Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/960 E. 2019/121 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/960
KARAR NO : 2019/121
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 21.07.2016 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı işyerine … abone numarasıyla indirimli elektrik enerjisi tedarik edildiğini, taraflar arası ticari uygulama protokolünün 2. Maddesinde, ” Abone Tarife Grubunun Ticarethane” olduğu belirtildiğini, davacının dava konusu 16.05.2017 tarihli fatura ile ilgili olarak davalıdan, 956,08.-TL asıl alacak, 114,72.-TL icra cezai şart ve 27,09.-TL gecikme zammı alacak talepleri olduğunu, bu hususların taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddelerine göre uygulandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 01.08.2018 tarihinde bitecek olmasına rağmen davalı tarafça ihtarname dahi gönderilmeksizin sözleşme devam ederken başka bir elektrik firmasından elektrik tedarik hizmeti alındığını, davalı/borçlunun sözleşme süresi içerisin 7.1 maddeye aykırı olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle tahakkuk ettirilen cezai şart tutarının tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı söz konusu takibe borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, beyan ederek itirazın iptalini, icra dosyası üzerinden takibin 952,40.-TL yönünden devamını, takip konusu alacağın %40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; abonman sözleşmesi ve elektrik tüketiminden kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili tarafından abonelik sözleşmesi ve fatura suretlerinin ibraz edildiği görülmüştür.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 114,72-TL icra cezai şart, 956,08-TL asıl alacak ve 47,80-TL gecikme zammı olmak üzere toplam 1.118,60-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen elektrik mühendisi bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 24/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Taraflar arasında 01.07.2016 başlangıç tarihli olarak düzenlenen elektrik satış sözleşmesi, 01.08.2016 tedarik başlangıç tarihinden itibaren 24 aylık olduğunu, sözleşmede davacı tedarikçi, davalı ise abone olarak tanımlandığını, sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan ticari uygulama protokolü, tedarikçi ve abone sırasındaki Aktif Enerji satışına ilişkin kural ve şartları belirlenmekte olduğunu, abone tarife grubu …, abonelik numarası … olarak sözleşmede gösterildiğini, enerji satış birim fiyatı sabit %15 indirimli olarak uygulanacağını, ticari uygulama protokolü madde de açıklandığını, madde 3’te aynen tekrar ettiğini ve madde 7.1’de aynen tekrar ettiğini, fatura tutarının süresi içinde ödenmemesi halinde aylık %5 gecikme zammı uygulanması keza sözleşme gereği olmakta olduğunu, taraflar arası sözleşmenin sona erme tarihi 01.08.2018 olduğu davalıya tahakkuk ettirilen faturalarda yarıca gösterildiğini, dosyaya sunulan faturalarda ilki 08.09.2016 tarihli, ikinci fatura ise 07.10.2016 tarihli, her iki faturada sözleşme gereği davacı yanda Aktif Enerji ulusal birim fiyatından %15 indirim yapıldığını, daha sonra tahakkuk ettirilen faturalarda ise davalı yanca ödemelerin yapılmamasından ötürü %15 indirim yapılmadığını, indirimsiz ulusal tarife uygulandığının görüldüğünü, davalı yanca duruşmalara katılım olmadığı gibi olayla ilgili bir belge de dosyaya sunulmadığını, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler, davacı şirketçe yapılan işlemlerin EPDK ulusal tarifelerine ve taraflar arası sözleşme hükümlerine uygunluğunun olup olmadığı yönünden bilirkişilikçe incelendiğini, bu konuda dosyaya sunulan, 08.09.2016-07.10.2016-09.11.2016-08.12.2016 tarihli tüketim faturaları ele alındığını, bu faturalarda görülen EPDK ulusal tarife birim fiyatları ile kanun ve yönetmelikler gereği fatura bileşenleri uygulanması keza ele alındığını, davacı tedarik firma tarafından davalıya tahakkuk ettirilen dava konusu elektrik faturaları kalemleri birim fiyatlarına, sözleşme koşulları ve EPDK ulusal tarifeleri yönünden uygun işlemler yapıldığının saptandığını, ancak davacı yanca anılan dava konusu faturalarda, ilgili yönetmelik ve kanun gereği faturalara uygulanması gereken yüksek tutulmuş olduğunu, bilirkişi incelemesinde bu husular dikkate alınarak uygun değerler üzerinden hesaplama yapıldığını, toplamda; 1.045,19.-TL asıl alacak olarak tespit edildiğini, ancak davacı şirket talebi takip dosyasında asıl alacak 956,08.-TL olarak gösterildiğinden, bu miktarın alınması bilirkişi görüşünün olduğunu, raporun tespitler bölümünde belirtildiği şekilde, taraflar arası sözleşmenin 7.1 maddesini tekrar ettiğini ve 4.2 maddesini tekrar ettiğini, alınan hüküm gereği olarak davalı yanca ödenmeyen takip konusu faturalar toplamı olarak ele alınan asıl alacak 956,08.-TL’nin %12’si (956,08 x % 12= 114,72.TL) icra cezai şart olarak hesaplandığını, icra takibinde davacının asıl alacak talebi 956,08.-TL olarak gösterildiğini, süresi içerisinde ödenmeyen fatura tutarlarına 6183 sayılı yasa gereği olarak aylık gecikme zammı oranları uygulandığını, ayrıca gecikme zammının KDV’si söz konusu olduğunu, davacı yanca aylık %5 oranı asıl alacağın son ödeme tarihi ile takip tarihi arası süre için kullanıldığını, gecikme zammı toplam olarak; 40,62.-TL’dir.sonuç olarak, davacının takip tarihi itibariyle toplam alacağının, İcra cezai şart (114,72.) – Asıl alacak (956,08) – Gecikme zammı (34,42) – KDV’si (6,20) olmak üzere, (1.111,42.-TL) olarak tespit edildiğini, davacı yan dava dilekçesinde takibin (952,40.-TL) yönünden devamını, davalı yanca ödemeleri ile ilgili belgelerin ibraz edildiğini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat sonucunda; taraflar arasında 23/06/2016 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesinin imzalandığı ve abonelik ilişkisinin tesis edildiği noktasında uyuşmazlığın bulunmadığı, davalı tarafça ödeme savunması yönünde itirazda bulunulduğu, davalı tarafa takibe itiraz dilekçesi kapsamında ileri sunmuş olduğu savunma yönünden ödemeye ilişkin bilgi ve belgelerin iki haftalık kesin süre içinde sunulması, aksi halde mevcut delil durumuna göre karar verileceği hususlarının ihtar edildiği, ancak davalı tarafça herhangi bir delilin ibraz edilmediği, teknik bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunduğu, fatura tutarının süresi içinde ödenmemesi halinde aylık %5 gecikme zammı uygulanmasının sözleşme ile kararlaştırıldığı, davacı şirket tarafından yapılan tahakkukların EPDK ulusal tarifelerine ve taraflar arası sözleşme hükümlerine uygunluğunun tespit edildiği, bu kapsamda asıl alacak tutarının 956,08-TL olarak hesaplandığı, bu tutarın %12’si (956,08 x % 12= 114,72-TL) icra cezai şart olarak tespit edildiği, ancak davacı yanın işbu davada 952,40-TL asıl alacak isteminde bulunduğu görülmekle, HMK’nın 26. maddesi kapsamında taleple bağlılık ilkesi gereğince değerlendirme yapılarak davacının davalıdan takip tarihi itibari ile 952,40-TL (asıl alacak) alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı yanın itirazının haksız olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne dair karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar kısa kararda davacı yararına sehven icra inkar tazminatına dair hüküm kurulmuş ise de kısa karar ile gerekçeli kararın çelişemeyeceğine dair usuli ilke gereğince bu hatanın gerekçe içerisinde belirtilmesi gerekmiştir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacağın likit ve belli olması da gerekmektedir. Alacağın gerçek miktarının belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte olup borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut uyuşmazlıkta ise dava konusu alacak miktarının açıklığa kavuşturulması yargılamayı ve bilirkişi incelemesini gerektiğinden koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 952,40-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 952,40-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %5 oranında faiz uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 65,05-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 33,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin harç, 500-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 115-TL olmak üzere toplam 677,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 952,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2019

Katip …

Hakim …