Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1070 E. 2021/390 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1070 Esas
KARAR NO : 2021/390
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 16 yaşındaki oğlu …’ın 01/08/2015 tarihinde saat 21:45 sularında … plakalı aracın çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, söz konusu aracın davalı … adlı şahsın sevk ve idaresinde iken … Mah. … Bulvarı üzerinde seyir halinde iken mü müteveffaya çarparak ölümüne sebep olduğunu, kaza sonucu hayatını kaybeden …’ın müvekkilin oğlu olduğunu, olay tarihinde henüz 16 yaşında olduğunu, eğitim hayatını devam ettirmesinin yanında arta kalan zamanlarında kısmi süreli çalışarak anne ve babasına destek olduğunu, müvekkilinin hem oğlunun kaybı ile tarifi ve telafisi mümkün olmayan bir manevi acıya maruz kaldığını, hem de halihazırda bulunduğu ve ileride öğrenimini tamamlamasının ardından bakım gücünü eline alması durumunda bulunacağı destekten de mahrum kaldığını, ayrıca müteveffanın cenaze ve defin masraflarının da müvekkili tarafından karşılandığını, dolayısıyla destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin giderlerini maddi tazminat çerçevesinde davalılardan müştereken ve müteselsilen talep etme gereği doğduğunu, kazaya sebebiyet veren davalı …’ın bir baş sağlığı dileğinde dahi bulunmamasının müvekkilini manen yaraladığını, herhangi bir maddi meblağ ile giderilmesi mümkün olmayan oğlunun yaşamını yitirmesinden kaynaklı maruz kalınan acı sebebiyle müvekkili lehine manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyetli olacağını, müvekkilin oğlunun ölümüne sebep olan … plakalı aracın ;… sigorta acente numarası ve … sigorta poliçe numarası ile zorunlu mali sigorta kapsamında davalı … Sigorta A.Ş’de kayıtlı bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin KTK’nın 91. maddesi uyarınca zarardan sorumlu olduğunu beyanla destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze masrafları için şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, elem ve acıya maruz kalan müvekkiline manevi tazminat olarak 300.000 TL’nin olay tarihinden işletilecek faizi ile davalı … tarafından ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen davacı tarafa ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava öncesi müvekkili şirkete yapılan başvuru nedeniyle … numaralı hasar dosyasının açıldığını, dosya kapsamında yapılan incelemede sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığının belirlendiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kusurun bulunmaması halinde müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur oranının tespiti bakımında dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne sevk edilmesini talep etme zarureti doğduğunu, davacı tarafından sigortalının kusuru ve kusur ile zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, tazminat hesaplamasında TRH2010 tablosunun kullanılması ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere zorunlu mali sorumluluk genel şartları kapsamında aktüeryal tazminat hesaplama esaslarının açıkça belirlendiğini ve tazminat hesaplamasının artık standart hale getirtildiğini, hesaplama yapılırken müteveffanın bireysel özelliklerinin dikkate alınması gerektiğini, davacının yaşı, destek süresi, mesleği, somut olayda destekten yoksun kalanların destek süreleri, eşin tekrar evlenme olasılığı gibi hususlara dikkat edilerek genel şartlara uygun olarak aktüer siciline kayıtlı bir aktüer tarafından destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkiline başvurunun ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren faize hükmedilebileceğini, ıslah edilmemiş tutar için tazminat sorumluluğun ise dava tarihinden itibaren olduğunu beyanla davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili hakkında verilen ceza kararının henüz kesinleşmediğini, müvekkilinin kazada kusursuz olduğunu, bu hususta ceza dosyasında bilirkişi raporunun mevcut olduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin herhangi bir zarardan sorumluluğunun da olmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasında vefat edenin desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile sürücü ve aracın Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısına karşı açılmış destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce, … plakalı aracın sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik sicil kaydı, … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/… Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacıya kaza nedeniyle ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan ve cenaze ve defin giderleri … ‘ndan sorulmuş, ceza dosyasında alınan ATK raporunda kazanın oluşumunda davalı …’ın tali derecede, müteveffanın asli derece sorumlu olduğunun tespit edildiği, Mahkemece davalı …’ın taksirle ölüme sebep olma suçunu işlediği sabit görülerek1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın 07/03/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış, dosya kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu ve davacının talep edebileceği tazminat miktarı yönünden hesaplama yapılarak rapor tanzim edilmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 03/01/2020 tarihli raporunda özetle; davaya konu trafik kazasının dosyada mevcut T.K.T.T. ve bağımsız tanık ifadelerine istinaden 01/08/2015 günü, saat 22:00 sırlarında, davalı …’ın … plakalı aracı ile İstanbul ili, … ilçesinde, … Bulvarı üzerinden, … istikametine, sağ şeritten seyri sırasında numara 22 önüne geldiği sırada, yaya geçidi olmayan yerde minibüsten indikten sonra karşıdan karşıya geçmek isteyen ve aniden yola fırlayan …’a aracın sol ön kısmı ve ön cam kısmı ile çarpması neticesinde yere düşmesi ve üzerinden görgü tanığının plakasını alamadığı bir başka aracın geçmesi şeklinde vuku bulduğunu, kazanın oluşumunda müteveffa yaya …’ın yaşı da göz önüne alındığında makul mesafede yayalar için üst geçidin mevcut olduğu kesimde, kendi can güvenliğini tehdit edecek durumun farkında olarak, yaya geçidi bulunmayan kesimden taşıt yolundan gelen araca da ilk geçiş hakkını vermeden geçiş yapması, tanık ifadesine göre bir başka aracın da çarpmayı zor engellediği dikkate alındığında 2918 sayılı KTK’nın 68/b maddesinde belirtilen kuralları ihlal etmesi nedeni ile % 80 oranında kusurlu olduğunu, … plaka numaralı araç sürücüsü davalı …’ın ise; çarpışma neticesi yayanın ön cam seviyesine çarptığı, sağ şeritte ilerlediği, çarpma sonrası yayanın diğer taraftan yol üzerine düştüğü gibi hususlar değerlendirildiğinde, meskun mahalde dikkatsiz ve tedbirsiz biçimde seyretmesi sonucu yola giren yayayı geç fark edip hızını durmak için yeterli seviyeye düşüremeyip yayaya şiddetli bir şekilde çarpması nedeniyle KTK’nın 52/b maddesinde belirtilen sürücülerin “hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır” kuralını ihlali suretiyle %20 oranında kusurlu olduğunu, kazanın ölüm ile sonuçlanmasında etken olma ihtimali bulunmakla birlikte kazanın vuku bulması yönünden soldan gelen dava dışı diğer araç sürücüsüne, yanındaki araç üzerinden önüne düşen müteveffa yayaya çarpmasının kaçınılmaz olduğu ve alabileceği herhangi bir ek tedbir de bulunmadığı göz önüne alındığında kusur izafe edilemeyeceğini, müteveffanın kaza tarihinde 16 yaşında olduğunu ve TRH 2010 tablosu ile asgari ücret esas alınarak yapılan hesaplama neticesinde, davalıların %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacının destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 20.152,49 TL olduğunu, davacının maddi zararının zorunlu trafik sigorta poliçe limiti içinde kaldığını ve manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamına girmediğini tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıştır. Heyet 17/07/2020 tarihli ek raporunda özetle; taraflarca tespit edilen kusur durumuna itiraz edildiğini, ilk raporda kusur oranlarının hangi gerekçelerle belirlendiği ayrıntılı olarak açıklandığından bu hususta bir değişikliğe gidilmediğini, davacı tarafın askerlik hizmetinin 6 ay kabul edilmesi yönündeki itirazı nazara alınarak bu şekilde yeniden hesaplama yapıldığını, ayrıca yetiştirme giderlerinin anne ve babanın zararının ikisinden de indirilmesi ile yalnızca babanın zararından indirilmesi şeklinde ikili hesaplama yapıldığını, müteveffanın geride kalan hak sahiplerinden bakım ve yetiştirme giderinin hem annenin hem de dava dışı babanın zararından tenzil edileceğinin kabulü halinde davacı annenin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 20,758.75 TL olduğunu, annenin çalışmıyor olduğunun ve buna göre de bakım ve yetiştirme giderinin sadece dava dışı babanın zararından tenzil edileceğinin kabulü halinde davacı annenin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 21.085,64 TL olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. Rapordan sonra dosyaya celp edilen müzekkere cevapları ve tarafların rapora itirazları doğrultusunda bilirkişi heyetinden 2.kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 25/11/2020 tarihli 2.ek raporunda 1. ek rapordaki tespitlerini tekrar etmiştir.
Davacı vekili 10/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 5.000 TL’lik destekten yoksun kalma tazminatı talebini 15.794,75 TL artırarak toplam 20.794,75 TL’nin olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edilmesi karşısında destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında genel şartlarda yer alan TRH 2010 tablosunun esas alınamayacağı ve ZMMS Genel Şartlarının yürürlük tarihinden önce olduğu gibi PMF 1931 tablosunun esas alınması gerektiğinden ve davacı vekilinin bu yöndeki talebi doğrultusunda bilirkişi heyetinden 3.kez ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 06/04/2021 tarihli 3.ek raporunda özetle; delillerin ve hukuki durumların takdiri sayın mahkemeye ait olmak üzere; PMF 1931 tablosu esas alınarak ve önceki ek rapordaki asgari ücret miktarları üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, 01/08/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %20 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, müteveffanın geride kalan hak sahiplerinden bakım ve yetitirme giderinin hem annenin hem de dava dışı babanın zararından tenzil edileceğinin kabulü halinde davacı annenin destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 21.575,31 TL, annenin çalışmıyor olduğunun ve buna göre de bakım ve yetiştirme giderinin sadece dava dışı babanın zararından tenzil edileceğinin kabulü halinde ise 21.902,20 TL olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür. Davacı vekili 10/05/2021 tarihli dilekçesi ile talebini 816,56 TL artırarak, 21.611,31 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; 01/08/2015 tarihinde davalı … tarafından sevk ve idare edilen … plakalı aracın davacının oğlu …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacının oğlu …’ın vefat ettiği, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 06/07/2015-06/07/2016 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, Mahkememizce alınan bilirkişi heyeti raporunda tespit edildiği üzere kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü davalı …’ın % 20, müteveffanın ise %80 oranında kusurlu oldukları, davacının desteği olan oğlunun vefatı nedeniyle Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesi uyarınca oluşan zararını, davalı …’dan haksız fiil hükümleri çerçevesinde TBK’nın 49. maddesi, davalı sigorta şirketinden ise Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca talep edebileceği, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda alınan 3. ek bilirkişi raporunda, PMF 1931 tablosu ve asgari ücret esas alınmak üzere, davacının SGK kaydının bulunması nedeniyle yetiştirme giderlerinin de indirilmesi neticesinde hesaplama yapıldığı ve raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davalı sürücünün kusur durumuna göre davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma zararının 21.575,31 TL, cenaze ve defin giderleri nedeniyle zararının ise 36 TL olduğu, davacı tarafça sunulan ilk ıslah dilekçesi ile toplam 20.794,75 TL destekten yoksun kalma zararının talep edildiği, her ne kadar davacı vekilince sunulan 10/05/2021 tarihli dilekçenin, davanın belirsiz alacak davası olduğu ve ilk sunulan dilekçenin talep artırım dilekçesi olduğundan bahisle ıslah dilekçesi olarak kabulü talep edilmiş ise de; davanın kısmi dava olarak açıldığı, belirsiz alacak davası olmadığı, bu nedenle 10/05/2021 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olduğu ve ikinci kez ıslah dilekçesi sunulamayacağı kanaatiyle ilk ıslah dilekçesinde talep edilen toplam tazminatın 36 TL’sinin cenaze ve defin gideri, 20.758,75 TL’sinin ise destekten yoksun kalma tazminatı olarak kabulüne, ikinci dilekçe ile talep edilen fazlaya ilişkin istemin reddine, kabul edilen maddi tazminata davalı … yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise davadan önce yapılan başvuru tarihinden itibaren 8 iş gün sonrası olan 03/03/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, oluşan zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı gibi manevi olarak yaşanan acıların karşılığı da olamayacağı hususları bir arada değerlendirilerek talebin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda yazılacağı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 180 TL cenaze ve defin gideri ile 20.614,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …’dan 01/08/2015 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 20.000 TL tazminatın davalı …’dan 01/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar ve ilam harcı 2.786,68 TL’den peşin alınan 1.551,99 TL harcın mahsubu ile kalan 1.264,69 TL’nin davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 644,99 TL ile sınırlı tutulmasına),
4-Davacı tarafından yapılan 2.400 TL bilirkişi ücreti, 342,36 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.742,36 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.740 TL ile ilk harç 1.587,89 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 644,99 TL ile sınırlı tutulmasına),
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iade
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 10/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸

“TASHİH ŞERHİ”
Mahkememizce iş bu 2018/1070 Esas ve 2021/390 Karar sayılı kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinde maddi tazminat rakamlarının sehven yanlış yazıldığı anlaşılmakla hükmün” 1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 180 TL cenaze ve defin gideri ile 20.614,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …’dan 01/08/2015 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde olan 1 nolu bendinin “1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 36 TL cenaze ve defin gideri ile 20.758,75 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı …’dan 01/08/2015 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den 03/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde tashihine karar verildi. 12/07/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …