Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/823 E. 2018/311 K. 04.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/823 Esas
KARAR NO : 2018/311

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 15/03/2013
KARAR TARİHİ : 04/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile Yeni … Mah. … Sitesi … Blok d:… …-… adresinde mukim İş Güvenliği Akademisi … arasında bir genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, akdedilen kredi sözleşmesi neticesinde …’a 40.000.TL “Ticari …/Teminatlı” kredi tahsis edildiğini, kredi görüşmeleri sırasında davalı tarafından krediyi kullanan …’dan gayrimenkul ipoteği ve iki kefil talep edildiğini, anılan kredi sözleşmesinde kefillerden birisinin müvekkil olması istendiğinde müvekkile davalı tarafından verilen bilgide “krediyi kullanan …’ın evinin üzerinde ipotek tesis edileceği ve müvekkilin dışında bir başka kefil daha olacağı” bilgisi verildiğini, nitekim kredi sözleşmesinin ekindeki evraklarda “müşterek borçlu, müteselsil kefiller” yazmakta olup birden fazla kefil için isim veya unvanı boşluğu bulunduğu görülmüştür. Bunun üzerine müvekkil evrakları imzaladığını, daha sonra krediyi kullanan …’ın bankaya ipoteğin kaldırılması ve kefilin değiştirilmesi hususunda yazılar yazması ve kredi ödemelerinde zorlandığını müvekkile bildirmesi üzerine davalıdan kredi sözleşmesi ve ekleri talep edilmiş ve davalı tarafından, 20.02.2013 tarihinde; Genel kredi sözleşmesinin ilk sayfası örneği ile 8 sayfa numaralı ekinin örneği iki adet muvafakatname örneği ve 150.000 TL tutarlı ödeme günü ve ayrıca kefil olunan miktar kısmı boş bırakılmış olan bir emre yazılı senet örneği müvekkile teslim edildiğini, teslim edilen belgeler incelendiğinde aşağıdaki hususlar tespit edildiğini, her şeyden önce emre muharrer senedin ödeme günü eksik olduğunu, T.T.K. uyarınca bu belge emre muharrer senet niteliğinde olmadığını, böyle bir senedin düzenlenmesini gerektirecek bir borç ilişkisi de olmadığını, belge örneği incelendiğinde bedelin nakden ahzolunduğunun yazılı olduğu görüldüğünü, senedin borçlusu …, 23.11.2012 tarihinde bankanızdan 40.000 TL kredi kullandığını, bunun için de kredi sözleşmesi imzaladığını, senet üzerindeki boşluklar anlaşmaya aykırı olarak davalı tarafından doldurulduğunu, dolayısıyla ortada hukuken geçerli bir senet bulunmadığını, müvekkil, 150.000.- TL’li bir emre muharrer senet altına kefil sıfatıyla imza attığından habersiz olduğunu, kendisine bu konuda bir açıklama yapılmadığı gibi metinden belgenin teminat olarak alındığı da anlaşılmadığını, şu halde davalı tarafından yanıltılan müvekkilin kefaleti de irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu, Borçlar Kanunu’nun 583. Maddesi uyarınca kefil olunması durumunda kefilin sorumlu olacağı azami miktar açıkça ve el yazısıyla yazılmış olduğunu, oysa belgede görüleceği üzere kefil olunan miktar (……..) olarak boş bırakıldığını, bu nedenle de senetteki kefaletin geçersiz olduğunu, Kredi sözleşmesi için de ortada Borçlar Kanunu 582. Maddesine uygun bir kefalet sözleşmesi bulunmamaktadır. Ne olduğu tam olarak anlaşılamayan 8 sayfa numaralı belgede müvekkilin kefaleti düzenlenmiş olup Borçlar Kanunu’nun 582. Maddesinde belirtilen şartlardan olan kefalet miktarının kefil tarafından el yazısıyla yazılması hususu yerine getirilmediğini, bu kısım imza aşamasında boş bırakılmış ve sonradan anlaşmaya aykırı şekilde banka tarafından müvekkilden habersiz olarak doldurulduğunu, rakamın belirtildiği el yazısı müvekkile ait olmadığından kefaltin de geçersiz olduğunu, ayrıca Borçlar Kanunu 587. Maddesi uyarınca “birlikte kefalet halinde alacaklı, kefilin aynı alacak için başka kişiler için de kefil olduğunu veya olacağını varsayarak kefalet ettiğini biliyor veya bilmesi gerekiyorsa bu varsayımın sonradan gerçekleşmemesi” durumunda kefil, kefalet borcundan kurtulacağını,müvekkilin borcundan kurtulduğunu, bu nedenlerle davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kefil sıfatı ile bilerek ve isteyerek kendi serbest iradesi ile sözkonusu Genel Kredi Sözleşmesini ve sözkonusu senedi imzaladığını, zira davacının eşi … tarafından da davacı …’ın işbu davanın konusu edilen hem 150.000.-TL bedelli ve 23.11.2012 tanzim tarihli senet için hem de 150.000.-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi için sözkonusu be meblağa kadar kişisel borç üstlenmesine ve mübrez senet ile genel kredi sözleşmesine kefil sıfatı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil olmasına rıza gösterdiğine dair müvekkil bankaya yazılı muvafakat verdiğini, tüm bu hususlar davacının mübrez senedi veya genel kredi sözleşmesini kendi serbest iradesi ile imzalayarak kişisel borç yüklendiğini ve kefil olduğunu, iradesinin her hangi bir şekilde sakatlanmadığını açıkça gösterdiğini, ancak davacı şimdi kefil sıfatı ile mevcut olan borçlarından kurtulmak için işbu davayı açtığını, ancak davacının hukuki usul ve yasaya uygun olarak tanzim edilen kefillik ilişkisinden sorumlu olmadığının tespitini talep etmesi, hukuken varit olmadığını, zira Borçlar Kanunu kapsamında kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği bir sözleşme olduğunu, kişisel sorumluluk ilkesi gereğince, kefilin sınırsız sorumlu olduğu düşünülemeceğini, kefilin sorumluluğu, öncelikle kefilin ödemekle yükümlü olduğu azami miktar ile sınırlı olduğunu, bundan başka kefilin sorumluluğunun sınırlarının sözleşmeden ve kanundan kaynaklanabileceğini söyleyebileceğini, zira mübrez dava konusu olayda da kefilin sorumluluğu 150.000TL olarak GKS’de açıkça belirtildiğini,TBK’nın 581. maddesine göre “Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olduğunu, kanunda yer alan bu tanıma göre kefalet sözleşmesi, alacaklı ile kefil arasında kurulan ve alacaklıya kişisel güvence sağlayan bağımsız nitelikte bir borç ilişkisi olduğunu, kefalet sözleşmesi kişisel bir teminat sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme ile kefil, asıl borçlunun borcunu alacaklıya karşı ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlendiğini, borçlunun borcunu alacaklıya ifa edememesi tehlikesini kişisel olarak üstlenen kefilin sorumlu kefilin sorumluluğunun kapsamı belirtildiğini, Borçlar Kanunu, kefaleti 483. ve ardından gelen maddelerinde ayrıntılı bir biçimde düzenlemiş; bir çok sözleşme türüne ilişkin düzenlemelerinden farklı olarak, 484. maddede, kefalet sözleşmesinin geçerliliğini yazılı olma koşuluna bağlamış; biçime ilişkin bu koşula içerik yönünden başka bir koşul daha eklemiş; sözleşmenin geçerli olabilmesi için kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede açıkça gösterilmesini zorunlu saydığını, bu durumda dava konusu edilen Genel Kredi Sözleşmesindeki kefillik için geçerli tüm koşullar yerine getirilmiş olduğundan davacının genel kredi sözleşmesindeki kefilliğe ilişkin itirazlarının kabul edilebilir yanı bulunmadığını, keza davacının dava konusu ettiği senetteki kefilliğe ilişkin itirazlarının ve iddialarının da tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etme gereği hasıl olduğunu, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 23/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesindeki ve 150.000TL bedelli bono üzerindeki kefaletin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkindir.
…bank AŞ’ye yazılan müzekkere cevabında, davacı …’ın kefil olarak imzaladığı 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi aslı, senet aslı ve muvafakatname asıllarının celp edilerek mahkememiz kasasına alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan grafoloji uzmanı bilirkişi Kirman Yolcu ve adli tıp uzmanı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 08/08/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…A4 kağıdına düzenlenmiş alacaklısı …bank AŞ borçlusu İş Güvenliği Akademisi ve kefili … olan 23/11/2012 kefalet tarihli 150.000TL miktarlı senet aslı ve …bank AŞ’ne ait 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi aslının incelendiği, dava konusu A4 kağıdına düzenlenmiş alacaklısı …bank AŞ borçlusu İş Güvenliği Akademisi ve kefili … olan 23/11/2012 kefalet tarihli 150.000TL miktarlı senet aslı ve …bank AŞ’ne ait 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kefil kısımlarındaki imza ve yazıların …’ın eli ürünü olup olmadığı tespitinin istenildiği, …’ın mukayese imza ve yazılarını içeren huzurda alınmış imza içerir 3 adet istiktab tutanağı, … 22. Noterliğince düzenlenmiş 15/02/2013 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname aslı incelendiğinde; dava konusu imzaların iki bölümden oluştuğu, birinci bölümün sol taraftan başlayan bukleli “S” görünümünde çizilen ve sağ tarafta aşağıya çengel biçiminde sonlandırılan şekle benzediği, ikinci bölümün ise sağ taraftan çengelimsi bir şekilde başlayarak, sol aşağıya doğru çizilen çizginin zikzak şeklini andıran bir bukle yapıldıktan sonra sol yukarıya doğru uzatılarak sonlandırılan şeklin yapılmasıyla imza kompozisyonunun tamamlandığı, …’a ait mukayese imzaların da iki bölümden oluştuğu, birinci bölümün sol taraftan başlayan bukleli “S” görünümünde çizilen ve sağ tarafta aşağıya çengel biçiminde sonlandırılan şekilden ibarez olduğu, ikinci bölümün ise sağ taraftan çengelimsi bir şekilde başlayarak, sol aşağıya doğru çizilen çizginin zikzak şeklini andıran bir bukle yapıldıktan sonra sol yukarıya doğru uzatılarak sonlandırılan şeklin yapılmasıyla imza kompozisyonunun tamamlandığı, sonuç olarak dava konusu A4 kağıdına düzenlenmiş alacaklısı …bank AŞ borçlusu İş Güvenliği Akademisi ve kefili … olan 23/11/2012 kefalet tarihli 150.000TL miktarlı senette ve …bank AŞ’ne ait 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde …’a atfen atılmış kefil imzaları ile …’ ait mukayese imzalar arasında; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu kefil imzalarının …’ın eli ürünü olduğu, dava konusu A4 kağıdına düzenlenmiş alacaklısı …bank AŞ borçlusu İş Güvenliği Akademisi ve kefili … olan 23/11/2012 kefalet tarihli 150.000TL miktarlı senette ve …bank AŞ’ne ait 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde kefil kısımlarında bulunan yazılarla …’a ait mukayese yazılar arasında, işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazıların …’ın eli ürünü olduğu…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 21/08/2014 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan grafoloji uzmanı bilirkişi Kirman Yolcu ve adli tıp uzmanı bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 08/08/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Dava konusu Genel Kredi Sözleşmesinde MEBLAĞ TÜRÜ üzerinde inceleme yapılarak bu bölümlede bulunan yazı ve rakamların …’ın eli ürünü olup olmadığının tespitinin istenildiği, bu doğrultuda yapılan incelemede …’ın mukayese imza ve yazılarını içeren huzurda alınmış imza içerir 3 adet istiktab tutanağı, … 22. Noterliğince düzenlenmiş 15/02/2013 tarih ve … yevmiye nolu vekaletname aslı incelendiğinde;dava konusu belgelerde kefil kısımlarındaki yazılarda ve …’a ait mukayese yazılarda işaretlenen harf ve rakamların tersim biçimleri kendilerinden önce ve sonra gelen harf ve rakamlar arasındaki mesafe, konum, bağlantı ve geçişler itibariyle farklılıklar saptandığı, dava konusu dava konusu A4 kağıdına düzenlenmiş alacaklısı …bank AŞ borçlusu İş Güvenliği Akademisi ve kefili … olan 23/11/2012 kefalet tarihli 150.000TL miktarlı senette ve …bank AŞ’ne ait 23/11/2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde MEBLAĞ TÜRÜ yazılı olan bölümlerdeki 150.000TL, YÜZELLİBİN, 150.000 TL, Yüzellibin Türk lirası biçiminde yazı ve rakamlarla …’a ait mukayese yazı ve rakamları arasında işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istifg, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu 150.000TL, YÜZELLİBİN, 150.000TL, Yüzellibin Türk lirası biçiminde yazı ve rakamların mevcut mukayese yazı ve rakamlarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine … 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … Esas ve … Karar sayılı 22/05/2017 tarihli ilamı ile; “Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kefalet kısmındaki el yazısının davacının eli ürünü olmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 23.11.2012 tarihli genel kredi sözleşmesindeki ve 150.000,00 TL bedelli ödeme tarihi olmayan emre muharrer senetteki davacının kefaletinin geçersizliğinin tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle dava konusu genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunan davacının kefaletinin geçerli olabilmesi için kefil olunan miktarın el yazısıyla belirtilmemiş olmasına göre TBK’nun 583. maddesi uyarınca davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Davaya konu bono kambiyo senedi niteliğindedir. Bu durumda bononun rızası hilafına doldurulduğu yönündeki tüm iddiaların iddia eden davacı tarafından yazılı delille ispatı gerekmekte olup mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın bonoyla ilgili yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleri ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bozma üzerine yürütülen yargılama kapsamında mahkememizin 04/04/2018 tarihli celsesinde bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Usul ve yasaya uygun olan bozma ilamı gereğince yapılan değerlendirme sonucunda; davaya konu 23/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi üzerinde bulunan kefalet kısmındaki el yazısının grafoloji incelemesi sonucunda davacının eli ürünü olmadığının sabit olduğu, TBK’nın 583. maddesinin; “Kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini, müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır. ” şeklinde hüküm altına alınmış olup dava konusu genel kredi sözleşmesinde kefil olunan miktarın davacının el yazısıyla belirtilmemiş olmasına göre TBK’nun 583. maddesi uyarınca …bank A.Ş’nin 23/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davacının kefaletinin geçersizliğinin tespitine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Davaya konu alacaklısının …bank AŞ, borçlusunun İş Güvenliği Akademesi, kefili … olan 23/11/2012 tarihli 150.000 TL bedelli bonoya yönelik kefaletin geçersizliğinin tespiti istemi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise talebe konu evrakın kambiyo senedi niteliğinde olmakla bononun rızası hilafına doldurulduğu yönündeki tüm iddiaların iddia eden davacı tarafından yazılı delille ispatının gerektiği, ancak ispat yükü altında olan davacı tarafın işbu iddiasını dosya kapsamında yazılı delille ispat edemediği anlaşılmakla; 23/11/2012 tarihli 150.000 TL bedelli bonoya yönelik kefaletin geçersizliğinin tespiti isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-…bank A.Ş nin 23/11/2012 tarihli genel kredi sözleşmesindeki davacının kefaletinin geçersizliğinin tespitine,
B-Alacaklısının …bank A.Ş, borçlusunun İş Güvenliği Akademesi, kefili … olan 23/11/2012 tarihli 150.000 TL bedelli bonoya yönelik kefaletin geçersizliğinin tespiti isteminin reddine,
2-Alınan 24,30 TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL ret harcının mahsubu ile bakiye 11,6 TL Muhasebat Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan 24,30TL başvuru harcının tamamı ve 24,30TL peşin harç, 1.100TL bilirkişi ücreti, tebligat ve 300,75 posta masrafından oluşan 2.801,5TL yargılama giderinin takdiren kabul ve ret durumuna göre 1.400TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili tarafa iadesine,
7-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK nın geçici 3. maddesi uyarınca 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek ya da gönderilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/04/2018

Katip e-imza

Hakim e-imza