavşağa geldiğinde dönel kavşak içerisinde seyir halindeki araçlara ilk geçiş hakkını vermesi, ayrıca kavşaktan geçişini her an tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemiş olması nedeniyle %70 oranında asli kusurlu olduğu kanaati ifade edilmiştir.
Davalı …vekili, Adli Tıp Kurumu raporuna karşı vermiş olduğu 16.09.2019 tarihli itiraz dilekçesinde, raporda trafik kazasında ortaya çıkan zarar ile kazaya sebep olan kusuru arasındaki ilişkinin tam olarak belirlenmemiş olduğu, raporda sadece trafik kurallarına uyduk uyumadığı yönünde değerlendirme yapılmış olduğu, kazada ortaya çıkan zararın asıl sorumlusunun aşırı hızlı seyretmiş olması nedeniyle davalı sürücü … olduğu, müvekkilinin gelen aracı önceden algılamasının mümkün olmadığı, Trafik Kazası tespit Tutanağında bulunan kaza yeri krokisinde mahalde fren izi tespit edilememesinin nedeninin … yönetimindeki aracın aşırı hızlı olması olduğu, kavşağa girerken yavaşlamış olsa kazanın meydana gelmeyeceği, bu nedenle müvekkilinin asli kusurlu olmasına itiraz ettikleri, ayrıca davacı…ın kusuruna ilişkin herhangi bir kayıt olmadığı, yaralanmanın nedeninin …’ın emniyet kemeri takmamış olması olduğu bu açıdan da rapora itirazları olduğu belirtilmiştir.
Davacı …ın kaza sırasındaki emniyet kemeri durumu için kaza ile ilgili Trafik Kazası tespit Tutanağında takılı ya da takılı olmadığının belirlenemediği, dolayısıyla belirsiz olduğu işaretlenmiş olup, bu nedenle kendisinin emniyet kemeri durumuna dayalı müterafik kusuru konusunda kanaat getirmek mümkün olmayıp, kazada yaralanmış olması ile ilgili olarak kusursuz kabul edilecektir.
Heyetimiz dava dosyasında bulunan Adli Tıp Kurumu raporunda kusur durumu değerlendirilirken davalı sürücü …a atfedilen kusurun zaten kavşakta hızını düşürmemiş olmasına dayalı olduğu, bu nedenle hızın ayrıca değerlendirilmesinin gerekmeyeceği, öte yandan davalı … vekilinin “eğer hızlı gelmeseydi kaza olmayacaktı” şeklindeki yaklaşımına “eğer … plakalı aracın sürücüsü kavşaktaki geçiş önceliklerini riayet etseydi kaza olmayacaktı” şeklinde karşı argümanla yaklaşmak da mümkün olduğundan bu değerlendirmeye itibar edilmemiş ve Adli Tıp Kurumu raporundaki kanaate katılınmış, … plakalı aracın sürücüsünün girdiği kavşağın trafik işaret levhaları ile belirlenmiş dönel kavşak olduğu, kavşağa giriş ağzında bulunan “dönel kavşak” ve “yol ver” işaret levhalarına dayanarak kavşaktaki trafiği kontrol ederek geçiş önceliği tanıması gerekirken herhangi bir kontrol yapmaksızın tedbirsiz ve dikkatsizce girmiş olması ve 2918 sayılı KTKnın kavşaklarda geçiş hakkı ile ilgili MADDE 57 ile tanımlanan
“Kavşaklarda aşağıdaki kurallar uygulanır.
a) Kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.
b) Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı trafik işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda;
(…)
6. Dönel kavşağa gelen sürücüler dönel kavşak içindeki araçlara,
(…) geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” Kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %70 oranında asli kusurlu olduğu, davalı sürücü …ın ise kavşağa yaklaşırken tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak hızını düşürmemiş olması ile aynı kanunun hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak ile ilgili MADDE 52 ile tanımlanmış olan “Sürücüler;
a)Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,
(…)
zorundadırlar.” kuralını ihlal etmiş olması nedeniyle %30 oranında tali kusurlu olduğu, davacı …ın kendi yaralanması ile ilgili müterafik kusurunun tespit edilmemiş olduğu kanaatine varmıştır.
Sonuç olarak;
Yukarıda yapılan açıklamalara göre dava konusu kazada;
…plakalı araç sürücüsünün %70 (yüzde yetmiş) oranında asli kusurlu,
Davalı sürücü …ın %30 Yüzde otuz) oranında tali kusurlu” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce 20/10/2020 tarihli celse 4 nolu ara karar gereğince dosyaya İTÜ trafik kürsüsünden resen seçilecek 3’lü bilirkişi heyeti ile resen seçilecek aktüerya bilirkişisi, sigortacı bilirkişi ve hekim bilirkişi atanmış ise de, sehven dosyanın İTÜ trafik kürsüsünden atanan bilirkişilere teslim edildiği, anılı bilirkişiler tarafından rapor hazırlandığı, aktüerya uzmanı, hekim bilirkişi ve sigortacı bilirkişinin heyete dahilinin sağlanmadığı görülmekle, davalı … ve… Ltd. Şti. vekilinin rapora karşı itirazları ile davalı … Ltd. Şti. vekilinin rapora karşı itirazları doğrultusunda hekim bilirkişi …, sigortacı bilirkişi … ve aktüerya uzmanı …marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin 02/06/2021 tarihli rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı raporlarında özetle;
06.12.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıların müştereken ve müteselsilen % 100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın
a)Geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının = 2.260,25 TL,
b)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%13,2 maluliyeti ile ilgili bakiye maddi zararının = 169.539,14 TL.
c)Bakıcı gideri nedeniyle maddi zararının = 1.564,20 TL. olduğu,
d)Dosya münderecatına göre bizzat davacı tarafından yapılan ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanmayan ve davalıların sorumluluğunda olan tedavi gideri zararının belirlenemediği,
e)Davacının maddi zararlarının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitleri aşmadığı,
Manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına girmemesi nedeniyle Sayın Mahkemece takdir edilecek manevi tazminat tutarında sigorta şirketleri dışındaki davalıların sorumlu olacağı,
f)Başvuru tarihlerine göre her iki sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihi 25.05.2018 olarak belirlenmiş olup,
Sigorta şirketi dışındaki davalılar bakımında ise herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın temerrüt 06.12.2010 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
g)Sigortalı araçların her ikisinin de kullanım şeklinin hususi gözüktüğü” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Davacı vekili 22/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; 100 TL olan geçici iş göremezlik taleplerini 2.160,25 TL arttırarak 2.260,25 TL’ye 100 TL olan sürekli iş göremezlik taleplerini 169.439,14 TL arttırarak 169.539,14 TL’ye ve 100 TL olan bakıcı gideri taleplerini 1.464,20 TL arttırarak 1.564,20 TL’ye yükseltmiş olup, netice olarak toplamda 300 TL olan maddi tazminat taleplerini 173.063,59 TL yükselterek 173.363,59 TL olarak ıslah etmiştir.
Dava; 06/12/2010 tarihinde…plakalı araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç arasında meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanarak malul kaldığından bahisle açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dosya kapsamında davacı tarafından imzalanmış 20/03/2011 tarihli ibraname mevcut olmakla, ibranamede davacının tedavi ve tedaviye bağlı giderlerinin davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından karşılanmış olması nedeniyle, davacının davalılardan maddi ve manevi tazminat alacağı kalmadığından bahisle anılı davalıların ibra edilmeleri ve KTK’nun 111/2. maddesinin “Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.
” şeklinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle ibraname tarihinden itibaren iki yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki dava açılmadığından davacının bu davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ise de, ibraname gereğince manevi tazminat sebebiyle davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı ibraname metninden anlaşılmakla, manevi tazminat yönünden tarafların anlaşma veya uzlaşıya vardığından bahsedilemeyecek olup, KTK’nun 111/2. maddesinin manevi tazminat yönünden uygulanamayacağı kanaati ile, manevi tazminat yönünden açılan dava hak düşürücü süre sebebiyle reddedilmeyerek, davanın esasına geçilmiştir.
Kaza tarihi 06/12/2010 itibarıyla KTK’nun 109/1. maddesi kapsamında iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ceza kanunlarının öngördüğü daha uzun olan zamanaşımı süresinin maddi tazminat talebi için de geçerli olduğu, aynı zamanda taksirle yaralama fiilini teşkil eden suç için TCK’nun 66/1-e maddesine göre ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, kaza tarihi ila dava tarihi arasında bu sürenin geçmediği görülmekle, dosya kapsamında ileri sürülen zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Huzurdaki dava belirsiz alacak davası mahiyetinde olup, davanın açılmasıyla talebi mümkün tüm tazminatlar yönünden zamanaşımı kesildiğinden ve davacı yanın sunmuş olduğu talep artırım dilekçesi ıslah dilekçesi mahiyetinde olmadığından, bu dilekçeye karşı zamanaşımı definde bulunmanın da mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı yanca, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketlerine başvuru yapıldığından, sigorta şirketine başvuru özel dava şartının KTK’nun 97. maddesine uygun olarak yerine getirildiği tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi sonucunda, 06/12/2010 günü meydana gelen trafik kazasında… plakalı kamyonet sürücüsü davalı …’ın kavşağa yaklaşırken tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak hızını düşürmediğinden kazada %30 oranında tali kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü diğer davalı …’ın kavşakta bulunan araçlara ilk geçiş hakkını vermesi ve kavşaktan geçişini her an tedbir alabilecek şekilde sürdürmesi gerekirken diğer sürücünün seyir istikametini kapatarak kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan %70 oranında asli kusurlu olduğu, dosya kapsamında alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 05/08/2019 tarihli raporu ile İTÜ heyetinden seçilen bilirkişilerin 29/01/2021 tarihli raporları birbirleri ile aynı doğrultuda olduklarından kusur oranına ilişkin tespitlerin mahkememizce hükme esas alındığı, bir kısım davalıların davacının emniyet kemeri takmayarak kazada müterafik kusurlu olduğundan bahisle indirim yapılması gerektiği savunmasında bulundukları görülmüş ise de, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz olarak işaretlendiği, söz konusu savunmada bulunan davalıların davacının emniyet kemeri takmadığı vakıasını ispatla mükellef oldukları ancak davalıların usul hukukunun ve mahkememizin verdiği süreler dahilinde ilgili hususu ispata elverişli delil sunamadıkları görüldüğünden hesaplanacak tazminatta davacı aleyhine müterafik kusur indirimi yapılması gerekli görülmemiştir.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 15/05/2020 tarihli ATK raporuna göre, davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının iş göremezlik süresinin olay tarihinden itibaren 2 aya kadar uzayabileceği, sürekli maluliyetinin %13,2 oranında olduğu, kaza nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı ancak iyileşme süresi içinde 2 ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği tespit edilmekle, raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tarafların tespit edilen kusur ve maluliyet durumları gereğince davacının talep edebileceği maddi tazminat miktarı hususunda dosya aktüer bilirkişiye tevdii edilmiş olup, söz konusu raporda güncel içtihatlara uygun olarak davacının muhtemel yaşam süresinin TRH 2010 tablosuna göre ve bilinmeyen dönem kazançlarının %10 artış ve %10 iskonto yöntemine göre belirlendiği üzere, davalıların müştereken ve müteselsilen %100 kusur durumlarına göre davacının 2 aylık geçici iş göremezlik tazminatının 2.260,25 TL, davacının %13,2 oranındaki maluliyetine göre ibraname ile yapılan ödeme güncellenip tenzil edildiğinde sürekli iş göremezlik tazminatının 169.539,14 TL ve 2 aylık bakıcı gideri tazminatının ise 1.564,20 TL olduğu tespit edilmiş ve hesaplanan maddi tazminatın davalı sigorta şirketlerinin teminat limitlerini aşmadığı görülmüş olup, davalılar … ve … Limited Şirketi dışındaki davalıların hesaplanan maddi tazminattan sorumlu oldukları kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketleri, davacının başvuru tarihinden itibaren KTK’nun 99. maddesine uygun olarak sigorta tazminatını 8 iş günü içinde ödemediğinden, sigorta şirketleri bakımından temerrüdün 25/05/2018 tarihi itibarıyla gerçekleştiği, diğer davalıların ise haksız fiilin işlendiği 06/12/2010 kaza tarihi itibarıyla temerrüde düştükleri anlaşılmıştır.
Davacı yan TBK’nun 56/1. maddesi uyarınca sigorta şirketi dışındaki davalılardan manevi tazminat isteminde bulunmakla, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikler göz önünde tutularak, olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde, manevi tazminat isteyen davacının sosyal ve ekonomik durumu ile sigorta şirketi dışındaki davalıların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminattan sorumlu olanların sayıca fazla olması ve aralarında ticaret şirketlerinin de bulunması, olayın meydana gelişindeki davalıların tam kusurlu, davacının kusursuz oluşu, davacının duyduğu acı ve elemin yoğunluğu nazara alınarak manevi tazminat talebinin tam kabulü ile, davacı yararına 20.000 TL manevi tazminatın 06/12/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
A)Maddi tazminat yönünden:
1-Davalılar… ve … Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Diğer davalılar …, …Limited Şirketi, … Sigorta A.Ş. ile… Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE,
2.260,25 TL geçici iş göremezlik, 169.539,14 TL sürekli iş göremezlik ve 1.564,20 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 173.363,59 TL maddi tazminatın … Sigorta A.Ş. ve …Sigorta A.Ş. yönünden 25/05/2018 tarihinden itibaren,…ve … Limited Şirketi yönünden 06/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 11.842,46 TL karar harcından maddi tazminat yönünden yatırılan 1,02 TL peşin harç ve 600 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 601,02 TL’nin mahsubu ile 11.241,44 TL’nin davalılar …, … Limited Şirketi,…Sigorta A.Ş. ile … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili Hazine’ye irat kaydına,
4-Maddi tazminat yönünden yatırılan 1,02 TL peşin harç, 600 TL tamamlama harcı ve 17,95 TL başvurma harcının yarısı olmak üzere toplam 618,97 TL’nin davalılar …, …
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 20.419,49 TL vekalet ücretinin davalılar …, … Limited Şirketi, …Sigorta A.Ş. ile…Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar…ve … Limited Şirketi kendilerini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T.’nin 13/4. maddesi gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
B)Manevi tazminat yönünden:
1-Davanın KABULÜ İLE,
20.000 TL manevi tazminatın davalılar…, … Limited Şirketi,… ve …Ticaret Limited Şirketi’nden 06/12/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 1.366,20 TL karar harcından manevi tazminat yönünden yatırılan 68,32 TL peşin harcın mahsubu ile 1.297,88 TL’nin davalılar …, …Limited Şirketi, …ve… Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden yatırılan 68,32 TL peşin harç ve 17,95 TL başvurma harcının yarısı olmak üzere toplam 86,27 TL’nin davalılar…, …Limited Şirketi, … ve … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 4.080 TL vekalet ücretinin davalılar…, …Limited Şirketi,…ve… Ticaret Limited Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Genel olarak davacı tarafından yapılan 5.099,47 TL (bilirkişi ücreti, ATK faturaları, posta masrafı v.s.) yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Genel olarak taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı…ve …vekili ile Davalı … ve…Oto. Vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
05/10/2021

Katip
e-imza

Hakim
e-imza