Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/830 E. 2019/76 K. 30.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/830
KARAR NO : 2019/76

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 30/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı(borçlu) tarafından borca ve ferilerine haksız, kötü niyetli ve yasal dayanaktan yoksun olarak yapılan itirazın iptali ile iş bu takibin devamını, alacağın likit olması nedeni ile karşı taraf aleyhinde dava ve takip değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı ile davalı arasındaki ticari mal alışverişi neticesinde doğan 42.625,74.-TL alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğü … E. Sayısı ile takip başlatılmış olup davalı borçlu tarafından borca, ferilerine ve yetkiye itiraz edilmesi nedeniyle dosya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına kaydedildiğini, davalı borçlu, müvekkile olan borcundan dolayı başlatılmış olan iş bu ilamsız icra takibine haksız ve soyut iddialarla itiraz ederek icra takibinin durmasına sebep olduğunu, davalı borçlu tarafından yapılan işbu itiraz kötü niyetli ve müvekkilin alacağına kavuşmasını engelleme amacı içerdiği nedeni ile itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesinin gerektiğini, takip konusu alacak müvekkili ve borçlu arasındaki cari hesaba dayanmakta olup borç miktarı 42.625,74.-TL’dir, bu husus cari hesap ekstresi ve davalı borçlunun imzasını içeren irsaliyeli faturalarla da sabitlendiğini, son olarak dava konusu alacak likit olup, davalı borçlunun asıl alacağa ve ondan ayrı düşünülmesi mümkün olmayan icra borcuna itiraz etmelerinin haksız ve kötü niyetli olduğunun açık ve net olduğunu, bu nedenle borçlu olduğunu bilmesine rağmen iş bu takibe itiraz eden davalı borçlu aleyhinde dava ve takip değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, sonuç olarak bu sebeplerle; davalı borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazlarının iptali ile müvekkili tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında başlatılan takibin devamını, dava ve takip konusu alacağın likit olmasından bahisle kötü niyetli davalı taraf aleyhinde dava ve takip değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin, davalı müvekkilin ile aralarındaki mal satımı husundaki ticaretten kaynaklı cari hesap alacağı oluştuğunu, bu alacakları için faturalar tanzim edip müvekkiline tebliğ ettiğini, ödenmeyen davaya konu borcun tahsili için, … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla takip başlattığını, takibe haksız şekilde itiraz edildiğini iddia ettiğini, davacı vekili sadece kendi defter ve cari hesabına dayanarak, tek taraflı iş bu davayı açtığını, T.T.K’nun 23. Maddesine göre; fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari bir vesikaı olduğunu, faturanın tek başına bir alacak belgesi olmadığını, alacak belgesi olmak için, bahsedilen ticari ilişkinin kanıtlanması gerektiğini, ayrıca faturanın ticari deftere kaydedilmesi gerektiğini, bunun da tek başına yeterli olmayacağını, faturanın aynı zamanda karşı tarafında da defterlerinde kayıtlı olması ve karşılıklı olarak defterlerin birbirini teyit etmesi gerektiğini, ispat yükünün davacı vekilinde olduğunu, davacı tarafın davasını ispat edemediğini, davacı vekilinin dayandığı 09.06.2017 tarihli cari hesap alacağının detayı faturaları ayrıntılı ve net belgeleyemediğini, hangi fatura mal alımına ve hangi döneme ait olduğunu ispat edemediğini, sonuç olarak bu sebeplerden dolayı; haksız davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana tahmilini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı cari hesap alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Davacı vekili tarafından cari hesaba dayanak faturaların ibraz edildiği, BA/BS kayıtlarının mahkememizce celp edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı … tarafından ibraz edilen defter, belge ve dosya incelemesinden; davacının davalıyı züccaciye satımı karşılığı, dava dosyasındaki müşterisi davalı …’ın cari hesap ekstresinde detayları bulunan muhtelif tarihlerde düzenlendiği faturalarla borçlandırdığını, değişik zamanlarda muhtelif tutarlar üzerinden tahsilat yaptığını ve cari hesap bakiyesinin iddia edildiği gibi en son 42.625,74.-TL borç bakiyesi verdiği görüldüğünü, dava dilekçesinin ekindeki cari hesap ekstresinin ikinci sayfasındaki 01.01.2015-31.12.2015 döneminin kapanış bakiyesinin 169.00.-TL alacak verdiğini yani, davalı Vardan İnşaat’ın 169.00.-TL alacaklı göründüğünü, yine cari ekstrenin devamı olan birinci sayfasında 01.01.2016-31.12.2017 döneminin açılış bakiyesinin 40.000.-TL alacak verdiğini, yani davalının bu defa 2015 yılı devreden bakiyesinde 40.000.-TL alacaklı olduğu görüldüğünü, bilirkişi incelemesinde, firma yetkilisinin dava dosyasındaki 2015 yılı kapanış bakiyesinin yanlış olduğunu belirttiğini, 2015 yılı devreden bakiyesinin 40.000.-TL alacaklı göründüğünü 01.01.2016-31.12.2018 tarihli yeni bir ekstre ibraz ettiğini, ibraz edilen faturalar üzerinde yapılan incelemede, 24.12.2016 tarihli … seri/sıra nolu faturanın altında müşterinin cari hesap bakiyesinin 65.471,54.-Tl olduğunun not edildiği görüldüğünü, cari hesap ekstresinin aynı tarihli bakiyesinin ise 62.625,74.-TL olarak görüldüğünü, davacının bilirkişi incelemesinde ibraz ettiği; 01.01.2016-30.09.2016 tarihli aylık genel mizan’da …’ın 120 alıcılar hesabında 101.730,94.-TL borçlu olduğunu, 340 alıcılar alınan sipariş avansları hesabında 40.000.-TL alacaklı olduğu tespit edildiğini, iki rakamın mahsup edilmesi halinde, net 61.730,94.-TL’nin, cari hesap ekstresinin 30.09.2016 tarihindeki 86.138,94.-TL borç bakiyesi ile tutmadığı tespit edildiğini, Fark’ın 24.408.-TL olduğunu, yine davacının bilirkişi incelemesine ibraz ettiği; 01.01.2017-30.06.2017 tarihli aylık genel mizan’da …’ın 120 alıcılar hesabında 18.217,74.-TL borçlu olduğunu, cari hesap ekstresinin 30.06.2017 tarihindeki 42.625,74.-TL borç bakiyesi ile tutmadığının tespit edildiğini, 24.408 fark olduğunu, davacı … ticari defterlerini e-defter olarak tutmakta olup berat bilgileri tablo şeklinde sunulduğunu; kural gerçek kişiler için 3 ay olmasına rağmen, Gelir İdaresi Başkanlığı geçiş döneminde sürelerde esneklik sağladığını, Ocak 2016 beratlarının yüklenmesini 31.05.2016’ya kadar uzatıldığını, dolayısıyla Ocak 2016 yevmiye ve büyük defter açılış onayı hariç, ibraz edilen diğer beratlar süresinden sonra alındığını, dava dosyasına celp olunan Gelir İdaresi Başkanlığı imzalı 2016 yılı ile ilgili BA-BS dökümlerinin incelendiğini, davalı …’ın 2016 yılında davacıdan 16 adet fatura karşılığında KDV hariç 125.782.-TL’lik( Kdv dahil 148.422,80.-TL) mal/hizmet aldığını, BA formları ile beyan ettiğini tespit edildiğini, davacı …’un ise 2016 yılında davalıya 16 adet fatura karşılığında KDV hariç 125.784,31TL’lik(KDV dahil 148.425,49.-TL) mal/hizmet sattığını, BS formları ile beyan ettiği tespit edildiğini, davacı …’un ibraz ettiği cari hesap ekstresi ve fatura dökümlerinden faturaları BS formları ile Gelir İdaresi Başkanlığına 2016 yılında beyan etmediği tespit edildiğini, Türk Ticaret Kanununun 21/2. Maddesine göre bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayıldığını, alıcı tarafından faturaların içeriğine yasal süresi içinde itiraz edildiğine dair bir iddia ve delilin dosyada mevcut olmadığının tespit edildiğini, teslim edildiği iddia edilen malların teslimini ispata yarayacak bir delil davacı tarafından sunulamadığını, her ne kadar faturalar, irsaliyeli fatura olarak düzenlenmiş iseler de, 30.12.2017 tarihli 1.604,13.-TL’lik bedeli aynı tarihte tahsil edilmiş olan fatura hariç, hiç bir faturanın sağ alt köşesindeki ”Eksiksiz Teslim Alan” bölümüne alıcı veya çalışanları tarafından imza atılmadığını, sonuç olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 222’inci maddesinin 2’inci fıkrasında, ticari defterlerini, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onayları yaptırıldığını ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olmasının şart olduğunu, 3. fıkrasında, ikinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının akisinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiğini, bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlat birbirinden ayrılamayacağı hüküm altına girdiğini, davacı …’un ibraz ettiği ticari defter, belge ve kayıtların eksik, karışık tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapılmadığını, kayıtların birbirini doğrulamadığı nedeniyle ihticaca salahiyetinin zayıf bulunduğunu, bununla beraber, Gelir İdaresi Başkanlığı’na yapılan bildirimlerde, davalı …, davacı …’dan 2016 yılında 16 adet fatura karşılığında KDV hariç 125.782.-TL’lik (Kdv dahil 148.422,80.-TL) mal/hizmet aldığını, davacı … ise, 2016 yılında davalıya 16 adet fatura karşılığında KDV hariç 125.784,31.-TL’lik (Kdv dahil 148.425,49.-TL) mal/hizmet sattığını beyan ettiğini, davalı … ticari defter ve belgeler ile ödemeleri teşvik edici belgeler ibraz etmediğini, ilgili bedellerin davacı alacaklıya ödendiği hususundaki ispat yüklü davalıya düştüğü halde davalı taraf ödemeye ilişkin ispata yarar bir belgeyi sunduğunu, davacı …’un davalı … Ltd. Şti. aleyhine başlatmış olduğu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, 42.625,74.-TL ana paranın tahsilini ve davacıya ödenmesini, %20’den aşağı olmamak üzere icra ve inkar tazminatı, ücret-i vekalet ile yargılama giderlerinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesini…” mütalaa ettiği görülmüştür.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; mal satım ilişkisine dayalı cari hesap alacak isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın cari hesap alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı tarafın meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme icra edildiği, ibraz edilen ticari defterlerin açılış kapanış onaylarının zamanında yaptırılmadığı ve kayıtların birbirini doğrulamadığı, bu hali ile davacı defterlerinin delil vasfını haiz olmadığı, bununla birlikte davalı tarafın ticari ilişki ve teslim olgusuna açıkça itiraz yöneltmediği gibi mahkememizce celp edilen Ba/Bs bildirimleri kapsamında davalı tarafından bağlı olduğu Vergi Dairesine BA (büyük alış) formuyla faturaların (125.782-TL tutarında) bildirilmiş olup bu faturaların kendi defterine kayıtlıymış gibi kabul edilip fatura içeriği malların alındığı karinesinin söz konusu olduğu, bu noktadan sonra faturaya/cari hesaba dayalı dayalı alacak bedelinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı/ takip borçlusunun davacıya ödeme yaptığını HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 42.625,74-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın fatura/cari hesaba dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 42.625,74-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin 42.625,74-TL asıl alacak üzerinden, asıl alacağa takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 8.525,14-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.911,76-TL harçtan peşin alınan 514,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.396,94-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 514,82-TL peşin harç, 500-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 149,50-TL olmak üzere toplam 1.195,72-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 5.038,83-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/01/2019

Katip …

Hakim …