Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/670 E. 2018/965 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/670 Esas
KARAR NO : 2018/965
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/07/2017
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Taraflar arasında Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil … A.Ş. tarafından asıl borçlu …’den olan alacağının ipoteğin limitini teşkil eden 5.000.000TL’lik kısmının tahsili amacıyla gerek asıl borçlu … ve gerekse ipotek veren üçüncü şahıs eski malik … AŞ ile yeni malik … A.Ş. aleyhlerine … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını, müvekkil şirketçe davalı …’a 6.000.000 ABD Doları tutarında ödeme yapıldığını, huzurdaki davaya dayanak teşkil eden …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı 5.000.000 TL limitli ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte gönderilen ödeme emirlerine karşı gerek asıl borçlu … ve gerekse eski malik … ve yeni malik AYH tarafından itiraz edildiğini beyanla haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takip konusu alacağın likit olması nedeniyle davalıların %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine açılan söz konusu davanın; Gayrimenkul Satış Vaadine dayalı sözleşme kapsamında kurulan hukuki bir ilişkiye dayandığını, söz konusu gayrimenkulün; Satış Vaadi kapsamında kalması nedeniyle; doğrudan müvekkilim aleyhine dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu, Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında müvekkilin hukuki durumu yargılamaya bağlı olduğu için, yargılama neticesinde müvekkilinin hukuki durumu netleşmeden aleyhine söz konusu davanın açılmasının yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafından aradaki hukuki ilişkinin neticesi ve durumu saptanmadan müvekkilin bu durumdaki sorumluluğu belli olmadan ve satış vaadi sözleşmesi nedeniyle iddia edilen hususları yargılama ile ispatını sağlamadan doğrudan huzurdaki davanın açılamayacağını beyanla; davanın ve davacı taleplerinin tümüyle reddedilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalılar usulüne uygun tebligata rağmen davaya karşı herhangi bir yanıt vermemişlerdir.
TAHKİKAT, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce delillerin ibrazını müteakip celbi gerekli deliller celp edilerek dosyamız arasına katılmıştır.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 5.000.000,00 TL toplam alacağın (satış vaadi sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenmesi öngörülen satış bedelinin ve ferilerinin iadesi hakkında) tahsili için takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce dosya üzerinde, iddia ve savunma doğrultusunda ve ayrıca kasada muhafaza altına alınan belge asılları üzerinde Prof. Dr. …, mali- hukukçu bilirkişi … ve işletme iktisatçısı Prof. Dr. … marifetiyle inceleme icra edilerek bilirkişilerin ayrıntılı olarak hazırlayıp mahkememize sunmuş olduğu 20/05/2018 tarihli raporlarında özetle;
“Davacı … A.Ş. ile davalı asıl borçlu … A.Ş. arasında …. Noterliği’nin 30.04.2013 tarih ve … yevmiye nolu “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi ” akdedildiği, davacı … tarafından davalı …’a 6.000.000 ABD Doları tutarında ödeme yapıldığı, davalı asıl borçlu …’ ın satış vaadi sözleşmesinden doğan borçlarının teminat altına alınması amacıyla davacı … lehine … Tapu Müdürlüğü’nün 26.04.2013 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile, davalı …’e ait bulunan “… Mah, 125 ada 41 nolu parseldin tamamı üzerine KDV hariç 3.000.000TL bedelli 1. derecede ve “… Mah … ada … nolu parsel’in tamamı üzerine KDV hariç 2.000.000 TL bedelli 1. derecede ipotek tesis edildiği, daha sonra davalı …’in, üzerinde ipotek kurduğu …’da bulunan iki taşınmazı ipotekle yüklü olarak diğer davalı …’ye satıp devrettiğini, bu devir olgusunun … Tapu Müdürlüğü’nün 08.12.2014 tarih ve … yevmiye nolu yazısı ile davacıya bildirildiğini, bu bildirim üzerine davacının … Noterliği’nin 11.02.2015 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile TMK. m. 890 uyarınca tüm haklarını saklı tuttuğunu bildirdiği, taraflar arasında 03.09.2014 tarihli bir Ek Sözleşme akdedildiğini, sözleşmede diğer hükümler saklı kalmak kaydıyla, kat irtifakı için öngörülen tarihin 31.10.2014, işin tamamlanması ve iskân ruhsatının alınması tarihinin de 31.12.2015 olarak değiştirildiği, davalı …’ ın sözleşme uyarınca aldığı 6.000.000 ABD Dolarını yıllık % 5,5 faizle ve sözleşmede öngörülen 1.600.000 TL’lik cezai şartla birlikte davacı …’a ödemesi konusunda mutabık kalındığı, davalı asıl borçlu …’ın 23.03.2015 tarihinde davacıya banka yoluyla 2.500.000 TL ödediği, davacı ile davalı … arasında 02.05.2016 tarihli bir hesap mutabakatı düzenlendiği, buna göre 31.12.2015 tarihi itibariyle borç bakiyesinin 5.030.820 USD (Borç) verdiği, bu bakiyeye ilave olarak “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesinde yer alan taahhütlere uyulmaması nedeniyle sözleşmeye göre doğacak olan faizler ve cezai şartlar toplamının 945.615,32 USD olduğu, toplam borcun 02.05.2016 tarihi itibariyle 5.976.435,32 USD olduğunun belirlendiği, davacı ile davalı … ve müşterek borçlu müteselsil kefil … A.Ş. arasında 11.10.2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede borcun 5.030.820 USD olduğu, davalı …’ın “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi’ne uymamasından dolayı işleyecek faiz, cezai şart ve diğer alacak haklarının saklı tutulduğu, davacı tarafından ödeme istemi ve takibe geçileceği hususunda muhatap olarak davalı …, AYH ve …’e 12.04.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, …kul tarafından muhatap … ve … Yatırıma 23.03.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiği, davacı şirket tarafından … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığı (daha sonra yetki itirazı üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayısını aldığı), uyuşmazlık, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe ilişkin itirazların iptal edilip edilmeyeceğine ilişkin olduğu, dosya içeriğinden 30.04.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacı tarafından 6.000.000 USD ödendiği, 02.05.2016 tarihli bir hesap mutabakatında borç bakiyelerinin 5.030.820 USD (BORÇ), faizler ve cezai şartlar toplamının 945.615,32 USD toplam borcun 5.976.435,32 USD olduğunun kabul edildiği, 11.10.2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesinde de borcun 5.030.820 USD olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafından davalılara ve kefillere birçok icra takibi başlatıldığı dosya içeriğinden anlaşıldığı, dosya içeriğinden davalı …’ın 30.04.2013 tarihli satış vaadi sözleşmesi ve 03.09.2014 tarihli bir Ek Sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini süresinde yerine getirmediği anlaşıldığı, gerek 02.05.2016 tarihli hesap mutabakatı gerekse de 11.10.2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesinde borç bakiyesinin faizler ve cezai şartlar hariç 5.030.820 USD olduğu ve taraflar arasında bu hususta bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı asıl borçlu …’ın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının teminat altına alınması amacıyla, davacı … lehine … Müdürlüğü’nün 26.04.2013 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile, davalı …’e ait bulunan “… Mah, … ada … nolu parselin tamamı üzerine KDV hariç 3.000.000TL bedelli 1. derecede ve “… Mah … ada … nolu parselin tamamı üzerine KDV hariç 2.000.000 TL bedelli 1. derecede ipotek tesis edildiği, davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği, …’ın asıl borçlu, aynı zamanda ipotek veren de olan diğer davalı … A.Ş.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı 11.10.2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesinde davalı asıl borçlu …’ ın borç bakiyesinin faizler ve cezai şartlar hariç 5.030.820 USD olduğunun sabit olduğu, davalı asıl borçlu …’ın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının davalı … (devredilen AYH) ait bulunan gayrimenkuller ile teminat altına alındığı anlaşıldığından, teminat olarak verilen ipotekler ile ilgili olarak … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla 5.000.000 TL üzerinden başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe devam edilebileceği, icra inkar tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığının, oluşması halinde oranına karar verilmesinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine yetirmediği, davalı …’ın borç bakiyesinin faizler ve cezai şartlar hariç 5.030.820 USD olduğunun sabit olduğu, davalı …’ın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının davalı …’e (daha sonra devir alan AYH’ye) ait bulunan gayrimenkuller ile teminat altına alındığı anlaşıldığından, teminat teşkil eden ipotekler ile ilgili olarak …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe devam edilebileceği, icra inkar tazminatının şartlarının oluşup oluşmadığı …” yönünde mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır.
Taraf vekilleri 05.07.2018 tarihli celsede;
Davacı vekili ” önceki beyan ve dilekçelerimizi tekrar ederiz, bilirkişi iddialarımızı teyit etmektedir, sunduğumuz belgeler borç ikrarı niteliğindedir, maddi olarak da alacaklı olduğumuz tespit edilmiştir. Biz itirazın haksızlığının sabit olması nedeniyle iptalini ve takibin devamını talep ediyoruz, ayrıca inkar tazminatının lehimize hükmedilmesini talep ediyoruz, müvekkil Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi kapsamında davalı …’a ödediği bedelin teminatını teşkil etmek üzere dava dışı … Holding ve davalı … Holding’ e ait gayrimenkuller üzerine 3.şahıs ipoteği yaptırmıştır. … Holding taşınmazlar ile ilgili husus huzurdaki davanın konusu değildir. Huzurdaki dava davalı …e ait taşınmaz üzerine konulan ipotekdir. … Gayrimenkul Satış Vaadi sözleşmei kapsamında davalı …’ a yaptığımız ve iadesi gereken toplam ödeme 6.000.000,00 USD’dir. Dolayısıyla bunun karşılığında … ve … Holding aleyhine 7.600.000,00TL bedelli İpoteğin Paraya Çevrilmesi takibi, bunun yanında yine huzurdaki davanın konusunu oluşturan …, … ve …ul adına 5.000.000,00TL 3. şahıs ipoteğine dayalı İpoteğin Paraya Çevrilmesi takibi yaptık ve vaki itiraz üzerine açılan dava huzurda derdesttir. Bunun dışında ipotekleri aşan kısımlara yönelik olarak gerek … Holding hakkında gerekse … hakkında iflas takipleri yaptık. İflas davaları … ATM’de ve … ATM’dedir. Bursadaki dava usulden ret ile sonuçlanmıştır. ” şeklinde,
Davalı … vekili ise ” önceki beyan ve dilekçelerimizi tekrar ederiz, davacının iddialarını kabul etmiyoruz, feshedildiği söylenen sözleşme sözleşmenin 4. ve 5. maddelerine uygun olarak feshedilmemiştir. Kaldı ki davacı vekilinin beyanında geçen hesap mutakabatına ilişkin teminat sözleşmesinde …’ın imzası vardır oysa … tek başına şirketi yetkili değildir. Şirket çift imza ile temsil edilmektedir. Ayrıca bizim taşınmazın Bursa’da olması nedeniyle yetki itirazımız bulunmaktadır” şeklinde beyanda bulundukları görülmüştür.
Dava; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibe vaki itirazın iptali isteminden ibarettir. Davalı yan; davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasında; 30.04.2013 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesinin ve 03.09.2014 tarihli bir Ek Sözleşme düzenlendiği, sözleşme uyarınca davacı tarafından 6.000.000 USD ödendiği, sözleşme gereğinin davalı tarafça yerine getirilmemesi nedeniyle 02.05.2016 tarihli hesap mutabakatında borç bakiyelerinin 5.030.820 USD (BORÇ), faizler ve cezai şartlar toplamının 945.615,32 USD toplam borcun 5.976.435,32 USD olduğunun kabul edildiği, yine 11.10.2016 tarihli Borç Kabul ve Teminat Sözleşmesinde de borcun 5.030.820 USD olduğunun belirtildiği, davalı yanın mutabakatın şirket temsilcilerinden … tarafından imzalandığı, şirketin çift imza ile temsil edilmesi nedeniyle şirkete karşı ileri sürülemeyeceğini savunduğu, davalı asıl borçlu …’ın satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarının teminat altına alınması amacıyla, davacı … lehine … Tapu Müdürlüğü’nün 26.04.2013 tarih ve … yevmiye numaralı işlemi ile davalı …’e ait bulunan “… Mah, … ada … nolu parseldin tamamı üzerine KDV hariç 3.000.000TL bedelli 1. derecede ve “… Mak … ada … nolu parselin tamamı üzerine KDV hariç 2.000.000 TL bedelli 1. derecede ipotek tesis edildiği, getirmediği, …’ ın asıl borçlu, aynı zamanda ipotek veren de olan diğer davalı … A.Ş.’nin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı, yine dava dışı … Holding ve davalı … Holding’e ait Gayrimenkuller üzerine 3.şahıs ipoteği konulduğu, … Holding’e ait taşınmazların huzurdaki davanın konusu teşkil etmediği, Huzurdaki davanın davalı …’ e ait taşınmaz üzerine konulan İpoteklerin Paraya Çevrilmesi için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça … ve … Holding aleyhine 7.600.000,00TL bedelli İpoteğin Paraya Çevrilmesi takibi, yine huzurdaki davanın konusunu oluşturan …, … ve … adına 5.000.000,00TL 3.şahıs ipoteğine dayalı İpoteğin Paraya Çevrilmesi takibi yapıldığı dosya kapsamıyla sabittir.
Davacı taraf; taraflar arasında akdedilen 30.04.2013 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesi bedeli olarak davalı …’a ödenen ve adı geçenin sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle paranın iadesi kapsamında düzenlenen borç kabul ve teminat sözleşmelerine istinaden oluşturulan ipoteğin paraya çevrilmesi takibine girişmek suretiyle alacak talebinde bulunmuş ise de; taraflar arasındaki temel ilişkinin Satış Vaadi sözleşmesi olduğu ve her ne kadar satış vaadi sözleşmesindeki davalı yükümlülüğünün yerine getirilemediğinden bahisle paranın iadesine yönelik taraflar arasında borç kabul ve teminat sözleşmesi imzalanmış ise de; satış vaadi sözleşmesi resmi şekle tabii iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup resmi şekil geçerlilik şartıdır. Geçerlilik şartı anlamında resmi şekle tabii sözleşmelerin feshedilmesi de resmi şekle riayet edilerek yapılmalıdır. Tek taraflı irade beyanıyla feshedilemez. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin fesh edilmesine ilişkin resmi şekle riayet edilerek düzenlenmiş herhangi bir fesih protokolü dosyaya ibraz edilememiştir. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi feshedilmeksizin sözleşme kapsamında ödenen bedeli iadesi talep edilemeyeceğinden davacı talebi erken açıldığından yerinde görülmemiş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; davanın erken açıldığından bahisle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulması cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın erken açıldığından bahisle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 60.387,50 TL peşin harçtan 35,90 TL’nin mahsubu ile arda kalan 60.351,60TL’lik kısmın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalılardan …. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5- Davalıların yaptığı gider olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …