Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/721 E. 2018/435 K. 15.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/721
KARAR NO : 2018/435
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/08/2017
KARAR TARİHİ: 15/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya konu icra takibi ve bonolor sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, takibe konu, 7.700,00-TL bedelli, 05/07/2017 vade, 01/02/2017 tanzim tarihli bono, 2017 Temmuz ayı kira bedeli için teminat olarak verildiğini, müvekkilin 2017 Temmuz ayı kira bedeli olan 7.700,00-TL’yi İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatırdığından, takip konusu bononun bedelsiz kalması ve müvekkilin bu bonodan dolayı davalıya borcu olmaması sebebiyle müvekkillerin davalı şirket lehine keşide ettiği bu bono karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, müvekillerin davalıya, takip konusu 7.700,00-TL bedelli, 05/07/2017 vade, 01/02/2017 tanzim tarihli bonodan dolayı borcunun olmamasına rağmen hakkında icra takibi başlatılarak borcun tahsiline çalışılmış olmasından dolayı teminat karşılığında, icra dairesi veznesine yatıracağı paranın davalıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının bonoyu tahsil etmek için ihtiyati haciz kararı alarak icra takibine girişilmiş olması, müvekkilllerin taşınmazlarına ve araçlarına haciz koydurarak, araçları bağlatması açıkça haksız ve kötü niyetli olduğunu ispat ettiğini, işbu sebeple davalının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, davaya konu vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde icraya konmamış bilgileri yazılı 5 adet bononun kira borcu için teminat olarak verilmesini ve müvekkilerin kira bedelini İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yatırması gerektiğinden, davacı müvekilllerin davalı şirket lehine keşide ettiği bonolar karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, dava konusu vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde icraya konmadığı 13.maddede bilgileri yazılı 5 adet bononun iptalini, dava konusu vadesi gelmemiş veya vadesi geldiği halde icraya konmamış yazılı 5 adet bononun tahsili halinde müvekkillerin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı, muhtemel olduğundan dava konusu bu bonoların, teminatsız veya Mahkememizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek maheme kararının kesinleşmesine kadar dava konusu bu bonoların ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket aleyhine doğabilecek herhangi bir zarar sonucu açacağı her türlü dava ve tazminat hakkı saklı tutarak, davanın kötü niyetle olarak açılması sebebiyle uğrayacağı herhangi bir zararda dava açma hakkının saklı kaldığını belirterek masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; 2017 Temmuz ayı kira bedeli için teminat olarak verildiği, davacının 2017 Temmuz ayı kira bedeli olan 7.700,00-TL’yi Müdürlüğün dosyasına yatırıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında özetle; ” 8.485,88-TL tutarında toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlardaki faiz ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte borçlar kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikel faiz ve masraflara mahsubuyla birlikte..” tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava; Menfi tespit talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; taraflar arasında davalı şirkete ait gayrimenkule ilişkin kira sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin teminatı olarak alındığı beyan edilen bonolar ve takibe konu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmıştır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.nun 4/1-a maddesine göre; “Kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mülga 1086 sayılı HMUK.’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri Sulh Hukuk Mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisine dayandığının kabulü gerekir. Davanın, 6100 Sayılı HMK.nın yürürlüğe girmesinden sonra 04/08/2017 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Görev kamu düzenine ilişkin olup bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bu nedenle mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca aynı kanunun 114/l-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi karannın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar serileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Sulh Huku Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinn yokluğunda yüzlerine gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/05/2018

Katip Hakim