Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/72 E. 2018/479 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/72 Esas
KARAR NO : 2018/479

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2017
KARAR TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından müvekkil aleyhine … 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden haksız ve hukuka aykırı icra takibi başlatıldığını, dosyadan gönderilen ödeme emri 19/07/2006 tarihinde müvekkile tebliğ edildiğini ve müvekkil hakkında takibin kesinleştiğini, kesinleşen haksız ve hukuka aykırı icra takibine karşı bu davanın açıldığını, davalı banka ile dava dışı … arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden dava dışı şirketin davalı bankadan kredi kullandığını, müvekkil şahsa da herhangi bir açıklama ve bilgilendirme yapılmadan işbu sözleşme kapsamında kefil olduğundan bahisle imzası alındığını, davalı bankanın 17/03/2006 tarihinde … 30. Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin kendilerine verdiği yetkiyle sözleşmeyi feshettiklerini, müteselsilen sorumlu oldukları gecikme faizi ile beraber toplam borcun 58.213,84TL olduğunu, .. 13. İcra Müdürlüğü’ndeki dosyanın banka tarafından birçok kez yenilenmesi sebebiyle son aldığı esas sayısının … olduğunu, genel kredi sözleşmesinde kefalet limitinin bulunduğu bölümün boş bırakılarak müvekkilden imza alındığını, müvekkil açısından geçerli bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenlerle takibin terbiren durdurulmasını veya dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, başlatılan takibin %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargalama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı borçlu … Tic Ltd Şti ile müvekkil banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, dava dışı borçlu … ve şirketi temsile yetkili ve şirket müdürü davalı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, davalı … tarafından krediler ödenmediğinden .. 30. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameleri keşide edilerek hesap özeti gönderildiğini, davalının iddialarının aksine ihtarname davalıya tebliğ edilmiş ve temerrüde düşürüldüğünü, davalının kefalete ilişkin ididalarının geçersiz olduğunu, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazlarının iptaline, davacıdan takip tarihi itibariyle faiziyle 76.234,87TL alacaklı olduğunun tespitine, borçluların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; davacı kefilin davalı banka ile akdedilen GKS’den kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
… 13. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir. Anılı dosyanın tetkikinde; davalı banka tarafından davacı aleyhine toplam 76.234,87TL üzerinden takibin başlatıldığı, takip tarihinden itibaren fiil ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek temerrüt faiz, faizin %5 BSMV ile icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte tahsili isteminin ileri sürüldüğü, takip kapsamında herhangi bir itirazın ileri sürülmediği görülmüştür.
Davalı bankaya yazı yazılarak takip dosyasına dayanak GKS ve ilgili ihtarname suretleri celp edilmiştir.
Dosya kapsamında 01/ 09/2004 tarihli ve 07/ 09/2005 tarihli GKS suretlerinin mevcut olduğu görülmüştür.
Mahkememizce görevlendirilen SMM bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 05/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile kredi genel sözleşmesinin imzalandığı, ancak işbu kefalet sözleşmenin yazılı şekilde yapılmadığı ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihinin belirtilmediği, bu nedenle …’in doğan borçtan sorumlu olmadığı,
Davacının dava konusu ile ilgil iddialarında; ihtarnamenin kefile edilemediği, bu nedenle borç muaccel olmadığından davacı kefil aleyhine icra takibi yapılamayacağı,
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. Maddesi uyarınca sözleşmenin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde olması ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarın gösterilmesinin zorunlu olduğu,
Belirtilen nedenlerle sözleşmenin geçersiz olduğundan, davacı kefilden talepte bulunulmasının mümkün olmadığı,
Dava ve icra dosyaları içeriği belgeler ile mahkeme kasası 310 numaralı belgeler üzerinde yapıaln incelemelerde;
Muhataplara … 30. Noterliği’nden … tarih ve … yevmiye sayılı ve … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamelerin düzenlendiği,
İcra takibinin 12/07/2006 tarihinde başlatıldığı, bu duruma göre her iki ihtarnamenin takip tarihinden önce düzenlenmiş olduğu,
Söz konusu ihtarnamelerden … tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamenin 04/04/2006 tarihinde davacı kefile tebliğ edildiği,
Bu nedenle davacı kefilin temerrüde düşmediği ve hakkında icra takibi yapılamayacağı iddiasının geçersiz olduğu,
Diğer taraftan ihtarnamenin kefile tebliğ edilememesi icra takibi yapılmasına engel olmadığı,
Ayrıca asıl borçlu ve kefile tebligat yapılamadığı takdirde ihtarnamenin muhatapları kefil dahil icra takip tarihi itibariyle temerrüde düşmüş sayılacağı,
Diğer bir anlatımla icra takibi borçluyu temerrüde düşürücü bir eylem ve işlem olarak tanımlandığı,
Belirtilen nedenlerle davacı tarafın adı geçen kefil hakkında icra takibi yapılamayacağı iddiasının yerinde olmadığı,
Türk Borçlar Kanunu’nun eski 484. ve yeni 583. maddelerinde kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarının belirtilmesinin zorunlu olduğu,
Davacı kefilin kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde olmadığı ve kefil olunacak azami miktarın imzalamış olduğu kefalet sözleşmesinde mevcut olmadığı,
Mahkeme kasa 310 evrağında 01/09/2004 tarihli 125.000TL kredi genel sözleşmesinde sözleşmenin … Tic Ltd Şti ve şirketi temsile yetkili ve şirket müdürü olarak davacı tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı,
Ayrıca kefilin sorumlu olacağı azami miktarın rakamla ve el yazısı ile sözleşmede yer aldığı,
Böylelikle davacı tarafın borçlu olmadığına ilişkin talebinin gerçeği yansıtmadığı,
Sonuç olarak; davacı kefil …’in 01/09/2004 tarihli genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı,
Kefalet sözleşmesinin yazılı olarak yapıldığı ve kefilin sorumlu olacağı azami miktarının rakamla ve yazı ile GKS’de kayıtlı olduğu,
03/04/2006 tarih ve 01930 yevmiye sayılı ihtarnamenin 04/04/2006 tarihinde davacı kefile tebliğ edilmiş olduğu, bu nedenle davacı tarafın borçlu olmadığına ilişkin talebinin gerçeği yansıtmadığı…” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Huzurdaki davada uyuşmazlık; davacının banka ile akdedilen GKS kapsamındaki kefaletinin geçerli olup olmadığı, davacının davalı bankaya GKS’den kaynaklı kefalet sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Yargılama kapsamında yapılan incelemede davacının müşterek borçlu/ müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu 2 adet GKS’nin mevcut olduğu , ilk sözleşmenin 01/ 09/2004 düzenleme tarihli 125.000 TL bedelli olduğu, takip dosyasına eklenen 07/ 09/2005 tarihli kredi genel sözleşmesi limitinin arttırılması başlıklı belgenin de yer aldığı sözleşme kapsamında ise herhangi bir bedelin yer almadığı, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesinde belirtildiği üzere, “Kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeye ve kefilin mesul olacağı muayyen bir miktar iraesine mütevakkıftır” hükmünün mevcut olduğu, yine 12.04.1944 tarihli ve 13 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, ”Kefalet yazılı şekilde yapılmak ve kefilin mesul olacağı miktarı irae etmek şartı ile sahih ve muteberdir. Kefalet senedinde kefilin ödeyeceği muayyen miktarın gösterilmiş olup olmadığını veya anlaşılmasının mümkün bulunup bulunmadığını hakim resen inceler. ” kararı gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için sözleşmede kefalet limitinin mevcut olmasının gerektiği, somut olayda her ne kadar takip dosyasına eklenen surette kefalet miktarı görünmese de davacının 2004 tarihli GKS kapsamında 125.000TL olarak kefalet miktarının somutlaştırıldığı ve el yazısı ile sözleşmede yer aldığının görüldüğü, 03/04/2006 tarihli ihtarnamenin 04/04/2006 tarihinde davacı kefile tebliğ edildiği, ilgili ihtarname kapsamında hesabın kat edildiği, dava dışı asıl borçlu şirket ile birden fazla sözleşme akdedilmesinin yeni limitler tahsis edilmesine yönelik olduğu, önceki sözleşmenin iptal edildiğine ilişkin bir anlaşma, protokol veya bankanın kefaletten vazgeçtiğine dair bir kabulü, beyanı bulunmadığı ve davacı yanca bu hususta delil ibraz edilmediği sürece önceki tarihli sözleşme ve bu sözleşmedeki kefaletin geçerli şekilde devam ettiğinin kabulünün gerekeceği, kredi sözleşmesi kapsamında davacı kefilin sorumluluğunu ortadan kaldıran veya kefaletini sona erdiren herhangi bir hukuksal durumun gerçekleşmediği, tek başına icra takibinde davacının kefalet miktarının bulunmadığı sözleşmenin eklenmesinin sonuca etkili olmadığı, imzası bulunan sözleşme kapsamında davacı kefilin kefalet sorumluluğunun mevcut olduğu ve ihtarnameye konu alacağın davacının kefalet ile sorumluluk altına girdiği limit dahilinde olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; sübut bulmayan davanın reddine, davalı yanın takibin itiraza uğramaması ve tedbir kararına hükmedilmemiş olması nedenleri ile tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın tazminat talebinin reddine,
3-Alınan 31,40 TL peşin harçtan, alınması gereken 35,90 TL harcın mahsubu ile artan 4,5TL … Genel Müdürlüğü Genel Tebliğinin 11/2. Maddesinde belirtilen 16,02 TL’den az olması nedeni ile harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan masrafın kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre 8.735,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
7-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza