Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1011 E. 2020/247 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1011 Esas
KARAR NO : 2020/247
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket arasında 21.01.2009 tarihli “Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmenin 6.1. maddesi gereği davalının 17919 numaralı hesabında bulunan VİOP alım/satım işlemi karşılığı olan teminat tutarının, davalının işleme konu kıymetlerinin cari değerindeki değişmeler sonucunda Sermaye Piyasası Kurulu Tebliği Seri III No 37.1 Madde 25/ç’de belirtilen sürdürme teminat oranının altına düştüğünü, 11.023,02 TL teminat açığı oluştuğunu, teminat açığından ötürü müvekkili şirket açısından oluşan alacağın ödenmesi için davalıya çağrı yapıldığını ancak davalının bu çağrıya karşılık vermediğini, bunun üzerine davalıya … Noterliği’nin 09274 yevmiye numaralı 16.08.2018 tarihli ihtarnamesi gönderilerek hesap kat edildiğini, bu ihtarname ile davalıya 7 günlük süre verildiğini, davalının ihtarnameye karşı bir beyanda bulunmadığı gibi kendisine verilen süre içinde bir ödeme de yapmadığını, bunun üzerine müvekkili şirketçe … İcra Müdürlüğü’nün 2018/31489 Esas sayılı dosyası üzerinden 11.023,12 TL alacağın tahsili için takibe girişildiğini ancak davalının 13,09.2018 tarihinde haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, izah edilen nedenlerle, davalının haksız ve kötü niyetli İtirazının iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
davaya konu alacaklı olduğu iddia edilen davacı şirketin yasaya ve sözleşmeye aykırı, kusurlu işlem ve eylemleri nedeniyle teminat açığı oluştuğunu, davacı şirket tarafından kanuna ve sözleşmeye aykırı şekilde teminat açığı oluşmasına neden olan 01.04.2018- 29.06.2018 tarihleri arasındaki bir zamanda (tam tarihi hatırlayamadığını) bir işlem meydana geldiğini, o dönemde hesabında 33.000,00 TL civarında bir aktifi olduğunu, ancak 01.04.2018 – 29.06.2018 tarihleri arasındaki bir zamanda (tam tarihi hatırlayamadığını) … aracı İçin forex mobile programına açık işlemi olduğu için cepten bağlanarak, … internet sayfasını sabah saat 9:40Jta açtığını, güncel bilgileri değerlendirip, … U vadeli K çevirmek için saat 9:50 civarı emir verdiğini, ancak sistemin emri girmeyerek, internet sayfasından dışarı çıkarıldığını, tekrar internet sayfasına girdiğini, emri tekrar girdiğini ve tekrar sayfadan çıkarıldığını, bu durum üç defa tekrarlayınca internet sayfasının sistem tarafından kilitlendiğini, bu arada sms şifresinin tarafına tekrar tekrar gönderildiğini, bunun üzerine İstanbul … müşteri temsilciliğini cep telefonundan arayarak, hesabını aktif hale getirdiğini, anılan nedenle sanki üç defa SMS şifresini hatalı girmiş gibi işlem gördüğünü, art arda ortalama 5 ila 15 dakika boyunca şahsına yeni sms şifre gönderildiğini ve sistemin bu şekilde kendisini engellediğini, bu nedenle İşlemini kapatamadığını, … günlük fiyatı çok kısa süreliğine % 10 aşağı yönde dalgalandığını, zira davacı şirket tarafından bilinçli olarak yapılan engelleme nedeniyle kısa bir zaman diliminde yatırımının büyük bölümünün yok olduğunu, dolayısıyla 01.04.2018 – 29.06.2018 tarihleri arasında ortalama 15.000,00 TL civarında bir tutarda günlük zarar ettiğini, bunun dışında davacı şirket tarafından kanuna ve sözleşmeye aykırı şekilde teminat açığı oluşmasına neden olan 07-10 Ağustos 2018 tarihleri arasında meydana gelen bir işlemin daha olduğunu, 08.08.2018 tarihinde şahsı tarafından 3.360,00 TL değerinde yatırım yapıldığını, USD/TL yatırım aracına kısa pozisyon açıldığını ve gün sonu 1.800,00 TL zarar ile kapanarak, %50’den fazla zarar edildiğini, davacı şirketin, normal şartlarda zarar % 25’i geçtiği andan itibaren teminat tamamlama çağrısında bulunduğunu, bu gibi durumlarda daha önce de bankanın … şubesi borsa seans salonunda bulunan görevlisinin, bilgisayar ekranına uyarı geldiğinde kendisine bilgi verdiğini, kendisinin de eksik teminatı başlangıç teminat seviyesine tamamladığını, ancak bu son işleminde bu bilginin kendisine verilmediğini, ancak ertesi gün teminat tamamlama için cep telefonundan aranılarak, (bir) gün sonrası yaptığı yatırım tutarı olan 3.360,00 TL’nin tamamının bittiğini ve üzerine -7.500,00 TL civarı zarar ettiğinin bildirildiğini ve teminatın tamamlaması gerektiğinin ifade edildiğini, piyasalarda o işlem günü % 5-6 gibi fark olduğunu, açılışta ve bir (1) saniyede alım satım farkı normalde 1 ila 15 pip iken, 09.08.2018 perşembe günü 1,500 pip’in (normal doğal afetlerden biri İle karşılaşılırsa, bir tsunami gibi) üzerinde olduğunu, daha önce tarafınca, çok kez …, …, …, 30 index, TL, USD, … gibi yatırım araçları için onlarca ve hatta yüzlerce kez yatırım yapıldığını ve bu yatırım işlemleri esnasında kaldıraç oranının hiçbir zaman yasal sınır olan 1:10 kaldıraç oranının üstünde olmadığını, başka sözlerle bu işlemlerde maksimum kaldıraç oranının 1:10 olduğunu, ancak dava konusu işlem döneminde (07-10 Ağustos 2018) yasal kaldıraç zarar edince, kaldıraç oranının 1:22 gibi yasanın İzin verdiği maksimum limitin çok üzerinde bir orana çıkarıldığını, davacı şirket tarafından şahsına daha önceden yazılı veya sözlü olarak 1:22 kaldıraç oranı hakkında bilgi verilmediğini, ondan dolayı bilgisi dışında zarar ederek, temerrüt durumuna düşürüldüğünü, ayrıca onayı olmadığı halde kötü niyetli şekilde teminat açığı oluştuğundan, açık pozisyonlarının en üst spret (spread) oranı İle kapatıldığını, 10 Şubat 2017 Cuma Resmî Gazete Sayı: 29975 tebliğde; “(1) Kaldıraçlı işlemlerde kaldıraç oranı, İşlem yapmak için yatırılan teminat tutarı karşılığında alınabilecek pozisyon tutarını gösteren orandır. Kaldıraçlı işlemlerde pozisyonun ilk açıldığı sırada uygulanacak kaldıraç oranı 10:l’i geçemez.” denildiğini, hatta bu durumun SPK basın açıklamasında: “Fiyatların zaman zaman aşağı ve yukarı yönlü aşırı dalgalanması nedeniyle döviz piyasasında sağlıklı bir fiyatlama oluşmadığından, foreks piyasasında bazı durumlarda fiyat/spreadlerin piyasa koşullarına uygun olduğunu belirleme imkanı bulunmamaktadır. Bu kapsamda, ülkemizde piyasaların kapalı olacağı Kurban Bayramı tatili sonrasında foreks piyasasında işlemler başladığında ortaya çıkabilecek mağduriyetlerin önüne geçitebilmesini teminen, mevcut açık pozisyonu olan müşterileri etkilemeyecek ve hedge işlemlerini aynı kaldıraç oranından yapabilmelerine imkan tanıyacak şekilde; 16.08.2018 tarihi öncesindeki pozisyonlar ve bu pozisyonların hedge edilmesi amacıyla yapılacak işlemler hariç olmak üzere, bir tarafını TL’nin oluşturduğu paritelerde yeni açılacak pozisyonlara ilişkin İşlemlerde kaldıraç oranlarının 03.09.2018 tarihine kadar 1:1 olarak belirlenmesine karar verilmiştir.” şeklinde düzenleme yapıldığım ortaya koyduğunu, bu durumun yatırımcıların aşırı dalgalanma dönemlerinde korunması için kaldıracın 1:10 oranının düşürülmesi yönünde önlemler aldığına ilişkin bir örnek olduğunu, portföyünün tamamını geri talep ettiğini, … ile şahsı arasındaki … tarafından düzenlenen sözleşmede …’ın şahsına aşırı yükümlülükler yüklediğini ve kendisinin hiçbir sorumluluk almadığını, davacı şirket ile aralarında imzalanan 21.01.2009 tarihli “Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi”nin 5.2 maddesine göre; ‘Telefonla alınan emirlerde konuşmalar Aracı kurum … tarafından uygun cihazlarla kaydedilir ve bu kayıtlar 3 yıl süre ile saklanır,” maddesi gereği davacı şirketin bu kayıtları saklama yükümlülüğünün devam ettiğini, Sayın Mahkemece bu kayıtların dosyaya celbi sağlanarak ve bu kayıtlar da dikkate alınarak, dosyada bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiğini, davacı şirketin yasaya ve sözleşmeye aykırı şekilde kusurlu işlem ve eylemleri nedeniyle sadece yatırım kaybı yaşanmadığını, ayrıca tarafının borçlu hale getirildiğini, alacaklı olduğunu İddia eden şirkete borcunun bulunmadığını, açıklanan nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün 2018/31489 takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine türev araçlarının alım satımına ilişkin çerçeve sözleşmeden doğan teminat açığı alacağına istinaden faizler dahil toplam 11.340,12 TL alacağın sözleşmesel faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; meblağın tümüne itiraz ettiğini, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen, bilirkişiler Dr. … , … ve … 27/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda;
Davacı aracı kurumun davalıya, 16.08.2018 tarihinde …. Noterliği’nden … yevmiye nosuyla “Muaccel hale gelen takas yükümlülüğünüzün ihtar tebliğinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde ödenmesi ihtarıdır” konulu İhtarname gönderdiği, bu ihtarnamenin davalıya 17.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği,
Davacı firmanın davalıya, 11.09.2018 tarihinde, …. İcra Müdürlüğü’nde, 2018/31489 E. Sayılı dosyasıyla, 11.023,02 TL asıl alacak, 317,10 TL işlemiş faiz (sözleşmesel) olmak üzere toplam 11.340,12 TL tutarında icra takibi başlattığı, davalının 13.09,2018 tarihli dilekçesiyle alacakların tümüne itiraz ederek icra takibini durdurduğu,
Davacı … A.Ş. ile davalı … arasında, 14.11.2017 tarihinde 17919 Portföy nolu “Türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi” ve “Sermaye piyasası araçları alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi” imzalandığı, 03.09,2018 tarihli davalının portföy durum raporunda, davalının “Temerrüt/Blokaj” inin -11.348,00 TL, toplam portföy değerinin -11.348,00 TL ve -1.732,00 USD olduğu,
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan delil listesinin (Login raporları, 10.04.2018 tarihli emir listesi, … işlem listesi, Zarar raporu, Türev işlemler nakit ekstresi, İnternet şube login raporları, Portföy durum ekstresi, … yazıları, … kapama) bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanmış bulunan ve uyuşmazlık konusu işlemlerin tabi olduğu Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi’nde Emirlerde Bulunması Gerek Hususlar başlıklı md. 5.1’de “Aracı Kurum/… Müşteriden yazılı veya sözlü olarak emir alabilir. Müşteriden seanstan önce veya seans sırasında telefon, faks, otomatik para çekme makinası (ATM), elektronik ortamda ya da benzeri şekillerde imza alınmaksızın emir alınabilir. Bu emirler sözlü emir olarak kabul edilir ve bu emirler için elektronik ortamda müşteri emir formu düzenlenir….” denilmektedir.
Benzer bir hüküm taraflar arasında İmzalanmış olan Alım Satım Çerçeve Sözleşmesi md. 8.1’de de mevcuttur.
Yukarıdaki sözleşme hükmü 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPKn) kapsamında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından Tebliğler ve Kurul Kararları yoluyla yapılan düzenlemelerle de uyumludur.
Bu çerçevede, olay tarihinde yürürlükteki mevzuat ve taraflar arasındaki sözleşme hükmü çerçevesinde Davalının emir iletme yolu sadece elektronik ortamda internet değildir. Telefon, faks, otomatik para çekme makinası (ATM), elektronik ortamda ya da benzeri şekillerde emir iletme imkanı varken Davalının şifresinin kilitlendiği gerekçesine dayanması, kanaatimizce, kabul edilebilir değildir.
Davalının dosyadaki dilekçelerinde Davacı aracı kurumun “Antalya şubesi borsa seans salonunda bulunan görevlisi” tarafından kendisine geçmişte tamamlama çağrısı yapıldığı beyanı yer almaktadır. Davalı huzurdaki uyuşmazlık konusu teminat açığı hakkında kendisine tamamlama çağrısının (margin cali) bu şekildeki borsa seans salonunda bulunan görevli tarafından yapılmadığını, ancak “bu son İşlemimde bu bilgi bana verilmemiştir. Ancak ertesi gün (09.08.2018 günü olarak hesaplamaktayız) teminat tamamlama için cep telefonumdan aranılarak, (bir) gün sonrası yaptığım yatırım tutan olan 3.360,00 Ti -‘nin tamamının bittiği ve üzerine -7.500,00 TL civarı zarar ettiğim bildirilmiştir. Ve teminatın tamamlanması gerektiği ifade edilmiştir” diyerek kendisine teminat tamamlama çağrısı yapıldığını beyan ve kabul etmektedir.
Açıktır ki telefonla 09.08,2018 tarihinde Davacı tarafından Davalıya yapılan teminat tamamlama çağrısına rağmen Davalı eksik teminatı tamamlamamış ve Davacı/Alacaklı 11.09.2018 tarihinde, … İcra Müdürlüğü’nde, 2018/31489 E. sayılı dosyayla, 11.023,2 TL asıl alacak, 317,10 TL işlemiş faiz (sözleşmesel) olmak üzere toplam 11.340,12 TL tutarında alacak İçin icra takibi başlatmıştır.
Bu durumda, İcra takip tarihi itibariyle Davacı tarafından Davalıya telefonla yapılmış bir teminat tamamlama çağrısı mevcuttur.
Davalının, hesabındaki eksik teminatı tamamlama yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda teminat açığının kapatılmaması konusunda Davalının bir haklı sebebinin var olup olmadığı ayrıca değerlendirilmek gerekir.
Davalının, Davacının bilgi işlem sisteminde kendisinin işlem yapmasını engelleyen bir durumun mevcut olup olmadığı dosyadan kesin bir şekilde anlaşılmamaktadır.
Eğer alım ya da satım emri verecek ise Davalının bu emri iletmesinin tek yolu Davacının internet sitesi değildir. Dosyadan Davalının dava konusu işlemler ve emir iletme konusunda yeterli bilgiye sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının teminat eksiği borcu, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, Türk Lirası cinsinden para borcudur. Borsadaki işlem tekniği olarak bu borcun emir iptali, yeni emir girilmesi vb yollarla sona erdirilmesi mümkün değildir. Diğer bir deyişle teminat açığı borcu oluştuktan sonra bunun nakden ödeme dışında hedge, ters işlem vb işlemlerle kapatılması mümkün değildir. Nakden ödeme dışardan hesaba nakit girişi şeklinde olabileceği gibi hesaplarındaki varlıkların satışı yoluyla sağlanan bir nakit girişi de olabilir.
SONUÇ:
“Davacı aracı kurumun davalı müşterisi aleyhine, 11/09/2018 tarihinde … İcra Müdürlüğünde 2018/31489 esas sayılı dosyada 11.023,02 TL asıl alacak, 317,10 TL işlemiş faiz (sözleşmesel) olmak üzere toplam 11.340,12 TL tutarı üzerinden başlattığı, davalının 13/09/2018 tarihli dilekçesiyle alacakların tümüne itiraz ederek durdurduğu icra takibinde belirtilen alacağın davacı tarafından davalıdan talep edilebilir olduğu yönündeki kanaatimizi takdiri mahkemeye ait olmak üzere saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Davalı itirazlarının değerlendirilmesi ve davalı savunmasında geçen ses kayıtlarının ve sair hususların incelenmesi amacıyla dosya raporu sunan önceki heyete tevdii edilmiş olup, bilirkişiler Dr. …, … ve … 13/02/2020 tarihli ek raporunda sonuç olarak: “davalının itiraz dilekçesinde incelenmesini talep ettiği kayıt ve işlemler bakımından kök rapordaki tespitlerimizi ve değerlendirmelerimizi değiştirmeyi gerektirecek bir durum veya yeni bir bilgi ya da belge ortaya çıkmamıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava; … İcra Müdürlüğünün 2018/31489 esas sayılı dosyasında taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca yapılan VİOP alım/satım işleminin karşılığı olan teminat tutarının yasal oranın altına düşmesi sebebiyle gerçekleşen teminat açığının davalı taraftan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasından ibarettir.
Taraflar arasında 14/11/2017 tarihli Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesinin imzalı olduğu, davalıya ait 17919 numaralı hesapta 15/08/2018 tarihi itibarıyla 11.023,02 TL teminat açığının oluştuğu, yasal mevzuat gereğince teminat açığının tamamlanmasının gerektiği, buna dair … Noterliğinin 16/08/2018 tarihli 09274 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan teminat bedelinin talep edildiği, verilen sürede kapatılmayan teminat açığı nedeniyle …. İcra Müdürlüğünün 2018/31489 esas sayılı dosyasında icra takibi başlatılmakla, takibe davalı yanca süresinde yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğu ve mahkememizde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan, teminat açığının oluşmasında davacıya ait sistemin arızalarının sebep olduğunu, davacı tarafça bilgisi dışında kaldıraç oranı değiştirildiğinden haksız yere zarar ettiğini beyanla davanın reddini talep etmektedir.
Dosya kapsamı ve toplanılan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla, mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere; davalının davacı ile aralarındaki sözleşme gereğince Borsa İstanbul VIOP piyasalarında opsiyon işlemleri gerçekleştirdiği, davalı tarafça yapılan işlemlerin kaldıraçlı işlem (forex, fx) niteliğinde olmadığı, davalının … numaralı hesabında 15/08/2018 tarihi itibarıyla teminat açığının oluştuğu, bu açığın tamamlanması için davalıya telefonla çağrı yapıldığı, davalının daha önce de Nisan 2018’de teminat açığının oluştuğu ancak bu açığı ödemek suretiyle kapattığı, davalı sistem arızasına ilişkin itirazlarında Nisan 2018 tarihindeki işlemlere dayanmakla dava konusu teminat açığının oluştuğu Ağustos 2018 tarihi için Nisan 2018’deki işlemlerin dikkate alınmasının mümkün olmadığı, davalı yanca davacı tarafça kaldıraç oranının tek taraflı olarak değiştirildiği beyan edilse de yaptığı işlemler kaldıraçlı işlem (forex, fx) olmayıp VIOP işlemi olmakla mevzuat gereğince kaldıraç oranının davacının müdahalesi ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı, VIOP işlemlerinde kaldıraç oranının değişken olmadığı, piyasa durumuna göre karın ve zararın aynı oranda gerçekleşeceği, bir diğer itiraz konusu olan teminat açığının oluşması ve tamamlanmaması durumunda açık pozisyonların kapatılmasının yasal düzenlemeler gereği olduğu bu durumda davalının vadenin beklenilmesini talep hakkının bulunmadığı, teminat açığı oluştuktan sonra açık kapatılmadan yeni bir emir girilmesinin mümkün olmadığı, davalı yan sistemin hata vererek giriş yapmasını engellediğini beyan etmiş ise de, sistemin 03/08/2018, 05/08/2018 ve 10/08/2018 tarihlerinde üst üste hatalı şifre girişi nedeniyle kilitlendiği, davalı daha önce telefon ile emir vermiş olmakla, teminat açığının oluştuğu tarihte sistem hatası nedeniyle emir veremediği savunmasının yerinde olmadığı, davalının teminat açığının tahminlerinin doğru çıkmaması nedeniyle zarar etmesinden kaynaklandığı, davalının zarar ettiği günün Türkiye finans piyasalarında herkes için olağanüstü bir gün olduğu, zaman zaman Türkiye’de döviz fiyatlarının aşırı dalgalanmasının bilinen bir gerçek olduğu, bu durumu engellemek için davacı şirkete düşen herhangi bir yükümlülüğün olmadığı, döviz fiyatlarındaki aşırı dalgalanmanın davalı yanın teminat açığının oluşmasında haklı neden olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı yanın takibe itirazının haksız olduğu, itirazın iptalinin gerektiği, teminat açığı davalı tarafça da bilinmekte olup likit olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinin gerektiği, ayrıca her ne kadar 6102 sayılı TTK’nun 8/1 maddesinde; “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenebilir.” hükmü düzenlenmiş ise de takipte talep edilen %70 sözleşme temerrüt faizinin tacir olmayan davalı açısından fahiş olduğu, TBK’nın 88. ve 120. maddelerinin düzenleniş amacı ve niteliği gözetildiğinde, emredici nitelik taşımakla taraflar ileri sürmese de re’sen gözetileceği, davalı yan takibe itirazında faiz oranına itiraz etmemiş ise de kanunun emredici hükmünden yola çıkılarak, TBK’nun 120/2. maddesi gereğince sözleşmede belirlenen %70 oranındaki temerrüt faizinin TBK’nun 120/1. Maddesi gereğince belirlenen faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı, yasal faiz karar tarihi itibarıyla %9 olmakla bunun %100 fazlası olan %18’in davacı taraça talep edilebilecek en fazla temerrüt faizi oranı olduğu, talep edilen %70 faiz oranının yerinde olmadığı, bu nedenle mahkememizce faiz oranı değiştirilerek hüküm kurulmakla, kararın yazımında maddi hata yapıldığı, her ne kadar mahkememiz kısa kararında davanın kısmen kabulü ile toplam 11.104,56 TL alacak yönünden itirazın iptaline hükmedilmiş ise de, dava dilekçesinde yalnızca takip talebindeki asıl alacağın dava konusu edildiği, işlemiş faiz talebinin dava değerine eklenmediği, mahkememizce sehven işlemiş faizin de dava değerine ekli olduğu zannıyla davanın kısmen kabulüne denilerek işlemiş faiz yönünden takip talebinde istenenden daha azına hükmedilerek karar verildiği, HMK’nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi uyarınca hükmün bu yönden hatalı olduğunun gerekçeli kararın yazımı aşamasında fark edildiği, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratmamak adına bu hususun yalnızca gerekçeli kararda eleştirilmekle yetinilerek fazla hükmedilen 81,54 TL’nin karardan çıkarılmadığı, ayrıca davalı aleyhine yalnızca takip talebindeki asıl alacağın dava değeri olarak talep ediliyor olması karşısında hatalı olan “davanın kısmen kabulü ile” ifadesinin “davanın kabulü ile” olarak HMK’nun 304. maddesi gereğince değiştirilmesinin gerektiği anlaşılmış olup buna göre aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve tashih şerhi hazırlanmıştır.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün 2018/31489 esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 11.023,02 TL asıl alacak 81,54 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.104,56 TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 11.023,02 TL’ye takip tarihinden itibaren TBK’nun 120/2. maddesi uyarınca yasal faizin %100 fazlasını geçmemek üzere temerrüt faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alacağın % 20’si oranına tekabül eden 2.204,62 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 758,55 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 131,55 TL’nin mahsubu ile 627,00 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 131,55 TL peşin, 35,90 başvurma harcı olmak üzere toplam 167,45 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 3.350,00 TL bilirkişi ücreti, 173,90 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 3.523,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin 2018/1011 Esas ve 2020/247 Karar sayılı dosyasında 23/06/2020 tarihinde verilen kararın hüküm kısmının 1. bendinde; “Davanın KABULÜ İLE,” ifadesi yazılması gerekirken “Davanın KISMEN KABULÜ İLE,” ifadesi sehven yazılmış ise de; dava değerinin tamamı kabul edildiğinden ve anılı husus yazım hatasından kaynaklı maddi hata olduğundan, hükmün daraltılması ve genişletilmesi yoluna gidilmediğinden karara sehven ”Davanın KISMEN KABULÜ İLE,” şeklinde geçen ibarenin ‘Davanın KABULÜ İLE,” olarak düzeltilmesine şeklinde tashihen düzeltilmesine karar verilmiştir. 08/07/2020

Katip … Hakim …
E-imza E-imza