Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1019 E. 2018/952 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/1019
KARAR NO :2018/952

DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/10/2018
KARAR TARİHİ: 30/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde kasko sigortalı … plakalı aracın 06/06/2017 tarihinde … Mahallesi, … Caddesinden … istikametine seyir halinde iken … sokak kavşağına geldiğinde aracının sol arka köşe kısımlarına kavşak içinden … sokağa giriş yapmak isteyen …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ön kısımlarıyla çarpması sonucu çarpmanın etkisiyle … plakalı araç sağ yan kısımlanyla yolun sağında bulunan orta refüje çıkarak spin atması ile araçtan kopan bir parçanın … Caddesi No:…’deki işyerinin camını kırdığını ve aracın işyerinin demir korkuluklarına aracının sol yan kısımlanyla çarpıp durabilmesi sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, polis ekipleri tarafından kaza sonrası tanzim edilen 06/06/2017 tarihli Maddi Hasarlı trafik kazası tespit tutanağı ile … plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57. Maddenin 1-a, “Kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uygun şekilde yavaşlamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermek” Kuralını ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sigortalıya ait … plakalı aracın hasarı … Nolu kasko poliçesi kapsamında karşılandığını, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. Maddesine göre “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bîr teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsifden sorumlu olurlar.” Şeklinde düzenlendiğini, söz konusu kaza … plakalı aracın sürücüsünün kural ihlali nedeniyle meydana geldiğinden, kaza nedeniyle oiuşan hasar sonucu sigortalıya ödemiş oldukları 60.137,00 TL’nin tahsili için başvurulan trafik poliçesini düzenleyen … Sigorta A.ş’ye poliçe teminatı 33.000 TL tahsil edildikten sonra bakiye 27.137,00 TL hasar tazminatının davalılara rücu etme gereğinin hasıl olduğunu, kusur oranına isabet eden bakiye 27.137,00 TL’nin ödenmesi için davalılara tarafa rücu talepleri iletilmiş ise de iş bu ihtarlarına rağmen herhangi bir ödeme yapmayan borçlular aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından takip başlatıldığını, ancak borçlular aleyhine yürüttükleri icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine borçlular tarafından 20/04/2018 tarihinde itiraz edildiğini, sigortalı olan araçta meydana gelen hasardan davalının araç maliki sıfatı sebebiyfe KTK 85 madde ve diğer ilgili maddeler gereğince kaza ve meydana gelen hasarlardan diğer davalı sürücü ile müteselsilen sorumlu olduğu açıkça ortada olup borçlular tarafından icra takip dosyasına yapılan itirazın iptalinin gerektiğini, hasarın ödenmesi ile mukavele şartlarına ve TTK’ nun 1472. maddesi ve Poliçe Genei Şartlarına göre şirketlerinin, sigortalısının yerine kaim olduğunu ve sigortalının zararına sebebiyet verenler aleyhine sahip olduğu tüm hakları şirketlerine intikal ettiğini, nitekim TTK’nin madde 1472. “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” Hükmünün düzenlendiğini, madde hükmünden de anlaşılacağı üzere sigortacıya, ödediği tazminatı zarara sebebiyet verenlerden ve bu fiilden sorumlu olanlardan kendi sigortalısına halef olarak geri alma hakkı tanındığını, söz konusu kazanın … plakalı araç sürücüsünün kurallara uymaması neticesinde meydana geldiğinden davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptal edilmesi gerektiğini, tüm bu açıklamalar kapsamında taraflarınca … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalı tarafın yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamına ve işbu haksız ve kötü niyetili itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı talebinde bulunma zaruretinin hâsıl olduğunu, iş bu davada davalıya ait … plakalı araçla birlikte adına kayıtlı başkaca alacaklarını karşılar nitelikteki menkullerin/gayrimenkulierin 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kayıtlarına ihtiyat-i tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması talebinde bulunması zaruretinin hasıl olduğunu, zira dava sonucunda mahkememiz tarafından iş bu davada haklılıklarına karar verildiği taktirde, alacaklarının teminat alınmamasının davacı müvekkil şirket yönünden telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağının aşikar olduğunu, bununla birlikte davacı müvekkil sigorta şirketinin 56S4 Sayılı Kanun’un 17.maddesi gereğince Hazine Müsteşarlığı nezdinde teminatlar tesis etmiş olduğu ve sigorta şirket borçlan ayrıca kamu teminatı altında bulunduğunda nazara alındığında tedbir taleplerinin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle mahkememizden HMK 389. ve devamı maddeleri uyarınca davalıya ait … plakalı araçla birlikte adlarına kayıtlı alacaklarını karşılar nitelikteki menkullerin/gayrimenkullerin 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kayıtlarına ihtiyat-î tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasını talep ettiklerini, sonuç olarak bu nedenlerle ve fazlaya ilişkin tüm talep hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikli olarak davalı yana ait bulunan mahkememizce tespit edilecek davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malların 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla kaydına ihtiyat-i tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasını, … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takibe davalının yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaliyle takibin devamını, davalı/borçluların iş bu haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı … şirketinin dava dışı sigortalısının aracındaki maddi hasar nedeni ile ödemiş olduğu miktarın davalılardan rücuen tahsili istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı saptanmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davaların; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlandığı görülmüştür.
Anılı kanuni düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın “Halefiyet” başlıklı 1481. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalısının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Sigortalının, gerçekleşen zararın tazmininden sorumlu olanlara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur. 22/03/1944 tarih 37/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, bu noktada ilişkinin “Halefiyet” ilişkisi olduğu ve sigortacının, açacağı davanın, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibi olduğu açıklanmıştır.
Huzurdaki dava kasko sigortası tarafından karşılanan zararın rücuen tahsili istemine ilişkin olup davacı … şirketinin dava dışı sigortalının haklarına halef olduğu ve bunun sonucu olarak sigortalının haklarına tabi olduğu, dava dışı sigortalının ve davalı gerçek kişinin tacir olmadığı, aracın ticari niteliğinin bulunmadığı, bu hali ile dava kapsamında haksız fiil hükümlerinin tartışılmasının gerektiği anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarih 37 Esas, 9 Karar R.G.03/07/1944 sayılı kararında da ifade edildiği üzere; sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Halefiyete dayanan davaları ticari dava olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu dava, sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu dava gibidir. Somut olayda davacı … olup, halefi olduğu sigortalısı gerçek kişi olup uyuşmazlığın niteliğine bakıldığında haksız fiilden kaynaklandığı görülmektedir. Bu nedenlerle mahkememiz görevsiz olup uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, HMK’nın 320. maddesi uyarınca dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza