Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/595 E. 2018/600 K. 19.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/595
KARAR NO : 2018/600

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/06/2016
KARAR TARİHİ : 19/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı şirket bünyesinde faaliyet göstermekte olan … isimli hastane işletmesine … ili elektrik “dağıtım” şirketi olan davalı … A.Ş tarafından sağlanan elektrik dağıtım hizmetlerinden … abone numarası ile faydalandığını, davalılardan … Şirketi “dağıtım”; diğer davalılar ise “tedarikçi” şirketler olup; 2009 yılı Eylül ayından itibaren bugüne kadar muhtelif tarih aralıklarında davalı Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş tarafından bölgede dağıtılan elektrik enerjisini davacıya tedarik ettiğini, kayıp kaçak bedeli, perakende satış hizmeti bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli ve TRT payı adı altında haksız ve hukuka aykırı olarak faturalara eklenen bu ücretleri ve bu haksız ücretlere tahakkuk ettirilen KDV tutarlarını davalı tedarikçi şirketlere ödendiğini, haksız olarak tahsil edilen bu bedeller nedeniyle davalı tedarikçi firmalar dağıtım şirketi olan davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, faturalandırmalardaki kayıp kaçak bedellerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalarının kabulü ile dava konusu edilen geçmişe yönelik 10 yıldır tahsil edilmekte olan kayıp kaçak, dağıtım, iletim, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedelleri ile KDV ve TRT payının hesaplanmasında dava konusu bedellerin yer almadığı fatura miktarı üzerinden işlem yapılması gerekirken bu bedeller dahil edilerek yapılan hatalı hesaplamalar nedeniyle fazladan ödenmiş olan KDV ve TRT payı bedellerine karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile kayıp kaçak enerji bedeli 200 TL, iletim bedeli 100 TL, dağıtım bedeli 100 TL, perakende satış hizmet bedeli 100 TL, sayaç okuma bedeli 100 TL, kayıp kaçak bedeli üzerinden alınan enerji fon bedeli 100 TL, TRT payı bedeli 100 TL, BTV bedeli 100 TL, KDV bedeli 100 TL, HMK 107 md. Şimdilik 1.000,00 TL nin davalı … ile tedarikçi şirket vasfındaki diğer davalılardan dava tarihinden itibaren işlelenecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … İhr. A.Ş vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin hukuki bir karşılığı olmadığını reddinin gerektiğini, davacı taraf ile müvekkil şirket arasında 01.06.2012 ve 01.06.2014 tarihleri arasında elektrik satış sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 27. maddesine göre davanın İstanbul Mahkemeleri yerine mahkememizde ikame edilmesi nedeniyle öncelikle yetki itirazının kabulü ile davanın yetki yönünden reddini talep ettiklerini, müvekkil şirketin dağıtım şirketi olmadığını, dava konusu edilen bedellerin müvekkil şirketin uhdesinde olmadığını, müvekkil şirket ile ilgili olarak pasif husumet yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, dava konusu edilen bedellerin EPDK tarafından bir kurul kararı olarak alındığını, müvekkil şirketin bu kurul kararına göre işlem tesis ettiği, söz konusu kurul kararının aksine davranışın müvekkil şirketi Enerji Piyasası Kanunu kapsamında sorumluluk altına sokacağını, söz konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, dava konusuna ilişkin olarak 17.06.2016 tarihli resmi gazetede 6719 sayılı kanunun yayınlandığını, belirtilen kanun uyarınca söz konus bedellerin talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen bedellerin taraflar arasında akdedilen sözleşmeye, tarifelere ve tarafların iradesine uygun olduğunu, usul hukukuna ilişkin itirazlarının kabulüne, davanın tüm istemleri ile birlikte reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve … Karar sayılı dosyasında 26/04/2017 karar tarihinde yukarıda belirtilen davalı yönünden yetkisizliğine karar verildiği, tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine hükmün 19/06/2017 tarihinde kesinleştiği ve dosyanın Mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan 20/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 4628 sayılı elektrik piyasası kanunu EPDK Kurul Kararları 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun Yargıtay 3.H.D.’nin 29/12/2016 gün, 2016/6993 Esas 2016/17081 Karar sayılı ilamı Anayasa Mahkemesinin 02/11/2016 Tarih 2015/61 Esas, 2016/172 Karar sayılı kararı diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içeriğindeki bilgi, belge ve deliller üzerinde, yapılan inceleme kapsamında, 28/11/2017 tarihli Mahkeme Ara kararında belirtilen hususlar ve 6719 sayılı yasa kapsamında dava konusu bedeller ile ilgili denetime elverişli bir rapor hazırlanabilmesi için davalı tarafından 07/2012 döneminden itibaren tahsil edilen elektrik faturalarının okunaklı nüshalarının ve davacı şirkete ait abone grup bilgisinin dosyaya temin edilmesi gerektiğini mütalaa etmiştir.
Dosya kapsamına alınan 21/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 4628 sayılı elektrik piyasası kanunu EPDK Kurul Kararları 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun Yargıtay 3.H.D.’nin 29/12/2016 gün, 2016/6993 Esas 2016/17081 Karar sayılı ilamı Anayasa Mahkemesinin 02/11/2016 TArih 2015/61 Esas, 2016/172 Karar sayılı kararı diğer ilgili mevzuatlar ile dosya içeriğindeki bilgi, belge ve deliller üzerinde, yapılan inceleme kapsamında, davacı davalı şirketler ile imzaladığı sözleşmelerle gereksinim duyduğu elektrik enerjisini ilgili mevzuat çerçevesinde söz konusu süreçte, davalı şirketlerden tedarik etmekte olduğu, davacının dava dosyasında sunulan elektrik enerjisi tüketimine ilişkin elektrik faturaları incelendiğinde de görüleceği üzere, ilgili tesisatı, 4 nolu ticarethane aktif enerji tarifesine göre faturalandırıldığını, dava dosyasından dava konusu uyuşmazlığın kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, perakene satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ile kayıp kaçak bedeli üzeriden enerji fonu, TRT payı, BTV ve KDV adı altında, tahsil edilen bedellerin yasal dayanağının olup olmadığı, miktarı ve davacıya geri ödenmesi gerekip gerekmediğini, konularında olduğunu, 6719 sayılı kanun değişikliği olmasaydı davacının davalı şirketlerden talep ettiği miktarda alacaklı olduğunu, sonuç olarak bağlayıcı nitelikteki bu yasal hükümlere ve en son yargı içtihatlarına göre, 6719 sayılı kanun kapsamında yapılan tespitlerde, dava konusu edilen abonelik adına tahakkuk ettirilmiş bedeller incelendiğinde, yapılan uygulamanın 3’er aylık periyotlar halinde EPDK tarafından onaylanmasına takiben yayımlanarak yürürlüğe giren, ilgili abone grubu için belirlenen tarifelerle örtüştüğünü, dolayısıyla EPDK tarafından yayımlanan tarifelere dayanılarak dava konusu bedeller ile ilgili kesintiler üzerinde yapılan kontrollerde dağıtım ve perakende satış şirketlerince bu bedellerin tahsil edilmesinin 6719 sayılı kanunun 20.maddesi uyarınca kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu ve bu nedenle davalının söz konusu kesintileri yapmasında bir edim ifasına dayalı haksız zenginleşme durumunun bulunmadığını, bu durumda iade yükümünün de söz konusu edilemeyeceğini mütalaa etmiştir.
Dava; Elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak vs. bedelin davalıdan tahsiline ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanılan deliller bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Taraflar arasında Elektrik Abone Sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşmenin halen geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih ve 2013/7-2454 E.- 2014/679 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesinde “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp-kaçak, perakende satış hizmet, PSH sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedelleri uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17.06.2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un 21.maddesi ile 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen 10. bent ile; “Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen Geçici 19.madde de; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve Geçici 20.madde de ise, “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre; Tüketici Hakem Heyetleri’nin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konulardaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Kanunun 17.06.2016 yürürlük tarihinden önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayanılarak tahsil edilmiş dava konusu kayıp kaçak ve sayaç okuma bedelleri ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Ayrıca davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun ya da Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Davanın konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde, mahkemece; esas (asıl talep) hakkında “Davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekmektedir. Bu tür kararlar, hükümler gibi (eda, tespit, inşai) nihai kararlardandır. Mahkeme kararı, aynı zamanda dava konusu hakkın mevcut olmadığını da tespit ettiği için tespit hükmü niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde, mahkemece; davanın açıldığı tarih itibariyle hangi tarafın haklı olduğunun tespit edilmesi, o taraf lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine karar verilmesi gerekir. Başka bir deyişle, yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada, yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine “maktu vekalet” ücretine hükmedilerek, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar vermek gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.11.2009 tarih, 2009/18-421 E.-2009/526 K. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Somut olayda; dava tarihi itibariyle HGK kararı uyarınca davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmıştır. HMK’ nın 331. Maddesi; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmünü içermektedir. Dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden, dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2017/2534 Esas ve 2017/3956 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Yargılama sırasında dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yasa gereğince tahsilatların EPDK’nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, dosya kapsamına ve hükme esas alınan 21/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu faturalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda EPDK’nın düzenleyici işlemlerine ve yayımlanan tarifelere uygun olduğu tespit edilmiştir.
Bu nedenle, 6719 sayılı Kanunun 21. maddesi ile ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun 17. maddesine eklenen 10. fıkra hükmü ve 6719 sayılı Kanununun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa eklenen geçici 20. maddesi hükümlerine istinaden davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş; dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle davacının dava açmasında haksız sayılamayacağından; davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmiş ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ESASI HAKKINDA KARAR TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 35,90-TL harçtan peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı yararına taktir olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 682,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/06/2018

Katip …

Hakim …