Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/817 E. 2019/212 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/817
KARAR NO : 2019/212
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mah. … Caddesi ile … sokak kesişimi No: … adresinde … santraline ait kablo ve yeraltı güzergahıdavalı tarafından elektrik kablolarının yer altına alınması esnasında yapılan kazı çalışmaları sonucu kopartılmak suretiyle hasara uğratıldığını, müvekkil şirket malzeme gideri, işçilik gideri ve işletme zararı olmak üzere toplam 1.216,30-TL zarara uğratıldığını, alacağın hasar tarihi olan 17/12/2016 tarihinden itibaren başlayan T.C Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için öngördüğü avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu hasar olayı ile ilgili olarak yüklenici firma işi ihale yoluyla aldığını ve bu firma tarafından yer altı kablo arıza tamiri ve yer altı kablo tesisi çalışması esnasında mevcut zarar meydana geldiğini, dolayısıyla mevcut zararın sorumlusu müvekkil şirketin olmadığını, yüklenici firmanın olduğunu, davacı tarafından tek taraflı tutulan hasar tutanaklarının kabul etmediğini, haksız ve yersiz davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının 11:20’de düzenlendiği hasar tespit tutanağına göre 17/12/2016 tarihinde Gaziosmanpaşa İlçesi, … Mah. … Caddesi ile … sokak kesişimi No: … nolu binanın olduğu yerde …’ın alçak gerilim enerji nakit hattı kablolarının yeraltına alma çalışmaları sırasında kendilerine ait zayıf akım bakır haberleşme kablolarına zarar verildiğini, olay yerinde hasar resimleri tutanak ekinde bulunduğunu, resimlerde … tarafından kapsamlı bir iş yapıldığını, parke taşlarının söküldüğünü ve kuvvetli akım kabloların haberleşme kablolarının altında geçecek şekilde kanala döşendiğini, resimlerde çalışma yapılan sahada zeminde davacıya ait rögar kapağı olduğuda görüldüğünü, bu durum çalışma yapanlar özellikle ekip şefi tarafından etrafta davacının kablolarının olabileceğinin algılanması ve dikkatli olunması gerektiği halde dosyaya konu olan olayın önüne geçilemediğini, aynı şekilde de etrafta doğalgaz şebekesi de olabilir ya da bu sefer davacı ekibi bir arızayı gidermek için kablolarına ulaşmak amacıyla kazı yapabileceğini, o halde her durumda kazı yapacak ekip bedeliyeden alacağı kazı ruhsatı ile birlikte diğer şirket ve kurumlara müracat ederek kazı sahasında mevcut tesislerin yerlerini öğrenmeleri gerektiğini, teknik olarak haberleşme kablolarında arıza oluştuğunda ilgili santrale elektriksel olarak arıza sinyali gitmekte, eş zamanlı olarakta abonelerden gelen ihbarlar ile ve kazı yapanların mevcudiyeti ile de hasar yeri kısa sürede tespit edildiğini, davacı ekibide buna uygun şekilde hasar yerini tespit ettiğini, olay yeri krokisini çizdiğini, hasarlanan bakır kabloların hangi ek noktalardan uygun şekilde hasar keşif tutarı formunu oluşturdukları görüldüğünü, yapılan çalışmalar neticesinde haberleşme kablolarındaki arızanın 19/12/2016 günü saat 16:00’da giredildiği görüldüğünü, teknik olarak, davacının çalışması bu kadar uzun süre almadığını, ancak …’ın kablo serme işlemlerinin bitirmelerinin beklendiği anlaşıldığını, ayrıca abonelerin iletişimi kesildiğinden, davacının işletme zararı talep etmesininde uygun olduğu neticede talep edilen 1.126,30-TL’nin uygun olduğunu, … vekili dosyaya sundukları yazılarda işi anahtar teslimi olacak şekilde eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilerek kusurun tamamen kendilerinde olmadığını, çalışma yapılan sahada bulunmadıklarını, iş yapan şirketin her türlü domanına sahip olduklarını, sözleşme ve ekleri gereği bu kazaların sebep olacağı can ve mal kaybından ve üçüncü kişilere ve …’a verilecek doğrudan veya dolaylı her türlü zararların sonuçlarından dava dışı … şirketinin sorumlu olacağı açık bir şekilde belirtildiğini, iş gücü ve makine sıkıntısı nedeniyle … ve diğer dağıtım şirketlerinin dosyada bulunan sözleşme ve tekik şartnamesinde belirtilen hizmet alım işleri kapsamında yüklenici şirketlere iş yaptırdıkları bilindiğini, sözleşme ile dava dışı … şirketi elemanlarının bilgilerini …’a verdiğini, bu elemanların maaş ödemeleri ve SGK prim ödemeleri aksi söylenmedikçe … tarafından yapıldığını, bu elemanlar … ekipleri gibi günde üç vardiya çalışmakta planlı ve plansız olan tüm işlerde görev emri yazılmak koşuluyla sahaya giderek emirde yazılan işleri yaptığını, … elemanlarda … elemanlarının olduğu bakım onarım yerine gelip iş emirleriyle buradan dağılmadığını, bu durumda … ekiplerinin kendi başlarına bakım onarım programı üretmeleri ya da meydana geldiğini bir arızaya kendi başlarına emirsiz gitmeleri ve sahada elektrik sisteminde manevra yapmaları mümkün olmadığını, bu elemanların sorumlulukları, denetimleri, eğitimleri ve buna benzer hususlar … tarafından belirlendiğini, dosyaya konu olan olayın …’ın yaptığı planlı bir iş sırasında olduğu anlaşıldığını, her ne kadar yapılan iş başta enerjisiz sonradan şebekeye bağlanacak kabloların döşenmesi işi de olsa etrafta bulunan başka tesislere zarar verilmemesi için azami dikkat ve özenin gösterilmesi, gerektiğinde kazmanın bile dikkatli vurulması görektiğini, … vekili kusurun kendileri dışında meydana geldiği beyan etmekte ise de, işin sahibi … yüklenicisi … şirketi olduğunu, … iş bittiğinde kabulünü yapacak ve işin yapımı sırasında fiilen orada bulunmasa bile ağır özen yükümlülüğü nedeniyle … şirketi ekiplerine kazı yapılacak mahalle bulunan diğer tesislerin şema ve krokilerini vermek mecburiyetinde olduğunu, ancak bu durumda şemaya rağmen … ekibi hasar vermiş ise illiyet bağı … kesileceği düşünüldüğünü, sonuç olarak Mahkemede olmak üzere … ve dava dışı … AŞ’nin olayda müşterek kusurlu kabul edilmeleri ve kusur oranlarının eşit %50’şer olması gerektiğini mütalaa etmiştir.
Mahkememizin 15/03/2019 tarihli 4.celsesine davacı vekili; “Beyanlarımızı aynen tekrar ederiz, dava konusu alacak ihbar olunan tarafından ödenmiştir, ihbar olunanın ünvanı birleşme sonucunda … San ve Tic AŞ olmuştur, dava konusuz kalmıştır, karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur, dava açılmasına sebebiyet veren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ediyoruz, davanın esası hakkında karar tesisine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep ediyoruz..” şeklinde beyanda bulunmuş olup, beyanı okunup imza altına alındığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili; ” Önceki beyanlarımızı aynen tekrar ederiz, davacı tarafın beyanlarını kabul etmiyoruz, dava konusu alacak ihbar olunan tarafından ödenmiştir, husumet itirazımızı yineliyoruz, müvekkil şirketin herhangi bir kusuru bulunmamaktadır, tarafımız lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilsin, husumet yokluğu nedeniyle müvekkil aleyhine açılan davanın reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuş olup, beyanı okunup imza altına alındığı anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar tesisine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiş, yargılama giderleri bakımından ise; HMK’nun 331/1. maddesi davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında karar verilmesine yer olmayan hallerde tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin hesaplanacağını düzenlemiştir. Taraf vekillerince dosyaya ibraz olunan beyan dilekçelerinde davacı tarafa borç bakiyesinin ihbar olunan tarafından ödendiğinin bildirildiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığının beyan edildiği, davanın başlangıcındaki haklılık durumu nazara alındığında; davacı tarafın bu davayı açmada haklı olduğu, davalı ve ihbar olunanın durumlarının iki şirketin kendi iç ilişkilerinde rücu açısından bir anlam ifade ettiği, davacı tarafın davalı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığı nazara alınarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebiyle ESASI HAKKINDA KARAR TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 44,40-TL harçtan peşin alınan 31,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00-TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafça talep edilmediğinden lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı ihbar olunan vekilinin yokluğunda miktar bakımından KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2019

Katip …

Hakim …