Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/884 E. 2018/546 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/884 Esas
KARAR NO : 2018/546

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2017
KARAR TARİHİ : 30/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket … Bayii olarak …- … ve … ‘da bulunan işyerleri ile araç satışı ve servis hizmeti verdiğini, davalı icra takibine konu fatura ile müvekkil şirketten 2 adet araç satın aldığını, aracın vergileri ve tescil giderleri müvekkil şirket tarafından ödendiğini, borçlunun araçları teslim aldığını ancak araç bedellerini ve giderlerinin takibe konu kısmını müvekkile ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla … 28. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borçlunun takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, yapılan araştırmada satın alınan bu araçların kısa bir süre sonra piyasada ikinci el olarak nakit karşılığı satışının yapıldığının öğrenildiği, bu sebeple davalının araç alım eyleminin ticair amaçlı olduğu, tüketim amaçlı olmadığını, bu nedenlerle davalının icra takibine olan itirazının iptaliyle icra takibinin devamına, haksız itirazdan müvekkile alacak ve ferilerin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatıyla ve icra inkar tazminatının kabulü halinde kabul tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte vekalet ücreti ve masrafların davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından … 28. İcra Müdürlüğü … esas nolu dosya ile müvekkil aleyhine başlatına icra takibine konu olan borcun hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafından müvekkile avantajlı araç satın alabileceği söylendiğini, bu alaşverişin ancak bir kısım ödemenin elden yapılması şartıyla mümkün olacağından bahisle müvekkile araç satışında bulunulduğunu, araçların bedellerinin tamamı ödendiğini, araçların üzerine hiçbir rehin işlemi yapılmadan trafik tescil işlemleri yapılarak müvekkile teslim edildiğini, delil listesinin taraflarına tebliğ edilmediğini, araç satışlarında satıcı alacağını başka türlü güvence altına alamamışsa ticari örf ve adetlere göre mülkiyeti muhafaza kaydı ile araç satışı yapılacağını, bu nedenlerle haksız şekilde ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından davalıya satılan 2 adet aracın satım bedelinin tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
… 28. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak … soruşturma sayılı dosyan UYAP üzerinden celp edilmiştir.
… İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak dava konusu araçların tescil kayıtları dosyamıza alınmıştır.
Davalının adresi itibari ile yetkili ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesine yazı yazılarak davalının gerçek kişi tacir sıfatını haiz olup olmadığı araştırılmış, gelen yazı cevaplarının tetkikinde; davalıya ait herhangi bir ticari işletme kaydının mevcut olmadığı, yalnızca 12/ 09/2001 tarihi itibariyle potansiyel mükellef kaydının mevcut olduğu, bunun dışında aktif mükellefiyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili ibraz ettiği dilekçe kapsamında davalı müvekkilinin tacir olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115 maddeleri gereğince görev hususu; kamu düzenine ilişkin dava şartlarından olmakla; mahkememizce davanın her aşamasında reesen nazara alınması gerektiğinden dava dosyası öncelikle görev noktasında incelenmiştir. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; TTK’nun 4 ve 5.maddeleri ile ticari davalar; ” Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ila 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ila 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ila 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ila 554, havale hakkındaki 555 ila 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ila 580 inci maddelerinde, d) Fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Anılı düzenlemeye göre, bir uyuşmazlığın ticari dava sayılması için TTK 4/1.maddesine göre her iki tarafında tacir olması ve ticari işletmeleri ilgili hususlardan doğması, yahut tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “a-f” bentlerinde sayılan hususlardan doğmasının gerektiği açıktır.
İlgili kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı/satıcı şirketin araç satım sözleşmesinden kaynaklı alacak istemi ile başlatılan icra takibine vaki itiraz iptali istemini ileri sürdüğü, iş bu talebin TTK 4/2 maddesinde yer alan “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı gibi gelen yazı cevapları ve davalı vekili beyanları kapsamında davalının tacir olmadığının anlaşıldığı, ayrıca dava konusu araçların trafik ruhsat kaydında kullanım amacı olarak “hususi” ibarelerinin mevcut olduğu, dava konusunun ticari işletmeye ilişkin olmayıp ticari dava olarak nitelenemeyeceği, tüm bu nedenlerle mahkememizin iş bu davada görevli olmadığı, uyuşmazlığa konu 2 adet araç satım bedeli kapsamındaki ihtilafta araçları satın aldıktan kısa bir süre sonra devreden davalıyı tüketici olarak vasıflandırmanın da mümkün olmadığı, bu hali ile uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılmasının gerektiği kanaatine varılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2018

Katip … e-imza Hakim …e-imza