Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/7 E. 2020/66 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/7
KARAR NO : 2020/66
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2017
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu şirket, kurumsal satış kanalı olan müvekkil şirketinden hizmet alarak; … tarafından yürütülen Kurumsal Cihaz ve Fatura İndirim Kampanyasından yararlandığını, kampanya kapsamında işlemleri gerçekleştirilen müvekkil şirket ile de Kurumsal Cihaz, Hediye Çeki ve Nakit Bütçe Kampanyası Taahhütnamesini imzaladığını, davalı şirket ile imzalanan sözleşme ile belirlenen cezai şart miktarı 11.620,00-TL olduğunu ve işbu taahhütname ile davalı şirket, bu cezai şartı, işlemiş yasal faizi ve tahsilat amacıyla yapılan masraflarla birlikte; herhangi bir ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın ilk talepte derhal ödeneceğini herhangi bir müzayaka altında kalmadan kendi hür iradesiyle kabul ve taahhüt ettiğini, ancak müvekkil şirketçe talep edilmesine rağmen kararlaştırılan cezai şart ödenmediğinden davalı şirket hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin borca, faize, faiz orarına ve tüm ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itiraz, haksız ve kötüniyetli olduğunu, itirazın iptali ve duran takibin devamı için işbu davanın açılması zorunluluğu hasıl olduğunu, davanın kabulüne, davalı asıl alacağa yaptığı yasal dayanaktan yoksun ve haksız itirazın iptali ile takip talebindeki şartlarla takibin devamına, davalı borçlunun takibe haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketi tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak başlatılan icra takibine tarafımızca süresi içerisinde itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünce takip durdurulduğunu, davacının davasına dayanak teşkil eden “Kurumsal Cihaz, Hediye Çekici ve Nakit Bütçe Kampanyası Taahhütnamesi”nden tarafımızın bilgisi olmamakla birlikte, şirket yetkili temsilcileri tarafından bir taahhüt verilmediğini, davacı tarafından dosyaya konulan Taahhütname’de açıkça görüleceği üzere, taahhütnameye ilişkin birçok husus eksik olmakla birlikte, şirket imza sürkülerine uygun bir imzada olmadığını, Yargıtay kararlarında da açıkça görüleceği üzere, şirketi temsil etme yetkisine sahip kişilerce atılmayan hiç bir imza şirketi bağlamadığını, davacı taraf dava dilekçesinde açıkça 14.02.2006 tarihli sözleşmeden dolayı kar kaybı ve cezai şart talebinde bulunduğunu, Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere anılan sözleşmede davalı şirketi temsile yetkili imza bulunmadığını, bu durumda sözleşme hükümlerinin davalıyı bağladığından ve geçerli olduğundan söz edilemeyeceğini, diğer yandan imzası kabul edilen 26.11.2004 tarihli sözleşme ise 5 yıllık süre sonunda 26.11.2009 tarihinde sona erdiğini, bu tarihten sonra ticari ilişkinin devam ediyor olması imzası geçersiz olan 2006 tarihli sözleşmeye icazet anlamına da gelmediğini, bu durumda mahkemece asıl davanın reddi, karşı davacının taleplerinin incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğunu, sonuç olarak, bu tahhütname tarafımızca imzalanmamış olup, davacının sunduğu sözleşme incelendiği takdirde taahhüdün ne kadar süre ile verildiğini, hangi tarihte verildiği, hangi sözleşmeye istinaden verildiği belli olmamakta, işbu nedenlerle davanın reddini, kötü niyetli davacı banka aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı hükmedilmesini, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
… İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında özetle; 11.620,00-TL tutarındaki toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaen asıl alacağa işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep ettiğini, davalı tarafça borca ve takibe itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 27/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava ve ihtilaf konusu şüpheli imzaların, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu kesin ve açık farklılık nedeniyle, …’ın eli ürünü olmadığını, kendisinin imzasını taklit suretiyle atılmış olduğunu mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 12/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Takip alacaklısı davacının tacir olduğunu, TTK’nın 18. maddesi hükmü ile bağlı olduğunu, huzurdaki davada, TMK’nın 6. maddesi ve HMK’nın 190. maddesi mucibi ispat yükü takip alacaklısı davacıda olduğunu, takip alacaklısı-davacının, takip borçlusu-davalıdan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasından 03/11/2015 tarihinde başlattığı ilamsız takipte 11.620,00-TL tutarında ceza-i şart bedelinden mütevellit alacak talebinin ispata muhtaç bulunduğunu, davacının dosyaya ibraz ettiği ve talebine dayanak yaptığı sözleşmenin tarihsiz olduğunu, halbuki davacının taleplerinin sözleşme tarihi ile çok yakından bağlantılı bulunduğunu, tümü davacının genel işlem koşullarından oluşan sözleşmenin tarih ihtiva etmemesi nedeniyle davacının işbu sözleşmeye dayanak davalının taahhüdünü ihlal ettiğini ileri süremeyeceğini, kaldı ki söleşmede davalıyı temsil ve ilzama yetkili kişinin imzasının bulunmadığını, davacının dava dışı 3.kişilerle imzaladığı diğer sözleşmelerin olayda bir etkisinin bulunmadığını, davalının sözleşmeye aykırılığından bahsedilemeyeceği için davacının cezai şart talebinin dayanaksız kaldığını mütalaa etmiştir.
Dava; İtirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafça; davalı şirketin, kurumsal satış kanalı olan davacı şirketten hizmet aldığını, dava dışı … A.Ş. tarafından yürütülen Kurumsal Cihaz ve Fatura İndirim Kampanyasından yararlandığını, kampanya kapsamında işlemleri gerçekleştirilen davacı şirket ile de Kurumsal Cihaz, Hediye Çeki ve Nakit Bütçe Kampanyası Taahhütnamesi imzaladığını, davalı şirket ile sözleşme imzalandığından bahisle, iş bu sözleşmede belirlenen cezai şart miktarı olan 11.620,00-TL’nin bu taahhütname nedeni ile ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalı şirketçe cezai şart ödenmediğinden davalı şirket hakkında … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanın icra takibine itirazının iptali talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yan ise cevap dilekçesinde; Davacının davasına dayanak teşkil eden “Kurumsal Cihaz, Hediye Çekici ve Nakit Bütçe Kampanyası Taahhütnamesi”nin davalı şirket yetkili temsilcileri tarafından imzalanmadığını ve böyle bir taahhüt verilmediğini, davacı tarafından dosyaya konulan taahhütnamede şirket imza sürkülerine uygun bir imzanın da olmadığını, şirketi temsil etme yetkisine sahip kişilerce atılmayan hiç bir imzanın şirketi bağlamadığından eldeki davanın reddini savunmuştur.
Davacı taraf ise replik dilekçesinde; davaya konu taahhütname altındaki imzanın davalı şirket temsilcisi …’ a ait olduğunu iddia ettiğinden, taahhütnamede bulunan davalı şirket kaşesi üzerindeki imzanın incelenmesi amacıyla dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 27/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava ve ihtilaf konusu şüpheli imzaların, mevcut imza örnekleriyle göstermiş olduğu kesin ve açık farklılık nedeniyle davaya konu taahhütnamedeki imzanın davalı şirket temsilcisi …’ın eli ürünü olmadığını ve kendisinin imzasını taklit suretiyle atılmış olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Dava konusu taahhütnamedeki imzanın davalı şirket temsilcisine ait olmadığı anlaşıldığından bu sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart vs. feri haklardan davalı şirketin sorumlu olamayacağı ve davalı şirketi bağlamayacağı açıktır. Her ne kadar davacı yan davalı şirkete ödenen 7.000,00-TL’lik hediye bedeli ve bu tutara ilişkin davalı şirketçe fatura düzenlenmesi sebebiyle davalı şirketin taahhütnameden haberdar olduğunu iddia etmişse de; bu husus taraflar arasındaki ticari ilişkinin ispatı hususunda tartışılabileceği; yoksa imzası inkar edilmiş ve alınan bilirkişi raporu ile davalı şirket temsilcisine ait olmadığı belirlenmiş taahhütnamede yer alan cezai şarta ilişkin düzenlemeyi geçerli kılamayacağından davacı yanın bu itirazı yerinde görülmemiş, açıklanan gerekçelerle eldeki davanın reddine ilişkin aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
Davalı yanın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Davacı tarafça peşin yatırılan 198,45-TL harçtan, 54,40-TL karar ilam harcının başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kalan 144,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …