Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/897 E. 2020/379 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/897 Esas
KARAR NO : 2020/379
DAVA : Ayıpsız Misli ile Değişim
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ayıpsız Misli ile Değişim davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket 25/05/2015 tarihinde davaya konu … plakalı … şase numaralı 2015 model … marka aracı 85.329,53-TL bedelle davalılardan …nin satın aldığını, aracın garanti süresinin 2 yıl olduğunu ve azami tamir süresinin 30 iş günü olduğunu, garanti belgesinin davalılardan …tarafından düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından 3.125,54-TL bedel ödenerek aracın garanti süresinin 1 yıl uzatıldığını, araç 2 yıllık garanti süresi dolmadan 23/05/2017 tarihinde motor salınımlı çalışmış ve motor arıza ışığı sürekli olarak sinyal verdiğini, garanti süresi içerisinde meydana gelen arıza davalılar tarafından giderilememiş olduğunu, araçta gerçekleşen gizli ayıp üretim hatasından kaynaklanmakta olduğunu, motor arıza ışığı sürekli uyarı vermekte olduğunu, araç davalı müvekkile intikal ettiğinde araçtaki gizli ayıbın mevcut olduğu ve bu ayıptan davacı müvekkilin habersiz olduğunu, keza ayıp motor arıza ışığının sürekli yanması sonucu anlaşılmış ve derhal davalılara bildirilerek aracın teslim edildiğini, araçtaki motor arızası garanti süresi içerisinde ortaya çıkmış ve araçta iki defa aynı arıza meydana geldiğini, arızanın motorda gerçekleştiğini, aynı arızanın giderilememiş olduğunu, aracın aynı arızayı trafikte seyir halinde iken vermesi ihtimalinde can kaybına yol açacağını, davacı müvekkilin, satın alınan araca ilişkin güvenini kaybetmiş olduğunu, aynı aracın bu nedenle kullanabilmesinin mümkün olmadığını, araçtaki gizli ayıp aracın kullanım emniyetini tehlikeye sokmakta ve kullanıcıyı mağdur durumda bırakmakta olduğunu, aracın ayıpsız misli olan aynı model ve nitelikte ”0” km yeni bir araçla değişimini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu ihtilaf ticari satım ilişkisinden kaynaklanmakta olduğunu, gerek ayıp ihbar süresi, gerek ise zamanaşımı süresinin dolduğunu, dava konusu ihtilaf, her iki tarafı tacir olan taraflar arasında gerçekleştirildiğini, araç alım-satımından kaynaklanmakta olduğunu ve bu yönüyle ticari bir satış işlem ilişkisi söz konusu olduğunu, davacının, esas itibariyle derdest davayı açmasına sebep olarak gösterdiği motor ikazı nedeniyle yetkili servisçe onarım görmesi aracın ayıplı olduğu anlamına gelmemekte olduğunu, dava konusu araç fatura tarihi olan 25.05.2015 tarihinden itibaren davacı şirket tarafından kullanıldığını, dava konusu arıza birden çok etken neticesinde meydana gelebilmekte olduğunu, davacı da davaya konu aracı yaklaşık 3 yıla yakın bir süredir kullanmakta olduğunu, satın alındığı tarihten itibaren yaklaşık 3 yıl boyunca yol yapan bir araçtan yararlanılamadığını ileri sürmek olanağı bulunmadığı gibi bu şekildeki kullanıma konu olmuş bir aracın kullanım amacı bakımından değerinin veya alıcının ondan beklediği faydaların tamamen ortadan kalktığını veya önemli ölçüde zayıfladığını söylemenin olanaksız olduğunu, öyle bir iddianın hayatın olağan akışı ile uyumluluğu da söz konusu olmadığını, aracın onarım görmüş olması doğrudan imalattan kaynaklı ayıplı olduğu anlamına gelmemekte olduğunu, araç arızası olarak bildirilen sorunun kullanım hatasından kaynaklanması da kuvvetle muhtemel olduğunu, davacı tarafın iddialarının aksine dava konusu araç satın alındığı tarihten itibaren esaslı bir arıza geçirmemiş, son arızası ise basit bir onarım ile tamamen giderildiğini, ayrıca ayıplı olması gibi bir durum da söz konusu olmamakla, davacının servise gelerek belirttiği şikayetler üzerine müşteri memnuniyeti çerçevesinde araç üzerinde servis tarafından gerekli inceleme ve bakımlar özenle yapıldığını, aracın satın ve teslim alındığı tarih ile dava tarihi arasında yaklaşık 3 yıllık bir süre geçmiş olmakla derdest davanın zamanaşımı nedeniyle reddini, davacının TTK.M.23’de düzenlenmiş gözden geçirme ve ayıp bildirimi yükümlülüğüne uymamış olması nedeniyle davanın esasa girişilmezden evvel reddini, esas yönünden haksız ve mesnetsiz olan davanın reddini, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; araçtaki gizli ayıp iddiasına dayalı ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebine ilişkindir.
Taraflar dayanmış oldukları delillerini ibraz ettikleri görülmüştür.
Davalı şirkete müzekkere yazılarak, davaya konu aracın servis kayıtları dosya arasına tomar halinde celp edilmiştir.
Davaya konu aracın Tramer kayıtları ile tescil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 10/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Dosya içerisinde mevcut Kasko Ekspertiz raporunda aracın 17/07/2015 tarihinde 1.511 km’de 5.043,00-TL onarım bedeli ile giderilecek hasarlı trafik kazası geçirdiğinin görüldüğünü, dava konusu araç ile ilgili olarak dosya içinde sadece 2 adet basit trafik kazası ile ilgili servis kayıtları ve 30.216 km’deki bakım işle ilgili servis kayıtlarının mevcut olduğunu, aracın bulunduğu serviste görülmesi için gidildiğinde, bu konuda hukuk servisi ile görüşülmesi onların refakatinde ve bilgisi dahilinde aracın görülebileceğinin belirtilmesi nedeni ile aracın serviste görülmesinin mümkün olmadığını, dosya içinde davalı tarafından dosyaya ibraz edilmesi gereken dava konusu onarım ile ilgili servis kayıtlarının da bulunmadığını, aracın serviste onarılmış olduğunun görülmesi halinde bile, davacının talebi konusunda görüş bildirilebilmesi için aracın serviste yapılan işlemlerinin bilinmesi gerekmekte olduğunu, davacı tarafından iddia edildiği gibi aracın iki kez motor arıza ışığının yanması ve çalışmaması nedeni ile servise girmesinde sonra da aynı arızanın meydana gelmiş olduğunu, aracın elektronik kontrol ünitesinde yazılım hatası olduğunu göstermekte olduğunu, bu da kullanım kaynaklı olmayan, üretim hatası nedeni ile ortaya çıkan ayıp olarak kabul edilebileceğini, dava konusu aracın görülmesinden çok yapılan servis işlemlerinin dosyaya ibrazı halinde dava konusunda net bir görüş bildirilmesinin mümkün olacağını, mevcut deliller ile araçtaki arızanın kullanım kaynaklı olmadığını, üretimden kaynaklanan yazılım hatası olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 10/07/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”… Mevcut deliller doğrultusunda, aracın motor silindirlerinin kurumlaşması şeklinde meydana gelen motor arızasının kullanım kaynaklı bir arıza olmadığını, ilk defa 40.149 km’de ortaya çıktığını, yapılan enjektör değişimi ve kurumlaşmanın temizlenmesi ile enjektörlerin değiştirilmesi ile titreşimli çalışma arızasının kısmen giderilmiş olduğunu, motor silindirlerindeki kurumlaşma motorun düzenli çalışmasını önleyip titreşimli çalışmasına neden olduğu gibi ısıs geçişini zorlaştırıp motor elemanlarının aşırı ısınmasına ve yakıt tüketiminin de artmasına neden olabilecek bir arıza olduğunu, motordaki yanma olayının istenen şekilde gerçekleşmemesi sonucu ortaya çıkan eksik yanma ürünlerinin silindir cidarlarında toplanması olduğunu, söz konusu motorda arızanın nedeni tespit edilemediğinden ileri kurumlaşmanın tekrar artmasının olası olduğunu, motor ömrü dikkate alındığında 40.000 km gibi kısa dönemde böyle bir arızanın çıkması değerlendirildiğinde, aracın bu hali ile üretim kaynaklı arızası olduğundan ayıplı olduğunu, ayıbın önceden fark edilmesi mümkün olmadığından gizli ayıp olduğunu, dava konusu araçta ortaya çıkan silindirlerin kurumlaşması ve arızanın kullanım hatasından kaynaklanmış olması nedeni ile aracın gizli ayıp olduğunu…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada; davacının, davalı … A.Ş’den satın almış olduğu, diğer davalı … A.Ş’nin ise garanti verdiği aracın motorunda üretimden kaynaklanan ayıp bulunduğunu belirterek aracın beklenilen faydayı sağlamadığından ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep ettiği görülmüş olup davalılara satım akdi tarafı ve garanti veren sıfatı nedeni ile husumet yöneltildiği tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; araçta üretimden kaynaklanan bir ayıp bulunup bulunmadığı, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, ihbar ve muayene yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediği, zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılıp açılmadığı, ayıbın niteliği dikkate alındığında TBK gereğince ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin hakkaniyete uygun olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davaya konu aracın (… plakalı … şase numaralı 2015 model … marka) servis ve tramer kayıtları, kök ve ek bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında aracın motor silindirlerinin kurumlaşması şeklinde meydana gelen motor arızasının kullanım kaynaklı bir hata olmadığı, motor silindirindeki kurumlaşmanın motorun düzenli çalışmasını önleyip titreşimli çalışmasına neden olduğu gibi ısı geçişini zorlaştırıp motor elemanlarının aşırı ısınmasına ve yakıt tüketiminin artmasına sebebiyet verebilecek nitelikte olduğu, onarıma rağmen titreşimin ortadan kaldırılamadığı, bu hali ile motor arızasının üretimden kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın dosya arasındaki servis kayıtlarına göre de bu şikayetleri ile garanti süresi içerisinde servise başvurduğu ve arızanın giderilemediği saptanmıştır. Satış tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan TTK’nın 25/4. maddesinde ticari satışlarda ayıba karşı tekeffül sebebiyle açılacak davalarda zamanaşımı süresi ”6 ay” olarak belirlenmekle birlikte satılan mala daha uzun süreli garanti verildiği zaman bu sürenin garanti süresi sonuna kadar uzayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile kabul edilmekte olup somut olayda dava tarihi itibari ile garanti süresinin dolmadığı dosya içeriğinden görülmüştür. Dolayısıyla ayıbın niteliği ve daha önceki servis kayıtları dikkate alındığında davacının ihbar muayene külfetini zamanaşımı süresi içinde garanti süresine uygun şekilde yerine getirdiği tespit edilmiş olup aksi yöndeki davalı savunmalarına itibar edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Davaya konu araçtaki ayıbın niteliği dikkate alındığında, davacının aracı kullanmaktan beklediği faydayı sağlamadığı, önemli derecede gizli ayıp olduğu anlaşılmış olup ayıbın niteliği dikkate alındığında davacının onarımın sağlanamaması nedeni ile seçimlik hak olarak kullandığı T.B.K’nın 227/1-4 maddesi gereğince araçtaki arızanın giderilememesi ve kullanımında beklenilen faydayı sağlamayacağı kabul edildiğinde, davacının ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini istemesinin de hakkaniyete uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Son olarak araç üzerinde takyidat olup olmadığı tescil kayıtları ile irdelenmiş olup herhangi bir takyidatın bulunmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu gerekçeler ışığında T.B.K’nın 227/1-4 maddesi gereğince davacının davasının kabulü ile davaya konu aracın aynı nitelikte ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davaya konu … plakalı … şase numaralı 2015 model … marka aracın davalıya teslimi ile aracın misli ile davalılarca müştereken ve müteselsilen sorumluluk uyarınca değiştirilmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.828,89-TL ilam harcından peşin alınan 1.457,23-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.371,66-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.457,23-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.488,63-TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.892,90 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.346,50-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır