Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/625 E. 2022/284 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/625 Esas
KARAR NO : 2022/284
DAVA : Menfi Tespit (…li Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (…li Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; icra takibinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bunun düzeltilmesi için 31.05.2017 tarihinde icra hukuk mahkemesinde dava açıldığını, müvekkilinin bankalara yazılan haciz bildirimleri ile KKB kayıtlarına da geçen takip işlem bilgileri izleniminde olarak, müvekkilinin ekonomik sicili sağlamken bozulmasına, ticari itibarının telafisi inıkansız derecede kaybına muttali olduğunu, müvekkilinin ne kefalet ne de bir başka özellikle takibe konu nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talep ettiklerini, takibe konu bonoda 1.borçlu gözüken …’nın 25/06/2015 tarihli ve 150.000-TL miktarlı kullandığı yeni krediye ilişkin imzaladığı GKS’ne müvekkilinin kefil sıfatı ve imzasının bulunmadığını, bu nedenle sorumlu olamayacağını, bononun üzerinde sebebi olarak göslerilen hanede nakden ibaresi bulunurken, 09/08/2016 tarihli Takip Talebinde 3.bent açıklamalarında yer aları tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ibaresinin, bononun zemininde ayrı ve özel bir borç ilişkisini ve bu borç için ayrı bir takip işlemine geçildiğini gösterdiğini, bononun vasfının değiştiğini, davalının bonodaki mücerretlik ilkesine dayanarak savunma kuramayacağını, … İcra Müdürlüğü’nün 2016/…-E sayılı takibine konu bononun hanelerinin boş bırakılarak düzenlendiğini, teminat amacı değiştirilerek bedelsiz kalmasının üstünün örtüldüğünü, 01/07/2016 tarihinde davacı ve diğer birlikle borçluların bankaya ne için, hangi nedenle gitmişlerdir ki banka tarafından ödeme yapılmışur, açıklığa kavuşması gerektiğini, bankanın 01/07/2016 taribinde nakit ödemesi karşılığında bu bonoyu almış olması gerektiğini; müvekkilinin imzasının bulunduğu 24/07/2013 tarihli GKS’nin sözleşmenin düzenlendiği tarihte geçerli olan TBK-md 584/1 maddesi uyarınca kefilin kefaletinin geçerli olabilmesi için aranan koşulların (eş muvafakatının) bulunmadığını, eksik doğmuş, hükümsüz bir kefalet ilişkisinin varlığında davalı hankanın İorahim isimli şahsa, müvekkilinin imzası bulunmayan 25/06/2015 tarihli yeni GKS ile kredi ilişkisi kurduğunu, bu yeni kredinin borçlusunca ödenmeyince bononun borcun zemini içine sokulduğunu, davalı bankanın hukuksuz kesinleşmeye bağlı olarak müvekkilinin tüm taşınmazları ve araçlarını haczederek mülkiyet hakkını kısıtladığını, haksız takibe maruz kalan müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararları ve bankalar önündeki temiz sicilinin kirletilmesi eylemiyle ekonomik ticari itibar kaybının büyük olduğunu beyanla hukuksuzluk içeren eylem gelişmeleriyle mağdur edilmek istenen davacı müvekkili aleyhine olarak başlatılmış bulunan …. İcra Md.2016/… E. sayılı takibine karşın; davacı açısından bonodan dolayı bedelsizlik vasfının tespiti ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile DAVA DIŞI … arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden adı geçen şahsa hesaplar açılarak krediler kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine borçlular tarafından müvekkili bankaya 125.000 TL senet teslim edildiğini, senedin vadesinde ödenmediğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/ … D.İŞ sayılı dosya üzerinden ihtiyati haciz kararı alınarak, müvekkili banka lehine davacı ve dava dışı diğer diğer senet borçluları aleyhine ….İcra Müdürlüğü 2016/… E. sayılı dosyadan takip başlatıldığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, senede ilişkin tarihlerin sonradan doldurulduğunu iddia eden davacının bu iddiasını ispat yükümlülüğünün kendisine ait olduğunu, davacı tarafın takibe konu senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, takibe konu senet, kredi borcuna mahsup edilmek üzere,borçlular tarafından müvekkili bankaya devir ve teslim edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER , TAHKİKAT VE GEREKÇE:
Dava; takibe konan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya arasına alınan …. İcra Dairesi’nin 2016/… sayılı dosyasında; …
AŞ tarafından …, …, … aleyhine icra takibi başlatıldığını, 121.377,00 TL asıl alacak ve 349,17 TL işlemiş faiz olmak üzere 121.726,17 TL’nin tahsilinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Fethiye CBS’nin 2018/9491 soruşturma sayılı dosyasında müşteki olan davacının işbu davaya konu senedin sonradan doldurulduğundan bahisle şikayetçi olduğu, şüpheliler hakkında KYOK verildiği, karara yapılan itirazın Sulh Ceza Hakimliğince reddi ile birlikte kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış ve senet uyarınca alacak borç durumunun irdelenmesi amacıyla bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan 17/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda ;
“…
1) Davacı yan, teminat olarak verilen senedin sonradan doldurulduğu, önceki kredilerin kapandığı iddiasıyla, takibe dayanak senedin bedelsizlik vasfının tespiti ile, takibin iptalini dava ettiği;
2)Davacının bono üzerindeki imzasını inkar etmediği;
3)Dava konusu bononun üzerindeki boşlukların sonradan doldurulduğunun kabul edilmesi halinde bononun kamhbiyo senedi vasfına halel gelmeyeceği;
4)Bononun üzerindeki boşlukların tanlaşmaya aykırı” doldurulduğunun kanıtlanamadığı;
5) Bononun hangi tarihte banka kayıtlarına alındığının tespit edilmesinin öngörülmesi halinde yerinde (davalı bankanın … Şubesinde) inceleme yapılması gerekeceği;
6) Açık bonodaki boşluklar bononun tedavülüne kadar doldurulabilecek olmakla birlikte, cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş olmasının sonucunun beklenebileceği;
7) Yapılan incelemede, davacının banka kayıtlarına göre, dava dışı …’ya kefil olduğu, ayrıca … ve …ile birlikte senet borçlusu bulunduğu:
Anlaşmazlık halinde, sözleşmelerin 6.1 md. uyarınca hanka defter ve kayıtları HMK 193. Md. uyarınca geçerli, bağlayıcı ve kesin delil kabul edildiği;
Ancak;
7.1) Davacı yanın sadece 24.07.2013 tarihinde kullandırdan krediden sorumlu olduğu değerlendirildiğinde, takip tarihi itibariyle, davacının sorumlu olduğu borç miktarının alternatifli olarak aşağıda gösterildiği:
a) % 23,40 Temerrüt faizinden:
Asıl Alacak
Faiz
Gider Ver.
Toplam (TL)
30.309,88
2.764,77
138,24
33.212,89
Davacı yan = 125.000,00 TL – 33.212,89 TL = 91.787.17 TL’den sorumlu bulunmayacağı,
b) %60 Temerrüt faizinden;
Asıl Alacak
Faiz
Gider Ver.
Toplam (TL)
30.309,88
4.213,07
210,65
34.733,60
Davacı yanın 125.000,00 TL – 34.733.60 TL = 90.266.40 TL’den sorumlu bulunmayacağı,
7.2) Davacı yanın 01.07.2016 tarihinde senedi imzaladığının kabul edilmesi halinde, sorumluluğu 24.07.2013 ve 25.06.2015 tarihli her iki GKS kapsamında borcun tamamından olacağı için, takip tarihi itibariyle senet kapsamında ödenmesi gereken borç miktarının, takip talebinde olduğu haliyle asağıdaki gibi olması gerektiği;
Asıl Alacak
Faiz
Toplam (TL)
121.377,00
4.135,01
125.512,01
Şeklinde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Ayrık görüş sunulan 18.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda, davacının onayı alınmadan yapılan yeni GKS uyarınca borçlu olmayacağı ve davalı bankaya karşı bir sorumluluğu olmadığı belirtilmiştir.
Muğla/ Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021 / 95 talimat sayılı dosyasında alınan alınan 06/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;

..
Banka içi resmi yazışmalardan; 13.01.2015 öneri/14.01.2015 onay tarihli ‘’Kredi Tebliğ Formu’’nda (Genel Müdürlük/Krediler Müdürlüğü tarafından şubeye gönderilen; kredi kullandırım şekil şartlarını belirleyen form) Sözkonusu kredilerin teminatına, Genel Kredi Sözleşmesinin dışında/ayrıca ;1. Derece ipotek ile birlikte, GKS de imzası bulunan kişilerin (…/… ve …) nın borçlu olduğu senet alınması şartınını getirildiği tespit edilmiştir…
Davaya konu Senedin Banka sistemine hangi tarih itibarıyla kaydedildiğine dair net bir tespit yapılamamıştır. (İlgili dönemde senetlerin sisteme kayıt yapılmamış olabileceği şubece beyan edilmiştir.)
Banka tarafından Dava dışı borçluya kullandırılan krediler ile ilgili olarak, Davacıya bildirim yapıldığına dair belge tespit edilememiştir.
Genel Kredi Sözleşmesi/lerinde yeni kredi kullandırımlarında, Kefil/lere bildirim yapılma yükümlülüğü hususunda da bir kayda rastlanmamıştır. Bilindiği üzere, GKS leri aksine bir kayıt veya feragat şartı içermiyorsa, 10 yıllık süre içinde geçerlidir.
Davacı …’nın Davalı Bankaya hitaben;
24.07.2013 tarihinde akdedilmiş olan 100.000.-TL limitli G.K.S.’sindeki Müteselsil Kefalet imzasına istinaden, ilgili dönemlerde dava dışı …’ya kullandırılıp geri ödenmeyen krediler ile ilgili olarak İşbu Sözleşme ve ilaveten davaya konu Senet bazında Davalı Bankaya hitaben kefalet yükümlülüğünün bulunduğuna kanaat edilmektedir. ((30.309,88TL taksitli kredi + 5.149,43TL rotarif kredi = 35.459,31TL anapara + eklentileri)) Not: 17.02.2020 tarihli önceki Bilirkişi Heyet Raporu’nda da belirlenmiş olduğu üzere;
24.07.2013 tarihli GKS kapsamında kullandırılıp geri ödenmeyen kredilerin, 16.06.2016 hesap kat tarihi itibarı ile anapara bakiyeleri;
a) 18 ek nolu taksitli kredi için; 30.309,88.-TL
b) 15 ek nolu rotatif kredi için 5.149,43.-TL olduğu tespit edilmiş idi.
25.06.2015 tarihli akdedilmiş olan 150.000.-TL limitli G.K.S.de kefalet imzası bulunmadığı sebebiyle ((bu tarih itibarıyla, Banka kredi tebliğ kayıtlarında da görüleceği üzere dava dışı borçlu …’ya kullandırılacak olan kredilerin teminat şartlarında ‘’Kefalet teminatının’’ kaldırılmış olması nedeniyle vede bu tarih itibarı ile taraflar arasında yeni bir GKS imzalanmış olduğu sebebiyle)) 25.06.2015 tarihinden sonra davadışı …’ya kullandırılan krediler için Davacı …’nın Bankaya hitaben işbu tarihli Sözleşmeye istinaden kefalet yükümlüğünün bulunmadığına kanaat edilmektedir.
ANCAK: 24.07.2013 tarihinde imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi’nin teminatı kapsamında kullandırılan kredilere ilave teminatı olarak, (üst bölümde detaylıca açıklandığı üzere) 14.01.2015 tarihinde imzalanmış olaması gerektiği kanaat edilen Davaya konu Senedin; Banka tarafından 25.06.2015 tarihi ve sonrasında kullandırılan kredilerin teminatı için alınmış olan 25.06.2015 tarihli Sözleşme ile birlikte değerlendirilerek; Davacıya kefalet yükümlülüğü yüklenebilmesi hususu, hukuki değerlendirme kapsamına girdiği ve uzmanlık alanım dışında kaldığı nedeni ile; Sözkonusu senet ile ilave teminatlanmaya gidilmesi hususundaki nihai değerlendirme Sayın Mahkemenizin takdirlerine bırakılmıştır.
NOT : – Şubede yapılan incelemelerde teslim alınan ‘’Banka içi kredi tebliğ belgeleri’’ ve ‘’Kredilerin Ekstreleri’’ dosyamız içeriğine klase edilmiştir.
– Önceki bilirkişi heyet raporunda krediler ile ilgili olarak alternatifli hesaplamalar yapıldığı üzere, işbu raporda hesaplamaya yer verilmemiştir.” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporunda bahsi geçen kredi tebliğ formu celbedilmiş, incelenmesinde GKS’ye müteselsil kefil alınacağının yer aldığı, ancak kefillere ilişkin bir bilginin ve yine teminat senedi alınacağına dair bir ibarenin olmadığı görülmüştür.
Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonucunda; Davacı tarafın iddiaları takibe konu senedin sonradan doldurulduğu, senedin teminat senedi olduğu ve borcun ödenmesi nedeniyle konusuz kaldığı hususlarında toplanmaktadır.
Senedin vade tarihinin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiası ancak yazılı delille ispatlanabilir olup, dosya kapsamında bu hususu ispatlar yazılı delil mevcut olmadığı, yukarıda anılan CBS dosyasında verilen takipsizlik kararı ile senedin sonradan doldurulmadığı hususunda artık kesinleşmiş bir karar bulunduğu, yine banka kayıtlarında senedin alınma tarihinin belirli olmadığı, bu haliyle davacının iddiasını ispatlayamadığı görülmekle senet vade tarihinin sonradan doldurulmadığı kabul edilmiştir.
Senedin teminat senedi olduğu iddiasının incelenmesinde, davacı taraf zorunlu tüm kayıtları içeren ve geçerli olan senet üzerinde bulunan nakden kaydının geçerli olmadığını, senedin teminat amaçlı olarak verildiğini iddia etmekle senedin ihdas nedenini değiştirmiştir. Bu nedenle senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasını ancak yazılı delil ile ispat edebilecektir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere, senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya senet önündeki veya arkasındaki yazılar ya da ayrı bir belge ile kanıtlanması gerekir. Senet üzerinde, GKS lerde ve yine yukarıda bahsi geçen kredi tebliğ formunda teminata ilişkin bir kayıt mevcut değildir.
Dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmamış olduğundan ispat edilemeyen davanın ve şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Davacı tarafça peşin yatırılan 2.150,00 TL harçtan, 80,70 TL karar-ilam harcının mahsubu ile bakiye 2.069,30 TL harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
3- Dava ret ile sonuçlandığından, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 15.825,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6- Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır