Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/984 E. 2019/333 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/984
KARAR NO : 2019/333
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile Kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takip haksız ve kötüniyetli olduğunu, zira takibe dayanak bono davalı tarafa teminat olarak verildiğini ve bedelsiz olduğunu, öncelikle …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takibin tedbiren durdurulmasını, ekonomik ve sosyal durumunun yeterli olmaması sebebi ile Adli Yardım talebinin kabulüne, davanın kabulü ile, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan takip ve takibe dayanak bono nedeniyle tarafın borçlu olmadığının tespitini, %20’den az olmayacak şekilde kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak tarafına verilmesini, yargılama giderleri il vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de; davalı tarafça Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; 11.258,36-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek faiz ile birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı taraf; taşınmaz satın almak amacıyla davalı tarafla 93.000,00-TL lik bir konut satışı için %3 komisyon bedeli üzerinden anlaştıklarını, ayrıca davaya konu senedin de teminat senedi olarak verildiğini iddia ederek takibe konu senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini talep ettiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520. maddesinde ve simsarlık sözleşmesi ve 532.maddesinde komisyon sözleşmesi düzenlenmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1 maddesinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın”…komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ile 554, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 544 ila 554.maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalar ticari dava sayılır” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu düzenlemelerde taşınmaz simsarlığı sözleşmelerinden doğan davaların ticari dava sayılacağı hususu yer almamıştır. Ayrıca, taraflar tacir olmadığı gibi dava konusu işin ticari işletme ile ilgili olmadığı, eldeki uyuşmazlık yukarıda açıklanan yasa hükümleri gereğince çözümlenecek olup davada talep edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, kambiyo senedine dayalı olarak davayı ticari dava niteliğine getirmeyeceğinden ve taraflar tacir olmayıp uyuşmazlık da Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan da bulunmadığından davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekir. HMK’nın 1.maddesinde de görev kamu düzenine ilişkin olup taraflarca her zaman ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen dikkate alınmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, buna ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/04/2019

Katip …

Hakim …