Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1033 E. 2020/136 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1033 Esas
KARAR NO : 2020/136
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki konaklama ve organizasyon hizmetine dayalı müvekkilin alacağının tahsili, için takibe vaki davalının haksız itirazını iptalini, takibin devamını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu ya da taahhüdünün bulunmadığını, ödeme emri ile birlikte de müvekkiline fatura, irsaliye v.s. evrak gönderilmediğini, davacıya ait herhangi bir ürün/emtia ya da hammedenin teslim alınmadığını ve kullanılmadığını beyanla davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
TAHKİKAT VE DELİLLER;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/31670 takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinade 6.196,40 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda mali müşavir bilirkişi … marifetiyle inceleme icra edilerek konuya ilişkin bila tarihli kök raporu teminle dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi anılı kök raporunda özetle;
“Davacı tarafa ait 2018 yılına ait ticari defterler incelemeye sunulduğunu,
Davalı tarafın incelemeye ibraz ettiği defter ve belgelerden şirketin e defter uygulamasına tabi olduğu, 2018 yılına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tarihlerinin usulüne göre tutulduğu, incelenen defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu görülmüş olup, bu doğrultuda TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu değerlendirilmektedir.
Şirketin defter ve belgelerinde yapılan incelemede, davalı ile davacı arasında ticari ilişkinin, 2017 yılı Ocak ayından itibaren başladığı, 2018 yılında da devam ettiği, davalı tarafından davacıya toplam 6.247,42 TL hizmet satışı yaptığı, satışlara istinaden 4.352,10 TL tahsilat yapıldığı, yıl sonu itibari ile 1.895,32 TL bakiye alacağının bulunduğu görülmektedir.
Şirketin defter ve belgelerinde yapılan incelemede, 2018 yılında davacı tarafın davalıya toplam 4.301,06 TL hizmet satışı yaptığı, 2017 yılından devir alacağı ile toplam 6.196,38 TL alacağının bulunduğu görülmektedir.
Dosya ve ekinde yer alan belgelerde davacı tarafın iddialarına karşılık herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmüştür.
İnceleme günü herhangi bir defter ve belge ibraz edilmemiştir.
Bilirkişi olarak davalı şirketin defter ve belgeleri istenmiş olup, cevabı olarak dosya ekine herhangi bir belge ibraz etmeyeceklerini ifade etmişlerdir.
Her ne kadar davacıya verilen cevabı dilekçelerinde taraflarına fatura v.b belgenin gelmediğini ifade etselerde bu iddiaların ispatına ilişkin belgenin bulunmadığı görülmüştür.
Davalı şirketin İnsan Kaynakları Özlük İşleri Görevlisi … tarafından davacı şirkete gönderilen mailler mevcut olup, 18 Ocak 2018 tarihinde şirket çalışanlarından … adına, 19 Ocak 2018 tarihinde şirket çalışanlarından … adına yine 31 Ocak 2018 tarihinde şirket çalışanlarından … adına rezervasyon talebinin yapıldığı bu taleplere istinaden hizmetlerin yapıldığına dair bilgilerin mevcut olduğu görülmektedir.” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
Mahkememizce mevcut bilirkişinin yanına otelcilik ve turizm uzmanı bilirkişi … eklenerek, davacı tarafça dosyaya sunulan rezervasyon kayıtları ile cari hesaba yansıyan fatura bedellerinin konaklayan kişi ve sair hususlar bakımından kadri maruf olup olmadığının değerlendirilerek davalı tarafa faturalara konu hizmetin verilip verilmediğinin tespitinin ve buna göre var ise davacı alacağının miktarının belirlenmesi babında bilirkişilerden ek rapor alınarak konuya ilişkin 20/12/2019 tarihli ek rapor teminle dosyamız arasına alınmıştır.
Bilirkişiler anılı ek raporlarında özetle;
“Davacı şirket ile davalı şirket arasında 12 aralık 2013 tarihli bir sözleşme düzenlenmiş ancak dosyaya sunulan bu sözleşme sadece bir kereye mahsus olarak 13/12/2013 ve 14/12/2013 tarihleri arasında yapılacak olan konaklama ve yemekli toplantı organizasyonu için yapılmıştır.
Bu tarihten sonrası için yapılmış davacı ile davalı arasında herhangi bir sözleşme bulunmamıştır.
Firma ile Otel arasında bu sözleşmeden sonra çeşitli tarihlerde çalışılmış fakat Firma mail aracılığı yazılı olarak rezervasyon teyitli olarak 3 defa personellerini otelde konaklatmıştır.
Dosyadaki delillere dayanarak;
1-31 Ocak 2018 tarihinde … için 1 gece konaklama+akşam yemeği
2-19 Ocak 2018 tarihinde … için 1 gece konaklama+akşam yemeği
3-18 Ocak 2018 tarihinde … için 1 gece konaklama+akşam yemeği
4-18 Ocak 2018 tarihinde … için 1 gece konaklama+akşam yemeği
5-18 Ocak 2018 tarihinde … için 1 gece konaklama+akşam yemeği
Sonuç olarak;
2017 -2018 yılları arasında gerçekleşen diğer konaklama ve restaurant/banquet harcamalarında, firma ve otel arasında dosyada herhangi bir mail, yazılı rezervasyon, sözleşme niteliğinde bir belgeye rastlanılmamışsa da, 2017 yılı içerisinde firma, herhangi bir yazılı taahhüt olmadığı halde otelde personellerini ve misafirlerini konaklattığı, banket organisazyonları yaptığı ve bunlar için toplamda banka havalesi şeklinde 3.967,10 TL ödeme yaptığı dünüşüldüğünde, firma ile otel arasında geleneksel ve karşılıklı rıza ilişkisine dayalı bir çalışma olduğu, buna istinaden faturalara da zamanında itiraz edilmediği görüldüğünden otelin firmaya bu hizmetleri vermiş olduğu kanaati oluşmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı tarafın davalıdan 2018 yılı sonu itibari ile 6.196,38 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın icra dairesine yaptığı haksız itirazın iptali ile borçlunun %20 icra inkar tazminatına karar verilebileceği” şeklinde mütaalada bulundukları görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davalının davacıya ait oteldeki konaklama ve organizasyon hizmetine istinaden düzenlenen faturalara dayalı icra takibine itirazın iptali davasından ibarettir.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya/cari hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2018 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır.
Davacı tarafça düzenlenen faturaların e-fatura mahiyetinde olduğu, mahiyeti itibariyle e-faturaya itirazın sistem üzerinden gerçekleştirilebildiği, davalı yanca davacı tarafça düzenlenen faturalara sistem üzerinden itiraz edildiğine dair herhangi bir kayıt ya da belgenin dosyaya sunulmadığı, davalının 2017 yılından itibaren çalışanları için davalının otelinde konaklama ve rezervasyon hizmeti aldığı, 2017 yılında düzenlenen bir kısım faturanın banka havale/eft’si yolu ile davacıya ödendiğinin davacı defterlerinden anlaşıldığı, 2017 yılından ödenmeyen fatura bakiyelerinin 2018 yılına devrettiği ve 2018 yılında kesilen faturalarla birlikte davacının icra takibine konu ettiği hesap bakiyesinin oluştuğu, davacı tarafça dosyaya sunulan maillerde davalı şirket çalışanı tarafından 2018 yılındaki bir kısım konaklamalar için rezervasyon talebinde bulunulduğunun görüldüğü, böylece süresinde itiraza uğramayarak kesinleşen faturalara konu hizmetin davacı tarafça davalıya verildiğin ve davalının icra takibine itirazının haksız olduğunun anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ve yargılama neticesinde edinilen kanı gereğince davanın kabülüne, alacak faturaya dayalı olmakla davalı tarafça da belirlenebilir yani likit olduğundan takibe haksız itiraz nedeniyle alacağına geç kavuşan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçeye göre,
1-Davanın KABULÜ İLE,
…. İcra Müdürlüğünün 2018/31670 esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 6.196,40 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 20’si oranına isabet eden 1.239,28 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 423,27 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 74,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 348,43 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 74,84 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 110,74 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 1.580 TL (bilirkişi ücreti ve posta masrafı) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/02/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza