Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/964 E. 2019/381 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/964 Esas
KARAR NO : 2019/381
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/10/2017
KARAR TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … nolu 23/05/2014-2015 tarihli motorlu taşıtlar bileşik kasko sigorta poliçesi ile sigorta edilen sigortalı olan … Tic. Ltd. Şti’ne ait … plakalı araç 08/01/2015 tarihinde idarenizin sorumluluğunuzda İstanbul ili Sarıyer ilçesi maslak … caddesi no: … önünden … istikametine seyir halinde iken kurumumuzun çalışması sonucu açık olan rögar çukura düşmesi sonucu hasarlandığını, olay anında tutulan trafik zaptına ve tespit tutanağında yolda davalı kurumun çalışma yaptığı hususu belirtildiğini, olay yeri krokisinde çalışma ve rögar kapağının çizildiğini, bu yolda davalı tarafın çalışması sonucu açık olan rögar çukurunun yapım, onarımı ev bakım gözetim sorumluluğunun davalıya ait olduğu gibi, davalı idarenin yol üzerindeki bakım sorumluluğu nedeniyle yeterli mesafeye işaretleme, levha koyma zorunluluğunun davalı idarelerin görevi olduğundan davalı asili kusurlu bulunduğunu, nitekim rögar ile birlikte her türlü sorumluluk 2560 sayılı yasanın 2. Maddesinin b ve d bentlerinde açıkça belirtildiği üzere … Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, bu hususta … İdare Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararında da “yasa hükmüne göre su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konudaki yetkilerini kullanmak …’nin görevleri arasında bulunmakta olup, yağmur mazgalı ve rögar kapağının vermiş olduğu zararlarında bu kurum tarafından karşılanması gerekeceği açıktır.”şeklinde hüküm kurulduğunu, kasko tazminatını ödeyen müvekkili şirket, TTK 1472 maddesine göre, sigortalısının hukukuna halef olduğunu, bu kanuni halefiyete dayanılarak süresinde KTK 110. maddesi gereği adli yargıda dava açılması zorunluluğunun ortaya çıktığını, davalı haksız eylemi ile BK 49. maddesi haksız fiil sorumluluk hükümlerine göre hasardan sorumlu olup hatalı eylemi ve kusuru ile zarar ve hasara sebep olduğunu,davacı sigorta şirketi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklandığından ve halefiyete bağlı olarak açıldığından Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, ancak davalı tacir olduğundan, Yargıtay 17. HD. 2014/25294 Esas 2015/504 Karar sayılı 19/01/2015 tarihli kararı gereği davalı … aleyhindeki davalar yönünden Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu nedeniyle davanın açıldığını, davalı … Genel Müdürlüğünün hukuka aykırı eylemi ve kusuru sonucu oluşan 3.030,00 TL tazminatın, davalıya başvuru tarihi olan 21/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini, masraf ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu mahalde müvekkili idare elemanlarınca herhangi bir çalışmanın yapılmadığını, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7.g maddesine göre; “Büyükşehir belediyesinin yetki alanındaki meydan, bulvar, cadde ve ana yollan yapmak, yaptırmak, bakım ve onarımını sağlamak, kentsel tasarım projelerine uygun olarak bu yerlere cephesi bulunan yapılara ilişkin yükümlülükler koymak; ilan ve reklam asılacak yerleri ve bunların şekil ve ebadını belirlemek; meydan, bulvar, cadde, yol ve sokak ad ve numaraları ile bunlar üzerindeki binalara numara verilmesi işlerini gerçekleştirmek.” Büyükşehir Belediyesinin görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayıldığını, yolların yapım, bakım ve onarım sorumluğunun müvekkili idareye ait olmadığı halde, böyle bir durumda aleyhe dava ikame edilmesinde isabet olmadığını, şehir içi ulaşım yollarının yapımı, bakımı, onarımı ve yolların seyrü sefere açık tutulması hususundaki görev ve sorumluluğun belediyelere ait olduğunu, yol yüzeyinde zarara neden olabilecek her türlü kusurun belediyeye ait olup …’nin böyle bir görev ve sorumluluğunun bulunmadığı içtihatlarla sabit olduğunu, kaza ile müvekkili idare arasında illiyet bağının olmadığını, meydana geldiği iddia edilen hasarla ilgili olarak idareye herhangi bir başvuruda bulunulmadığı gibi hasarın meydana geldiği tarihnte sözkonusu adresten … arıza kayıt servisine yapılmış herhangi bir arıza müraccatının olmaması, hasarın ne şekilde oluştuğu konusunda idarede tespitinin yapılmamış olmaması ve en önemlisi idareye hasarın meydana geldiği adreste bir çalışma yürütülmemiş olması hususları göz önünde bulundurulduğunda konuyla ilgili görev ihmali gecikmesi ve kusuru olmadığından ödeme yapılmasının söz konusu olmadığını, olay ile sonuç arasında uygun illiyet bağının olmadığını, dava konusu olayda müvekkili idarenin herhangi bir kasıt veya ihmali ile illiyet rabıtasının bulunmadığını, bu nedenle davanının reddinin gerektiğini, dava tarihinden öncesi içein faiz talebinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcunun olmadığını, dolayısıyla idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için faiz istenebileceğini, davanın öncelikle görev ve husumetten olmak üzere esastan da reddini, mahkeme masrafı ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı tarafın davanın idari yargıda görülmesi gerektiği yönünde yaptığı görev itirazının mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirket tarafından sigorta edilen sigortalısına ait … plakalı araç 08/01/2015 tarihinde Sarıyer ilçesi … caddesi No: … önünden … istikametine seyir halinde iken, hadise mahallinde tutulan trafik zaptına ve tespit tutanağına göre, davalı kurumun çalışma yaptığı yolda, açık olan rögar çukuruna düşmesi sonucunun hasarlandığını, tutanağın olay yeri krokisinde çalışma ve rögar kapağının çizildiğini, bu bakımdan kapağın davalı tarafıa ait olmadığı ve çalışma yapılmadığı yönündeki cevapların mesnedinin olmadığını, bu yolda davalının çalışması sonucu açık olan rögar çukurunun yapım, onarımı ve bakım gözetim sorumluluğunun davalı tarafa ait olduğunu, davalı idarenin yol üzerindeki bakım sorumluluğu nedeniyle yeterli mesafeye işaretleme, levha koyma zorunluluğu davalı idarelerin görevi olduğundan davalı asilinin kusurlu bulunduğunu, kanallar ve kapak ile ilgili her türlü sorumluluğun 2560 sayılı yasanın 2. maddesinin (b) ve (d) bentlerinde açıkça belirtildiği üzere … Genel Müdürlüğüne ait olduğunu, rögar kapağının açık olduğu, yolda … çalışması ve çukur olduğunu, çalışmanın …’ye ait olduğu trafik kaza tutanağında ve krokide belirtildiğini, bu bakımdan davalının cevaplarında yolların açık tutulmasının ve kusurun Belediyeye ait olduğu şeklindeki geçerli olmadığnıı, bu beyanlar trafik kaza tespit tutanağındaki tespiti ortadan kaldırmayacağını, kaza tarihindeki fiili olgunun belli olduğunu, trafik kaza tutanağı usulüne uygun tanzim edilmiş olup, yönetmeliğin 156. madde gereği kusur oranının tespit edildiğini, kaza tutanağında davalı idareyi kusurlu bulunduğunu, kaza tespit tutanağının tutulması esnasında trafik görevlileri tarafından davalıya usulen haber verme zorunluluğunun olmadığını, istenen tazminatın fahiş olmadığını, tarafsız Ekspertiz raporunda, faturalarda ve resimlerde sigortalısının aracındaki hasarın gözüktüğünü, dava halefiyete dayalı rücuen tazminat davası olmakla, sigortalısına ödeme tarihinden itibaren faiz işletildiğini, çünkü rücu alacağı ve hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğunu, bu hak borçlunun alacaklıyı tatmin ettiği anda doğar ve muaccel olacağını, Gerek öğretide ve gerek uygulamada rücu alacağı tazminat niteliğinde olduğu kabul edildiğine göre, bu alacakla ilgili faizin de tazminat faizi olduğunu, davalının cevaplarının reddi ile talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; sigortalı araçta meydana gelen hasarın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizin … esas ve … karar sayılı davanın dava dilekçesinin yargı yolu bakımından usulden reddi ile görevsizliğine dair verilmiş olan kararın, … Mahkemesi… Hukuk Dairesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamı ile; “TTK’nın 3, 11, 16/1. Maddeleri ve 2560 sayılı kanun hükümleri uyarınca davalı …’nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda bakılması gerektiği nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile kararın HMK’nun 353/1-a/4. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmekle, dosya mahkememiz 2017/964 esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kapsamına alınan 15/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Trafik polislerinin düzenlediği kaza tespit tutanağında ve diğer belgelerde; 08.01.2015 tarihinde, saat 15:10 sularında, İstanbul, Sarıyer, …’ta, Sürücü … ‘ın yönetimindeki … plakalı otomobili ile … Cd boyunca seyrederken 15 numara önünde …’nin kanalizasyon çalışmasını farketmeyerek açılan çukura düştüğünü, trafik uyarı levhalarının olmadığını, sürücünün ehliyetinin yeterli ve alkolsüz olduğu açıklandığını, trafik polisleri tarafından, karayolunda …’nin kanalizasyon çalışması olduğu ve … plakalı aracın …’nin kanalizasyon çalışması nedeniyle açılan çukura düşerek hasar gördüğü tespit edildiğini, kaza tespit tutanağında belirtilmiş olup doğru olduğunun kabulü gerektiğini, karayolu üzerindeki kanalizasyon çalışması tamamlanmış olacağı için bu andan sonra herhangi bir tespit yapılması mümkün olmadığını, karayolunda çalışma yapan / yaptıran kuruluşların trafik güvenliği yönünden gerekli önlemleri aldıktan sonra çalışma yapmaları / yaptırmaları gerektiğini, … gerekli önlemleri almadan yolda çalışma yaptığı / yaptırdığı; trafiği tehlikeye düşürdüğünü, … plakalı otomobilin kazaya karışmasına ve hasar görmesine neden olduğu için tam kusurlu. Olduğunu, davalı … Genel Müdürlüğü’nün gerekli önlemlerini almadan / alınmasını sağlamadan karayolunda kanalizasyon çalışması yaptığı / yaptırdığı, trafiği tehlikeye düşürdüğünü. … plakalı otomobilin kanalizasyon çalışması nedeniyle açılan çukura düşerek kazaya karışmasına ve hasar görmesine neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 13/b maddesinde açıklanan kusurların işlendiğini, trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, dava dışı sürücü … ‘ın yönetimindeki … plakalı otomobili ile normal seyrederken yol içindeki çukuru yeterince önceden fark edebilmesi ve emniyetlice durabilmesi veya manevra yapabilmesi mümkün olamayabileceği için trafik kazasının meydana gelmesinde kusurunun olmadığı kanaatine varıldığını, tazminata konu aracın, … plakalı, … marka, … tipi, 22.05.2012 tarihinde trafiğe çıktığını, 2012 model, 08.01.2015 tarihinde, 2 yıl 7 ay kullanıldıktan sonra kazaya karışmış olan … Ltd. Şti. adına tescilli otomobil olduğunu,
Hasar Raporu Tutar (TL)
Yedek Parça 2.630,77
Servis indir. 131,54
Kıymet kaz. 130,23
Yedek parça 2.369,00
İşçilik 590,00
Servis indir. 59,00
İşçilik 531,00
Hasar tutarı 2.900,00
… sayılı ekspertiz raporu ve 31.01.2015 tarihli e-fatura … plakalı otomobilin onarımına ait fiyatları da kadri maruf olduğunu, davacı tarafından otomobilin KDV’siz hasar tutarı 3.030 TL 12.02.2015 tarihinde ödenmiş olup, ibraname ve temlik imzalandığını, KDV’siz hasar tutarı talep edilmekte olup uygun olduğunu, ancak otomobilin kullanım miktarı dikkate alınarak yaklaşık %5 kıymet kazanma indirimi yapılması gerektiğini, hasarlı parçaların sovtaj değeri olmadığını, davalı …’ye iadeli taahhütlü olarak gönderilen ve 21.12.2015 tarihinde tebliğ edilen ihtarnamede, hasar tutarının 1 ay içinde ödenmesi ihtar edildiğini, bu durumda davacı 21.01.2016 itibariyle yasal faiz talep edebileceğini,
Tazminata konu … plakalı, … marka, … tipi, 22.05.2012 tarihinde trafiğe çıkmış olup, 2012 model, 08.01.2015 tarihinde, 2 yıl 7 ay km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış olan … Ltd. Şti. adına tescilli otomobilin hasar tutarının 2.900 TL olduğunu, davacı sigortacı tarafından 12.02.2015 tarihinde ödendiğini, temerrüt tarihi 21.01.2016 itibariyle yasal faiz talep edilebileceğini, … plakalı otomobilin 2.900 TL hasar tutarının temerrüt tarihi 21.01.2016 itibariyle yasal faizi ile talep edilebileceğini, mütalaa etmiştir.
Huzurdaki dava, dava dışı sigortalı şirketin uğradığı zararı tazmin eden davacı sigortacının sorumlusuna rücu amacıyla açılan alacak davası olup davalının kusursuz sorumluğu temeline dayanmaktadır. Mahkememizce dava dışı sigortalının uğradığı hasar bedelinin denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile tespit edildiği, kazaya ilişkin iki polis memurunun imzasını içerir kaza tespit tutanağının dosya kapsamında mevcut olduğu, aksi ispat edilinceye kadar bu belge delil niteliğini taşıdığından aksi ispatlanamayan kaza tespit tutanağı içeriğine itibar edildiği, davaya konu rögar kapağının davalı yana ait olduğunun davalı tarafın da kabulünde olduğu, davalı yanın kusursuz sorumluluk hali gereğince herhangi bir kazı çalışması olmasa dahi açık olan/açılan rögar kapağı nedeniyle TBK hükümleri gereğince sorumlu olacağı bu nedenle davalı yanın cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi kapsamında ileri sürdüğü …’nin kaza tarihi itibarıyla kazanın gerçekleştiği yerde çalışması olmadığı savunmasına itibar edilmediği, davacı tarafça davalı yana hasarın tazmini talepli başvurunun kargo teslim tutanağından anlaşıldığı haliyle 21.12.2015 tarihinde teslim edildiği, başvuru dilekçesinde davalı tarafa ödeme için bir aylık süre verildiğinden bu sürenin bitim tarihi itibarıyla davalının temerrüde düştüğü anlaşılmakla 2.900 TL maddi tazminatın, temerrüt tarihi olan 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2.900 TL maddi tazminatın, temerrüt tarihi olan 21/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınan 51,75 TL peşin harçtan, alınması gereken 198,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 146,34 TL harcın davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan 1.293,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.238,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 51,75-TL peşin harç olmak üzere toplam 80,95 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 130,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde ilgili taraflara iadesine;
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/05/2019

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza