Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/728 E. 2020/392 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2017/728 Esas
KARAR NO: 2020/392

DAVA:Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 07/08/2017
KARAR TARİHİ: 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin 08/05/2012 tarihinde faili meçhul sevk ve idaresindeki plakası belirlenemeyen aracın kaza yapması sonucu yaralanmış ve sakat kalmış olduklarını, kaza tarihinde aracın trafik sigorta bulunmamakta olduğunu, kazada müvekkilin bir kusurunun bulunmadığını, davanın 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 107. Maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açılmış bulunduğunu, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzmanlığı bilinen hesap bilirkişisinden alınacak raporu, kesin belirlenecek tazminat tutarının harcı yatırıldıktan sonra, olay tarihindeki sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden tarihinden işletilecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 08/05/2012 tarihinde plakası ve sürücüsünün tespit edilmediği aracın neden olduğu kazada davacının sakat kaldığını, bu poliçelerden dolayı davacının kusuru oranında olmak üzere, yaralanma ve sürekli sakatlık halinde olay tarihi itibariyle kişi başına azami 250.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, bir kimsenin ölümüne veya sakat kalmasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı meydana gelen bedeni zararları, söz konusu sigorta mevzuatı çerçevesinde, araç sürücüsünün kusuru nispetinde ve kaza anında geçerli limitler dahiline karşılamakta olduğunu, davaya konu kazaz 08/05/2012 tarihinde meydana gelmiş olduğunu, kaza tarihinde herhangi bir tutanak düzenlenmediği, herhangi bir merciiye dahi başvurunun yapılmadığını, kazanın üzerinden 4 yıl geçmesinden sonra 11/04/2016 tarihinde poliste ifade verdiğini ve plakası sürücüsü tespit edilemeyen aracın neden olduğu kazada davacının sakatlığından bahsedildiğini, olay tarihine ait kazaya dayanak bilgi, belge ve fotoğraf mahkeme dosyasına sunulması gerektiğini, aksi halde üzerinden 4 yıl gibi bir süre geçtikten sonra ifadelerin gerçeği ne derece doğru yansıtacağı tartışma konusu olacağını, davacı taraf olayın meydana geliş şeklini ispatla yükümlü olduğunu talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; 08/05/2012 tarihli trafik kazasından kaynaklı geçici / sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evraklarının celbine müteakip maluliyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı tarafa yazı yazılarak hasar dosyası celp edilmiştir.
…’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılarak … sayılı soruşturma dosyası celp edilmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamında zamanaşımı defi ileri sürdüğü görülmekle iş bu savunma öncelikli olarak irdelenmiştir. Bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde; 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesi gereğince, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için, eylemin aynı zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, bunun dışında fail hakkında ceza davasının açılması ya da mahkumiyet kararı verilmesi gibi bir koşul aranmamaktadır. Anılı kanuni düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında yaralamalı trafik kazasından kaynaklı eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK kapsamında öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında kaza tarihi ve dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı savunmasının yerinde olmadığı sonucuna varılmış ve yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler … ve … marifetiyle hazırlanan 27/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”…Kaza 01/06/2015 tarihinden önce meydana geldiğinde somut olaya 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarının uygulanma imkanı bulunmamakta olduğunu, 08/05/2012 kaza tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre davalının zorunlu trafik sigorta poliçesinde istinaden sorumluluk limit sakatlık teminatı bakımından 225.000,00-TL olduğunu, davalı … hesabına 20/03/2017 tarihinde başvuruda bulunulmuş olduğunu, başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası 30/03/2017 tarihinde mesai saati bitimi sona erdiğini, bu durumda davalı bakımından temerrüt bir sonraki iş günü olan 31/03/2017 tarihinde gerçekleşmiş olacağını, sigorta poliçesi bulunmayan aracın motosiklet olduğunun belirlendiğini, kullanım amacının ticari olduğuna dair bir bilgi bulunmadığını, somut olayda sürücüsü %100 kusurlu olan motosikletin markası ve modeli belirlenebilir olmadığını, sürücüsü ve plakası belirlenemeyen araç motorlu bisiklet olmadığından, dava konusu zararın zorunlu trafik sigorta teminatı içinde kalıp kalmayacağı hususundaki takdirin mahkemede olduğunu, meçhul motosiklet sürücüsü asli ve %100 oranında kusurlu olduğunu, davacı sürücü …’ın kusursuz olduğunu, davalının sürücüsü ve plakası belirlenemeyen motosiklet sürücüsünün %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre olayda yaralanarak malul kalan davacı …’ın geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararın 6.633,26-TL olduğunu, sürekli iş göremezlik dönemine ait %4,1 maluliyeti ile ilgili maddi zararının 39.471,33-TL olduğunu, davacının belirlenen maddi zararlarının poliçe limiti içinde kaldığını, başvuru tarihine göre temerrüdün 31/03/2017 tarihinde gerçekleşmiş olduğunu, kazaya karışan aracın kullanım amacı ticari olduğuna dair bir belgenin bulunmadığını…” mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin raporda tespit edilen tazminat miktarlarını esas olarak ıslah dilekçesi ibraz ettiği, anılı dilekçenin tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Somut olaydaki uyuşmazlığın; 08/05/2012 tarihinde dava dışı sürücünün karıştığı trafik kazası neticesinde davacının geçici ve sürekli iş göremezliğe düçar olup olmadığı, davacı yanın dava ve ıslah sureti ile talep ettiği maddi tazminatın davalı … hesabından tahsiline karar verilip verilemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken … Yönetmeliği’nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9.maddesi; ”Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabilir.” şeklinde düzenleme altına alınmış olup somut olayda; davacının, meydana gelen trafik kazası neticesinde kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan (Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) yönetmelik hükümlerinden yararlanılarak yapılan inceleme neticesinde %4.1 meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayacağı hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen kusur ve aktüerya uzmanı marifeti ile tazmin edilen bilirkişi raporu ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunan rapor kapsamında tespit edildiği üzere, davacının yol kenarında motosiklet üzerinde durduğu sırada arkasından gelen ve duran motosiklete yakın geçen diğer motosikletin çarpması sureti ile meydana gelen kaza nedeni ile meçhul araç sürücüsünün asli %100 oranında kusurlu olduğu sonucuna varılmıştır. Anılı kusur oranları kapsamında ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun hazırlanan aktüer bilirkişi raporundaki tespitler ışığında davacının trafik kazasına bağlı geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 6.633,26-TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararının ise 39.471,33-TL olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda anılı kanuni düzenlemeler gereğince davalı … hesabının, geçici iş göremezlikten kaynaklı 6.633,26-TL ve sürekli iş göremezlikten kaynaklı 39.471,33-TL olmak üzere toplam 46.104,59-TL’yi tazminle mükellef olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti ve faiz türü noktasında inceleme yapılmış olup 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen Güvence Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte …nın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta olup davacının dava tarihinden önce yapmış olduğu başvuru ile birlikte somut olayda davalının 20/03/2017 tarihinde temerrüte düştüğü, işbu tarihten itibaren işleyecek yasal faiz isteminin yerinde olduğu anlaşılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı yararına geçici iş göremezlikten kaynaklı 6.633,26-TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı 39.471,33-TL olmak üzere toplam 46.104,59-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 20/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 3.149,40-TL ilam harcından peşin alınan 177,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.972,00-TL ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40-TL peşin harç 146,00-TL ıslah harcı ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 208,80-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.793,60-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan. 1.458,65-TL yargılama gideri davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT … ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır