Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/861 E. 2018/1152 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/861
KARAR NO : 2018/1152
DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … . A.Ş şirketinin, davacı müvekkil …’ın sahibi olduğu … Ayakkabı mağazasından toplam 1.959,55-TL değerinde, 36 çift ayakkabı sipariş ettiğini, sipariş edilen ürünlerin 07.10.2016 tarihinde … Kargonun ‘… İZMİR ‘ adresindeki şubesine teslim edildiğini, davacının … koduyla ilgili kargo firmasında kayıtlı olduğunu, davaya konu edilen kayıp kolinin takip kodu: … olduğunu, kargo bedelinin ise 50,61-TL olduğunu, aradan 3 gün geçtikten sonra alıcı … A.Ş.’nin malların kendisine gönderilmediği ile ilgili davalıya ulaştığını, bunun üzerine malların teslim edilmemesi sebebi ile … şube ve merkez ile görüşmeler yapıldığını, … Kargo tarafından teslimatın sağlandığının iddia edildiğini, bunun üzerine davacı tarafın kargo şirketinden malların kime teslim edildiğinin bilgisini talep ettiğini, davalı şirket tarafından teslim edilen şahıs adı verilmeksizin sadece karalama şeklinde bir imza örneği gönderildiğini, müvekkilinin alıcı firma ile yaptığı görüşmelerde alıcı tarafın; böyle imzası olan bir çalışanlarının olmadığını (mal tesliminde görevli olan çalışanlarından ) teslimi yaptıkları şahsın adının bildirilmesini talep ettiklerini, bu durum davalı şirkete iletildiğinde alıcı olarak şahıs ismi yerine … yazıldığı ortaya çıktığını, halbuki; davacının aynı alıcıya bir gün önce göndermiş olduğu ufak kolinin … adındaki çalışana imza karşılığı teslim edildiğini, bu durum ilgili davalıya aktarıldığında ise gönderiye ilişkin tazmin talep sürecinin başlatılması için tazmin/talep formu doldurulması istendiğini, ancak buna ilişkin yapılan başvurunun da reddedildiğini, bu süreçte ise mal teslimi yapılmadığı için alıcı firmanın da stok girişi yapmayarak alımı iptal ettiğini, kargo işleimeciliğinin lojistik hukuku ile ilgili olduğunu, ilgili kanun maddelerindeki hükümler de dikkate alındığında davalı kargo şirketinin ulaşmayan ve akıbeti belli olmayan/kayıp mallardan ve buna ilişkin uğranılan zararlardan sorumlu olacağının ortada olduğunu, kaldı ki; davalı tarafın teslim edilen şahsa ilişkin net bilgi veremediği gibi; bu duruma ilişkin yanlışlarını kabul ettiğini, sisteme yapılan hatalı giriş sebebi ile dağıtım noktasına gerekli uyarıyı yaptıklarının yazılı olarak mail yolu ile davacı müvekkiline ilettiklerini, konuya ilişkin manevi tazminat dava ve hakların saklı tuttuklarını, davacı müvekkilinin sonrasında da birçok kez davalı kargo şirketiyle iletişime geçtiğini, zararının tazminini istediğini, ancak her nedense konuya ilişkin herhangi bir muhatap bulamadığını, davacı …’ın alıcı firmaya karşı güvenilirliğinin kaybolduğunu, siparişlerin iptali sebebi ile hem maddi hem de manevi zarara uğradığını, bütün bu yaşananlar sonucu iş çevresinde çalışkan ve güvenilir bir işyeri sahibi olarak bilinen ve daha önce hiç böyle bir sorun yaşamamış olan davacı müvekkilinin maddi zararının tazmini için mevcut davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacı müvekkilinin kaybolan malları nedeni ile pazar ve gelir kaybı yaşadığını ve buna ilişkin manevi zararlar da yaşadığını, buna ilişkin dava ve talep haklarını saklı tuttuklarını, sonuç olarak bu nedenlerle açılan davanın kabulünü, davacının 1.959,55-TL’lik kayıp mal bedelinin işleyecek faizi ile tahsili ile 50,10-TL kargo bedelinin ödenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkil şirketin kayıtlı adresinin “…/İstanbul” olduğunu, dolayısı ile İstanbul/Çağlayan Mahkemelerinin yetkili olmayıp, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu itibarla da yetki itirazlarının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddini, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının yetkili Bakırköy Asliye ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin “…” logosu ile paket ve hızlı kargo taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirketin unvanının, 2017 yılının sonunda değiştiğini, bu hususun, Ticaret Sicili kayıtları ile sabit olduğu gibi bu hususa yönelik ticaret sicili kayıtlarının delilleri arasında ibraz edileceğini, davacı … Ayakkabı firmasının, gönderi yapacağından bahisle müvekkili şirketin İzmir şubesini aradığını, 11.10.2010 tarihinde müvekkil şirketin … Servis Sağlayıcısı kuryesi davacı şirketin adresine gittiğini, taşımaya hazırlandığını, paketlenmiş bir kolinin kargoyu davacı şirket temsilcilerinden teslim aldığını, taşınacak kargoya müvekkili şirketin taşıma sistemince … taşıma takip/numarası/barkod numarası verildiğini, kargo paketi/kolisinin İstanbul’a taşındığını, 14.10.2016 günü saat 11.52 de gönderinin alıcısı … personeline / yetkilisine teslim edildiğini, delilleri arasında takdim edilen müvekkili şirketin sistem sorgu ekranı çıktısından da anlaşılacağı üzere gönderinin fiziki ağırlığının 21,9 kg, hacimsel ağırlığının 110 kg olduğunu, tahakkuk eden taşıma ücretinin de 50,60-TL olduğunu, gönderen davacının, gönderi içeriğinin ne olduğu, kıymeti, cinsi hakkında hiçbir bildirimde bulunmadığını, gönderinin, gönderi alıcısına teslim edilmiş olmasına rağmen davacı gönderenin müvekkili şirkete müracaat ettiğini, gönderinin teslimine ilişkin tutanağının istediğini, elektronik teslim tutanağının davacı şirkete tevdi edildiğini, hal böyle iken davacı taraf sonrasında tarihsiz hasar/kayıp tazmin talebi ile gönderi içeriğinde 36 çift çocuk ayakkabısı olduğunu iddia ederek bedeli olan 1.958,55-TL’sinin tazmin edilmesini talep ettiğini, müvekkili şirketin hasar tazmin komisyonu davacının talebini 16.01.2017 tarihi itibarı ile kayda aldığını, davacı gönderenin talebini değerlendirdiğini, gönderinin alıcısına teslim edilmiş olması sebebiyle davacı gönderenin talebinin reddine karar verdiğini, gönderinin, gönderi alıcısına teslim edilmiş olmakla huzurdaki davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, davanın bu sebeple reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın hasar/kayıp tazmin talebine dayanak olarak gönderi alıcısı … A.Ş’nin, davacı gönderene keşide ettiği 19.12.2016 tarihli … no’lu “iade” açıklamalı faturayı gösterdiğini, anılan fatura içeriğinin çocuk ayakkabısının 11.10.2016 tarihinde … taşıma takip numarası ile yapılan taşımaya ilişkin ürünler olup olmadığının ispata muhtaç olduğunu, anılan faturanın ne sebeple keşide edildiğinin dava dışı … Anonim Şirketi’ne sorulması ve anılan şirketin ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde bu hususun açıklığa çıkacağını, dava dilekçesinde, talebin dayanağı olarak 4295 sayılı Karayolu Taşıma Kanun’unun 6. maddesi ve Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 42/10 maddesi hükmü gösterildiğini, davacı yanın bu hususa yönelik iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, zira, Kara Yolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliği, kara yolu ile yapılacak taşımaları kimlerin yapabileceğini, şartlarının ne olduğunu, şeklini hüküm altına aldığını, anılan Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin taşıyıcı ve taşıtanın birbirine karşı olan haklarını, yükümlülüklerini tanzim etmediğini, taşıyıcının, gönderenin, gönderilenin hak ve yükümlülükleri 6102 sayılı TTK’unun 4. Kitabındaki Taşıma İşleri kısmında 850. maddeden itibaren hüküm altına alındığını, dolayısı ile huzurdaki davanın hallinde, TTK’undaki bu hükümlerin nazara alınacağını, davacı yan haklı dahi olsa, gönderisi kayıp edilmiş bile olsa, yukarıda arz ve izah olunduğu üzere evvel emirde gönderi içeriğinin iddia ettiği gibi dayanak yaptığı faturadaki 36 çift çocuk ayakkabısı olduğunu ispat edeceğini, sonrasında da TTK’ unun 880. maddesinin 1. fırkası gereği gönderinin taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değeri nazara alınacağını, ancak, TTK’unun 882. maddesinde taşıcısının sorumluluğu, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kg ı için 8,33 özel Çekme Hakkı ile sınırlandırıldığını, dava dilekçesindeki talebin bu sebeple de haklı ve hukuki olmadığını, davanın bu sebeple de reddine karar verilmesini talep ettiklerini, sonuç olarak bu sebeplerle yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik sebebiyle reddine karar verilmesini, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, bu talepleri kabul görmediğinde ise yukarıda arz ve izah olunduğu üzere davacı tarafa ait gönderi / kargo, gönderi alıcısı dava dışı … A.Ş. çalışanının elektronik imzasına 14.10.2016 tarihinde teslim edildiğini, müvekkili şirketin sistemine işlenen kargo teslimine yönelik bu elektronik imzaların, teslim tarihini müteakip bir yıl içinde sistem tarafından otomatik olarak sistemden silindiğini, dava dilekçesinde, sözü edilen teslim tutanağının davacı yana ibraz edildiğinin kabul ve beyan edildiğini, sözü edilen teslim tutanağının davacı yandan celbini talep ettiklerini, davacı yana ait kargo / paket, gönderi alıcısına testim edilmiş olmakla taşıyıcı müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu sebeple de huzurdaki davanın hukuki dayanağının olmadığını, bu bakımdan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yanın kayıp tazminatı talep etmekte haklı dahi olsa talebin, TT’unun 880 ve 882. maddeleri hükmüne göre değerlendirileceğini, huzurdaki davanın bu sebeple de haklı ve hukuki olmadığını, bu sebeplerle de huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; göndericiye ulaştırılamadığı iddiası ile taşıma sırasında kaybolan mal bedeli ile kargo bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
… A.Ş.’nin müzekkeremize cevap verdiği, davaya konu gönderiye ait fatura ve sevk irsaliyesini gönderdiği anlaşılmıştır.
Dosyanın tetkikinde davalı tarafın kanuni süresi içerisinde ibraz ettiği cevap dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunması üzerine iş bu itiraz HMK’nın 117. maddesi uyarınca dava şartlarından sonra inceleme konusu yapılmıştır.
Bu doğrultuda yapılan değerlendirme sonucunda; davacı yanın huzurdaki davada taşıma ilişkinden kaynaklı olarak tazminat talebinde bulunduğu, davalı tarafça yetki ilk itirazında yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirtildiği, taraflar arasında yetki şartını içerir yazılı herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 6/1. maddesi uyarınca; “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde düzenlendiği, bu yetki kuralının kesin olmaması nedeni ile HMK’nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkemenin yetkili hale geleceği, Kanunun 19/2. maddesinin; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içerdiği, HMK’nın sözleşmeden doğan davalarda yetkiyi düzenleyen 10. maddesinde de esasen kesin yetki halinin söz konusu olmadığı, bu anlamda; birden fazla mahkemenin yetkili kılınarak davacıya bir seçimlik hak tanınmış olması göz önüne alındığında, davacının, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birisinde açmaz ve yetkisiz bir mahkeme de açar ise, o zaman seçme hakkının davalı tarafa geçeceği açıktır.
Anılı kanuni düzenlemeler ve gerekçeler ışığında somut olaya bakıldığında; taraflar arasında yetkili mahkemenin kararlaştırıldığı yazılı bir sözleşmeye rastlanılmadığı, davacı yerleşim adresinin İzmir, davalı şirketin merkezinin Zeytinburnu/İstanbul olup Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetki alanında kaldığı, HMK’nın 6. ve 10. maddeleri bağlamında işbu davanın davacı tarafından yetkili mahkemede ikame edilmediği, bu nedenlerle mahkememizin yetkili olmadığı, davacının, davasını bahsedilen genel ve özel yetkili mahkemelerde ikame etmemesi nedeni ile seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, davalı yanın yetkili mahkemeyi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olarak belirttiği anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3-HMK nın 331. maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza