Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/94 E. 2020/180 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/94 Esas
KARAR NO : 2020/180
DAVA : Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/01/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … bina no: … Daire No: … Beylikdüzü/İST. adresinde faaliyet gösteren dava dışı … adına 22/10/2013-22/10/2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı iş yeri paket poliçesi tanzim edildiğini, mağaza çalışanlarının 05/07/2014 tarihinde yerde su birikintileri görerek alışveriş merkezinin teknik ekibine bilgi verdiğini, yapılan incelemede …’nin 1.katında bulunan dükkandaki bakım koltuğunun spiral hortumundan gelen su sızıntısının tespit edildiğini ve vanalara müdahale edildiğini, eksper raporlarında da hadisenin bakım koltuğunun spiral hortumunun patlaması sonucu su baskınının meydana geldiğinin ve 75 m2 laminant parke zemin kaplamasının hasarlandığının tespit edildiğini, müvekkilinin sigortalı iş yerinde oluşan 3.218,80 TL hasar bedelini 07/08/2017 tarihinde hak sahibine ödediğini ve sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı tarafın icra takibine itiraazında iflas erteleme kararının uzatılması için mahkemeye başvurulduğunu ileri sürdüğünü, itirazın iptali davası açılması için beklenen iflas erteleme süre uzatımı talebinin … Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2016 tarihli ve … esas- … karar sayılı kararı ile reddedildiğini, tacirler arasında haksız fiile dayanan bu davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya üzerinden yapılan icra takibine itirazın kaldırılmasını, bu kabul görmediği takdirde 3.218,80 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali niteliğindeki huzurdaki davada görevli ve yetkili mahkemenin B.Çekmece Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, itirazın iptali davalarının İİK 67 gereği bir yıllık hak düşürücü sürede ikame edilmesi gerektiğini, müvekkilinni “pronail” markalı ürünlerin Türkiye distribütörlüğünü yapmakta olduğunu, söz konusu işyerinin şube olarak değil, franchise sözleşmesi kapsamında başka bir tüzel kişi tarafından işletildiğini, itirazın iptali ve alacak iddiası terditli talepleriyle dava açılamayacağınıi işletmenin sorumluğunun işyerinin işleteni olan franchise alana ihbar edilmesi gerektiğini, davacının hasarın müvekkili şirketin sorumluluğundan kaynaklandığını ispat etmesi gerektiğini, ekspertiz muayenesinin müvekkiline ihbar edilmediğini, oluşan hasarın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddi ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli delillerde celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
Mahkememizce celp edilen … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının yapılan tetkikinde; takibin davacı tarafça davalı aleyhine faizler dahil toplam 3.484,90 TL alacağın avans faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret bulunup davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu ve davanın yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 10/06/2015 tarihli bilirkişi raporlarında; “tarafımıza tevdi edilen dava dosyasına ibraz edilen belgeler üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde;
Davacı … şirketinin, poliçe kapsamında kalan bir zarar nedeniyle yapmış olduğu ödemeye istinaden zarardan sorumlu olanlara rücu edebileceği,
Ekspertiz raporu, olay raporları ve tanık ifadeleri uyarınca zararın “… Kozmetik” adlı işyerindeki hortumun patlamasından ileri geldiği ve davalının kusurlu oldığı,
Rizikonun gerçekleştiği 05/07/2014 tarihinde geçerli bir franchise ilişkisinin var olmadığı, dosyada mübrez … Franchise Sözleşmesinin 01/10/2015 tarihinde akdedilmiş olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Dava, sigortalısına ödeme yapan davacı … şirketinin sigortalısına halef olarak, zarardan sorumlu olanlara TTK’nun 1472. maddesi uyarınca açtığı rücu davasından ibarettir.
Öncelikle, davalı yanın usuli itirazları mahkememizce inceleme konusu yapılmıştır. Davalı yan, icra takibine itiraz dilekçesinde yetkiye itiraz ettiğini, dava dilekçesinde ise takibin Büyükçekmece İcra Müdürlüğünde başlatılması nedeniyle davanın Büyükçekmece’de ve Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, talep haksız fiile dayandığından tazminat isteminin zamanaşımı süresinde ileri sürülmediğini, müvekkili şirketin şube olarak değil Franchise alan olarak faaliyet gösterdiğinden pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını beyan etmekle; dava, bir halefiyet davası olup sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye göre görev hususunun belirlenmesi gerektiği, sigortalı ve davalının aynı …’de işyeri sahibi kişi/şirket olduğu gözetildiğinde her iki tarafın da ticari işletme sahibi olduğu, böylece TTK’nun 4. vd. maddeleri uyarınca uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olduğu, davalının tüzel kişilik merkezi Beşiktaş/… olmakla mahkememiz yargı çevresi dahilinde olduğundan mahkememizin yetkili olduğu, ödeme emrine itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğünün gösterilmediği anlaşılmakla ortada usulüne uygun bir yetki itirazının bulunmadığı, itiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmediğinden itirazın iptali davasında 1 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı, 05/07/2014 tarihinde meydana gelen hasar nedeniyle takibin iki yıllık zamanaşımı süresi sona ermeden 06/05/2015 tarihinde başlatılması ile zamanaşımının TBK’nun 154/2. Maddesi uyarınca kesilerek yeniden işlemeye başladığı ve 28/01/2017 tarihi itibarıyla yeniden başlayan iki yıllık zamanaşımı süresinin sona ermediği, davalının Franchising sözleşmesinin imza tarihinin 01/11/2015 tarihi olduğu görülmekle, hasar tarihi itibarıyla bu sözleşmenin yürürlükte olmadığı anlaşılmış olup davalının itirazları mahkememizce bu şekilde değerlendirilmiştir.
Esasa ilişkin olarak; TTK’nın 1472. maddesinde; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmü düzenlenmiştir.
Anılan yasa maddesinde sigorta şirketinin, sigortalıya tazmin ettiği bedel kadar halef olacağının düzenlendiği, dosya kapsamında davacının sigortalısına ödeme yaptığı sabit olup, sigorta şirketinin hasar dosyası içinde bulunan olay raporları, ekspertiz raporu ve mahkememizde dinlenen tanık ifadelerinden anlaşıldığı üzere davalının iş yerindeki cihazın su akıtmasından dolayı zararın meydana geldiği, sigortalıya ödenen bedelinin kadri maruf bulunduğu, kendi iş yerinde meydana gelen su baskınından dolayı ortaya çıkan zarara neden olan davalının TBK’nunda yer alan hükümler uyarınca bu zararı karşılamakla yükümlü olduğu, davacı tarafça sigortalıya ödeme yapılan tarih itibarıyla davalının temerrüde düştüğü, işlemiş faizin tespitinde 07.08.2014 ödeme tarihi ila 14.12.2014 tarihine kadar Merkez Bankasınca ilan edilen %11,75 oranındaki avans faizine göre hesaplama yapıldığında Anapara: 3.218,80 Faiz Tutarı: 133,67 olup, avans faizi oranının değiştiği 14.12.2014 tarihi ila 04.05.2015 takip tarihine kadar %10,50 avans faizine göre hesaplama yapıldığında Anapara: 3.218,80 Faiz Tutarı: 130,56 olup, toplam faizin 266,10 TL olarak tespit edildiği, takip talebinde mahkememizce tespit edilen faiz kadar talepte bulunulduğu anlaşılmakla, açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne, davacının davalıdan 3.218,80 TL asıl alacak, 266,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.484,90 TL alacaklı, olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 3.218,80 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 3.218,80 TL asıl alacak, 266,10 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.484,90 TL alacaklı, olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile asıl alacak 3.218,80 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alınması gerekli 238,05 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 42,12 TL’nin mahsubu ile 195,93 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 42,12 TL peşin, 31,40 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 73,52 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.100,00 TL bilirkişi ücreti, 342,40 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.442,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza