Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/756 E. 2018/331 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/756
KARAR NO : 2018/331

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 17/08/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil davalı tarafa sözleşme kapsamında tadilat tamirat ve malzeme tedariki işlerini yaptığını, davalı yapılan işler ve malzeme bedellerini eksik ödediğini, borçlu hakkında eksik ödemelerin tahsili amacıyla … 36. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasıyla icra başlatıldığını, davalı tarafın borca itiraz ettiğini, davalının yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, itiraz haksız ve kötüniyetli olduğundan itiraz edilen meblağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Kösenin cevap dilekçesinde özetle; Yetkili Mahkemeler … İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğundan yetki itirazının kabulüne, yersiz ve mesnetsiz davanın reddini, davacı yan aleyhine %20’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Restorant Gıda San ve Tic. Ltd. Şti vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Yetkili Mahkemeler … İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğundan yetki itirazının kabulüne, yersiz ve mesnetsiz davanın reddini, davacı yan aleyhine %20’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, müvekkil şirket açısından aktif dava ehliyeti bulunmadığından taraf sıfatı yokluğundan davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
… 36. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında özetle; “72.140,27-TL tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK’nın 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla…” tahsilini talep ettiği, davalıların borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan deliller bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı … ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereğince Beylikdüzü’ nde bulunan restoranın tadilat ve tamirat işlerinin yapımı konusunda anlaşıldığı; ancak davacı tarafça sözleşmeden kaynaklı edimlerinin yerine getirilmesine rağmen davalı tarafça ödemelerin yapılmadığından bahisle … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafça icra takibine ve icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği, bu nedenle davacı tarafça eldeki davada davalı tarafın vaki itirazının iptalinin talep edildiği, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu, geçerli bir icra takibinin varlığının kabul edilebilmesi için öncelikle icra takibinin yetkili icra müdürlüğünce yapılması gerektiği, mahkememizce icra dairesinin yetkisine yapılan itirazın dava şartı olması nedeniyle öncelikle incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesinden kaynaklandığı ve davacının yapılan iş bedelinin tahsilini talep ettiği, İİK’nın 50. maddesi gereğince yetkili icra dairesi; ” Para veya teminat borcu için yapılan takiplerde, yürürlükte bulunan Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunu yetkiye dair hükümleri uygulanır. Şu kadar ki akdin yapıldığı icra dairesi de yetkilidir.” şeklindeki düzenleme gereği takibin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK hükümlerinin yetkili icra dairesinin belirlenmesinde uygulanması gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinde, genel yetkili mahkeme ve icra dairesi, davalıların gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı veya takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, davalıların yerleşim yerinin ise; …/… olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında yetki sözleşmesi var ise; o yer mahkemesinin de yetkili olduğu açıktır. Dosya kapsamına sunulan sözleşme davacı taraf ile davalı … arasında imzalanmış olup diğer davalı … Restoran Tur. Tic. Ltd. Şti. tarafından imzalanmamıştır. Davacı taraf ile davalı … arasında imzalanan sözleşmenin 9.maddesinde, sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde … Mahkemeleri ve icra daireleri yetkili kılınmıştır. HMK’ nın 17.maddesi gereğince taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılacağı, tarafların tacir olmaması durumunda ise yetki sözleşmesinin geçerli olmayacağı ve genel yetki kuralına göre yetkili mahkemenin belirleneceği açıktır. Davalı …’ nin tacir olduğuna ilişkin dosya kapsamına bir delil sunulmadığı gibi, diğer davalı şirketin de yetkilisi veya ortağı da değildir. Bu bağlamda yetki sözleşmesinin davalı …’ nin tacir olmaması nedeniyle bu davalı taraf için bağlayıcılığı söz konusu değildir. Diğer davalı şirketin ise yetki şartının bulunduğu sözleşmede taraf olmaması nedeniyle eldeki davada yetkinin genel hükümlere göre belirlenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 10.maddesine göre sözleşmenin icra yerinin de yetkili kabul edildiği ancak sözleşmenin ifa edileceği yerin de …/… olduğu, yine davalıların ikametgahı icra müdürlüklerinin …-… olduğu, bu nedenle yetkili … icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından ve bu koşulun oluşmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinin de para alacağı için yetkili mahkeme ve icra dairesi olduğu düşünülse de; 6098 sayılı TBK’nın 89.maddesinin taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklanmasından dolayı uygulanamayacağı, aksinin mümkün olması halinde maddenin kapsamının genişletilmesi ve taraflar arasındaki tüm uyuşmazlıklara ilgili maddenin uygulanması sonucunu doğuracaktır ki bu hususun da kabulünün mümkün bulunmadığı anlaşılmış, bu nedenle davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın usulüne uygun yetkili icra dairesinde yapılan bir takip bulunmadığından usulden REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 871,28-TL harçtan 35,90-TL’in mahsubu ile artan 835,38-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …’nin, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7.maddesine göre hesaplanan 2.180,00-TL ücret-i vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/04/2018

Katip Hakim