Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/746 E. 2021/616 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/746
KARAR NO: 2021/616

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
ASIL DAVA TARİHİ:14/08/2017
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ:25/12/2017
KARAR TARİHİ:23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin eşi ve babası …’nun, 07/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı … Ltd. Şti.’nin araç maliki, davalı …’nin sürücüsü, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni, davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … A.Ş.’nin ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, meydana gelen kazada … plaka sayılı aracın sürücüsü …’nin, kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde ev hanımı olan müvekkili …’nun, 2013 doğumlu kızı … ile müteveffanın desteğinden mahrum kaldığını, davacı …’nin, eşinin ölüm tarihinde hamile olduğunu, çocuğun sağ ve tam doğumu halinde destekten yoksunluk talep ve dava haklarının saklı kalacağını, hamile ve küçük bir kız çocuğu ile dul kalan müvekkilinin manen yıkıldığını, düşük tehlikesi ve hastalıklar ile manevi ızdırabının arttığını, davalı … hakkında soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası ile yürütüldüğünü, 2918 savılı KTK’nın 85. maddesinin amir hükmü kapsamında davalı araç maliki … Ltd. Şti. ile aracın işleteni … Ltd. Şti.’nin müştereken davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararından sorumlu olduklarını, aracın, kasko poliçesinde rent e car olarak kullanıldığının belirtildiğini, davalı … Ltd. Şti. tarafından kiralandığının sabit olduğunu, 2918 sayılı KTK kapsamında düzenlenen Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçe Genel Şartları’nın 1.maddesinde yer alan “Sigortacı, bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı K.T.K.’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, Zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” amir hüküm kapsamında davalı … Sigorta A.Ş. … plaka sayılı aracı … nolu ve 04/09/2016-04/09/2017 vade tarihli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigorta güvencesine almış bulunduğundan azami kişi başına ölüm teminatı 310.000,00 TL ve İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı 10.000,00 TL olmak üzere destekten yoksunluk zararından sorumlu olacağını, hesaplanacak destekten yoksunluk zararının zorunlu mali sorumluluk limitini aşması halinde davalı … Sigorta A.Ş.’nin … no.lu ve — 05/03/2016-2017 vade tarihli poliçe ile azami 75.000,00 TL bedelle, diğer davalı … A.Ş.’nin ise … no.lu ve 10/03/2016-2017 vade tarihli police ile 200,000,00 TL bedelle destekten yoksunluk zararından sorumlu olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’ye davadan önce başvuru yapıldığını ve talebin reddedildiğini, öncelikli tazminat ödeme sorumluluğun davalı … Sigorta A.Ş.’de bulunması ve police teminatını aşan zarar bulunması halinde sorumlulukları doğacağı sebebiyle davalı … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş.’ye davadan önde başvuru yoluna gidilmediğini, somut olayda, meydana gelen kazanın kamuya açık, karayolu taşıt trafiği için faydalanılan bir mahalde meydana geldiğini, zorunlu mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortaları işletene düşen hukuki sorumluluğu sigorta güvencesine almaları sebebiyle meydana gelen kazanın zorunlu mali sorumluluk sigortası ve İhtiyari mali sorumluluk sigorta poliçeleri kapsamında olduğunu, davalı araç sürücüsünün ise mezkur kazanın meydana gelişindeki kusuru oranında davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararlarından sorumlu olduğunu, destekten yoksunluk tazminatı hesabında PMF 1931 tablosu kullanılarak hesap yapılması ve müvekkillerinin mağduriyetinin giderilmesi için hesaplanacak miktarın tamamının veya en az yarısının avans olarak ödenmesi gerektiğini, müvekkillerinin, bu olay sonucunda telafisi mümkün olmayan kaybının yanında büyük maddi ve manevi kaybının da bulunduğunu beyanla HMK 107. madde şartlarında müvekkili davacı eş … lehine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000.00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte ( sigorta şirketleri yönünden poliçedeki teminatla sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren) davalılardan tahsiline; müteveffanın kızı davacı müvekkili … lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (sigorta şirketleri yönünden poliçedeki teminatla sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren) davalılardan tahsiline; müvekkili davacı eş … lehine 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … Ltd, Şti., … Ltd. Şti. ve …’den tahsiline, müteveffanın kızı davacı müvekkili … lehine 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … Vtd. Şti.. … Ltd. Şti. ve …’den tahsiline, defin giderleri olarak 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile (sigorta şirketleri yönünden police teminat limiti ile sınırlı olmak üzre temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile) davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası olan …’nun, 07/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı, davalı … Ltd. Şti.’nin araç maliki, davalı …’nin sürücüsü, davalı … Ltd. Şti’nin işleteni, davalı … … Sigorta A.Ş ve davalı … A.Ş.’nin ihtiyari mali sorumluluk sigortacı olduğu … plakalı aracın çarpması sonucu vefat ettiğini, müteveffa …’nun eşi … tarafından kendi adına asaleten … adına velayeten Mahkememizin 2017/746 Esas sayılı dosyası ile tüm davalılara karşı tazminat davası açıldığını, dava konusu kaza anında …’nun hamile olduğunu, 18/09/2017 tarihinde …’nun doğduğunu, ilgili dava dosyasının netice-i talep kısmında doğum akabinde dava açma hakkının saklı tutulduğunu, Mahkememiz davasının İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/746 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmek üzere açıldığını, meydana gelen kazada davalı …’nin asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı müvekkilinin yetim olarak doğduğunu, davalıların müvekkilinin meydana gelen maddi ve manevi zararlarından sorumlu olduklarını beyanla davacı lehine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketleri yönünden poliçedeki teminat limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden) davalılardan tahsiline, 100.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … Vtd. Şti.. … Ltd. Şti. ve …’den tahsiline, defin giderleri olarak 2.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile (sigorta şirketleri yönünden police teminat limiti ile sınırlı olmak üzre temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile) davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davada Mahkememizin yetkisiz, … … Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu kazanın karayolunda gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, kazanın giriş çıkışı denetime tabi bir yerde meydana geldiğini, poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın kusur ve zararı ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelirlerin belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine ancak dava tarihinden yasal faize hükmedilebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde trafik sigortalarına ilişkin açılacak maddi tazminat davalarına ilişkin düzenlemeler yapıldığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun değiştirilen 97.maddesinin, 6704 Sayılı Kanun’un 5. maddesi ile değiştirildiğini, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkının ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, buna göre zarar görenlerin öncelikle sigorta şirketine zararının giderilmesi için başvuruda bulunacağını, bu başvurunun üzerinden 15 gün geçmesine rağmen başvuruya herhangi bir cevap verilmemesi, olumsuz cevap verilmesi veya verilen cevabın (ödenecek tazminatın) talebi karşılamadığı hususunda uyuşmazlık bulunması halinde zarar görenlerin dava hakkını kullanabileceğini, müvekkili şirketin dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, işbu davada talep edilen maddi tazminat bakımından sorumluluğun olmadığını, zira maddi tazminat bakımından öncelikle sigortanın ZMMS olduğunu, müvekkili şirket tarafından … plakalı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinin tanzim edildiğini, İhtiyari Mali Mesuliyet Genel Şartları uyarınca; trafik kazası neticesinde doğan zararlardan öncelikli olarak trafik poliçesini tanzim eden sigorta şirketi sorumlu olup ancak trafik poliçesi teminat limitlerini aşan bir zarar tespit edildiği takdirde ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesini tanzim eden sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebildiğini, zira İhtiyari Mali Mesuliyet Genel Şartlarının “Sigorta Teminat Kapsamı” başlıklı 1. maddesinde işbu durumun açıklığa kavuşturulduğunu, dava konusu olay karayolunda meydana gelmemiş olduğundan davanın esastan reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olacağını, bu kapsamda, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, mahkememiz nezdinde ikame edilen davada ispat külfetinin davacılarda bulunduğunu, bu kapsamda müteveffanın, davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, zararın tespiti için davacı tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve aleyhe hüküm kurulacak olması halinde bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasında müteveffanın içinde bulunduğu araçta herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın bulunup bulunmadığının tespitinin müvekkili şirketin sorumluluğu açısından büyük önem taşıdığını, bir başka deyişle somut olayda hatır taşıması mevcut olduğunun tespiti halinde, dava konusu uyuşmazlığın karayolları trafik kanunu kapsamı dışında kalacağını, neticede, Mahkememizce davacı tarafın haklılığı kabul edilse dahi hem hatır taşıması hem de kusur oranları bakımından ciddi oranda indirim yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile müvekkil şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … Ltd. Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkememiz dosyası ile davacı tarafından belirsiz alacak davası açıldığını, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen işbu dava haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten tazminat talebinin haksız olduğunu, dava konusu olayın karayolunda meydana gelmediğini, dava konusu olayda giriş ve çıkışlarının denetime tabi olduğu Subay …’nin kiler girişinin kamuya açık bir alan olmadığını, karayolu olmadığını, bunun yanı sıra KTK’nın 2. maddesinin (a) bendinde tüketici olarak sayılan alanlar içinde de bulunmadığını, davacı yanın müvekkili şirketin sorumluluğunu KTK hükümleri içinde talep etmesinin mesnetsiz olduğunu, Subay … gibi kamuya açık olmayan bir alanda deponun giriş kısmında gerçekleşen kazanın KTK kapsamının tamamen dışında kaldığını, bu durumda müvekkili şirketin davacının dilekçesinde iddia ettiği üzere bir sorumluluğunun bulunmadığını, iddianın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun KTK’nın 85. maddesi kapsamında olduğu varsayıldığında dahi, zarar gören tarafın ağır kusurundan dolayı müvekkili şirketin sorumluluktan kurtulduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber, ikame edilen davada ispat külfetinin davacı tarafa ait olduğunu, bu kapsamda müteveffanın davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanması gerektiğini, Mahkememizce savunmalarının aksine hüküm kurulması halinde davacı tarafın talep ettiği manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, manevi tazminata talep edilen miktarda hükmedilecek olması halinde, manevi tatmin sağlamaktan öteye gideceği ve adeta bir zenginleşme aracı olarak işlev göreceğinin açık olduğunu beyanla haksız ve mesnetsiz açılan huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; mülkiyeti müvekkili şirkete ait … plaka sayılı aracın 07/02/2017 tarihinde davaya konu ölümlü trafik kazasına karıştığını, davacılar vekilinin dava dilekçesinde davalı … Sigorta’nın düzenlemiş bulunduğu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi dolayısıyla azami kişi başına ölüm teminatı 310.000,00 TL ve İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı 10.000,00 TL olmak üzere destekten yoksunluk zararından sorumlu olduğunu, her ne kadar dava konusu kazanın karayolunda gerçekleşmediğinden bahisle yapılan başvuruyu reddetmişlerse de yerleşik Yargıtay kararları gereğince sorumluluklarının devam ettiğini, hesaplanacak destekten yoksunluk zararının zorunlu mali sorumluluk limitini aşması halinde davalılardan … Genel Sigorta A.Ş. ile … A.Ş’nin sorumluluklarının bulunduğunu, davalı araç sürücüsünün ise kusuru oranında davacıların destekten yoksunluk ve manevi zararlarından sorumlu olduğunu beyan ettiğini, dava dilekçesinde de belirtilmiş olduğu üzere kanunda ve yerleşik Yargıtay kararlarında karayolu tanımına girmese dahi genel trafiğin kullanımına açık olan yerlerin “karayolu gibi” kabul edildiğini, somut olayda kazanın kamuya açık bir mahalde meydana geldiğini, hal böyle iken diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından kazanın karayolunda meydana gelmediğinden bahisle ödemenin reddedilmesi hukuka uygun olmadığı gibi somut olay ile de bağdaşmadığını, müvekkiline ait aracı kullanan sürücünün kazada kusurlu olduğuna dair Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki kusur dağılımını kabul etmediklerini ve kusura itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davada talep edilen manevi tazminat yüksek olup buna itiraz ettiklerini beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı … Anonim Şirketinin cevap dilekçesinde özetle; poliçe örneğinden de anlaşılacağı üzere manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, davacı vekilinin tazminat talebini müvekkili sigorta şirketine de yöneltmesinde yasal isabet bulunmadığını, kazaya karışan aracın müvekkili sigorta şirketine, artan (ihtiyari) mali mesuliyetle sigortalı olduğunu, oysaki Trafik Poliçesi Genel Şartlarına göre trafik kazalarında üçüncü kişilere verilen maddi zararlar bakımından öncelikle aracın Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun ise ancak Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi teminat limitini aşan kısım bakımından söz konusu olabileceğini, bu nedenle belirlenecek maddi tazminat miktarı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi teminat limitini aşmaz ise müvekkili sigorta şirketinin belirttikleri kasko sigorta poliçesinden doğan herhangi bir sorumluluğunun olmayacağını, dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere aracın Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortacısı’nın diğer davalı sigorta şirketi olan … Sigorta A.Ş, olduğunu, kaza tarihi itibarıyla şahıs başına azami poliçe limitinin 330.000,00 TL olduğunu, dolayısıyla müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun doğabilmesi için davacı için hesaplanan maddi tazminatın bu limiti aşması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun ise (yalnızca maddi tazminat talebi bakımından) bu rakamın üzerinde 75.000,00 TL’ye kadar olduğunu, belirlenen maddi tazminat … Sigorta A.Ş.’nin bakiye poliçe limitini aşar ve müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu doğar ise kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacılar vekilinin kaza tarihinden itibaren avans faizi talebini müvekkili sigorta şirketine de yöneltmesinde yasal isabet bulunmadığını, dilekçe ekindeki poliçeden de açıkça anlaşılacağı üzere sigortalı araç hususi (özel) araç olup olayın da haksız fiilden ibaret olduğunu, davanın haksız fiil esasına dayandığını ve davacı ile müvekkili sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu gibi hallerde 3. kişilerin uğrayacakları maddi zararlar için ticari yahut avans faizine değil yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin davaya konu taleple sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğini beyanla maddi tazminat talebi bakımından öncelikle … Sigorta A.Ş. sorumlu olduğundan hesaplanan maddi tazminat trafik poliçesi limitini aşmaz ise bu talep yönünden davanın reddine, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Tazminat talebine konu ölümlü kazanın … Subay … olarak bilinen yerde kiler girişine inen rampa üzerinde, müteveffanın müvekkilinin kullandığı kamyon ile rampa kenarındaki duvar arasında sıkışması neticesinde meydana geldiğini, … kiler girişinde bulunan rampanın 90 cm. eğime sahip, çakıl ve beton zeminli, 6 metre uzunluğunda ve 3.60 cm. genişliğinde olduğunu, rampanın sağ ve sol tarafında 1.68 cm. yüksekliğinde beton duvar bulunduğunu, beton duvarın çıkışa göre yüksekliğinin azaldığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin alınması gerekli bütün güvenlik önlemlerini aldığını, söz konusu kaza olay yerinin fiziksel özellikleri ve müteveffanın aceleci ve tedbirsiz bir şekilde müvekkilinin kullandığı kamyon hareket halindeyken ve durmasını beklemeden, kamyonun görüş açısına girmeyen noktasından, rampadan yürüyerek çıkmak istemesi nedeniyle meydana geldiğini, olayın meydana geldiği yerde ve tarihte kiler girişinin bulunduğu yerde tadilat yapıldığını ve rampanın sonunda bir takım inşaat malzemelerinin bulunduğunu, söz konusu kaza meydana gelmeden önce orduevinde boya işi yapmak üzere bulunan müteveffanın aracının, müvekkilinin kullandığı aracın manevra yapmasını engelleyecek şekilde ve kilere yakın olan bir yerde bulunduğunu, müvekkilin aracının kiler girişine yanaşabilmesi için, uyarı üzerine aracını kaldırdığını, bu sırada müvekkilinin manevra yapacağı ve kiler önüne gireceği alanda kimsenin kalmadığını düşünerek, muavininin talimatı ile manevraya başladığını ve rampadan inerek kiler kapısının önüne yaklaşmaya çalıştığını, fren izlerinden de anlaşılacağı üzere müvekkilinin geri geri inişini oldukça temkinli gerçekleştirmeye çalıştığını, pepsi firmasında 7 yıldır şoför olarak çalışan müvekkilinin, deponun girişi dar ve iki tarafı duvar olduğu için görüş açısı daraldığından muavin olarak çalışan …’ın talimatı ile hareket ederek manevra yapmaya çalıştığını, geri geri manevra sırasında, aracın dikiz aynalarından sağ tarafın duvara yaklaştığını gören müvekkilinin, tekrar öne manevra yaparak, muavinin “gel gel” şeklindeki talimatı ile tekrar dikiz aynalarına bakarak geri geri gittiği sırada, ön taraftaki kulübede nöbet tutan nöbetçi asker …’nın eliyle dur demesi üzerine durduğunu ve bu sırada aracın sağ arka teker yanında bir şahsın duvar ile araç arasında ayakta durur vaziyette sıkıştığının anlaşıldığını ve müvekkilinin hemen aracı sola çekerek durdurduğunu ve sıkışan şahsın yanına giderek onu kurtarmaya çalıştığını ve hemen sağlık ekiplerine haber verilmesini sağladığını ancak sıkışan şahsın malesef meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğini, ikame edilen davada ispat yükümlülüğünün karşı tarafta olduğunu, destek olgusunun ispatlanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafça istenen manevi tazminat miktarının oldukça fahiş olduğunu, adalete uygun olmadığını, zira müvekkilinin söz konusu tazminatı ödeme kabiliyetinin olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, 2918 sayılı yasanın 97. maddesinin 6704 sayılı yasa ile değiştirilmiş olduğunu, zarar görenin zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, yasal düzenlemeye göre sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar görenin dava açabileceği veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğini, davacı tarafından da yasal prosedür izlenilmeksizin açılan davanın belirtilen nedenlerle reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin kullandığı aracın gerek zorunlu mali mesuliyet sigortası ve gerekse ihtiyari mali mesuliyet sigortasının bulunduğunu, teminat miktarları bakımından davacının taleplerinin karşılanır nitelikte olduğunu, sigorta genel şartları uyarınca, trafik kazası neticesinde doğan zararlardan öncelikli olarak poliçe düzenleyen sigorta şirketlerinin sorumlu olduğunu, kazaya karışan tarafların kusur oranlarını belirleyebilmek için olay yerinde keşif yapılması ve keşif sırasında, olay anında orada bulunan nöbetçi asker ve muavin tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, meydana gelen kaza sonrasında olay yerinin fiziki şartlarının yeniden düzeltildiğini ve aynı nitelikte kazaların oluşmasının önüne geçilmek istenildiğini, açılan dava ile ticari faiz istenilmiş ise de Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili davalının ancak yasal faizle sorumlu olduğunu beyanla müvekkili aleyhine açılan davanın tüm talepler bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava konusu trafik kazasına karışan … plakalı aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, işbu davada talep edilen maddi tazminat bakımından sorumluluğunun olmadığını, zira maddi tazminat bakımından öncelikli sigortanın zorunlu mali mesuliyet sigortası (trafik) olduğunu, Mahkememiz nezdinde yapılacak hesaplama ve değerlendirme neticesinde görüleceği üzere müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ihtiyari Mali Mesuliyet Genel Şartları uyarınca; trafik kazası neticesinde doğan zararlardan öncelikli olarak trafik poliçesini tanzim eden sigorta şirketi sorumlu olup ancak trafik poliçesi teminat limitlerini aşan bir zarar tespit edildiği takdirde İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası poliçesini tanzim eden sigorta şirketinin sorumluluğuna gidilebileceğini, kaldı ki dava konusu olay, karayolunda meydana gelmemiş olduğundan davanın esastan reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkil şirketin sorumluluğunun, sigortalının kusuru oranında ve sigorta poliçe limiti ile sınırlı olacağını, bu kapsamda kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, müvekkili şirketin Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, Mahkememizce Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi ve ayrıca Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi marifetiyle kusur durumu tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, Mahkemeniz nezdinde ikame edilen davada ispat külfetinin davacılarda bulunduğunu, bu kapsamda müteveffanın, davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanması gerektiğini, davacıların yaşları, sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, Yargıtay’ın bu doğrultudaki ilke içtihatlarının dikkate alınması gerektiğini, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, zararın tespiti için davacı tarafından elde edilen kazanımların belirlenmesi ve aleyhe hüküm kurulacak olması halinde bu kazanımların belirlenecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, bu kapsamda tazminat hesabı da uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasında müteveffanın içinde bulunduğu araçta herhangi bir ivaz karşılığı olmaksızın bulunup bulunmadığının tespitinin müvekkili şirketin sorumluluğu açısından büyük önem taşıdığını, bir başka deyişle somut olayda hatır taşıması mevcut olduğunun tespiti halinde, dava konusu uyuşmazlığın karayolları trafik kanunu kapsamı dışında kalacağını, neticede, Mahkememizce davacı tarafın haklılığı kabul edilse dahi hem hatır taşıması hem de kusur oranları bakımından ciddi oranda indirim yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için davanın haklı olduğu varsayılsa bile müvekkil şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, …. Asliye Ticaret Mahkemesinde …/… E. Sayılı dosya ile müteveffanın kızının doğumu akabinde dava açma hakkını saklı tutarak açmış olduğu davanın arada hukuki ve fiili irtibat bulunması sebebiyle Mahkememizin 2017/746 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiğini, müvekkili şirket aleyhine ikame edilen esas ve birleşen davalar haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten tazminat talebinin haksız olduğunu, dava konusu olayın karayolunda meydana gelmediğini, iddianın kabulü anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun KTK’nın 85. maddesi kapsamında olduğu varsayıldığında dahi, zarar gören tarafın ağır kusurundan dolayı müvekkili şirketin sorumluluktan kurtulduğunu, dava konusu olay hakkında davalı …’nin ifadeleri ve olayın tanığı …’ın ifadelerinden de anlaşılacağı üzere kazanın çok dar bir depo girişinde meydana geldiğini, ikame edilen davada ispat külfetinin davacı taraflara ait olduğunu, bu kapsamda müteveffanın davacılara “destek” olduğu hususunun ispatlanması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, Mahkememizin savunmalarının aksine hüküm kurması halinde; davacı tarafların talep ettiği manevi tazminatın miktarının çok yüksek olduğunu göz önünde bulundurması gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava destekten yoksun kalma tazminatı, cenaze ve defin gideri ile manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce kazaya karışan … plakalı aracın trafik sicil kaydı, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde açılan hasar dosyası, davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. nezdindeki poliçeleri celp edilmiş, aracın trafik sicilinde davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu, kaza tarihinde bu davalı ile aralarında imzaladıkları 11/05/2015 ila 30/07/2018 tarihleri arasında geçerli lojistik hizmet protokolü kapsamında davalı … Ltd. Şti.’nin kullanımında olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 04/09/2016-2017 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesi ile, davalı … A.Ş. nezdinde 10/03/2016-2017 tarihleri arasında geçerli ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile ve davalı … A.Ş. nezdinde 05/03/2016-2017 tarihleri arasında geçerli kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu anlaşılmış, davaya konu kaza nedeniyle açılan … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş, davacılara kaza nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı SGK’dan ve müteveffanın cenaze giderlerinin nasıl karşılandığı … Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Daire Başkanlığı’ndan sorularak yazı cevapları dosya içerisine alınmış, davacılar ile davalı …’nin sosyal ve ekonomik durumu araştırılmıştır.
Dosya kazanın meydana geliş şekli ile kusur durumu yönünden inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere … ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmiştir. 25/04/2019 tarihli ATK raporunda özetle; “Davalı sürücü …’nin idaresindeki araç ile … sınırları dahilindeki iki yanında beton duvar bulunan dar sayılabilecek genişlikte olan inişe eğimli yolda malzeme indirmek üzere geride bulunan … … yanaşmak için her ne kadar yanında bulunan yardımcısını manevra alanını kontrol etmek üzere araçtan indirmiş ise de gözcünün aracın arka kesimin tamamını görebileceği konum seçmesini beklemesi, gerekirse gözcüyü uyarması, manevrasını kontrollü ve dikkatli yapması gerekirken belirtilen bu hususlara gereği gibi riayet etmemiş, gözcü …’ı araçtan indirdikten sonra bu gözcünün geri manevra alanını tam olarak kontrol altında bulundurmasını sağlamadan geriye doğru manevra yapmış, manevra alanında araç arkasında sıkışmış bulunan müteveffayı görüp kendisini uyarmaya çalışan tanığın ikazını dikkatsizliğinden dolayı zamanında algılayamamış, geri manevrasını kontrolsüz yapmış olduğundan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile kazanın meydana gelmesinde %50(yüzde elli) oranında; davacıların yakını müteveffa yaya …’nun, inişe eğimli dar yolda geri manevra ile yaklaşmakta olan davalının manevra alanında tedbirsizce bulunmuş, geri manevrayla üzerine doğru gelmekte olan bu araçtan uygun tarzda korunma tedbirine başvurmamış olduğundan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile kazanın meydana gelmesinde %30(yüzde otuz) oranında; dava dışı gözcü …’ın, davalı yönetimindeki kamyonun geri manevrasını güvenli yapabilmesi için vasıtanın geri manevra alanının tamamını gözetleyebilecek konum seçmemiş, bu haliyle aracın geri manevra alanında bulunan yayayı fark edememesinden dolayı bu yayanın varlığına ilişkin araç sürücüsüne gerekli uyarıyı yapamamış olduğundan kazanın meydana gelmesinde %20(yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğunu” tespit ve mütalaa etmiştir.
Dosya, davacıların maddi tazminat talepleri ve davalıların sorumlulukları yönünden değerlendirme yapılmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek rapor alınmıştır. Bilirkişi 20/11/2019 tarihli raporunda özetle; TRH 2010 yaşam tablosu ile kusur durumu nazara alınarak ve müteveffanın asgari ücret aldığı kabul edilerek yapılan hesaplama neticesinde davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 157.461,91 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 52.740,75 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 42.168,79 TL olduğunu, davacılar ile birlikte dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının zorunlu trafik sigorta poliçesi limitleri içinde kalması nedeniyle belirlenen tazminatlardan davalı … ile … dışındaki davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağını tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacılar vekili 16/12/2019 tarihli dilekçesi ile rapor doğrultusunda talebini açıklayarak eksik harcını ikmal etmiştir. Tarafların gerek kusur raporuna, gerekse yapılan hesaplamalara itirazlarının irdelenmesi ve alternatifli hesaplama yapılması için aktüerya bilirkişisinin yanına sigorta ve kusur bilirkişi eklenerek üç kişilik bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyeti 06/01/2021 tarihli raporunda özetle; 07/02/2017 tarihinde meydana gelen kazada davalı …’nin yönetimindeki araç ile mal sevkiyatı için dar platforma giriş yapmak istediğinde, dar alana girişe başlamadan önce yanındaki muavini kontrol için görevlendirmesi gerektiği, bu tedbiri almadan geri hareket ettiğinden, daha sonra görevlendirdiği muavinin de bu kontrolü gereği gibi yapmamış olmasından, rampa içinde bulunan ve rampadan çıkış yapamayan davacılar murisine çarptığından her iki görevlinin tedbirsiz ve dikkatsizlikle kazanın oluşumuna birinci derecede ve %70 oranında kusur ile sebep olduklarını, davacılar murisinin kamyonun geri manevra ile rampaya giriş teşebbüsünü fark ederek bulunduğu bu alandan zamanında çıkış yapamadığından olayda tali olarak ve % 30 (yüzde otuz) oranında kusurlu olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin KTK kapsamında olduğunu, taraflarca ayrıca ve açıkça itiraz edilmeyen 20/11/2019 tarihli raporda belirlendiği gibi davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 157.461,91 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 52.740,76 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 42.168,79 TL olduğunu tespit ve mütalaa etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli ve 6704 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptal edilmiş olması ve Yargıtay ilamları ile tazminat hesaplarında TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınması, progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle hesaplanması gerektiği içtihat edildiğinden aktüerya bilirkişisinden 2. kez ek rapor alınmıştır. Aktüerya bilirkişisi 15/06/2021 tarihli raporunda özetle; 07/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalıların müştereken ve müteselsilen %70 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda müteveffa …’nun geride kalan hak sahiplerinden davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 326.316,95 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 82,594,39 TL, davacı …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 62.702,79 TL olmak üzere toplam 471.614,13 TL olduğunu, davacılar ile birlikte dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitleri aşması nedeniyle zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limit ile sınırlı olarak davalı … sigortanın sorumlu olduğu tutarların davacı … yönünden 211.373,21 TL, davacı … yönünden 53.500,87 TL, davacı … yönünden 40.616,00 TL olduğunu, davacılar ile birlikte dava dışı tüm hak sahiplerinin maddi zarar toplamının zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limitleri aşması nedeniyle ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesine istinaden bakiye zarar ile sınırlı olarak davalı …’nın sorumluluğunun davacı … yönünden 114.943,74 TL, davacı … yönünden 29.093,52 TL, davacı … yönünden 22.086,79 TL olduğunu, davacıların maddi zararının davalı … Sigorta’nın sorumlu olduğu zorunlu trafik sigorta poliçesindeki limit ile davalı …’nın sorumlu oludğu ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesindeki limiti aşmaması nedeniyle davalı …’nın işbu dava kapsamında sorumluluğunun söz konusu olmayacağını tespit ve beyan etmiştir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; 20/11/2019 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda esas dava ve birleşen davadaki maddi tazminat taleplerini 16/12/2019 tarihli dilekçeleri ile 222.371,45 TL olarak açıkladıklarını ancak 15/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre hesaplanan rakamların değiştiğini, bu itibarla HMK’nın 107. maddesi uyarınca açmış oldukları dava değerini toplam 219.242,68 TL arttırdıklarını, davacı … lehine 326.316,95 TL, davacı … lehine 62.702,79 TL, birleşen dava davacısı … lehine 82.694,39 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte (sigorta şirketleri yönünden poliçedeki teminatla sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren) davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; asıl davada davacıların eşi ve babası ve birleşen davada davacının babası …’nun 07/02/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile, davalı … A.Ş. nezdinde İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi ile ve davalı … Sigorta A.Ş. Nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı davalı … Ltd. Şti.’nin maliki, davalı … Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu ve davalı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat ettiği, alınan ATK raporu ve heyet bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere davalı … ile davalıya gözcülük yapan muavinin kazanın meydana gelmesinde %70 oranında, müteveffanın ise %30 oranında kusurlu olduğu, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde 04/09/2016-2017 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile, davalı … A.Ş. nezdinde 10/03/2016-2017 tarihleri arasında ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile ve davalı … A.Ş. nezdinde 05/03/2016-2017 tarihleri arasında kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu ve kaza tarihinde davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı, 11/05/2015 ila 30/07/2018 tarihleri arasında geçerli lojistik hizmet protokolü ile davalı … Ltd. Şti.’nin kullanımında olduğu, asıl ve birleşen davada davacıların miras bırakanları …’nun vefatı nedeniyle uğradıkları zarardan davalı …’nin Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenen haksız fiil hükümleri uyarınca, davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’nin aracın işleteni olarak, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise trafik sigortacısı olarak Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. ve 91. maddeleri uyarınca sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde vefat halinde uğranılan zararlar düzenlenmiş olup bunlardan birisi de müteveffanın desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları destekten yoksun kalma tazminatıdır. Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olup amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Destek tazminatına hükmedilebilmesi için, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması gerekmektedir. Asıl ve birleşen davada davacılar müteveffanın eşi ve çocukları olup destekten yoksun kalma zararı talep edebileceklerdir. Hükme esas alınan son 2. ek bilirkişi raporunda Yargıtay içtihatları uyarınca TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak, progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devredeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi suretiyle ve davalı …’nin kusur durumu nazara alınarak tespit edildiği üzere; davacı eş …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 326.316,95 TL, davacı çocuk …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 82,594,39 TL, davacı çocuk …’nun destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 62.702,79 TL olmak üzere toplam 471.614,13 TL olduğu, sıralı sorumluluk ilkesi gereği davalı … Sigorta’nın 330.000 TL olan poliçe limitinin davacıların zararının karşılamaması nedeniyle aşan miktar yönünden ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı davalı …’nın da poliçe limiti ile sorumlu olduğu, bu poliçe limitini aşan bir zarar bulunmadığından davalı …’nın zarardan sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla, belirsiz alacak davası olarak açılan asıl ve birleşen davada ilk sunulan dilekçenin talep açıklama dilekçesi, ikinci sunulan dilekçenin ise ıslah dilekçesi olarak kabulü ile davalı … A.Ş. yönünden maddi tazminat taleplerinin tümden reddine, asıl ve birleşen davada davacıların destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulü ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun dava dışı hak sahibi annenin zararı mahsup edilmek suretiyle 305.490,08 TL ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş, davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. yönünden kabul edilen tazminata haksız fiil tarihi olan kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden başvurudan itibaren sekiz iş günü sonrası olan 01/08/2017 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden ise davadan önce temerrüt gerçekleşmediğinden dava tarihinden itibaren ve aracın ticari olması nedeniyle avans faizi işletilmesine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada cenaze ve defin gideri yönünden yapılan değerlendirmede; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Daire Başkanlığı’ndan gelen yazı cevabına göre müteveffanın cenaze ve defin giderlerinin kurumca karşılandığı ancak örf ve adetler gereği cenaze nedeniyle asıl davada davacıların bir kısım belgesiz harcamalarının olacağı, bunun da 1.000 TL civarında olmasının mümkün oluğu kanaatiyle bu miktar üzerinden talebin kısmen kabulüne, kabul edilen cenaze ve defin gideri belgesiz olduğu ve sigorta şirketleri belgesiz giderlerden sorumlu tutulamayacağından yalnızca davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Birleşen davada davacı çocuğun vefat tarihinde hayatta olmaması nedeniyle cenaze ve defin giderleri nedeniyle zarara uğraması mümkün olmadığından birleşen davada bu talebin tüm davalılar yönünden reddine karar verilmiştir.
Manevi tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede; asıl ve birleşen davada davacılar ile müteveffanın yakınlık dereceleri, ilişkileri, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak talebin kısmen kabulü ile müteveffanın eşi olan davacı … için 70.000 TL, çocukları olan davacılar … ve … için 60.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılar …, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’den tahsiline karar verilmiş ancak davalı …’nin kusur ve sosyal ve ekonomik durumu itibariyle tüm zarardan sorumlu tutulması adil bir sonuç doğurmayacağından bu davalının sorumluluğunun davacı … yönünden 50.000 TL, diğer davacılar yönünden ise 40.000 TL ile sınırlı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinden ise her davalının sorumlu olduğu tazminat ve sorumlu olduğu kısım yönünden hükmedilerek aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacıların destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze ve defin gideri talebinin davalı … A.Ş. yönünden reddine,
2-Asıl davada davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile davacı … için 326.316,95 TL davacı … için 62.702,79 TL tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davcılara verilmesine, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 305.490,08 TL ile sınırlı tutulmasına, hükmedilen tazminatlara davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … yönünden 07/02/2017 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 01/08/2017 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden 14/08/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
3-Asıl davada davacıların cenaze ve defin gideri talebinin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … yönünden kısmen kabulü ile kısmen kabulü ile 1.000 TL tazminatın 07/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Asıl davada davacıların cenaze ve defin gideri talebinin davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. yönünden reddine,
5-Asıl davada davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı … için 70.000 TL davacı … için 60.000 TL tazminatın davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den (…’nin sorumluluğu davacı … yönünden 50.000 TL, davacı … yönünden 40.000 TL ile sınırlı olmak üzere) 07/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Birleşen davada davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin davalı … A.Ş. yönünden reddine,
7-Birleşen davada davacının cenaze ve defin gideri talebinin tüm davalılar yönünden reddine,
8-Birleşen davada davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin kabulü ile davacı … için 82.594,39 TL tazminatın davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 305.490,08 TL ile sınırlı tutulmasına, hükmedilen tazminata davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … yönünden 07/02/2017 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 01/08/2017 tarihinden, davalı … A.Ş. yönünden 14/08/2017 tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
9-Birleşen davada davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı … için 60.000 TL tazminatın davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den (…’nin sorumluluğu 40.000 TL ile sınırlı olmak üzere) 07/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davcıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
10-Asıl davada karar ve ilam harcı 34.839,44 TL’den peşin alınan 8.270,51 TL harcın mahsubu ile kalan 26.568,93 TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 15.941,35 TL, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunun 10.361,88 TL ile sınırlı tutulmasına),
11-Asıl davada davacılar tarafından yapılan 1.089,51 TL posta ve tebligat masrafı, 2.900 TL bilirkişi ücreti, 300 TL ATK rapor ücreti olmak üzere toplam 4.289,51 TL yargılama gideri ile 851,91 TL ilk harcın davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunun 3.084,85 TL, davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunun 2.005,15 TL ile sınırlı tutulmasına),
12-Asıl davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 31.362,18 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş.’nin sorumluluğunun 31.292,18 TL ile sınırlı tutulmasına),
13-Asıl davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 9.081,36 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (davalılar … Sigorta A.Ş. ve … A.Ş.’nin sorumluluğunun 8.951,36 TL ile sınırlı tutulmasına),
14-Asıl davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 9.900 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’nin sorumluluğunun 7.300 TL ile sınırlı tutulmasına),
15-Asıl davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 7.300 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’nin sorumluluğunun 6.000 TL ile sınırlı tutulmasına),
16-Asıl davada davalı … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddolunan maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 10.550 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
17-Asıl davada davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddolunan cenaze ve defin gideri tazminatı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 1.000 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
18-Asıl davada davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 9.900 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
19-Birleşen davada karar ve ilam harcı 9.740,62 TL’den peşin alınan 382,54 TL harcın mahsubu ile kalan 9.358,08 TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, (davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … A.Ş.’nin sorumluluğunun 5.427,68 TL ile sınırlı tutulmasına),
20-Birleşen davada peşin yatırılan 382,54 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
21-Birleşen davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 11.537,27 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş., … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
22-Birleşen davada davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 8.600 TL vekalet ücretinin davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve …’den alınarak davacıya verilmesine, (davalı …’nin sorumluluğunun 7.300 TL ile sınırlı tutulmasına),
23-Birleşen davada davalı … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddolunan maddi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 10.550 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
24-Birleşen davada davalılar … Sigorta A.Ş., … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan reddolunan cenaze ve defin gideri tazminatı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 2.000 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
25-Birleşen davada davalılar … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddolunan manevi tazminat üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarına hesaplanan 6.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
26-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekillerinin yüzüne karşı diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır