Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/938 E. 2018/943 K. 24.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/938
KARAR NO:2018/943

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2017
KARAR TARİHİ:24/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sonuç olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalının, …. icra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle alacak miktarından %20 olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, kötü niyetli davalı aleyhine HMK. m.329 gereğince disiplin para cezasını çarptırılmasını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi ibraz etmedikleri anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; sözleşme ilişkisinden kaynaklı faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 33.290,43-TL asıl alacak ile alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek yıllık %9,75 avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki Yazılım bakım ve destek sözleşmesi ile Parça dahil donanım bakım sözleşmesi ve alacak talebine dayanak fatura suretleri ibraz edilmiştir.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça reddedilmemesi bağlamında davacının ikametgahı mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olması ayrıca HMK’nın 17. maddesi bağlamında taraflar arasındaki sözleşmesinin 7. maddesi kapsamında yetkili mahkeme ve icra müdürlüklerinin İstanbul olarak kararlaştırılmış olması nedenleriyle somut olayda davacının yerleşim yeri ve yetki şartı itibariyle İstanbul icra müdürlüğünün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce görevlendirilen mali bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava ve icra dosyası ile davacıya ait sunulan tabloda gösterilen noter tasdiklerini ihtiva eden ticari defterlerin incelemeye tabi tutulmuş olup inceleme sonuçlarını tablo şeklinde sunulduğunu, 6762. sayılı Türk Ticaret Kanununun “defter tutma yükümlülüğü” başlıklı 64. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacının maliye bakanlığından elektronik defter uygulaması için onay aldığını, aldığı bu onaya istinaden yevmiye ve defter-î kebir defterlerini elektronik ortamda, envanter defterini ise fiziki ortamda anlaşılmış olup sunulan tabloda gösterildiği üzere davacı defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğunu ve defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğunun görülmüş olup, buna göre davacı defterlerinin delil vasfinin mahkememize ait olduğunu, mübrez defterler ile dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan inceleme sonuçlarının şu şekilde olduğunu;
1.)Huzurdaki davanın bir itirazın iptali davası olup, davacı tarafından …. icra Müdüriüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 33.290,43-TL asıl alacak üzerinden takip yapılmış olup davalının vaki itirazı üzerine iş bu davanın ikame edildiğini, takip dayanağı olarak; “2016/2017 yılı cari hesap ekstreleri, cari hesaba dayalı faturalar, 3 adet sözleşme” gösterildiğini,
2.)Huzurdaki davada davacının taraflar arasında akdedilen sözleşmeler kapsamında davalıya birtakım hizmetler verildiğini ve bu hizmetler karşılığında da davalıya faturalar düzenlendiğini, söz konusu faturalara davalı tarafından itiraz edilmediğini, ancak söz konusu fatura bedellerinin davalı tarafından ödenmediğini, bu nedenle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazları üzerine ise takibin durduğunu, davalıya verilen hizmetlerin tamamının düzenlenen hizmet dökümü formları ile sabit olduğu anlatımında olduğunu, davalının ise davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığı anlatımında olduğunu,
3.)Taraflar arasında … numaralı ve 26/06/2015 tarihli bir Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi’nin, … numaralı ve 26/06/2015 tarihli bir Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmesi’nin ve son olarak … numaralı ve 26/06/2015 tarihli bir Parça Dahil Donanım Bakım Sözlcşmesi’nin akdedildiğini, sözleşmelerin altında davalıya ait kaşenin ve üzerinde bir adet imzanın mevcut olduğunun görüldüğünü,
*Yazılım Bakım ve Destek Sözleşmeleri’nin konusunun: “Müşteri’nin EK-1 de belirtilen yazılımların bakım, eğitim ve/veva destek hizmetlerinin verilmesine ilişkin karşılıklı koşulları düzenlemektir.” şeklinde olduğunu,
*Parça Dahil Donanım Bakım Sözleşmesi’nin konusunun ise: “Müşteri’nin EK-4’te ve eklerinde belirtilen donanımına Protel ve/veya yetkilendireceği yetkili servisler tarafından parçalar dahil donanım, bakım-onarım ve sistem destek hizmetleri verilmesine ilişkin karşılıklı koşulları düzenlemektir.” şeklinde olduğunun görüldüğünü,
4.)Davacı tarafından ihraz edilen ticari defterlerin tetkikinde;
*Davalı ile olan ticari münasebetini 120 nolu Alıcılar Hesabı altında … şirket kodu ile takip etmekte olduğunu ve bu hesabın hareketlerinin tablo şeklinde sunulduğunu,
*Bu hesabın takip tarihi itibari ile 133.176,52-TL borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiğini,
*Buna göre davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 133.176,52-TL alacaklı durumda olduğunu ancak davacının huzurdaki davaya bu alacak tutarını konu etmemiş olup, davacı tarafından huzurdaki davaya hesap ekstresindeki tablo şeklinde sunulan ve detayı verilen son 6 (altı) adet fatura bedellerinin konu edildiğinin görüldüğünü,
5.) Davacı tarafından dava dilekçesinin 4 numaralı ekinde, sunulan tabloda gösterilen faturalarda belirtilen hizmetlere ait olduğu iddia edilen birtakım hizmet döküm formları sunulmuş ise de söz konusu bu formlarda belirtilen hizmetlerin verilip verilmediği teknik incelemeyi gerektirdiğinden ve uzmanlık alanına girmediğinden dolayı tarafınca herhangi bir değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığını,
Sonuç olarak;
Dava ve icra dosyası ile davacı yana ait ticari defterlerinin tetkiki sonucunda, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, her türlü hukuki değerlendirme ve nihai kararın mahkememize ait olduğu işaret edilerek,
a.)Taraflar arasında tamamı 26/06/2015 tarihli olmak üzere 3 ayn sözleşme akdedildiğini, sözleşmenin altında davalıya ait kaşenin ve üzerinde bir adet imzanın mevcut olduğunu,
b.)Davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 133.176,52-TL alacaklı durumda olduğunu ancak davacının huzurdaki davaya bu alacak tutannı konu etmediğini, davacı tarafından huzurdaki davaya sunulan raporun 4. maddesindeki tabloda gösterilen toplamda 33.290,43-TL tutarındaki 6 adet faturanın konu edildiğini,
c.) Davalının herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz etmemesi nedeni ile davalıya ait ticari kayıdatın tarafımızca incelenmesinin mümkün olmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada; uyuşmazlık davacının sözleşmeden kaynaklı 6 adet faturaya dayalı alacağının mevcut olup olmadığı, neticeten davacının takiple talep ettiği asıl alacak miktarının yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ibraz ettiği sözleşmeler davalı tarafa isticvap mahiyetinde tebliğ edilmiş ancak; davalı taraf isticvap edileceği duruşmada hazır bulunmamıştır. HMK’nın 171. maddesi gereğince sözleşme ve içerikleri bu nedenle davalı tarafça kabul edilmiş sayılmıştır.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın sözleşmeden kaynaklı faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, davacı tarafın alacak talebine konu faturaların ait olduğu dönem itibari ile 2017 yılına ait ticari defter ve belgelerini ibraz ettiği, ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin davacı lehine delil vasfını haiz olduğu saptanmıştır. Ayrıntılı, gerekçeli hazırlanmakla itibar edilir bulunan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davacı tarafın davalı ile olan ticari münasebetini 120 nolu Alıcılar Hesabı altında … şirket kodu ile takip etmekte olduğu, bu hesabın takip tarihi itibari ile 133.176,52-TL borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiği, davalı tarafın sözleşme ilişkisine ve hizmetin verilmediğine yönelik ayrıca ve açıkça itiraz yöneltmediği, davacı tarafça faturalara dayalı hizmetin verildiğine dair hizmet döküm formlarının da ayrıca ibraz edildiği, dosyada mübrez fatura, sözleşme, ticari defterler, isticvap, tüm belge ve kayıtların irdelenmesi sonucunda faturalarda yazılı hizmetlerin davalı şirkete verildiği sonucuna varıldığı, bu noktadan sonra faturaya dayalı cari hesap bakiyesinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı/borçlu şirketin fatura bedelini ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 33.290,43-TL (asıl alacak) alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 33.290,43-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmak ve % 9,75 oranını geçmemek üzere takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2-Alacağın % 20’si oranındaki 6.658,08-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.274,06-TL harçtan peşin alınan 402,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.871,99-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 402,07-TL peşin harç, 600-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 95-TL olmak üzere toplam 1.128,47-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 3.994,85-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza