Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1054 E. 2019/829 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1169 Esas
KARAR NO : 2019/786

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2018
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekilinin davalı şirkete … 2018 yurtdışı fuarı lojistik hizmeti sağladığını, müvekkil şirketin davalıdan gelen talep üzerine gerekli çalışmaları yaptığını ve söz konusu hizmet karşılığında ücrette anlaşttıklarını, yapılan anlaşma neticesinde 6900 EURO, 950 EURO ve 625 EURO’dan oluşmak üzere 3 adet fatura tanzim edildiğini, müvekkilinin ticari ilişki boyunca üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, tanzim edilen futaralara davalının herhangi bir itirazı olmadığı gibi keşide tarihinden sonra ödeme yaptığı ve düzensiz ödemeler yaptığını, 18.04.2018 tarihinden sonraki ödemeden sonra müvekkil şirketin 1.507,62 EURO alacağı olduğunu, söz konusu alacağın müvekkil şirkete ödenmesi üzerine Beyoğlu… Noterliğinin 14/09/2018 tarih…yevmiye numaralı ihtarname çekildiğini ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, müvekkil şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını ancak davalının haksız ve kötüniyetli olarak itiraz dilekçesi sunmuş ve takibin durdurulduğunu belirterek 1.507,62 EURO’nun tahsili amacıyla ihtiyati haciz kararı verilerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibin hem avans faiz hem de fiil ödeme günündeki kur üzerinden talep edildiği ve bunun hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin 6.900 EURO borcunu ödediğini, davacının sözünü ettiği 2 adet faturanın haksız ve kötüniyetli olarak talep edildiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkil şirketin davacı ile yapmış olduğu sözleşme gereğince tüm borcunu ödediğini belirterek %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve ispatlanmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; lojistik hizmet ilişkisine ve faturaya dayalı cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından cari hesap alacak istemine dayanak fatura suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delileri toplanmışıtr. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınarak incelenmiş olup icra dosyasında; “…Davacı tarafından 11405,19 TL (1507,62 EURO) asıl alacak, 207,00 TL ihtar gideri ve 4,83 EURO+0,31 TL işlemiş faiz üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı vekili tarafından borca itiraz edilerek takibin durdurulduğu..” görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi …marifeti ile hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; “…Ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda; davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tasdiklerinin yapıldığı, davacının ticari defteleri ve muavin kayıtlarının birbirini doğruladığı, yasa ve mevzuata uygun olarak tutulduğu, davacı lehine delil olarak değerlendirebileceği, taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından davalıya …Hizmet karşılığı düzenelnen ve dava konusu edilen söz konusu faturaların davacının ticari deftelerinde, davalının davacı nezdindeki 120 alıcılar hesabı altında 120.50102 nolu cari hesap üzerinden kayıt ve izlendiğinin tespit edildiği, davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin 2018 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun açılış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, yevmiye kapanış tasdikinin yapılmadığı, taraflar arasında ihtilaf ve dava konusu edilen davacı tarafından davalı adına düzenlenen söz konusu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalar 320 satıcılar ana hesabı, … nolu cari hesap üzerinden kayıt ve izlendiği, davalının ticari defteleri incelenmesi sonucunda takip tarihi itibarıyla davacıya 10.943,65 TL borçlu olduğu, 31.12.2018 tarih, …yevmiye kapanış kaydı ile 2019 yılına devrettiği, Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibinde takip tarihi itibarıyla davacı ticari defter kayıtları göre; davacının davalıdan 5.526,26 (1507,61 EURO) asıl alacaklı olduğu, her iki taraf ticari defterlerinde de dava konusu faturanın kayıtlı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ilişkin davacı tarafından davalı adına düzenlenen faturalara konu hizmeitn yurtdışı kaynaklı olduğundan EURO olarak düzenlendiğini, fatura ödemelerinden EURO olarak kabul edileceği, muayin kayıtlarda EURO cinsinden borç alacak kaydı tutmasından ve davalıdan alacak talebinin EURO üzerinden de yapılabileceği, davacı yan davalıdan olan cari hesap alacağına EURO üzerinden talep ettiği, taelibn cari hesap bakiyesinin 1507,91 EURO üzerinden yapılmış olmakla temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine uygun olarak 1507.61 asıl alacağa kamu bankalarınca EURO cinsinden 1 yıl vadeli mevduata uygunan faiz talep edilebileceği, takipde asıl alacak EURO olarak talep edilmiş olup TL alacakları için talep edilebilecek 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince %19,5 avans faiz talebinin yerinde olmadığı, şayet davacının alacağının takip tairhinden TCMB efektif satış kuru verilmesi halinde %19,5 avans faiz uygulanabileceği, takipte 207,00 TL ihtarname gideri %9 yasal faiz talep edildiği, iş bu 207,00 TL’lik ihtarname gideri ile ilgili olarak dosyaya somut ödeme bölgesinin sunulu olmadığını, davalıdan talep edilip edilmeyeceğinin mahkemenin takdirinde olduğunu… ” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; … hizmet ilişkisi kapsamında faturaya dayalı alacak isteminin yerinde olup olmadığı, davalı yanın icra takibine itirazının iptaline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki hizmete ilişkisine dayanak 3 adet fatura ibraz edildiği, 26/ 02/2018 tarihli ve 6.900 euro bedelli faturanın davalı tarafından kabul edildiği ve davalı yanın bu faturaya mahsuben ödeme savunmasında bulunduğu, yalnızca davacı yanın düzenlediği 02/04/2018 tarihli 625 euro bedelli ve 28/02/2018 tarihli 950 euro bedelli faturalara itiraz edildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda davacı vekiline davalı tarafından itiraza uğrayan 625 euro ve 950 euroluk faturalara konu hizmetin verildiğine yahut faturaların davalı yana tebliğ edildiğine ilişkin eksik delillerini ibraz etmek üzere 2 hafta süre verilmesine karar verilmiş, davacı vekili tarafından anılı faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin Beyoğlu … Noterliğinin ihtarnamesi ve tebliğ şerhi ile mail çıktısının ibraz edildiği görülmüştür.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 27.06.2003 tarih ve 2001/1 E., 2003/1 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; ”Bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. (Fatura ve dava tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nın m. 23/2.) Bu hüküm, fatura içeriğinden kabul edilen hususlara ilişkin olarak, faturayı düzenleyenin lehine; adına fatura düzenlenenin aleyhine bir karine getirmektedir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Diğer anlatımla, fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturanın adına tanzim edilen aleyhine ispat vasıtası olması, yani, faturayı alan kişinin fatura kendinden sadır olmamakla birlikte aleyhine delil teşkil etmesi TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen ve yukarıda ayrıntısı açıklanan bu karineden kaynaklanmaktadır. İşin bedeli sözleşme kurulurken kararlaştırılmış olup, fatura ise bu aşama ile ilgili değil, ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Fatura öncesinde taraflar arasında borç doğurucu hukuki ilişkinin bulunması, faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Faturayı alan (faturayı defterlerine kaydetmemesi koşulu ile) akdi ilişkiyi inkâr ettiğinde, faturayı gönderenin önce akdi ilişkiyi kanıtlaması gerekir. Fatura, sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. 6762 sayılı TTK’nın 23. maddesinin 2. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. 2. fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura içeriğinin doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir. Taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa, düzenlenen belge fatura değildir. Bu belge belki icap olarak kabul edilebilir ki, buna itiraz edilmemesi, anılan 23/2. madde hükmü anlamında sonuç doğurmaz. Öte yandan, sadece faturanın tebliğ edilmiş olması akdi ilişkinin varlığını ispatlamaz. Karşı tarafın akdi ilişkiyi inkâr etmesi halinde tacir, öncelikle akdi ilişkiyi başkaca delillerle ispatlamalıdır. Akdi ilişkinin ispatlanamaması halinde faturanın anılan fonksiyonundan yararlanma imkânı yoktur. Faturanın ispat aracı olması, ancak niteliği gereği faturaya geçirilmesi gereken bilgiler (olağan içerik) hakkında geçerlidir. Sözleşmenin ifa safhasıyla ilgili olarak düzenlenen faturanın şekli ve kapsamının ne olması gerektiği konusunda, Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir hüküm bulunmamakta, anılan Yasa’nın 23. maddesinde neyi ifade ettiği açıklanmaksızın faturanın içeriğinden söz edilmektedir. Faturanın zorunlu içeriği ve şekil şartlarına ilişkin ayrıntılı düzenleme Vergi Usul Kanunu’nda yer almaktadır. Faturanın olağan içeriği, akdin ifası ile ilgili hususlarla sınırlıdır (VUK’nın m. 230). Dolayısıyla, faturanın içeriği, faturanın bu temel niteliğine uygun olmadığı takdirde, sekiz günlük itiraz süresinin geçirilmesi bu hususları yazılı delil haline getirmez. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur. Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. (Geniş bilgi için Bkz: Prof. Dr. Sami Karahan, Ticari İşletme Hukuku, 23. Baskı, Eylül 2012, Konya; Sh 111 vd.)
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.”
Uyuşmazlık noktalarının tespiti ve anılı kanuni düzenleme ve içtihatlar doğrultusunda yürütülen yargılama neticesinde; her iki tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış taktiklerinin yaptırıldığı böylece usulüne uygun olarak tutulduklarının tespit edildiği, davacı tarafın kendi ticari defterlerine göre her üç faturanın defterine kayıtlı olup takip tarihi itibariyle 1.507,61 -Euro alacaklı göründüğü, davalı tarafça itiraza uğrayan iki adet faturada dahil olmak üzere tüm (3 adet) faturaların davalı ticari defterlerinde de kayıtlı olduğu, davalının davacıya kendi ticari defterlerine göre 10.943,65-TL borçlu olarak görüldüğü, bu nedenlerle takibe konu alacak istemine dayanak her üç faturada yer alan … hizmetinin davalıya ifa edilmiş olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Dolayısıyla davacının takip tarihi itibari ile dava asıl alacak üzerinden ikame edilmekle 1.507,61 Euro alacaklı olduğu, bu noktadan sonra hizmet alım bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı/alıcı üzerinde bulunduğu, davalı şirketin ise davacıya hizmet bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davacı yararına %20 inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.507,61 Euro (asıl alacak) alacaklı olduğunun tespiti ile, bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 1.507,61 Euro üzerinden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince ilgili yabancı para birimi için uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 1905,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 762,39 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 134,09 TL harçtan mahsubu eksik kalan 623,30 TL harcın karar davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan 600 TL bilirkişi ücreti, 51 TL tebligat gideri, 35,90 TL başvurma harcı ve 134,09 TL peşin harç olmak üzere toplam 820,99 TL yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 820,89 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 0,0632 TL (0,01 EURO) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının hüküm kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/09/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır