Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/752 E. 2020/397 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/752 Esas
KARAR NO:2020/397

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:15/08/2017
KARAR TARİHİ:23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, ulusal ve uluslar arası alanda, kişisel gelişim, sigara bırakma, işte ve sosyal hayatta bireylere ve kurum çalışanlarına bireysel/kurumsal psikolojik destek gibi konularda danışmanlık veren, özellike sigara bırakma konusunda yurt dışında 33, Türkiye’de 13 yıldır çalıştığını, uluslararası … yönteminin de Türkiye kurucusu ve bu terapi yöntemini yıllardır istikrarla ve güvenirlikle uyguladıklarını, davalı şirket tarafından, yazılı elektronik posta yazışmalarında hizmetlerle ulaşılan hedef kitlesinin %300-400 oranında arttırılacağını, bu artışın da 2-3 ay sonunda kendisini göstereceğini vaat ettiğini, ancak bu vaatlerin bir çoğunun sözleşmeye uygun şekilde yerine getirilmemesi, sürekli bir şekilde, anlaşışan danışmanlık hizmet ücreti dışında başkaca ödemelerin talep edilmesi, tüm uyarılara rağmen gerekli teknik düzeltmelerin yapılmaması gibi sebeplerle, aylık danışmanlık hizmetinin sonlandırılmasına karar verildiğini ve bu konuda karşılıklı anlaşma sağlandığını, süreçte davacı firmanın kendi adına kurduğu … markası için de bir web sitesi kurulması hususunda tarafların anlaştığını, bu sitenin kurulması için 03/03/2017’de toplantı yapıldığını, toplantı sonrasında sitenin Haziran 2017 sonunda teslim edileceği net bir şekilde vaat edildiğini, fakat bunun çok geç olacağını, sitenin tam bitmeden bile olsa mayıs ortasında açılmasının talep edildiğini, net bir teslim tarihinin belirlendiği bir çok elektronik posta yazışmasına yer aldığını, web sitesinin kurulumu için toplam 4.000,00-TL + KDV ödenmesi hususunda mutabakat sağlandığını, ödemenin 2.419,00-TL’si de iş teslimi beklenmeksizin yapıldığını, danışmanlık hizmeti süresince, davalı şirket tarafından davacı şirket için alınan … isimli bir program için aylık 110,00-TL otomatik olarak davacı şirkete ait kredi kartından çekildiğini, tarafların iş ilişkileri bittikten sonra bu ödemenin iptalinin talep edildiğini, davalı şirket tarafından bu iptalin gerçekleştirilmediğini, mayıs,haziran,temmuz 2017 aylarında, kullanılmasını istemediklerini belirttiklerini, ve …’ın hizmetin durdurulacağını, durdurulmadığı takdirde bu ücretin kendisi tarafından karşılanacağını belirttiği … programı dolayısıyla davacı şirketin izni ve onayı olmaksızın çekilen toplam 330,00-TL’nin de davacı şirkete iadesinin gerektiğini, davalı şirket, davacının kendilerine hem … site yapım sürecinde, hem de hem … sitesine ilişkin danışmanlık hizmeti sürecinde teslim ettiği bilgi ve evrakı da davacıya iade etmediğini, fikri mülkiyeti müvekkile ait bulunan görsel ve grafik çizimlerini, bilgi ve dökümanı da vermemekte ısrar etmemekte olduğunu, bu bilgi ve evrakın gizliliği hususundaki sözleşme hükümlerine riayet etme zorunda olan davalı şirketin davacıya ait bilgi, dökümantasyon, grafik ve görsel çizimleri davacıya derhal iade etmesi ve bunların hiçbir yerde kullanılmamasını, tüm yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının aksine ödemeler Mayıs 2017 tarihine kadar düzenli yapıldığını, ancak Haziran 2017 ve sonrasında 2 adet fatura birer ay gecikmeyle ödendiğini, bu durum davalı şirketin nakit akışını olumsuz etkilediğini, davacı tarafından yasal gecikme faizi talep edildiğini, davalı şirket, davacı tarafça iddia edildiği gibi davacı tarafın hedef kitlesinin %300-400 oranında arttırılacağı ile ilgili herhangi bir vaatte bulunmadığını, davacı ile davalı arasında akdedilen 25 Nisan 2016 tarihli Doğrudan Pazarlama Operasyonuna ilişkin Protokol’de hedef kitlenin bahsedilen oranda arttırılması ile ilgili herhangi bir madde bulunmamakta olduğunu, davalı şirket toplantılarında ve sunumlarında daha önceki işlerine ve müşterilere referansta bulunarak daha önceki dönemdeki müşterilerinde %300-400 oranında artış yakalandığını belirttiğini, davalı tarafça atılan onay mailleri ve yaptığı gecikmelerin süre dökümlerinin mahkemece talep edildiğinde sunulacağını, davacı onay mekanizmasını yavaşlatarak bilinçli olarak gecikmeye neden olduğunu, bunun temel nedeninin ise fesih süresine uymak istemediğini belirtmesi ve davalının sözleşmeden kaynaklık 45 günlük fesih süresine uyması gerektiğini belirttiğini, davacının ihbar süresine uyması gerektiği belirtildiğinden, davacı taraf projeyi bilinçli geciktirmiş olduğunu, davalı tarafından taahhüt edilen tüm hizmetler zamanda ve sözleşmeye uygun olarak yerine getirildiğini, davacı bu konuda somut ve objektif dayanaklara sahip olmadığını ve somut kanıtlar ileri sürmeden tamamen kişisel yorumlara sahip olduğunu, davacı şirket server bedelinin ilk başta verilen hizmet bedeline dahil olmadığının bilincinde olduğunu, davacı şirketin iddiasının asılsız olduğunu, ancak davacının istediği ek geliştirmeler için … server’a ihtiyaç duyulmuş olduğunu, bu konuda davacının mevcutta aldığı … server hizmeti olmadığı için kendisinin yazılı onayıyla kendisine kiralama yapılmış olduğunu, sözleşme gereği ödemiş olduğu ilk taksitin iadesini isteyemeyeceği gibi kalan taksiti de ödemekle hükümlü olduğunu, davalı, sözleşmedeki tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine ve hatta sözleşmede yer almayan bazı hizmetleri bedelsiz olarak davalı yana sunmasına rağmen sözleşmenin ödeme planında yer alan, teslim tarihinden sonra yapılacak ödemeyi tahsil edememekte olduğunu, bu alacağın tahsili için tarafa icra takibi başlatıldığını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; sözleşmenin ifa edilmemesi iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
25/04/2016 tarihli doğrudan pazarlama operasyonuna ilişkin protokol, ihtarnameler, e-mail yazışma çıktılarının ibraz edildiği görülmüştür.
Taraf tanıklarının beyanları tespit edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler …, … ve … marifetiyle hazırlanan 23/06/2019 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; 2017 yılında taraflar arasında imzalanan sözleşme sonrasında davalı tarafından davacı adına 08/02/2017 tarihi ile 06/06/2017 tarihleri arasında 6 adet toplam 32.527,92-TL ödemenin davalının hesabına davalı adına borç olarak kaydedildiğini, bu hareketlerin neticesinde davacının davalıdan 2.453,31-TL alacaklı olduğunun görüldüğünü, davalı tarafından davacı adına tanzim edilen 01/07/2017 tarih … numaralı 2.674,38-TL’lik farkın bu faturadan kaynaklandığının anlaşıldığını, sitenin hız ve teknik problemlerinin çözümü için müvekkil şirketin uzman bir yazılımcıdan alınan destek hizmeti için 12.000,00-TL ücret ödenmek zorunda kalındığını, yönündeki beyanı ile ilgili olarak davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesine, davacı nezdindeki dava dışı … …. Şti.’ye ait … kodlu cari hesabın incelenmesinde cari hesapta kayıtlı olduğu ve bu faturaların bedellerinin havale yolu ile ödendiği anlaşılmakta olduğunu, 2017 yılında taraflar arasında imzalanan sözleşme sonrasında davalı tarafından davacı adına kayıt tarihleri 14/02/2017 ile 01/07/2017 tarihleri arasında 7 adet toplam 34.749,08-TL tutarlar faturaların tanzim edildiği ve davalı nezdinde davacı cari hesabına borç olarak kaydedildiğini, bu faturalara karşılık davacı tarafından davalıya kayıt tarihleri 31/01/2017 – 21/08/2017 tarihleri arasında yapılan 34.527,92-TL’lik ödemenin davacının cari hesabına alacak olarak kaydedildiğini, bu hareketlerin neticesinde davacının davalıdan 221,16-TL alacaklı olduğunu, dosyada bulunan dökümanlar incelendiğinde taraflar arasında 25 Nisan 2016 tarihinde Protokol Sözleşmesi yapıldığı bu sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından … web sayfasının geliştirilmesi, dijital pazarlama konusunda destek verilmesi, icad generation (doğru müşteriye ulaşma stratejisi) geliştirilmesi hizmetlerin bulunduğunu, dosyada bulunan tarafların beyanları ve yerinde yapılan inceleme sonucunda davalının teknik açıdan üzerine düşenin yapılmış olduğunu, davacı firmanın kendi adına kurduğu … markası için de bir web sitesi kurulması hususunda tarafların yazılı bir sözleşme yapmadıkları, önceki sözleşmeden dolayı yapılan çalışmalardan güvene dayalı sözlü anlaşmış olduklarını, yerinde yapılan incelemede ve dosyaya sunulan E-posta yazışmaların geneli incelendiğinde taraflar arasındaki mail yazışmalarında davacı için yapılmakta olan yeni web sitesi için sürekli olarak davalının davacıya mailler atarak web sitesinin içeriklerinin onaylanması için cevap beklediği ve davalının bazı maillere geç cevap verdiğinin, web siteleri genelde website talep eden tarafça web sitesinin içeriklerinin verilmesi durumunda tamamlanabileceğini, aksi takdirde web sitesinin tamamlanması mümkün olmadığını, yerine inceleme esnasında yapılan incelemelerde ve dosya kapsamında bakıldığında davacının websitesi içeriklerinin onaylamalarına geç cevaplar verdiği bu sebeple websitesinin tümüyle tamamlanamadığını..” mütalaa ettikleri görülmüştür.
Anılı bilirkişi heyeti marifetiyle hazırlanan 05/02/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; ”…Dosyada bulunan dökümanlar incelendiğinde taraflar arasında 25 Nisan 2016 tarihinde Protokol sözleşmesi yapıldığı bu sözleşme kapsamında davalı şirket tarafından … web sayfasının geliştirilmesi, dijital pazarlama konusunda destek verilmesi … (doğru müşteriye ulaşma stratejisi) geliştirilmesi hizmetlerinin bulunduğunun anlaşıldığını, dosyada bulunan tarafların beyanları ve yerinde yapılan inceleme sonucunda dosya safahatına göre davalının teknik açıdan üzerine düşeni yapmış olduğunu, davacı frmanın kendi adına kurduğu … markası için de bir web sitesi kurulması hususunda tarafların yazılı bir sözleşme yapmadıklarını, önceki sözleşmeden dolayı yapılan çalışmalardan güvene dayalı sözlü anlaşmış olduklarının anlaşıldığını, dosyaya sunulan e-posta yazışmaların geneli incelendiğinde taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında davacı için yapılmakta olan yeni web sitesi için sürekli davalının davacıya e-postalar atarak web sitesinin içeriklerinin onaylanması için cevap beklediği ve davalının bazı e-postalara geç cevap döndüğünün anlaşıldığını, web siteleri genelde web site talep eden tarafça web sitesinin içeriklerinin verilmesi durumunda tamamlanabileceğini, davalının, davacıya ait Facebook sayfasında yetkilerinin ve erişimini kısıtlamaması gerektiğinin değerlendirildiğini, bunun bir yetki gaspı olup olmadığı hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, taraflar arasındaki iş ve işin kapsamı dahilinde davalının, davacıya hizmet vermiş olduğunu, davacı vekili ayıplı hizmet aldığını iddia etmekte olduğunu, ancak bu konuda iş bu dosyada somut olan teknik gerekçe bilirkişi heyet tarafından tespit edilemediğini, web sayfasının açılış hızının sadece web sitesinin kodlanması ile alakalı olmayacağını, alt yapının davalı tarafından sağlanmadığını, web sitesi yavaşlığının alt yapıdan da kaynaklanabileceğini, web sitesi yayınlandıktan sonra optimize edilmesi gerektiğini ve bu konuda çok fazla değişken bulunduğunu ve teknik olarak ayrıntılı olarak açıklandığını, davacının ve davalının yapması gerekenlerin bilirkişi raporunda detaylı bir şekilde ayrıntılı olarak ele alındığını, davacı vekilinin sunduğu tüm dilekçe ve eklerinin incelendiğini, davacının üçüncü kişilere sonrada yaptırdığı web sitesinin incelendiği ve tüm bilirkişi raporunun bu kapsama göre hazırlanıp mahkemeye sunulduğunu, yeni heyet katılımı ve kök bilirkişi raporunu sunan bilirkişi heyetinin ortak görüşünün değişmemiş olduğunu, kök rapor doğrultusundaki görüşün aynı olduğunu…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Huzurdaki davanın tarafları arasında 25/04/2016 tarihli doğrudan pazarlama operasyonuna ilişkin protokolün akdedildiği hususu ihtilafsız olup uyuşmazlığın; sözleşmeden doğan yükümlülüğün ifasında davalının kusurlu olup olmadığı, davacının davalıdan kaynaklanan sebeplerle zarara uğrayıp uğramadığı, bu nedenle talep edilen maddi ve manevi tazminat istemlerinin yerinde olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır. Davacı yanın sözleşmeye aykırılık iddiasının ise … markasına ilişkin danışmanlık hizmeti ile … web sitesinin vaat edilen sürede ve vaade uygun şekilde teslim edilmemesinden doğan maddi ve manevi zararların tazmini hususunda betimlendiği görülmüştür. Yanlar arasında akdedilen 25/04/2016 tarihli doğrudan pazarlama operasyonuna ilişkin protokol kapsamında davalı şirket tarafından ”…” isimli web sayfasının geliştirilmesi, dijital pazarlama konusunda destek verilmesi, doğru müşteriye ulaşma stratejisinin geliştirilmesine dayalı hizmetlerin verilmesinin taahhüt edildiği, hizmetlerle ulaşılan hedef kitlesinin %300 -400 oranında arttırılacağı, bu artışında 2-3 ay sonunda kendisini göstereceğinin vaat edilmesine rağmen sözleşmeye uygun şekilde yerine getirilmemesi, danışmanlık hizmet ücreti dışında başkaca ödemelerin talep edilmesi, tüm uyarılara rağmen gerekli teknik düzeltmelerin yapılmaması sebepleri ile karşılıklı anlaşma ile aylık danışmanlık hizmetinin sonlandırıldığı, davacı yanın bu sebeplere dayalı olarak zarara uğradığını iddia ettiği anlaşılmıştır. Anılı protokol kapsamında ise davalının hedef kitlenin %300-400 oranında arttırılmasına yönelik herhangi bir edim ifası ile yükümlenmediği görülmüş ve karşılıklı anlaşma ile sona erdirildiği ihtilafsız olan prokole dayalı danışmanlık hizmetinin ifası noktasında mali ve bilgisayar kayıtları üzerinde taraf vekillerinin katılımı ile yerinde inceleme icrası sureti ile yapılan teknik inceleme kapsamında davalıya kusur olarak atfedilebilecek eksik/ayıplı ifa haline rastlanılmamıştır. Yazılı protokol ilişkisinin yanı sıra davacı şirketin kendi adına kurduğu ”…” markası için bir web sitesi kurulması hususunda tarafların sözlü olarak anlaşma tesis ettikleri anlaşılmış olup bilgisayar kayıtları üzerinde taraf vekillerinin katılımı ile yerinde inceleme icrası sureti ile yapılan teknik inceleme ve e- mail yazışmalarının tetkiki kapsamında anılı web sitesinin tamamlanamadığı ancak bu durumun kaynaklanmasında web sitesi içeriklerinin onaylanması için davacının vermesi gereken cevaplara dönüş yapmamasının başat faktörü oluşturduğu tespit edilmiştir. Son olarak davacının kendine ait facebook sayfasında reklam ve bilgilendirme işlemlerine izin verilmemesi nedeniyle 10.000TL manevi/maddi tazminat istemini ileri sürdüğü görülmekle birlikte ilgili facebook sayfası üzerinde yapılan incelemelerde sayfanın oluşturulma tarihinin 12/09/2011 olup son paylaşım tarihinin 14/05/2019 olduğu ve sayfanın yönetiminin güncel olarak davacıda olduğu ve davacı tarafça paylaşım yapıldığının tespit edildiği görülmüştür. Bunun yanında yanların anlaşması ile sosyal medya hesabının yönetiminin ilk etapta davalı yana bırakıldığı, devamında davacının sayfa yönetimini geri istediği görülmüş olup tanık beyanları ile davacının bir süre sayfa yönetimini geri alabilmek için beklediği sabit olmakla birlikte bu durumun şirket itibar kaybına sebebiyet verdiğini gösterir delillerin mevcut olmadığı anlaşılmıştır. Tüm bu gerekçeler ışığında sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 187,86-TL harçtan 54,40-TL’in mahsubu ile arda kalan 133,46-TL nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı, kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır