Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/64 E. 2018/1101 K. 05.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/64
KARAR NO : 2018/1101

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2017
KARAR TARİHİ : 05/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şahıs arasında 23.08.2016 tarihli faturadan kaynaklanan cari hesap alacağını tahsil edilemeyince; müvekkil şirket adına …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak Davalı şahsın herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında, davalı şirketin 10.030,00-TL bedelli fatura nedeniyle müvekkili şirkete borçlu olduğu anlaşılmış olduğundan; icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiğini, bu nedenlerle borçlunun icra takibine vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptali için dava açma zaruretinin hasıl olduğunu, sonuç olarak bu anılan nedenlerle ve resen gözetilecek sair nedenlerle; davalı borçlunun … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline takibin devamını, alacağın işlemiş ve işleyecek faizi ile %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalının cevap dilekçesinde özetle; iş bu davaya konu olan …’in alacağı 10.000-TL tutarındaki alacağına karşılık firma yetkililerinin isteği ve onayı doğrultusunda mutabık kalındığını ve oğlu …’dan bu borca istinaden 3 adet senet alındığını, bu senetlerin 2016 yılının 8.9.10. Aylarına ait olduğunu, oğlu …’ın bu borcu üstlendiğini, bu nedenle kendisinin de bu firmaya borcunun kalmadığını, firmanın ayrıca kendisini dava etmesinin manidar olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; faturaya dayalı alacak istemi ile başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası celp edilmiştir. Anılı takip dosyasının tetkikinde; davacı tarafından davalı aleyhine 10.030,00-TL fatura ve 144,27-TL işlemiş faiz (avans faizi) olmak üzere toplam 10.174,27-TL alacağın takip tarihinden itibaren (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) işleyecek yıllık %10,50 avans faizi ile takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun borca ve borcun ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Vergi Müdürlüğü’ne yazı yazılarak gelen yazı cevapları kapsamında davalının tacir vasfını haiz olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından görevlendirilen mali müşavir bilirkişi … marifetiyle hazırlanan 06/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı şirketin dava konusu kanuni defter, belge ve kayıt suretleri fotokopilerinin tarafına 03.07.2018 günü ibraz edildiğini ve bu örneklerin incelenerek rapora eklendiğini, incelenen unsurların; “Davacı taraf 2016 Hesap Dönemi Ticari Defterleri, Davacı taraf ile davalı taraf arasındaki mali hareketlerin dökümleri ve davacı ticari defter kayıtları, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, … Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefiyet yazısı, … Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı” olduğunu, davacı şirketin TTK’nın 64/3 maddesi gereği 2016 mali yılı Yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerini zamanında yaptırdığını, Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdikini zamanında yaptırdığını, defterlerinin birbiri ile uyumlu olduğunun HMK’nun 222. maddesi hükümlerine göre davacı şirketin 2016 takvim yıllarına ait kanuni defterlerinin lehine delil teşkil ettiğinin tespit edildiğini, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini, uygun tebligata rağmen ibraz etmediğini ve ibrazdan kaçındığını, davacı şirketin davacı şirket ile ilgili ticari muamelelerini; … Hesap Koduyla takip ettiği ödeme emrinin tarihinde istenen faturaların yevmiye maddelerinin tablo şeklinde sunulduğunu, davacının ticari defter ve belgelerine göre, davalının davacıya 10.030,00-TL borcu olduğunun tespit edildiğini, davacı tarafından davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 12.10.2016 tarih … Esas sayılı ödeme emri ile takibe geçildiğini, ancak 25.10.2016 tarihinde davalının ödeme emrine itiraz edip durduğunun tespit edildiğini, … Vergi Dairesi Müdürlüğü mükellefiyet yazısından; davalı …’ın şehir içi banliyö ve kırsal alanda karayolu ile personel taşımacılığı faaliyeti nedeniyle mükellefiyet kaydının bulunduğunun tespit edildiğini, … Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından; davalı …’ın ticaret sicil kaydının olmadığının tespit edildiğini, davalının cevap yazısından davacının alacağını inkar etmediğini, ek olarak gösterilen bir dekontun olmadığını, oğlu tarafından keşide edilen senetlerle ilgili bir ödemenin olmadığının tespit edildiğini,
Sonuç olarak; dava dosyası ve inceleme günü sunulan belgeler ile yapılan bilirkişi incelemesinde; davalının davacıya borçlarını ödemediğinden bahisle, davacı tarafından … İcra Müdürlüğünün 12.10.2016 tarih … Esas sayılı ödeme emri ile takibe geçildiğini, davacı şirket ile davalı arasında; mal-alım satım işleminin gerçekleştiğini, davalının borcunu ikrar ettiğini, ticari defter ve belgelerini ibrazdan kaçındığını iddia ettiği halde oğlu tarafından davacıya verilen senetlerin ödeme dekontlarını da dosyaya sunmadığını, bu durumda davacının ticari defterlerine itibar edilmesi gerektiğini, davacının ticari defter kayıtlarına göre; davacının takibe konu fatura alacak toplamı olan 10.030,00-TL davalından alacağının olduğunu, İcra İnkar tazminat hükmünün yalnızca mahkememize ait olduğu sonucuna ulaşıldığını…” mütalaa etmiştir.
Huzurdaki davada uyuşmazlığın; davacının faturaya dayalı mal satım ilişkisinden kaynaklı alacağının mevcut olup olmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır. Davalı tarafın itirazında borca ve faiz oranına itiraz ettiği, ayrıca ve açıkça mal teslimi noktasında itirazda bulunmadığı, ayrıca cevap dilekçesinde faturaya konu asıl alacak miktarına ilişkin alacak miktarını kabul ettiği ancak savunmasında davacının alacağına ilişkin olarak 3 adet bono verildiğini ve bonolar nedeni ile borcun kalmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalının anılı savunması kapsamında asıl alacak miktarına ilişkin borç yönünden davacı ile davalı arasındaki akdi ilişki davalı tarafından kabul edilmiş olup, davalı yanın bu miktarın ödendiğini ispat yükü altında olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık noktalarında icra edilen yargılama ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın mal satım bedeline ilişkin cari hesaba dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı tarafın ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı tarafın meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği gibi ödeme savunmasına yönelik mahkememizce verilen süreye rağmen herhangi bir delil ibraz etmediği, bu nedenle yalnızca davacı ticari defterleri üzerinde inceleme icra edildiği, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı yana ait incelenen 2016 yılına ait ticari defterlerinde, davalı yan ile aralarında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre takibe konu faturaya dayalı alacak toplamı olan 10.030,00-TL alacaklı göründüğü, davalı yanın savunmasında davacının alacağına ilişkin olarak 3 adet bono verildiğini ve bonolar nedeni ile borcun kalmadığını ileri sürdüğü, anılı savunma kapsamında asıl alacak miktarına ilişkin borç yönünden davacı ile davalı arasındaki akdi ilişki davalı tarafından kabul edilmiş olup, davalı yanın bu miktarın ödendiğini ispat yükü altında olduğu, davalı/ takip borçlusunun davacıya bedeli ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği, takip tarihinden önce davalının temerrüte düşürülmemesi nedeni ile işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle 10.030-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın fatura ve cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 10.030,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak 10.030,00-TL üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %10,50 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Alacağın % 20’si oranındaki 2.006-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 685,14-TL harçtan peşin alınan 173,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 511,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 173,76-TL peşin harç olmak üzere toplam 205,16-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 550-TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 112-TL olmak üzere toplam 662-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 652,61-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza