Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/786 E. 2020/465 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/786 Esas
KARAR NO : 2020/465
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 23/08/2017
KARAR TARİHİ : 07/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket nezdinde kasko sigortası bulunan … Tic. Ltd. Şti. Adına kayıtlı … plaka sayılı araca 19/11/2016 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı ve diğer davalı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın çarpması sonucu hasara maruz kaldığını, kaza sonrasında görevli memurlarca tutulan kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere davalı sürücü aniden manevra yaparak hakimiyetini kaybettiğini ve karşı yönden gelen sigortalı araca çarptığını ve sigortalı aracın hasara maruz kaldığını, davalı sürücü kazanın meydana gelmesinde KTK 84/F ve 52/1B maddelerini ihlal ederek kazanın meydana gelmesinden dolayı 8/8 kusurlu olduğunu, bu kaza sebebiyle müvekkil şirket sigortalısının aracında meydana gelen hasar karşılamış olduğunu, fakat davaya konu ödemenin davalılara yapılan tüm uyarı ve ihtarlara rağmen ödenmemiş olduğundan işbu davayı açma zaruretinin doğduğunu, davanın kabulünü, 27.850,00-TL tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren hesap edilecek kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya ait … plaka sayılı araç kaydına tedbir konulmasını, mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu diğer davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ve davacı sigortalı … plaka araç ile 19/11/2016 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, bu meydana gelen kazada araç sahibi olarak görünen müvekkil … motorlu araçlar firmasının herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, huzurdaki davaya konu olayda da … plakalı araç her ne kadar müvekkil … motorlu araçlar adına kayıtlı olsa da aracın işleten diğer davalı … olduğunu, kendisine dva konu olay gerçekleşmeden önce teslim edildiğini, buna ilişkin evrakları dilekçe ekinde deliller arasında sunduklarını, açıklanan ilkeler doğrultusunda somut olaya bakıldığında davacı kurum sigortalısı …, sigortalı araç, araç sahibi davalıdan emaneten aldığını, %119 promil alkollü olarak kullanırken kaza meydana geldiğini, ve hayatını kaybettiğini, dosyadaki bilirkişi raporlarına göre olan sigortalının 8/8 oranında kusurlu olduğunu, davalı araç malikinin işleten sıfatını taşımadığının anlaşıldığını, araç sahibi kazadan kısa bir süre önce aracının bakımını yaptırdığını, ve aracın trafiğe iyi bir şekilde çıkacak duruma geldiğini, bu nedenlerle de araç sahibine atfı kabil bir kusur izafe edilemeyeceğini, müvekkil hakkında açılan davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; dava dışı sigortalı şirkete ait … plakalı araçta oluşan ve dava dışı sigortalı şirkete ödenen hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi vekili tarafından poliçe ve hasar dosyasının ibraz edildiği anlaşılmıştır.
… ve … plakalı araçların trafik tescil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 02/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Araç sürücülerinin; taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, şerit değiştirirken, sağa, sola, geriye dönerken, geri giderken ve bunlara benzer hallerde karayolunu kullananlar için tehlike ve engel yaratmamalarının mecburi olduğunu, olayda sola ani manevra yapılarak soldaki bariyere çarpan ve solunda seyreden davacı aracının seyir şeridini kısmen kapatan davalı sürücü doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma nedeniyle asli ve tamamen kusurlu olduğunu, olay sırasında şeridi içinde düz olarak seyreden ve sağındaki şeritten aniden sola yönelip bariyere çarparak şeridini kısmen kapatan davalı aracına çarpmamak için tedbir alacak yeterli zaman ve mesafesi kalmadığı anlaşılan davacı sürücüsüne olayda atki kabil kusur bulunmamakta olduğunu, davalı sürücü …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü … ‘in kusursuz olduğunu, davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminatı zarar verenlere rücu etmesinin TTK’nın 1472. Madde gereğince mümkün bulunduğunun tespit edildiğini, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın %100 kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü …’in kusursuz olduğunu, davacı sigorta şirketinin 27.750,00-TL’sini ödeme tarihinden itibaren talep etmesinin mümkün olduğunu…” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davadaki uyuşmazlık konusunun 19/11/2016 tarihli trafik kazasından kaynaklı dava dışı sigortalı şirkete ait … plakalı araçta oluşan hasar bedelinin davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya ödenmesi sonucunda ödenen hasar bedelinin davalılardan rücuen tahsili isteminin yerinde olup olmadığı, davalı şirketin satım sözleşmesine dayalı olarak işleten sıfatının bulunmadığı savunmasına itibar edilip edilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Olayın oluşu itibari ile kaza tespit tutanağı ve dosya evrakları kapsamında kusur bilirkişi marifeti ile yapılan inceleme neticesinde; davalı aracının yolun sağından sola dik dönüş yaptığı ve sol önü ile bariyere çarparak yola çapraz olarak durduğu, bu sırada solundaki şeritte seyreden davacı aracının sol önü ile seyir şeridi üzerinde çapraz olarak kalan davalı aracına sol arkadan çarptığı, bu suretle davalı sürücünün KTK’nın 84/f, 52/1b nolu kuralları ihlal ettiği olayda asli (%100) kusurlu olduğu, olay sırasında kendi şeridi içerisinde düz olarak seyreden ve sağındaki şeritten aniden sola yönelip bariyere çarparak şeridini kısmen kapatan davalı aracına çarpmamak için tedbir alacak zaman ve mesafesi kalmayan dava dışı sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusura rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Bu kapsamda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiş olup davalı sürücünün kusuru ile meydana gelen kaza nedeni ile sigortalı araçta oluşan hasar bedelini tazminle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kabulden sonra davalı araç maliki şirketin aracın işleteni olmadığına yönelik savunmalarının tetkikine geçilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/7930 esas, 2019/2611 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 2918 sayılı KTK’nın (md.3) hükümlerine göre, trafik kaydı “işletenin” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmüne yer verilmiştir. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, Kanunda işleten sıfatının belirlenmesi için iki ölçüt göz önüne alınmıştır. Şekli ölçüte göre, motorlu aracın tescil (trafik sicilinde) veya trafik belgesinde maliki gözüken ya da sigorta poliçesinde adı yazılı olan kimse, işleten sayılır. Maddi ölçüte göre ise, araç üzerinde fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yararlanma, onun masraf ve rizikolarına katlanma ilişkisi esas alınır. Kısacası, işleten kavramından araç sahibi olan kişi ile aracın fiili ve ekonomik hakimiyetini alan kişi anlaşılmalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davalı şirket üzerine kayıtlı olan aracın zilyetliğinin harici satım sözleşmesi ile diğer davalı sürücüye devredildiği ileri sürülmüş ve satım sözleşmesi ibraz edilmiş ise de 2016 tarihli sözleşmenin adi yazılı şekilde yapıldığı ve geçersiz olduğu, geçerli şekilde noterlikte yapılan devir sözleşmesinin ise 2017 tarihli olup kaza tarihinden sonra düzenlendiği, bu durumda, kazaya neden olan aracın olay tarihi itibariyle kayden malikinin davalı şirket olduğunun anlaşılmış olmasına ve işletenlik sıfatının kayıt maliki olan davalı şirket üzerinde bulunduğuna ilişkin karinenin aksinin yasal delillerle ispat edilememiş olmasına göre davalı şirketin hasar bedelinden sorumlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu noktada, sigortalı olan … plakalı araçta meydana gelen hasar bedelinin kaza tarihi ve poliçe başlangıç tarihi (2016) itibari ile 01/06/2015 tarihli yeni genel şartlar hükümleri nazara alınarak talebi mümkün hasar bedeli taleplerinin teknik bilirkişi marifeti ile tetkiki istenilmiş olup ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan rapor kapsamında net hasar tutarının 27.750-TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Son olarak rücuen tazminat alacağına ilişkin talep yönünden davacının mal varlığındaki eksilmenin ödeme tarihinde gerçekleşmesi nedeniyle ödeme gününden (10/01/2017 ) itibaren faiz isteminin yerinde olduğu, kazaya neden olan aracın hususi nitelikte olmakla yasal faize hükmedilmesinin gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
27.750,00-TL’nin ödeme tarihi olan 10/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1,895,60-TL ilam harcından peşin alınan 475,61-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.419,99-TL ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 475,61-TL peşin harç ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 507,1-TL’ nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 987,5 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesaplanan 983,95 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı şirket tarafından yapılan 50-TL yargılama giderinden davanın red oranına göre hesaplanan 0,18 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalı şirkete ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.162,50-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 100 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı şirkete ödenmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı şirket vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır