Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/826 E. 2018/359 K. 18.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/826 Esas
KARAR NO : 2018/359

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/09/2017
KARAR TARİHİ : 18/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … in davalı bankanın … Şubesinde bulunan … numaralı hesabın sahibi olduğunu, 05/09/2017 tarihinde müvekkilin bu hesasından bilgisi ve izin olmaksızın davalı bankanın … numaralı hesabına 150.000,00TL para havale edildiğini, müvekkil bahsi geçen havale işlemini saat 23:35 te davalı banka tarafından … numaralı telefonuna gönderilen değerli müşterimiz … nolu hesabınızdan at açıklaması ile 150.000,00TL havale çıkışı olduğunu, şeklindeki bilgilendirme mesajı ile öğrendiğini, hemen davalı bankanın müşteri hizmetlerini arayan müvekkilin havale işleminin izni, bilgisi ve rızası dışında yapıldığını bildirdiğini, müşteri hizmetleri görevlisinin müvkkile hem müvekkilin hem de havale yapılan kişinin hesabına bloke konulduğunu ve sorunun mesai saatleri içinde çözüleceğini söylediğini, müvekkil ile davalı banka arasındaki mevduat sözleşmesi tüketim ödüncü ile saklama sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşme olduğunu, müvekkilin uğradığı mağduriyet nedeniyle 07/09/2017 tarihinde … ve varsa başkaca şüpheliler hakkında … … ‘na şikayette bulunulduğunu, şikayet üzerine başlayan soruşturmanın halen … …’nın … soruşturma numaralı dosyasına kayden devam ettiğini, bu nedenlerle müvekkilin davalı banka nezdindeki hesabından bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemlerin sonucunda para havale edilmesi nedeniyle uğradığı 150.000,00TL zararın olayın gerçekleştiği 05/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkile verilmesine, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kabulü anlamına gelmemek üzere huzurdaki davada davacı dolandırıcılık eylemi ile karşı karşıya kaldığını iddia ettiğinden dolayı bu eylemi yapan kişi veya kişilere ve paranın aktarıldığı hesap sahipleri olan … ve … isimli şahıslara yöneltmesi olduğunu, bu nedenle davanın öncelikle husumet nedeniyle reddini, davacıya ait işlemin sadece kendisinin bilgisinde olan şifrenin girilmesi neticesinde gerçekleştirildiği anlaşıldığından bankanın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkil bankanın internet bankacılığı hizmetinin uluslararası alanda kabul edilen güvenlik standartlarından olduğunu, davacıya internet bankacılığı kullanım esasları güvenliğine dair gerekli uyarılar yapılmış olması sebebiyle kusurlu olanın davacı olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine, davanın … ve … isimli şahıslara ihbarına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana bıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacının davalı banka nezdindeki mevduat hesabından haksız olarak çekildiği iddia olunan bedelin tahsili istemine ilişkindir.
Yargılama kapsamında öncelikli olarak irdelenmesi gereken meselenin görev noktasında toplandığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan tetkik neticesinde; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 73. maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ifadesi ile tüketici mahkemelerinin görev alanının tüketici işlemleri ile sınırlandırıldığı, aynı yasanın 3/l maddesinde, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemin tüketici işlemi olarak tanımlandığı görülmüştür.
Huzurdaki somut olayda, davacının davalı banka nezdindeki hesabından bilgisi ve izni dışında çekilen bedelin iadesi için işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan ( 28/05/2014 ) 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca huzurdaki davada davacının tüketici olduğu, bireysel mevduat hesabından kaynaklanan davaya bakma görevinin bu nedenle tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, anılı yasal düzenlemeler gereğince davanın, açıldığı tarih itibari ile tüketici davası vasfında olup tüketici mahkemelerinin görev alanına girdiği anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2- Kararın istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesine müteakip bu tarihten itibaren istinaf yoluna başvurulması ve istinaf talebinin reddinin kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli … Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, süresi içinde gönderilme başvurusunun olmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğine,
3- HMK nın 331. Maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4- Dosyanın kanuni süresi içinde gönderilmemesi durumunda talep halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2018

Katip e-imza Hakim e-imza