Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/712 E. 2020/410 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/712 Esas
KARAR NO : 2020/410
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 02/08/2017
KARAR TARİHİ : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08.03.2016 tarihinde meydana gelen kazada yaya konumunda bulunan müvekkili …’in bedensel zarara uğraması nedeniyle, 6100 sayılı Yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere), zararın kapsamı belli olduktan sonra miktarı açıklanacak maddi tazminatın, sigorta şirketi yönünden sigorta limitini aşmamak üzere, temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu 08/03/2016 tarihli hadiseye karışan … plakalı aracın şirketleri nezdinde … sayılı ZMSS poliçesi bulunduğunu, poliçenin ön yüzünde yazan teminatlardan, poliçe genel ve özel şartları uyarınca sorumluluk limitlerinin tespit edilmesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili şirkete gerekli tüm belgelerle birlikte başvurulduğu beyan edilmekteyse de bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketçe davacıdan 21/11/2016 tarihli yazı ile dosyanın incelenebilmesi için gerekli olan belgelerin talep edildiğini, fakat bu belgelerin kendisine ulaştırılamayarak dava açılması yoluna gidildiğini, davacının işbu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını, şirketlerine gerekli belgelerle başvurmadan açmasında da yarar olmadığını, maluliyet söz konusu ise bunun ancak kaza tarihinden sonra bir buçuk yılın iyileşme sürecinin tamamlanmasından sonra tespit edilebileceğini, maluliyet durumu tespitinin olay tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaydı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan raporda anılan yönetmelik hükümlerine göre bir değerlendirme yapılmadığını, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesinin gerektiğini, söz konusu belirlemenin ise ATK İhtisas dairesi veya üniversite hastanelerinin adli tıp anabilim dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiğini, dava şartının yerine getirilmediğini, kabul anlamına gelmemek ve önceki savunmaları baki kalmak kaydı ile yerine şuan için getirilmesinin de mümkün olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, faiz talep edilemeyeceğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; 08/03/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı yanın KZMSS poliçesinden doğan sorumluluğu nedeniyle davacı yanın geçici maluliyet tazminatı talebine ilişkindir.
10/01/2019 tarihli ATK raporunda;
“Mevcut tıbbi belgelere göre;
1)… oğlu, 1985 doğumlu …’in 08.03.2016 tarihinde geçirdiği araç dışı trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2)İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
16/09/2019 tarihli ATK raporunda;
Mevcut tıbbi belgelere göre;
… oğlu, 1985 doğumlu, …’in 08.03.2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında;
1.Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0(yüzdesıfır) olduğu,
2.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Bilirkişiler … ile … 05/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda;
SONUÇ: Delillerin ve hukuki durumların takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 08.03.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
1-Davalıya sigortalı … plakalı aracın sürücüsü …’nun duraklamakta olatı aracını önünde olduğunu gördüğü yayaya doğru hareket ettirerek yayaya çarpmış olması ile kazada tamamen %100 oranında kusurlu olduğu,
2-Davacı sürücü …’e atfedilecek herhangi bir kusur bulunmadığı,
3-Davalının %100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’in;
A) Geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararının = 3.902.97 TL. olduğu,
B) Davacının maddi zararının poliçe limitlerini aşmadığı,
C) Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda davacının malul kalmadığı belirlendiğinden, sürekli iş gücü kaybı nedeniyle zararının bulunmayacağı,
D) Davalının 24.10.2016 dava tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği,
E) Sigortalı aracın kullanım amacının ticari olduğuna dair dosyada bir belge bulunmadığı, sonuç ve kanaati ile tarafımdan tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederiz.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır.
Davacı vekili 13/06/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; davacı için dava dilekçelerinde talep etmiş oldukları 100-TL geçici iş göremezlik tazminatını 3.802,97-TL (fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) daha arttırdıklarını, HMK-107/2 maddesi uyarınca artırım taleplerinin kabulü ile; (asgari ücret arıtışından doğan ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla) davacı için arttırmış oldukları miktarla birlikte 3.902,97-TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek faizi, yargılama gideri (bilirkişi, adli tıp, posta masrafları, baro pulu, vekalet harcı vs.) ve vekalet ücretiyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; 08/03/2016 tarihinde davacı aracıyla seyir halinde iken … plakalı sigortalı aracın sıkıştırması nedeniyle araçtan inerek sürücü kapısına yaklaştığı sırada aracın birden hareket ederek davacıya çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yararlandığından bahisle eldeki tazminat davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın davalı … şirketine 26/09/2019 tebliğ tarihli başvuru evrakı dosya kapsamında mevcut olmakla tamamlanabilir bir dava şartı olan sigorta şirketine başvuru dava şartının KTK’nun (Karayolları Trafik Kanunu) 97. maddesi gereğince davacı yanca yerine getirildiği tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan ATK 26/12/2018 ve 28/08/2019 tarihli raporlarında; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle yaralanmasının tıbbi iyileşme süresinin 3 aya kadar uzayabileceği ve bu sürede %100 malul sayılması gerektiği görülmüş, raporda kaza tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’e göre maluliyet tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişilerin 04/06/2020 tarihli raporlarının kusura ilişkin değerlendirmelerine göre; sigortalı araç sürücüsünün aracını önündeki davacı yayaya doğru hareket ettirerek çarpmasında %100 kusurlu, davacının kusursız olduğu, aktüer hesaplamalarına göre; gelir belgesi bulunmadığından asgari ücrete göre hesaplanan 3 aylık geçici maluliyet tazminatının 3.902,97 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan, TTK’nun 1477. Maddesi uyarınca sigortalının kasten davranışının teminat dışı olduğuna ilişkin savunma ileri sürmüş ise de, emsal alınan Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/901 esas, 2020/389 karar sayılı ilamından da anlaşıldığı üzere, bu husus sigortacının rücu ilişkinde gözetileceğinden dava dışı sigortalının kesinleşmiş ceza mahkumiyetinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması mahkememizce gerekli görülmemiştir
KTK’nun 99. Maddesine göre, davalı açısından temerrüt sigortaya yazılı başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ödeme yapılmaması halinde söz konusu olacak ise de, eldeki davada başvurunun dava açıldıktan sonra yapılması nedeniyle davalı açısından temerrüdün en erken dava tarihi olan 02/08/2017 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığından, hesaplanan tazminata bu tarihten itibaren faiz işletilmesine dair, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Geçici iş göremezlikten kaynaklanan 3.902,97 TL maddi tazminatın 02/08/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 266,61 TL karar harcından davacının peşin yatırdığı 31,40 TL’nin ve 54,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 180,81 TL ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin, 31,40 TL başvurma harcı ve 54,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 117,20 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisine vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 1.124,00 TL ATK fatura ücreti, 239,28 TL tebligat vs.posta masrafı olmak üzere toplam 2.363,28 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza