Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/970 E. 2021/68 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/970 Esas
KARAR NO : 2021/68
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile 08/12/2016 günü saat 23:30 sıralarında … istikametinde 5 şeritli yolun orta şeridinde seyir halindeyken Bademlik köprüsüne 50 metre kala bilinmeyen bir arızadan dolayı durması/duraklaması sonucu dörtlü flaşörlerini yakması ve aracın arka kısmında tedbir almadan beklerken yine aynı yönde orta şeritte seyir halinde olan sürücü müvekkili … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikleti ile, durmuş olan aracı geç farkedip sola manevra yaptığını ve kurtaramayarak aracının ön kısımları ile … plakalı aracın sol arka yan kısımlarına çarptığını, müvekkili ve araçtaki diğer yolcu … ’in yola savrulduğunu, aynı yönden gelen davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sol şeride savrulan motosikletle aracının ön kısımları ile çarptığını ve netice itibariyle müvekkili …’un yaralanmasına sebebiyet verdiğini,davacı müvekkilinin kazada yaralandığını, fiziken yaralanmanın ötesinde uğradığı kaza nedeniyle psikolojik olarak da telafisi imkansız zararlara uğradığını, kaza sonrası yaşadığı travma sebebiyle halen daha yola çıktığında korku ve tedirginlik yaşadığını, davacı müvekkili … için fazlaya dair talep hakları saklı kalmak ve davalı … şirketinin teminat limitiyle sorumlu olması kaydıyla 10.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, (sigorta şirketinden poliçesindeki sorumluluk limitiyle sınırlı kalmak ve manevi tazminat kaleminden ayrı kalmak üzere) yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; belirtilen güzergahta seyrederken aracında tık tık sesler geldiğini, arabanın kendiliğinden kitlendiğini, sinyal verdiğini, dörtlüleri yaktığını, inmek için dikiz aynasına baktığını, dışarı çıkmak isterken arka sol yandan aracına motosiklet vurduğunu, sola kaydığını, arkadan diğer şeritten gelmekte olan diğer davalı …’nın motosiklete vurduğunu, aracının şanzımanın dağıldığını, olayın aracından inmeden meydana geldiği için reflektör koyma olanağı olmadığını, ancak dörtlülerinin yanık olduğunu, aracının olay yerinden çekilerek kaldırıldığını, kazayı önlemek için yapabileceği kazayı önlemeye etkili hiçbir kusur ve olanağının olmadığını, gerek davacının ve gerekse diğer davalının arkadan gelen araçlar olarak yaklaşım mesafesine uymdıkları için bu aşamaya gelindiğini, kusur ve ihmalinin olmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
19/11/2018 tarihli … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Raporunda; “… oğlu, 20/01/1971 doğumlu …’un dosyasının incelenmesi, tarafımızca yapılan muayene ve değerlendirmesi sonucunda; 09/12/2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı hastada meydana gelen subaraknoid kanama, oksipital kemik kırığı, orbita fraktürü, sol ön kol çift kırığı ve diğer yaralanmaları dikkate alınarak;
1-A) Santral ve Periferik Sinir Sistemi Hastalıklarına Bağlı Bozukluklar başlığı altında;
Tek üst ekstremite bozuklukları
Kişi etkilenmiş ekstremiteyi kendine bakım, günlük aktivitelerinde kullanılamıyor (non-dominant ekstremite) %45 yürüme ve hareket bozuklukları
Zorlukla ayağa kalkıyor, yardım olmaksızın yürüyemiyor %60 santral sinir sistemi, periferik sinir sistemi ve spinal kord ile ilgili bozuklukları;
Cinsel fonksiyon yok %25
B) Orta düzey motor afazisi için %25 olduğu
C) Balthazard formülü uygulandığında %88 olduğu,
09/12/2016 tarihli trafik kazasına bağlı kişinin bedensel özür oranının %88 olduğu,
2-Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren sürekli bakıcıya ihtiyacı olduğu kanaatinde olduğumuzu bildirir Adli Tıp Kurulu raporudur. “ şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından düzenlenen 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“Sonuç olarak dava konusu kazada davalı sürücü …’ın ani çıktığı anlaşılan teknik arıza kendisine atfedilecek kusur bulunmadığı, şanzumanın kırılarak tahrik tekerlerini kilitlemesi ve aracı hareketsiz bırakması şeklinde ortaya çıktığı anlaşılan teknik arıza kazanın meydana gelmesinde ağırlıklı olarak etkili olduğu, davacı motosiklet sürücüsü …’un aracının hızını görüş şartlarına uygun düzeyde tutmamış olması ile 2918 sayılı KTK madde 52’ye göre kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nın aniden önüne savrulan motosiklete karşı alabileceği önlem bulunmaması nedeniyle kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
SONUÇ : Yukarıdaki incelemeye göre olayda;
1.Davalı sürücü … kusursuz,
2.Davalı … yönetimindeki … plakalı araçta ortaya çıkmış olan teknik arıza %50 (yüzde elli) oranında etkili,
3.Davacı Motosiklet sürücüsü … %50 (yüzde elli) oranında kusurludur.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Rapora itirazlarının incelenerek, soruşturma ve kovuşturma aşamasında alınan kusur raporları ile oluşan çelişkiyi giderecek şekilde ek rapor alınmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmekle, Bilirkişiler … tarafından düzenlenen 13/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle;
“Davacı ve davalı vekilinin itirazları incelenmiş olup heyetimizin kusur konusundaki kanaatinde bir değişiklik olmamıştır.
1. Davalı sürücü … kusursuz,
2. … yönetimindeki … plakalI araçta ortaya çıkmış olan teknik arıza %50 (yüzde elli) oranında etkili, oranında etkili,
3. Davacı Motosiklet sûrücüsu … %50 (yüzde elli) oranında etkili, oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 12/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
“Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere 08.12.2016 tarihinde meydana trafik kazasında;
1.Seçenekte: Sayın Mahkemece Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 06.12.2019 tarihli kusur raporuna itibar edilmesi halinde;
Adli Tıp Kurumu tarafından kusurun tamamının davacıya verilmiş olması nedeniyle 1. seçenekte davalıların işbu dava kapsamında davacıya karşı bir sorumluluğu soz konusu olmayacaktır.
2.Secenekte: Sayın Mahkemece öğretim üyeleri tarafından düzenlenen 16.11.2019
tarihli kusur rapor itibar edilmesi halinde;
Davalı … ile araç sürücüsü …’ın %50 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’un;
a)Sürekli iş göremezlik dönemine ait
%88 maluliyet oram ile ilgili bakiye maddi zararının = 211.478,53 TL olduğu,
-Davacı ile davalı … arasında İmzalanan “İbraname, feragatname ve makbuz” adlı belge İle davacı vekilinin Sayın Mahkemenin 30.04.2019 tarihli otunununda “kalıcı maluliyete ilişkin tazminatları tahsil ettiklerini, bakıcı gideri ve manevi tazminata ilişkin taleplerin devam ettiğini, 03.03.2020 tarihli oturumunda ise “maddi tazminat taleplerinin 5.000,00 TL.lık kısmının bakıcı gideri, kaİan 5.000,00 TL.lık kısmının ise maluliyet tazminatı için olduğu” yönündeki beyanlarına ilişkin hukuki durumun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
-Sayın Mahkemece ibraname, feragatname ve makbuz” adlı belge ile davacı vekilinin beyanları kapsamında sürekli iş gücü kaybına ilişkin taleplerin konusuz kalmadığının ve sigorta şirketi ile davalı araç sürücüsünü sorumluluğunun devam ettiğinin kabulü halinde ise; sigorta şirketi tarafından ödenen 290.000,00 TL.nın poliçeye göre sorumlu olduğu 310.000,00 TL.lık limitten tenzili ile sigorta şirketinin ve araç sürücüsünün sürekli iş gücü kaybı zararı nedeniyle bakiye sorumluluğun 20.000,00 TL. üzerinden devam ettiği, geriyle kalan (211.478,53 – 20.000,00)= 191.478,53 TL.lık zarardan ise davalı araç sürücüsünün tek başına sorumlu olacağı,
Davacının ömür boyu bakıcı gideri zararının= 197.486,32 TL olduğu,
-01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve somut olaya uygulanması gereken poliçe genel şartlarının A.5/c maddesindeki “c)Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanması sonrasında yetkili bir hastaneden alınacak özürlü sağlık kurulu raporu ile sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı giderleri bu teminat limitleri ile sınırlı olmak koşuluyla sürekli sakatlık teminatı kapsamındadır.” değişikliğe istinaden ömür boyu bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında olduğunun kabulü halinde, davacının sürekli iş gücü kaybı nedeniyle talep edilebilir zaran poliçe limitini aştığından Sigorta şirketinin ömür boyu bakıcı gideri zararından bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağı ömür boyu bakıcı gideri zararından sadece davalı araç sürücüsünü sorumlu olacağı,
Sayın Mahkemece aksi kanaate varılarak ömür boyu bakıcı gideri zararının sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunun kabulü halinde ise bakıcı gideri sağlık gideri teminat limitleri içinde kaldığından yukarıda belirlenen bakıcı giderinin tamamından davalı … ile araç sürücüsünün birlikte sorumlu olacağı,
c)Davalı … şirketinin 27.10.2017 dava tarihinden önce temerrüde düştüğü belirlenememiş olup, araç sürücüsü bakımından temerrüdün 08.12.2016 olay tarihinde gerçekleşmiş olacağı,
d)Sigortalı aracın kullanım amacının hususi gözüktüğü,
e)Davalı … her iki kusur raporunda da kusursuz bulunduğundan anılan davalının işbu dava kapsamında bir sorumluluğu söz konusu olmayacağı sonuç ve kanaati ile tarafımca tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederim. ” şeklinde mütalaada bulunmuştur.
Davacı vekili 07/12/2020 tarihli ıslah dilekçesinde; dava dilekçesinde talep olunan tutar:10.000,00 TL, bilirkişi raporuyla tespit olunan tutar: 197.486,32 TL olduğundan dava değerini 187.486,32 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Dava; 08/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle maddi tazminat kalemlerinden sürekli – geçici maluliyet tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı ile manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 08/12/2016 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motorsiklet ile seyir halinde iken, davalı sürücü …’ın maliki olduğu sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ani çıkan teknik arıza nedeniyle durmasında, duran aracı geç farkeden davacının motorsikletin ön kısımlarıyla duran aracın sol arka kısmına çarparak savrulması, bu sırada davalı sürücü … yönetimindeki … plakalı aracın sağ ön kısmı ile davacı yönetimindeki savrulan motorsiklete çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı, … plakalı aracın davalı … nezdinde trafik poliçesinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan … Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin 19/11/2018 tarihli Adli Tıp Raporunda; davacının geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının sürekli maluliyetinin %88 oranında olduğu ve kaza nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olduğu hususlarının tespit edildiği, raporun kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca düzenlendiği anlaşılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı, 09/10/2020 tarihli kararı ile, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların KZMSS Genel Şartlarda belirlenen usul ve esaslara tabi olduğuna dair Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde geçen “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ve ikinci cümlesinde geçen “…ve genel şartlarda…” ibarelerinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olmakla, HMK’nun 30. maddesi ile Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/… Esas, 2020/… Karar sayılı, 01/07/2020 tarihli emsal nitelikteki içtihadı uyarınca iptal kararının kesinleşmemiş tüm davaları da etkileyeceği nazara alınarak genel şartlar ile getirilen yönetmeliklerden önce uygulanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının sürekli ve geçici maluliyeti ile bakıcıya muhtaç olup olmadığı yönünde rapor düzenlenmesi gerekmekte ise de, davacı yanın iptal kararı kapsamında yeniden inceleme talebi bulunmadığından usul ekonomisi ilkesi ve talep nazara alınarak mevcut rapor uyarınca yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen kusur bilirkişilerinin değerlendirmelerine göre; davacının aracının hızını görüş şartlarına uygun düzeyde tutmamış olması nedeniyle kazanın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücü … kazada kusursuz olmakla birlikte, aracında ortaya çıkan ani teknik arızanın kazanın meydana gelmesinde %50 oranında etkili olduğu, davalı sürücü …’nın aniden önüne savrulan motorsiklete karşı alabileceği önlem bulunmadığından kusursuz olduğu, … Asliye Ceza Mahkemesi’nde alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 06/12/2019 tarihli raporunda davacının asli kusurlu, davalı sürücülerin ise kusursuz olduklarının tespit edildiği, mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …’a ait aracın teknik arızasının kazaya %50 etkili olduğunu belirtmekle, ceza yargılamasında değerlendirilmek üzere alınan Adli Tıp Raporunda bu yönde bir tespitte bulunulmamasının mahkememiz dosyasında alınan rapor ile arasında çelişki meydana getirmeyeceği, nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/13692 esas, 2019/7202 karar sayılı ilamında “2918 sayılı KTK’nun 85/1. maddesinde; bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenen ölmesi veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteninin doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı düzenlemesine; aynı yasanın 86/1. maddesinde ise; işletenin, mücbir sebebten veya zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurundan, zararlı sonucun ileri geldiğini ispat etmesi şartıyla sorumluluktan kurtulacağı düzenlemesine yer verilmiştir. İşleten, aracın trafiğe elverişli bir biçimde çıkarılmasını ve yeterli bakımının yapılmasını sağlamalıdır. Frenin veya lastiğin patlaması, rotun çıkması gibi teknik arızalar, yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemez. Araçta teknik arıza olması, mücbir sebep değil umulmayan hal olarak kabul edilebilir. Çünkü genellikle bu nitelikteki teknik arızaları önlemek ve karşı koymak mümkündür. Eğer karşı konulamıyorsa o işletme konusunda bir eksiklik hatta düzensizlik, bozukluk var ya da o konuda gerekli dikkat ve özen noksan demektir. Kusurun söz konusu olduğu hallerde, mücbir sebepten söz edilemez. İşleten kusurlu bulunmasa da araçtaki bozukluğun neden olduğu kaza sonucu oluşan zarardan sorumlu olacaktır.” denilmekle, aynı zamanda sürücüsü olduğu aracın maliki ve işleteni olan davalı …’ın aracındaki kazaya sebap olan teknik arıza nedeniyle arızanın kazaya etkisi oranında davacıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
… kazada kusursuz olmakla, aleyhine istenen maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerekmiştir.
Dava sırasında, davacı ile davalı … arasında sulh protokolü yapılmış olup, bu anlaşma ile sürekli sakatlık teminat limiti dahilinde sigorta şirketi, araç işleteni ve sürücüsü davacı yanca ibra edildiğinden davalı … ile davalı … yönünden maluliyet tazminatına ilişkin taleplerin konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Anılı protokolde bakıcı giderleri ile ilgili dava hakkının saklı tutulduğu kararlaştırıldığından bu kapsamda alınan aktüer raporuna göre, davacının bakıcı gideri talebi yönünden asgari ücrete göre yapılan hesaplamada %50 kusur durumu ve poliçe genel şartlarına göre yapılan %25 muafiyet tenziline göre davacının 197.486,32 TL tutarında bakıcı gideri talep edebileceği, kaza tarihi itibarıyla davalı … yönünden teminat limiti poliçe tarihindeki limite göre 290.000 TL’den 310.000 TL’ye arttırılmış olup, sulh protokolü kapsamında davacıya 290.000 TL ödendiğinden davalı sigortanın bakıcı gideri tazminatından bakiye 20.000 TL ile sınırlı olarak, davalı gerçek kişinin ise hesaplanan tazminatın tamamından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan TBK’nun 56/1. maddesi uyarınca manevi tazminat isteminde bulunmakla, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikler göz önünde tutularak olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde olayın meydana gelişinde davacının %50 kusurlu, davalı …’ın kusursuz oluşu ancak aracındaki arızanın kazaya %50 etkili olduğu nazara alınarak davacı lehine 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı yanca sigorta şirketine 22/09/2017 tarihinde başvuru yapılmakla KTK’nun 99. maddesi uyarınca 8 iş günü sonrasına göre temerrüdün 03/10/2017 tarihinde gerçekleştiği, davalı sürücü … yönünden ise temerrüdün haksız fiil tarihi olan 08/12/2016 kaza tarihi itibarıyla gerçekleştiği anlaşılmakla, davaya konu sigortalı aracın kullanım amacının hususi olması sebebiyle yasal faiz işletilmek suretiyle hesaplanan bakıcı gideri tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, yine mahkememizce takdir edilen manevi tazminatın davalı …’dan 08/12/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalı … yönünden açılan maluliyet tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminata ilişkin davaların REDDİNE,
Davalılar … ve … A.Ş. yönünden maluliyet tazminatına ilişkin davalar konusuz kalmakla ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davalılar … ve … A.Ş. Yönünden bakıcı gideri tazminatına ilişkin davanın KABULÜ İLE, 197.486,32 TL bakıcı gideri tazminatının davalı … A.Ş. 20.000 TL ile sorumlu olmak kaydıyla; davalı … yönünden 08/12/2016 tarihinden itibaren, davalı … A.Ş. yönünden 03/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … yönünden manevi tazminata ilişkin davanın KISMEN KABULÜ İLE, 10.000 TL manevi tazminatın 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 13.285,36 TL karar harcından davacının maddi tazminat için peşin yatırdığı 68,31 TL’nin ve 3.201,80 TL ıslah harcının mahsubu ile 10.015,25 TL ilam harcının (davalı … 1.366,20 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Manevi tazminat yönünden alınması gerekli 683,10 TL karar harcından davacının manevi tazminat için peşin yatırdığı 136,62 TL’nin mahsubu ile 546,48 TL ilam harcının davalı … tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 204,93 TL peşin, 31,40 TL başvurma harcı ve 3.201,80 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.438,13 TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 22.274,04 TL vekalet ücretinin (davalı … 4.080,00 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre davanın kabul kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2. maddesine göre davanın ret kısmı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 2.750,00 TL bilirkişi ücreti, 438,30 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 3.188,30 TL yargılama giderinin (davalı … kabul ve ret oranına göre hesap edilen 2.683,19 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı … tarafından yapılan 227,50 TL yargılama giderinden kabul ve red durumuna göre hesaplanan 45,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine,
10-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır