Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/899 E. 2019/861 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/899 Esas
KARAR NO : 2019/861

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında ticari ilişkiden kaynaklı açık hesap bulunduğunu, müvekkil şirketin davalıya fatura karşılığında mal satmış ve tüm bu işlemlerin cari hesaba işlendiğini, davalı şirket ile sürdürülen ticari ilişki sırasında davalının alınan mallara karşılık herhangi bir ödeme yapmadığını bunun üzerine satılan malların ücreti ödemesi için davalıyla birçok defa görüşülmesine rağmen herhangi bir ödeme tahsil edilemediğini, davalı ile cari hesap borcunun ödenmesi için olumlu bir sonuç alınamamasından kaynaklı olarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün…esas sayılı icra dosyası ile 1.250,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının cari hesaptan dolayı müvekkil şirketin alacağı olmasına rağmen aleyhine yapılan takibe kötü niyetle itiraz etmiş olup takibin durdurulduğunu belirterek davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan icra takibi ve davayı kabul etmediğini, söz konusu davanın şahsıyla doğrudan veya dolaylı olarak hiçbir bağlantısının bulunmadığını, davacının delillerinin gerçeği yansıtmadığını, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; ticari satımdan kaynaklı cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup icra dosyasının tetkikinde;”…Davacı tarafından 1.250,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından 31/01/2017 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edilerek bahse konu takibin durdurulduğu…” görülmüştür.
Cari hesap ilişkisine dayanak faturaların ibraz edildiği, faturaya konu malların davalı yana teslimine dair delillerin ibraz edildiği, kargo yazı cevaplarının dosyaya alındığı anlaşılmıştır.
Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapması nedeni ile kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça reddedilmemesi bağlamında davacının ikametgahı icra dairelerinin yetkili olması kapsamında somut olayda davacının yerleşim yeri itibariyle İstanbul İcra Müdürlüğü’nün yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce 04.03.2019 tarihinde alanında uzman bilirkişi mali müşavir…’dan rapor alınmış ve alınan raporda özetle; “…Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2014,2015,2016 ve 2017 yılları yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığı tespit edildiği, davalı tarafça rapor yazım tarihine kadar herhangi bir incelemeye tabi yasal defter ve belge sunulmadığı, dava konusu alacak dayanağı faturanın davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının yasal defterlerinde takip tarihi itibarıyla davalıdan 1250,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafça davalıya kesilen söz konusu fatura ve muhteviyatları malların davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususunda… kargo tarafından dosyaya sunulan kargo belgeleri incelendiğinde dava konusu 18.12.2014 tarih, 120 TL bedelli, 30.12.2014 tarih, 1067,00 TL bedelli faturaların kargo teslim belgelerinin teslim tarihiyle uyumlu olduğu ancak kargo gönderme şeklinde “dosya” ibaresinin bulunduğu ve söz konusu malların gramajına ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı hususları ile birlikte değerlendirildiğinde dava konusu fatura ve muhteviyatlarının davacı tarafça davalıya tebliğ/teslim edilip edilmediği hususu net bir şekilde tespit edilememiş olup bu hususta takdirin yüce mahkemeye ait olduğu, diğer yandan … kargo tarafından dosyaya gönderilen ve davalıya teslim edilen kargo teslim belgeleri incelendiğinde dava konusu edilen 06.11.2014 tarih 801 TL bedelli fatura tarihi ile uyumlu herhangi bir kargo teslim belgesinin dosyaya sunulmadığı anlaşıldığından söz konusu fatura ve muhteviyatların davalıya tebliğ/tebellüğ hususunun bu aşamada ispata muhtaç kaldığı, açıklamalar neticesinde mahkemece dava konusu 18.12.2014 tarih ve 120 TL bedelli, 30.12.2014 tarih ve 1067,00 TL bedelli olmak üzere toplamda 1187,00 TL tutarındaki fatura ve muhteviyatlarının, kargo teslim belge tarihlerinin söz konusu fatura tarihleriyle uyumlu olması nedeniyle davacı taraça davalıya tebliğ edildiği kanaatine varılması durumlunda, davacının davalıdan icra takip tarihi itibarıyla talep edebileceği asıl alacak tutarının 1.187,00 TL olarak hesaplandığı, mahkemece aksi kanaate varılması halinde dava konusu alacak tutarının ispata muhtaç kaldığı, davacı tarafça icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edilemeyeceğinden icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığını…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacının faturaya dayalı mal satım ilişkisinden kaynaklı cari hesap alacak isteminin yerinde olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın takibe itirazında ve davaya cevap dilekçesinde borca ve faiz oranına itiraz ettiği, mahkememizce ticari defterlerin ibrazı için çıkarılan meşruhatlı davetiye tebliğinden sonra ise davalı tarafça davacı taraf ile ticari ilişkiyi gösterir gösterir şekilde tediye fişlerinin ibraz edildiği görülmüştür. Davalının anılı savunması kapsamında davacı ile davalı arasındaki akdi ilişki davalı tarafından kabul edilmiş olup, davalı yanın alacak miktarının tediye fişleri kapsamında ödendiği yönündeki savunmasını ispatla mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; mahkememizce ara karar ihtarına rağmen davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği gibi ödeme savunmasına yönelik olarak mahkememiz ara kararı ile davalı tarafa 3 adet tediye fişine dayanak yapılan ödemenin ne şekilde yapıldığını açıklamak ve davacı tarafa yapılan ödeme miktarlarını gösterir şekilde ödeme makbuz ve sair delillerini ibraz etmek üzere tebliğden itibaren 2 hafta kesin süre verilmesine rağmen bu hususta herhangi bir delil ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme icra edildiği, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacının ticari defterleri kapsamında 1.187-TL alacaklı göründüğü, bu alacak miktarına yönelik davalı tarafça yapılmış herhangi bir ödemenin tespit edilemediği, kargo cevabi yazıları ve davalı yanın ispata muhtaç kalan ödeme savunması kapsamında mal tesliminin ve davacı yanın alacak talebinin sübut bulduğu, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 1.187-TL alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın faturaya ve cari hesap ilişkisine dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 1.187,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin, asıl alacak 1.187,00-TL takip tarihinden itibaren yıllık %9,00 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 237,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 81,08 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu eksik kalan 49,68 TL harcın karar davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti, 228,7 TL yargılama gideri, 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 791,5 yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 751,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.187,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava miktarı itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır