Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/77 E. 2019/643 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/77
KARAR NO: 2019/643

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/01/2017
KARAR TARİHİ: 05/07/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/12/2015 tarihinde dava dışı …sevk ve idaresindeki, davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın Haydar Aliyev caddesini takiben Sarıyer istikametinde seyir halinde iken gidiş yönüne göre sola doğru viraja girildiği sırada aracın kontrolünü kaybederek, yolun sağındaki kaldırım üzerine çıkması suretiyle aracın ön kısmı ile kaldırım üzerindeki ağaca çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı müvekkil için 500,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 22/04/2016 tarihinden itibaren diğer davalı işleten … yönünden ise kaza tarihi olan 01/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini, davacı müvekkil için 50.000,00-TL manevi tazminatın yalnızca davalı işleten …’den kaza tarihi olan 01/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte tahsilini, davalı adına kayıtlı ve kazaya karışan … plakalı araç üzerine dava sonunçlanıncaya kadar 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacı ile ihtiyati tedbir konulmasını mahkeme masrafları ve her bir talep için ayrı ayrı avukatlık ücreti ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Haksız fiil halinde, haksız fiilden sorumluluk hususunda ispat yükü zarar görene ait olduğunu, bu halde, davacının gerekli delilleri gösterdiğinden söz etmek mümkün olmadığını, kusurdan bahsedildiğinde davacı tarafın sürücü … ‘e davayı yöneltmemiş olması birçok soru işaretini birlikte getirdiğini, kazanın oluşumu esnasında araç kontrolünü elinde bulunduran kişiye davanın yöneltilmemiş olması taraflar arasında anlaşmalı birtakım olguların olduğu şüphesi uyandırdığını, aksi halde kusur atfedilebilecek kişilerden birinin davaya dahil edilmemesi kabul edilebilir olmadığını, yine kabul anlamına gelmemekle rücu hakkının baki olduğu sürücü … ‘in davaya dahil edilmesini talep ettiğini, nitekim davacının kazaya birlikte karıştığı kişi sürücü iken talep edilen tazminatların esaslı muhatabına yöneltilmemesi müvekkil aleyhine olduğunu, müvekkilin, davayı kabul ya da ikrar niteliği taşımaması şartı ile, bir an için davaya konu mezkur kazadan sorumluluğunun olduğu kabul edilirse dahi, davacı tarafça talep edilen tazminat fahiş olduğunu, zira müvekkil malvarlığında, fakirleşmeye sebep olacak düzeyle bir azalma olacağını; tazminat aynı şekilde de davacıyı zenginleştirmeye kabil olduğunu, bu halde, mahkemece, davanın kabulü yönünde bir kanaat oluşması halinde, tazminatın fahişliği sebebi ile tenzil talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, sürücü …’in davaya dahil edilmesini, açıklanan nedenlerle davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …AŞ.’ye dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş ise de; davalı tarafça Mahkememize cevap dilekçesi ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 17/09/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Davacı …’ın 01.12.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmaları nedeniyle E cetveline göre %50.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin 01.12.2015 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 13/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Sürücü … %100 oranında kusurlu olduğunu, sürücüsünün yediği şeylerden zehirlendiği yönünde tıbbi bir rapor ve delil olmadığını mütalaa etmiştir.
Dava; Trafik kazası nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; 01/12/2015 tarihinde dava dışı …sevk ve idaresindeki, davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın ön kısmı ile kaldırım üzerindeki ağaca çarpması sonucunda meydana gelen kaza nedeniyle davacının maluliyetini gerektirir nitelikte yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 17/09/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Davacı …’ın 01.12.2015 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmaları nedeniyle E cetveline göre %50.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme süresinin 01.12.2015 tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 13/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davaya konu olayda; sürücü …’in kaza sebebiyle %100 oranında kusurlu olduğu, sürücüsünün yediği şeylerden zehirlendiği yönünde tıbbi bir rapor ve delil olmadığının belirlendiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin yargılama sırasında Mahkememize ibraz etmiş olduğu beyan dilekçesinde; Huzurdaki davada maddi tazminat talepleri bakımından davalı …AŞ. ile sulh olunduğunu ve davalı …AŞ. tarafından 80.000,00-TL maddi tazminat, 7.000,00-TL işlemiş faiz, 210,20-TL yargılama gideri ve 7.599,15-TL ilam vekalet ücreti olmak üzere toplam 94.809,35-TL ödendiğini, bu nedenle davalı …AŞ ile sulh olunduğundan müvekkil adına maddi tazminat talepleri nedeni ile tüm davalılar bakımından davadan feragat ettiğini, lehine feragat ettiği davalılardan maddi tazminat talepleri bakımından yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını talep ettiği anlaşıldığından davacı tarafın maddi tazminat talepleri yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, (818 sayılı BK’nın 47. maddesi) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nın 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Davaya konu kazada tarafların kusur durumları, sosyal ve ekonomik durumları, maluliyet oranı ile hak ve nesafet ilkeleri çerçevesinde değerlendirilerek bir miktar manevi tazminatın davalı sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmaması nedeniyle sigorta şirketi dışında kalan davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği vicdani kanısına ulaşılmış, buna ilişkin davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
Davacı tarafın maddi tazminat talepleri yönünden vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
30.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 01/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.049,30-TL ilam harcından peşin alınan 174,20-TL ‘ nin mahsubu ile bakiye 1.875,10-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 174,20-TL peşin harç ve 31,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 205,60-TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.600,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ den tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile ilgili davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 896,75-TL yargılama giderinin red ve kabul durumuna göre takdiren oranlayarak 358,70-TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına; arda kalan 538,05-TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip

Hakim