Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/857 E. 2022/407 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/857 Esas
KARAR NO : 2022/407
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2017
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı arasında uzun yıllar bayilik ilişkisi olduğunu, müvekkilinin davalı ile arasında kurulan ticari ilişkiden kaynaklı olarak davalıdan çok sayıda motosiklet satın aldığını, fatura bedellerini ödediğini, davalıdan sipariş edilen 17 adet motosikletin teslim edilmediğini, müvekkilinin ödemiş olduğu fatura bedellerinin de iade edilmediğini, davalıya … Noterliği aracılığıyla 18/01/2010 tarihinde, bedeli ödenmesine rağmen teslim edilmeyen 17 adet motosikletin 3 iş günü içinde teslim edilmesi ya da ödenen bedellerin en yüksek avans faizi ile geri ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının … Noterliği aracılığıyla 29/01/2017 tarih ihtarname ile cevap verdiğini, ihtarname cevabında taleplerinin karşılanmadığını beyanla 17 motosikletin bedeli olan kdv hariç 52.885,15 TL’nin 13/01/2010 temerrüt tarihinden başlayarak en yüksek avans faizi ile davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili ile davacı arasında 20/04/2001 tarihinde Yetkili Satıcılık Sözleşmesi akdedildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Cari Hesap” başlıklı kısmının 101. maddesi zamanaşımı maddesi uyarınca, davacı tarafın bir an için talep hakkı olduğu düşünülse dahi bu hakkın zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirket kayıtlarında söz konusu malların teslim edildiğine dair kayıtlar mevcut olduğunu, müvekkili ile Suzuki arasında karşılıklı olarak her yıl muhasebesel cari hesap mutabakatı imzalandığını, cari hesap mutabakatları kabul edilmiş ve ihtirazi kayıt olmaksızın imza altına alınmış olmasına rağmen kötü niyetli ve mesnetsiz olarak malların teslim edilmediğinin iddia edildiğini, davacı tarafın irsaliyeli faturaların elinde bulunduğunu beyan etmişken malların teslim edilmediği iddiasını tamamen mesnetsiz ve hukuka aykırı olarak ileri sürdüğünü, 211 seri numaralı Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği ile fatura ve sevk irsaliyesinin ayrı belgeler olarak değil, isteyen mükellefler açısından “irsaliyeli fatura” adı altında tek belge olarak düzenlenmesi ve kullanılması esası getirildiğini, düzenlenme ile imkan tanınan irsaliyeli fatura, niteliği gereği hem fatura hem de sevk irsaliyesinin birlikte tek bir belge olarak hazırlanmasına olanak sağladığı için ayrıca sevk irsaliyesine gerek olmaksızın malın teslimi sırasında malı teslim alana verildiğini, 211 seri numaralı Vergi Usul Kanunu’nun Genel Tebliği ile irsaliyeli faturaya ilişkin tüm hususların detaylı olarak düzenlendiğini, irsaliyeli faturanın malın teslimi sırasında düzenlenmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini, davacı taraf tacir olup, TTK hükümleri gereğince faturalara itiraz süresinin 8 gün olduğunu, faturaya TTK uyarınca yasal sürede itiraz etmeyen davacı tacirin, fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığını beyanla davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, alım satıma konu 17 adet motosikletin bedelleri ödenmesine rağmen teslim edilmediği iddiası ile bedellerinin iadesi talebine ilişkindir.
Taraflar arasında dava tarihi itibariyle sona ermiş yetkili satıcılık ilişkisi olduğu, motosiklet alım satımı yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık olmadığı, davacı tarafından cari hesap alacağının değil 17 adet motosiklet için ödediği bedelin iadesinin talep edildiği, buna göre talep hakkında 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulanacağından, davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiş, dosya tarafların ticari defter ve belgeleri ile sunulan deliller kapsamında inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; davacının incelemeye sunulan 2007 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğunu, 2008 ve 2009 yıllarına ait ticari defterlerin ise usulüne uygun şekilde tutulmadıklarını, davacı tarafın davaya konu ettiği faturaların bir kısmının davalı, bir kısmının ise … ..Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş olduğunu, … Şirketi tarafından düzenlenen kdv dahil 21.066,48 TL tutarındaki fatura haricindeki tüm faturaların defterlerde kayıtlı olduklarını, davacının davalıyı takip ettiği hesabın 2007 yılı detaylarının tespit edilemediğini ancak 2008 yılı cari hesap ekstresi açılış fişinde bakiyenin 18.171,79 TL borç olarak kaydedildiğini, 2008 yılında taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini ve 30/09/2008 tarihinde 29.200,13 TL’lik bakiyenin yedek parça hesabına virman edilerek sıfırlandığını, virman yapılan hesapta dava tarihi itibariyle borç bulunmadığını, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığını, davacı tarafından sunulan irsaliyeli fatura içeriklerinde dava konusu edilen motosikletlerden başka motosikletlerin de bulunduğunu, faturaların teslim eden ve alan kısımlarında sadece paraf olduğunu, davacı tarafından aynı faturada yer alan bir kısım ürünlerin teslim alındığı bir kısım ürünlerin ise teslim alınmadığının iddia edildiğini ancak faturalarda böyle bir şerhin yer almadığını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Mahkememizce denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; taraflar arasında 20/04/2001 tarihli ve davacının, davalı tarafından ithal edilen … marka motosikletler ile bunların yedek parçalarının yetkili satıcısı olması konusunda, yetkili satıcılık sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme ile aralarındaki ticari ilişkinin başladığı ve sonraki yıllarda davalı tarafından verilen yetki belgesi ile davacının yetkili satıcılık faaliyetine devam ettiği, 13/01/2009 tarihinde sözleşmenin sona erdiği, davacı tarafından sunulan 14 adet irsaliyeli faturalarda yer alan motosikletlerden 17 adedinin bedeli ödenmesine rağmen tarafına teslim edilmediği iddia edilerek bedellerinin iadesinin talep edildiği, faturaların irsaliyeli fatura oldukları, birden fazla motosiklet için düzenlendikleri ancak davacının her bir faturada yer alan 1 ya da 2 adet motosikletin teslim edilmediğini iddia ettiği, faturaların teslim alan kısmında paraf imza olduğu, motosikletlerden bir kısmının teslim alınmadığına dair herhangi bir şerhin bulunmadığı, kaldı ki 4 adet motosikletin yer aldığı 3 adet faturanın davalı tarafından düzenlenmediği, davacının kendi ticari defterlerine göre davalıdan alacaklı olmadığı, TBK’nın 207/2. maddesi uyarınca, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü oldukları, taraflar arasında fatura bedellerinin ödendiği konusunda uyuşmazlık olmadığı, bu noktada davalının teslimi ispat etmesi gerektiği, davacının sunduğu irsaliyeli olan paraf atılmış faturalarda yer alan motosikletlerin bir kısmının teslim edildiğini kabul ettiği, faturalarda yer alan ve dava konusu edilen motosikletlerin teslim edilmediğine dair bir ihtirazi kayıt olmadığı ve motosikletlerin teslim edildiği kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar ve ilam harcı 80,70 TL’nin peşin alınan 903,14 TL harçtan mahsubu ile kalan 822,44 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 7.675,06 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …

¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır