Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/928 E. 2022/175 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/928 Esas
KARAR NO : 2022/175
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/10/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; … numaralı ve 31.12.2016 tarihli faturadan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin dosya borcuna davalı borçlu tarafından 28.03.2017 tarihinde haksız ve kötü niyetli olarak, alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz edildiğini, müvekkili tarafından verilen hizmete karşılık olarak takip konusu e-faturadan daha önce kesilen ve davalı şirket tarafından hesaplama yöntemine itiraz edilen başka bir fatura bulunduğunu, bu faturanın iptal edildiğini ve davalı şirketin itirazı doğrultusunda yapılan hesaplama üzerinden mutabakata varılmak suretiyle takip konusu faturanın düzenlendiğini, faturanın davalı şirketin kullandığı metrekare alanı ve davalı istemi üzerine yapılan fazla mesailerini içerdiğini, hesaplama şekli davalı şirket tarafından belirlenmiş olmasına rağmen, davalının yine de itiraz ettiğini, takip konusu e-faturanın …. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 06.02.2017 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirkete tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafından ihtarname ile iade edildiğini, bu durum karşısında, … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 23.02.2017 tarihli ihtarnamesi ile e-fatura bedelinin ödenmesi talep edilmiş ise de tüm iyiniyetli çabalarına rağmen takip konusu e-fatura bedelinin ödenmediğini beyanla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2017/… E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan haksız ve kötü niyetli itirazının reddi ile alacağın %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından satışa konu hazır giyim ürünlerine ilişkin olarak davacı firmadan lojistik hizmeti alındığını, hizmet alımına ilişkin tüm ticari şartları içeren sözleşmenin görüşmeleri imzalanmak üzere taraflar arasında süregelmiş, son olarak gerek gerçekleştirilen toplantı gerekse tarafların sözleşme üzerinde gerçekleştirdiği incelemeler neticesinde “V12 – 10.08.2016” sözleşme üzerinde mutabık kalındığını, taraflar arasında devam eden sözleşme değerlendirmeleri sürecinde, şirketin ihtiyaçları neticesinde hizmet alımına imzadan önce başlandığını, sözleşme gereği Lojistik Hizmet Bedelleri Listesinin yer aldığını, ürün çıkış elleçleme bedelinin KDV hariç, tüm sigortalar dâhil olmak üzere 1,28 TL olarak belirlendiğini, davacı tarafından 12.08.2016 tarihli satış tipli … numaralı 99.445,59 TL tutarlı faturanın kesilmesi üzerine, hak edişin dışında mantık ilkesine uygun olmayan şekilde fatura düzenlendiğinin fark edildiğini, bu doğrultuda davacıya 31.08.2016 tarihli … numaralı iade faturası kesildiğini, davacı tarafından Ekim ayı sonlarına kadar herhangi bir fatura tanzimi gerçekleşmediğini, 26.10.2016 tarihinde müvekkili şirketin satış tipli … numaralı 62.790,00 TL bedelli ve satış tipli … numaralı 72.360,00 TL bedelli toplamda 135.150,00 TL bedelinde iki fatura ile karşı karşıya kaldığını, müvekkili şirket tarafından gerek davacı şirketin gerekse müvekkili şirketin sevk irsaliyelerine göre ürün çıkışını içeren kayıtlar doğrultusunda yapılan çalışma neticesinde ilgili birim fiyat tablosunda çıkış elleçleme bedeli, ardiye bedeliolarak günlük irsaliyeler ve envanter miktarları baz alınarak ve hak ediş tutarları hesap edilerek KDV hariç 119.272,10 TL tespit edildiğini, davacı tarafından mutabık kalan birim fiyatına uygun olarak tanzim edilmemiş olunan fatura bedelleri ile birim fiyat hesaplaması arasındaki fark bedel olan 15.877,90 TL için müvekkili şirket tarafından 30.11.2016 tarihinde … numaralı iade faturası kesildiğini ve fazla olarak faturaya konu edilen işbu tutara itiraz edildiğini, dava konusu olan 15.877,90 TL asıl alacağa ilişkin ihtilafın başladığını ancak davacı tarafından iade faturalarının ilk olarak 8 günlük yasal süre içerisinde iade edilmediğini ve kayıtlara alınmadığını, davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı 15.877,90 TL asıl alacak ve 289,72 TL faiz olmak üzere toplam 16.167,62 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını ancak taraflarınca takibe itiraz edildiğini beyanla faturaya konu hizmetin ve söz konusu hizmete ilişkin hesaplamanın iddia edilen fatura bedelinin ispat külfetinin ispatının davacı tarafta olduğunu, taraflarınca icra takibine konu iddia edilen alacağa ve ferilerine tamamen itiraz edildiğini, davacı tarafından verilen hizmete karşılık olarak, kullanılan m2 ve de iş için yapılan fazla mesai dikkate alınarak faturalar tanzim edildiği iddia edilmişse de, işbu haksız ve dayanaksız hesaplama yönteminin kabulünün mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER , TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; kullanılan m2 ve fazla mesai alacağına dayalı olarak faturaya istinaden başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı dosyası ile; fatura iadesi yazan 31.12.2016 tarihli faturaya dayanılarak
15.877,90 TL Asıl Alacak , 289,72 TL Faiz
olmak üzere 16.167,62 TL “Tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vek.ücr. ve takip tarihinden itibaren
asıl alacağa işleyecek (15.877,90 Tl yıllık %9,00 Yasal Faiz) faiz ile tahsilinin davalıdan talep edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce var ise alacağın varlığı ve miktarının icra dosyası ile bağlantılı olacak şekilde belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 03.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;


İncelenen davacı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
İncelenen davalı şirkete ait 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
Takibe konu edilen faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 16.03.2017 takip tarihi itibariyle bakiyesine göre davalı yandan 18.735,92 TL alacaklı olduğu, davalı yanın kendi kayıtlarına nazaran 16.03.2017 takip tarihi itibariyle bakiyesine göre davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı,
Davacının alacaklı bulunmasının sebebinin takibe konu ettiği iade-yansıtma faturası olduğu; oysa iade faturası düzenlemek konusunda taraflar arasında bir mutabakatı ortaya koyamadığı, davacının sırf dayanak faturaya istinaden alacaklı sayılamayacağı,
Davalının da “sertrans depolama elleçleme gideri” konulu düzenlediği … numaralı faturanın ise davacı yanca düzenlenen hizmet faturalarında yer alan “mesai ücreti” konulu alacak kalemlerine itirazdan kaynaklandığı ve bu nedenle davacının faturalarında hizmet tanımına ek mesai için bedel talep etmesinin hukuki gerekçesini ortaya koyması gerektiği,
Davacının esasen lojistik hizmeti sunması ve bu hizmetler bakımından ihtilaf bulunmaması karşısında, ayrıca mesai ücreti talep etmesinin gerekçesinin dosyadan anlaşılamadığı, davalının bu nedenle ticari defter kayıtlarında davacı yanca düzenlenen iade faturasının işlenmemiş olmasının somut olaya uygun olduğu,
Takip dayanağı faturanın buna dair anlaşma sabit olmadığı sürece tek başına davacının alacaklanması için yeterli olmadığı” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların itirazları değerlendirilmek üzere ek rapor alınmıştır.
Dosya kapsamına alınan 26.06.2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle ; Kök rapor sonuç ve kanaatlerinin aynen devam ettiği yönünde rapor sunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 10.03.2020 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda özetle ;


Süregelen ticari ilişkide davalının bir takım fazla çalışmalı hizmetleri kabul ettiği ve ona göre faturaları ödediğinin gözetilmesi gerektiği, bunun taraflar arasında ticari uygulama olduğunun da söylenebileceği,
Fazla çalışma yapılarak hizmet verildiği ve bu yönde mutabakat olduğu değerlendirilecek olursa, davacının 15.877,90 TL asıl alacağı 16.03.2017 takip tarihinden itibaren talep ile sınırlı olmak üzere yasal faizi ile tahsil talep edebileceği,
Aksi kanaat halinde, davalının düzenlediği iade faturası kabul edilmesine karşın, davacının iade faturasının kabul edilmediği değerlendirilecek olursa Kök ve 1. Ek Rapor sonuçlarının devam ettiği” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Dosya kapsamına alınan 16.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;


1. Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yan tarafından tanzim edilen
26/10/2016 tarihinde tanzim edilen … nolu 62.790,00 TL ve
… nolu 72.360,00 TL tutarlı 2 adet faturaya istinaden, davalı
tarafından davacı yana 30/11/2016 tarihinde … nolu, 18.735,92 TL
tutarlı iade faturası tanzim edildiği, davacı yan tarafından davalı yan tarafından
düzenlenen … nolu iade faturaya istinaden 27/12/2016 tarihinde
… nolu 18.735,92 TL tutarlı iade faturası tanzim edildiği, davalı yan
tarafından davacı yan tarafından tanzim edilen … nolu iade faturaya
istinaden 31/12/2016 tarihinde … nolu 18.735,92 TL tutarlı iade
faturaya istinaden davacı yan tarafından davalı yana tanzim edilen
… numaralı ve 31.12.2016 tarihli faturadan kaynaklanan alacağın
tahsili amacıyla davalı aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. sayılı
dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu takibe ilişkin dosya borcuna davalı şirket
tarafından sözleşmede belirtilen hesaplama yöntemine göre düzenlenmediğinden
bahisle 28.03.2017 tarihinde itiraz etmesinden kaynaklandığı,
Davacı ve davalı şirketlere ait 2016 yılına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı
yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Davacı tarafından keşide edilen ve ihtilafa konu olan 31/12/2016 tarih,
… nolu kdv dahil 18.735,92 TL tutarlı faturanın davalıya ait ticari
defterlerinde kayıtlı olmadığı ,
Davacı yanın 2016 yılı kapanış bakiyesinin 18.735,92 TL olduğu, 2017 yılı açılış
bakiyesinin 18.735,92 TL olduğu, 16/03/2017 takip tarihi itibariyle bakiyesinin
18.735,92 TL olduğu,
Dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde;
Davalı tarafından sunulan sözleşme örneğinin tarafların imzasını içermediği, işbu
sözleşmenin davacı tarafından kabul edilmediği, davalı tarafından sunulan mail
yazışmaları ile sözleşmenin maddelerinin mail yazışmaları doğrultusunda
kararlaştırıldığı ve bu şekilde sözleşmenin kurulmuş olduğu iddiasının hukuki
değerlendirmesinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu,
Dava konusu icra takibine esas faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı
olmadığı tespiti doğrultusunda faturada belirtilen hizmetin/malın verildiğinin
ispatının davacı üzerinde olduğu,
Davacı tarafından faturalandırılan depolama ve mesai hizmetlerinin verildiğinin
ispatına yarar bilgi ve belgelerin dosya içerisinde tespit edilemediği, yine davacı
tarafından dosyaya sunulan sözleşmeye itiraz edilmekle birlikte iddia edilen
faturaya konu hizmetlerin davacı tarafça hangi birim fiyat üzerinden ne şekilde
hesaplandığının dosya kapsamından anlaşılamadığı bu sebeple taraflar arasındaki
hesap farkının sebebinin tespitinin mümkün olmadığı, zira faturalardan anlaşıldığı
üzere iade edilen tutarın esasen uyuşmazlık konusu edilen mesai ücreti tutarından
düşük olduğu, bu durumda hesap farkının yalnızca mesai ücretinin
faturalandırılmasından kaynaklanmayıp aynı zamanda depolama ve elleçleme
bedelinin hesaplanmasındaki farktan kaynaklandığı,
Dava konusu Takip Dosyasına İlişkin;
Takibe konu fatura bedelinde belirtilen asıl alacak miktarı olan 15.877,90 TL’nin
davacı tarafın ticari kayıtları ile uyumlu olduğu, davalı tarafın ticari kayıtlarında
bulunmadığı, takibe konu işlemiş faizin 289,72 TL yasal faiz(%9) olduğu
anlaşılmakla, bu faizin davacı tarafından fatura tarihi olan 31/12/2016 tarihinden
takip tarihi olan 15/03/2017 tarihine kadar işletilmiş yasal faiz olduğunun anlaşıldığı,
Bununla birlikte dosyada ödeme zamanı ile ilgili taraflar arasında kararlaştırılmış bir
vade tespit edilemediğinden, davalının ihtar ile temerrüde düşeceğinin kabulü
halinde, dosyaya getirtilen ihtarnamelerin tebliğ şerhlerinin incelenmesinde, taraflar
arasında karşılıklı iade faturalarının kesilmesi sonrası davacı tarafından takibe konu
31/12/2016 tarihli 15.877,90 TL bedelli iade faturasının …. Noterliği’nin
06/02/2017 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kayıtlara alınması hususunda
davalının ihtar edildiği, ihtarnamenin 09/02/2017 tarihinde davalıya ulaştığı, bu
şekilde işleyecek faizin 09/02/2017-15/03/2017 tarihleri arası yasal faiz için
(15.877,90*9/100=1.429,01 TL, 1429,01/365*34) 133,11 TL olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların, inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin
takdir ve Değerlendirmesi içerisinde kaldığı” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasındaki yazışmalar ve davalı tarafça sunulan sözleşme uyarınca taraflar arasında taşıma hizmetine ilişkin bir ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında önce davalı tarafça fazla hesaplama yapıldığından bahisle ve taraflar arasındaki sözleşmeye dayanılarak davacı tarafa iade faturası düzenlendiği, davacı tarafın defterlerine kaydettiği bu fatura sonrasında davaya konu 31.12.2016 tarihli iade faturasını düzenlediği ve davalı aleyhine bu iade faturası nedeniyle takibe girişildiği, davalı tarafça takibe yapılan itiraz üzerine davacının işbu davayı ikame ettiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere anılan faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu nedenle faturaya konu hizmetin verildiğini, faturanın kaynağı olan alacak ilişkisini davacı tarafın ispatlaması gerektiği, davacı tarafça alacağın kaynağı olarak kullanılan m2 ve fazla mesai gösterildiği, ancak dosyada bulunan bilge ve belgelerde davacının taleplerine dayanak olabilecek ve davalı aleyhine borç doğurabilecek bir delilin bulunmadığı, taraflar arasındaki yazılı sözleşmeyi kabul etmeyen davacının alacak hesabını neye dayanarak ve hangi hesaplama tablosuna göre yaptığının dosya kapsamından anlaşılamadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında da tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu bu yönde tespitlerde bulunulduğu, davalının daha önce fazla mesai ücreti ödemiş olmasının davaya konu mesai ücreti alacağı yönünden de borçlu olacağı sonucunu doğurmayacağı, yine dosya kapsamında bu yönde oluşmuş bir teamülden bahsedilemeyeceği, böylece davacının dayanak iade faturası nedeniyle alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın ve şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-İspatlanamayan davanın REDDİNE,
Şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 276,11 TL harçtan, 80,70 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 195,41 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava red ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip … Hakim …
E-imzalıdır E-imzalıdır