Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/582 E. 2021/801 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/582 Esas
KARAR NO : 2021/801
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA : Tazminat
ASIL DAVA TARİHİ : 11/08/2016
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Cismani zarardan kaynaklı ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11.02.2015 tarihinde müvekkilinin … plakalı araç ile seyrederken davalının sigortalısı olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın aniden yola çıkması nedeni ile çarpışmaları sonucu bir trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonucunda müvekkilinin aracında bulunan … ‘ın vefat ettiğini, müvekkilinin de ağır yaralandığını, uzun süre tedavi görmek zorunda kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalının sigortalısı aracın şoförünün 8/8 kusurlu olduğunu, beyanla kaza sonrası müvekkilinin İstanbul’a getirildiğini ve … ‘da tedavi gördüğünü, buna ilişkin masraf yaptığını beyanla tedavi giderlerine ilişkin şimdilik 1.000,00 TL’nin, mahrum kaldığı gelir kaybından şimdilik 1.000,00 TL’nin ve 10.000,00 TL manevi tazminatın 11.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyası ile birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/… Esas 2020/… karar nolu dosyada; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/02/2015 tarihinde … plaka sayılı araç ile seyir halinde iken davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın aniden yola çıkması üzerine trafik kazası geçirdiğini, davalının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kullandığı araçta yolcu olarak bulunan … ‘ın vefat ettiğini, müvekkilinin de ağır yaralandığını, tedavi masrafları ve iş gücünden kaldığı sürelere ilişkin için … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, ayrıca ATK’dan alınan rapor ile müvekkilinin %44 oranında malul kaldığının tespit edildiğini belirterek öncelikle davanın …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… Esas sayılı davası ile birleştirilmesine, davanın kabulüne ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın … no.lu ZMMS poliçesinin
müvekkili şirketçe temin edildiğini,
davacının taleplerinin açık yasal düzenlemeler gereği müvekkili şirketin tanzim etmiş olduğu poliçe
teminatı haricinde bulunduğunu, açık yasal düzenlemeler karşısında davacının tedavi giderlerine ilişkin
müvekkili şirketten talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacı dilekçesinde tedavi giderlerinin
6011 sayılı yasanın 58,59 ve geçici l-2.maddesi kapsamında karşılanmasını teminen SGK’ya
başvurulduğunu fakat Kurum tarafından bu talebin talep edilen alacaklarının acil durum kapsamında
kalmadığından ret edildiğinin ifade edildiğini, bu durumda davacının yasa gereği sorumluluğu olan ve
talebi ret eden kuruma karşı dava açması gerekirken müvekkili şirkete dava açmasının yasal bir
dayanağı bulunmadığını, ZMSS Poliçesi Genel Şartları A.5 Kapsama Giren Teminat Türleri başlıklı
maddesi Sağlık Giderleri Teminatı, genel şart uyarınca davacının geçici iş göremezlik tazminat
talepleri teminat kapsamı dışında olduğunu ve SGK sorumluluğunda olduğu taleplerin reddi gerektiğinu
izah edilen nedenlerle, tedavi giderleri SGK sorumluluğunda olduğundan ve rücu hakkı
doğabileceğinden, davanın SGK Başkanlığına ihbarına, haksız ve mesnetsiz davanın reddine,
yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap
dilekçesinde özetle; kazanın … ili … İlçesinde meydana geldiğini, bu nedenle davanın …’de açılması
gerektiğini, hakkında açılan davanın tamamen haksız olduğunu, davacının kötü niyetli olarak söz konusu
davayı açtığnı, mağdur olanın kendisi olduğunu, davacının aracına vurduğunu, arkadaşının ölümüne
sebebiyet verdiğini, davacının ceza yargılamasında diğer sanık olduğunu, tali kusurlu olarak hakkında
cezaya hükmedildiğini, kazada kendisi kadar sorumlu olduğunu, ceza davasındaki Yargıtay’daki dosyanın
dönüşünü bekletici mesele yapılmasını talep ettiğini, davacının haksız şekilde kendisinden yararlanmak
istediğini, taleplerinin çoğunun karşılanmasının mümkün olmadığını beyanla öncelikli
olarak yetki itirazının değerlendirilerek davanın yetki yönünden reddine, … Ağır Ceza
Mahkemesinin 2015/… Esas ve 2016/… K sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklemesine, dava
kötü niyetli olarak açıldığından davanın esas yönünden reddine, yargılama giderlerinin davacının
üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl dava; trafik kazasından kaynaklı iş göremezliğe dayalı davalı sürücü ile davalı ZMSS sigorta şirketi aleyhine tedavi gideri, geçici iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Birleşen dava; sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacıya ait tedavi evrakları celp edilmiş ve maluliyet raporu temin edilmiştir.
Davalı sigorta şirketine yazı yazılarak poliçe ile hasar dosyaları celp edilmiştir.
SGK’ya yazı yazılarak davacı tarafa trafik kazası nedeni ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/… esas sayılı ceza dava dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davalı … tarafından cevap dilekçesi içeriğinde yetki ilk itirazı ileri sürülmüş ise de bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacının, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmadığı, yetkisiz bir mahkemede açtığı anlaşılırsa o zaman seçme hakkının davalıya geçeceği, somut olayda, davacının, davalı sigorta şirketinin merkezi (İstanbul) itibari ile davasını mahkememizde ikame ettiği, bu hali ile mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla; yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan Adli Tıp Kurumu … İhtisas Kurulu’nun raporunda özetle;
“..SONUÇ:
1. Naci oğlu, 1976 doğumlu …’in 11.02.2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak:
Gr1 XII (11Bbba……………40)A%44
E cetveline göre: %44.0 (yüzdekırkdörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği… ” yönünde oy birliği ile mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle;
“…Dava konusu trafik kazasının oluşunun, olay bölümünde izah edildiği şekilde meydana geldiği anlaşılmıştır.
Dava konusu Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağındaki Kaza yeri Krokisine göre, … plakalı aracın Kavşağa geliş istikametinde kavşakta, “akşam belli saatten sonra kırmızı yanıp sönen trafik lambası” olduğunun belirtildiği, … Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği tarafından tanzim edilen ve aşağıda ilgili bölümü yer alan Olay Yeri İnceleme Raporunda ise; Kavşakta trafik ışıklarının, (… plakalı araca hitap eden), … istikametinde sarı fasılalı, … istikametinde Madenli Kavşağına dönüş yönünde (… plakalı araca hitap eden) Kırmızı renk fasılalı şeklinde yandığının görüldüğünün belirtildiği anlaşılmıştır.
19.10.1985 tarihli Trafik Işıkları Hakkındaki Yönetmeliğin 9. Maddesinde, trafiğin güvenli akışını sağlamak, araçların ve yayaların yolu sıra ile kullanmalarını düzenlemek amacıyla tesis edilen trafik ışıklarının, işlevleri ayrıntılı olarak belirtilmiş olup,
Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Kırmızı Işık: “DUR” işareti levhası anlamında olup, gidilecek yolun açık olduğu görüldükten sonra yeniden hareket edilmesini bildirir.” Şeklinde tarif edilmiştir.
Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Sarı Işık: İkaz anlamında olup, bu yerin yavaş ve dikkatli
geçilmesini bildirir. (Yol Ver işaret levhası gibi).
Bu şekilde, trafik lambalarının flaşörde yandığı (yanıp söndüğü) Kavşaklarda; Kendilerine kırmızı flaşörlerin (Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Kırmızı Işık) yandığı istikametten kavşağa yaklaşan 7 araçların sürücüleri, kırmızı yanıp sönen trafik lambasını, ‘DUR’ trafik işaret levhası olarak kabul ederek kavşakta durmak zorunda olup, kesişimdeki diğer istikametten kavşağa giren araçlara ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.
Buna karşılık, trafik lambalarının flaşörde yandığı (yanıp söndüğü) Kavşaklarda; Kendilerine sarı flaşörlerin (Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Sarı Işık) yandığı istikametten kavşağa yaklaşan araçların sürücüleri, sarı yanıp sönen trafik lambasını, ‘Dikkat ve Yol Ver’ trafik işaret levhası olarak kabul ederek, kavşağa yaklaşırken yavaşlayarak dikkatli olmak zorunda olup, kesişimdeki diğer istikametten kavşağa giren aracın kendisine ilk geçiş hakkını verdiğini gördükten sonra kavşakta geçiş hakkını kullanmak zorundadırlar.
Trafik kazası, … plakalı aracın sürücüsü …’ın açısından irdelendiğinde;
Sürücüler trafikte araç ile seyir halindeyken, trafik ışıklarına, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, kavşakta doğrultu değiştirme manevralarını doğru yapmak ve manevraları düzenleyen genel şartlara uymak zorunda olup, doğrultu değiştirerek sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak, özelliklede kavşakta sola dönmek istediklerinde dikkatli olmak ve dönüşe başlamadan, sola dönüş işareti vermek, yolun gidişe ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmak, hızını azaltmak ve dönüşe başlamadan, sağdan gelen ve doğru geçmekte olan taşıtlara ilk geçiş hakkını vermek, dönüş sırasında, karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemek, Trafik zabıtası veya trafik işaret levhası veya ışıklı işaret cihazları bulunmayan kavşaklarda; dönüş yapan sürücüler, doğru geçmekte olan araçlara geçiş hakkını vermek zorundadırlar.
Ayrıca … Cumhuriyet Başsavcılığının Soruşturma no: 2015/ … , Esas no: 2015/ … ve İddianame no: 2015/ … sayılı İddianamesinde … Ağır Ceza Mahkemesinin Dosya No: 2015/… Esas ve Karar No: 2016/ … nolu 30.05.2016 tarihli gerekçeli Kararında yer aldığı şekliyle yer alan Trabzon Adli Tıp Kurumu … Grup Başkanlığının, 24.02.2015 tarih ve 2015/ …/… / … sayılı Raporunda sürücü …’a ait örnekte uyuşturucu madde kullanmadığı, ancak 152 promil (1,52) promil alkollü olduğu anlaşılmıştır.
Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı ile ilgili olarak; Karayolları Trafik Kanununun 48.maddesine göre; Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.
Buna göre; Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Ayrıca yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.
Yasal sınırının üzerinde Alkollü olarak araç kullanılmasının, kusurlu olan sürücü açısından kusur oranları dışında, doktor bilirkişi tarafından kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediğinin irdelenmesi gerekmektedir.
(Kaza tarihi olan 11.12.2015 tarihi ile yukarıdaki görüntünün çekildiği tarih farklı olsada, Google’da yer alan görüntüler, meydana gelen trafik kazası ile ilgili tanzim edilen trafik kazası tutanağında yer alan kaza yeri krokisi ile uyuştuğu için, dava konusu trafik kazasının meydana geldiği Kavşağın görüntüleri, genel bilgi için yukarıya çıkarılmıştır)
Trafik kazası, … plakalı aracın sürücüsü …’in açısından irdelendiğinde; Sürücüler araç ile seyir halinde kavşaklara yaklaşırken hızlarını azaltmak kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak ve hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, kavşağın fiziksel ve geometrik yapısına, kavşağa yaklaştığı üzerinde bulunduğu yolun, kavşak yaptığı diğer yol kollarından kavşağa giren ya da kavşak içinde olan araçlara ve Kavşakta, Trafik görevlisi, trafik ışıkları ve trafik işaretlerinin olup olmadığına dikkat etmek, kavşakta bulunan trafik lambaları, kırmızı flaşörde ise, (Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Kırmızı Işık) yanıp sönen ışığı ‘DUR’ trafik işaret levhası olarak kabul edip durmak, kavşakta bulunan trafik lambası, sarı flaşörde ise, (Fasılalı Olarak Yanıp Sönen Sarı Işık) yanıp sönen ışığı ‘DİKKAT’, ‘YOL VER’ trafik işaret levhası olarak kabul edip yavaşlamak ve dikkatli olmak suretiyle kavşağı kontrol ederek, kavşaktan geçiş yapmak zorundadırlar.
… Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği tarafından tanzim edilen Olay Yeri İnceleme Raporunda, … plakalı sayılı otomobilin ön ve sol arka köşeden ağır hasarlı olduğu, otomobilde şoför hava yastığının açılmış ancak ön yolcu hava yastığının açılmamış olduğu, ön sağ koltuk üzerinde kan birikintisinin bulunduğu, otomobilin ön koltuklarına ait her iki emniyet kemeri bağlama aparatında tokaların takılı olduğu, otomobilin hız ibaresinin 150-160 arasında devir saati ibresinin ise 3-4 bin aralığında olduğu ve bu durumda sürücü …’in 110 Km hız sınırı bulunan yolda 150-160 Km hızla seyrettiği ve kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı incelenmiştir.
… plakalı aracın sürücüsü …’in dava konusu trafik kazası esnasında ön koltuklarına ait emniyet kemeri bağlama aparatlarında yalancı toka takılı
bulundurması açısından irdelendiğinde;
Karayolları Trafik Kanununda belirtilen trafik kurallarının ihlali, trafik kazasının oluşuna direk neden olmuş ve etki etmiş ise, bu ihlaller trafik kazasında tarafların asli ya da tali kusurları olarak değerlendirilmekte olup, trafik kazasının oluşuna direk etki etmeyen aynı Kanun maddelerinin ihlalinde ise, ihlal maddesine göre, müterafik kusur yönünden irdelenmekte ya da bu maddelerin ihlali idari yaptırım gerektirmektedir.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.maddesinin b) fıkrasına göre; (Değişik ikinci fıkra:RG-19/2/2014-28918) M1 sınıfı otomobillerin, M1G ve N1G sınıfı arazi taşıtlarının, N1, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan Emniyet Kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur. (Değişik: 21/5/1997-4262/4 md.) Bu madde hükmüne uymayanlar 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.
Araç ile seyir halindeyken sürücü ve yolcuların emniyet kemeri takıp takmadığının irdelenmesi, sonuç bölümünde yapılmıştır.
Sonuç olarak, … plakalı aracın sürücüsü …’ın ve … plakalı aracın sürücüsü …’in açısından bakıldığında;
Dava konusu trafik kazasının, dosyada mevcut Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre; sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … İli, … İlçesinde, D-010-23 Devlet Karayolu üzerinde … İlçesi istikametinden … İl Merkezi istikametine seyir halindeyken, … İlçesi kavşağı ışıklarına geldiğinde, … Kavşağında sola dönüş yapmak istediği sırada, aracının sağ yan kısımlarıyla, … Merkez istikametinden … istikametine sol şeritte seyir halinde iken kavşağa giren sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarının çarpışması neticesinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Kavşakta doğrultu değiştirme manevralarını doğru yapmayarak, manevraları düzenleyen genel şartlara uyulmadan sola doğru karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde doğrultu değiştirildiğinde ve bu sırada da araç ile seyir halinde kavşaklara yaklaşırken hız azaltılmadığında, kavşağa yaklaşan aracın durdurulabilmesi için, emniyetli duruş mesafesine ihtiyaç duyulmaktadır. Emniyetli Duruş Mesafeside, sürücünün tehlikeyi görerek algıladıktan sonra, ayağını gaz pedalından çekip, fren pedalına bastıktan sonra, geçen zamanda aracın en son durduğu mesafe olmaktadır.
Bu bağlamda, araçların duruş mesafeleriyle ilgili, yapılan bilimsel çalışmalardaki denemelerde elde edilen verilere göre, hız ve araçların duruş mesafeleri hesaplanmış olup, Karayolları Genel Müdürlüğünün http://www.kgm.gov.tr adresinde yer alan eğimsiz ve kuru asfalt yolda araçların hızlarına göre durma mesafelerini gösterir çizelgede; araç hızının 50 km/saat olması durumunda fren mesafesinin 16,4 metre, durma mesafesinin 26,8 metre, araç hızının 90 km/saat olması durumunda ise, fren mesafesinin 53,1 metre, durma mesafesinin 71,9 metre olacağının belirtildiği anlaşılmıştır.
İzah edildiği üzere, taşıt yolunda seyir halinde bulunan araçların durdurulması için zaman ve mesafeye ihtiyaç duyulmaktadır. Trafik ışıklarına uyulmadığında kavşakta hatalı olarak sola dönüş yapıldığında, dava konusu trafik kazasında olduğu gibi, bu sırada kavşakta doğru geçmekte olan araca emniyetli duruş mesafesi kalmadığı için, gelen aracın durdurulması mümkün olmamakta, çarpışma şeklinde trafik kazaları meydana gelmektedir.
Bundan dolayı sürücülerin, karayolunda araç ile seyir halinde kavşaklara yaklaşırken, dikkatli ve tedbirli olmaları ve özen yükümlülüğüne uymaları, kavşakta sola doru doğrultu değiştiren sürücülerinde sola dönüş kurallarına uymaları zorunludur.
Kusur Yönünden Sonuç:
Bilirkişi … tarafından hazırlanan ve … Asliye Ceza
Mahkemesine sunulan 04.03.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda,… plakalı aracın sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …’in tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup, belirtilen kanaate uyulmuştur.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan ve … Ağır Ceza Mahkemesine sunulan
23.02.2016 tarihli Bilirkişi Raporunda,… plakalı aracın sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …’in tali kusurlu olduğu belirtilmiş olup, belirtilen kanaate uyulmuştur.
… plakalı aracın sürücüsü …’ın; Karayolları Trafik Kanununun, 47.maddesi b), c) ve d) fıkraları ile 48.maddesi ve 53.maddesinin b) fıkrasını, 67.maddesinin a) fıkrası ile 84.maddesinin f) ve j) fıkralarını ihlal ederek; Karayolunda araç ile seyir halindeyken hususi araçlar için belirlenen 0,50 promil üzerinde alkollü olarak araç kullanması yasak olduğu halde, 1,52 promil alkollü olarak araç kullandığı, ayrıca Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, kavşakta doğrultu değiştirerek sola dönerken, manevraları düzenleyen genel şartlara uyarak karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranmamak, dönüşe başlamadan, sola dönüş işareti vermek, yolun gidişe ayrılmış olan kısmının soluna yaklaşmak, hızını azaltmak ve dönüş sırasında, karşıdan gelen ve emniyetle durdurulamayacak kadar kavşağa yaklaşmış olan taşıtların geçmesini beklemek, dönüş yaparken, doğru geçmekte olan araçlara geçiş hakkını vermek zorunda olduğu halde; Sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile trafik kazasının meydana geldiği … İli, … İlçesinde, … Devlet Karayolu (Karadeniz sahil Yolu) üzerinde … İli istikametinden …e Merkez istikametine seyir halindeyken, … İlçesi, … Kavşağında geldiğinde sola dönüş yapmak isterken, kendisine yanan fasılalı olarak yanıp sönen kırmızı ışığa uymayarak, dönüşüne devam ettiği sırada, aracının sağ yan kısımlarıyla, … Merkez istikametinden … istikametine sol şeritte seyir halinde iken kavşağa giren ve fasılalı yanıp sönen sarı ışıklara uymayan sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın ön kısımlarının çarpışması neticesinde … plakalı aracın savrulup sol arka kısımlarıyla orta refüj üzerinde bulunan aydınlatma direğine çarpıp ters yön üzerinde durması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kendisine yanan kırmızı fasılalı trafik ışığını dikkate almadığı, bu durumda dikkatsizlik, tedbirsizlik neticesi özen yükümlülüğüne uymayarak, sola dönüş yaparken, karşıdan gelen trafiği kontrol etmediği, bu şekilde manevraları düzenleyen genel şartlara uymayarak, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapmak suretiyle, asli kusur ihlali yaptığı anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında, %75 (YÜZDE YETMİŞ BEŞ) ORANINDA KUSURLUOLDUĞU,
… plakalı aracın sürücüsü …’in;Karayolları Trafik Kanununun;47. maddesinin b), c) ve d) fıkraları ile 52.maddesinin a) ve b) fıkralarını ihlal ederek; Karayolunda araç ile seyir halindeyken, Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara, Trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan ve yönetmelikte gösterilen diğer kural, yasak, zorunluluk veya yükümlülüklere uymak, kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmak ve aracının hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorunda olduğu halde;
Sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile trafik kazasının meydana geldiği kaza yeri olan … İli, … İlçesinde, … Devlet Karayolu üzerinde … Merkez istikametinden … istikametine sol şeritte seyir halindeyken …-… Işıklı Kavşağına geldiğinde, kendisine yanan fasılalı olarak yanıp sönen sarı ışığa uymayarak, aracının ön kısımlarıyla, karşı istikametten gelen ve trafiği kontrol etmeden kendi istikametine göre sola Madenli-Kaptanpaşa istikametine sola dönüş yapmak isteyen ve bu sırada kendisine yanan fasılalı olarak yanıp sönen kırmızı ışığa uymayarak dönüşüne devam eden sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ yan kısımlarıyla çarpışması sonucu aracının savrulup sol arka kısımlarıyla orta refüj üzerinde bulunan aydınlatma direğine çarpıp ters yön üzerinde durması sonucu dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, bu durumda, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, kavşakta kendisine yanan sarı fasılalı ışık olduğu halde aracının hızını hava, yol ve trafik durumuna uydurmadığı ve … Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği tarafından tanzim edilen Olay Yeri İnceleme Raporuna göre, otomobilin hız ibaresinin 150-160 Km arasında takılı kaldığı, 110 Km hız sınırı bulunan yolda 150-160 Km hızla seyrettiği ve kavşaklara yaklaşırken yavaşlamadığı, taşıt yolunda seyir halindeyken, dikkatsizlik ve tedbirsizlik neticesi, özensiz davranışları nedeniyle, kavşakta sola dönüş yapan … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarptığı bu şekilde trafikte bulunan diğer olgulardan dolayı oluşabilecek engellere ve ani gelişmelere karşı her an durabilecek şekilde seyretmeyerek kazaya karıştığı anlaşıldığından, meydana gelen trafik kazasında %25 (YÜZDE YİRMİ BEŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
SAĞLIK HARCAMLARI YÖNÜNDEN İRDELEME:
Kişinin trafik kazası nedeniyle sağ asetabulum transvers + posterior kolon kırığı olduğu ve kalça ekleminin luksasyonunun tespit edildiği, ilk tedavisinin ardından … Hastanesi’nde ameliyat edilerek total kalça protezi uygulanmış olduğu,
Kişinin yaralanması nedeniyle yapılan Total Kalça Protezi ameliyatının ve malzemesinin SUT fiyatının; 4.814,96-TL olduğu, bu tutarın SGK tarafından karşılanan tutar olduğu; P612341.Kalça eklemi total protezleri 3.672,00-TL ORT214Y.Çimentosuz Seramik Total Kalça Protezi Çimentosuz Asetabular..1.142,96-TL, Kişiye uygulanan Total Kalça Protezi ameliyatının Toplam(SUT tutarı)..4.814,96-TL olduğu,
1) Geçmişe Yönelik Tedavi Gideri hesaplamasında;
A) Kişinin tedavi giderine yönelik dosyaya ekli ameliyat, ulaşım, diğer medikal giderler kapsamında düzenlenmiş SGK tarafınca karşılanmayan fatura toplamının 96.364,76-TL olduğu,
B) Kişinin tedavi ve ameliyatlarının SGK üzerinden en yakın bir devlet veya üniversite hastanesinde yapılmış olması durumunda tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı, ancak SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen ek ilaç, özel diyet, pansuman, ulaşım vb giderler olacağı bu kapsamda 2.000-TL takdiren uygun olduğu,
2) Geleceğe Yönelik Tedavi Gideri Hesaplaması için; kişinin total kalça protezi ameliyatı olduğu anlaşılmakla tıbben mevcut protez ömrünün 15-20 yıl olduğu ve kişinin bakiye ömrüne göre gelecekte 2 kez daha protez yenileme ihtiyacı olacağı dikkate alındığında; kişinin ilerde yapılacak ameliyatlarının yapılacağı sağlık kuruluşu bilinmediğinden 2 farklı hesaplama yapılmaktadır.
A- Kişinin gelecekte yapılacak tedavilerinin SGK üzerinden devlet ve üniversite hastanelerinde yapılması durumunda tedavi giderlerinin tamamen SGK tarafından karşılanacağı, SGK tarafından karşılanmayan ek ilaç özel diyet pansuman ulaşım vb giderler kapsamında 2.000-TL takdiren uygun olduğu,
B- Kişinin gelecekte ameliyatlarını özel sağlık kuruluşlarında olması durumunda SGK anlaşmalı özel hastanelerde Total Kalça Protezi ameliyat ve malzeme güncel rayiç bedelinin ortalama 15.000-TL olduğu ve ömür bakiyesine göre 2 kez tekrarlanması gerektiğine göre; 2×15.000-TL=30.000-TL tedavi gideri olacağı,
SONUÇ:
HMK’nın 280. Maddesi hükmünün gözetilmesi ve HMK’nın 259. Maddesi uyarınca her türlü hukuki takdir tamamen Sayın Mahkemelerine ait olmak kaydıyla; yukarıda arz ve izah edilen hususlar ile ilgili Kanun maddeleri ve dava dosyasına ibraz edilmiş olan deliller ve tüm dosya kapsamı dikkate alınmak suretiyle yapılan bilirkişi incelemesinde, dava konusu somut olayda;
1) … plakalı aracın sürücüsü …’ın; meydana gelen trafik kazasında %75 (YÜZDE YETMİŞ BEŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
2) … plakalı aracın sürücüsü …’in; meydana gelen trafik kazasında %25 (YÜZDE YİRMİ BEŞ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU,
3) Dava konusu ile ilgili olarak; Trafik kazasına karışan araçlardaki sürücülerin emniyet kemeri takma zorunluluğu:
Karayolları Trafik Kanununun 78. maddesine göre; belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150.maddesinin b) fıkrasına göre; (Değişik ikinci fıkra:RG-19/2/2014-28918) M1 sınıfı otomobillerin, M1G ve N1G sınıfı arazi taşıtlarının, N1, N2, N3 sınıfı kamyonet, kamyon ve çekicilerin, M2 ve M3 sınıfı minibüs ve otobüslerin bütün koltuklarında bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan Emniyet Kemerinin bulundurulması ve kullanılması zorunludur.
Türk Borçlar Kanununun Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri başlıklı bölümündeki,
“MADDE 51- Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler. Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
MADDE 52- Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.” şeklinde hüküm yer almaktadır.
TBK 52.maddesi uygulaması yönünden, dosya kapsamına bakıldığında; … plakalı aracın sürücüsü …’in, trafik kazası sırasında emniyet kemerini takıp takmadığı konusuyla ilgili, Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağında ‘takılı değil kod (2) bölümü işaretlenmiş olup, ayrıca … Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri
İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği tarafından tanzim edilen Olay Yeri İnceleme Raporunda, otomobilin ön koltuklarına ait her iki emniyet kemeri bağlama aparatında tokaların takılı olduğunun belirtildiği, Bilirkişi … tarafından hazırlanan ve … Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 04.03.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda ise, … Otoparkında muhafaza altına alınan … plakalı araçta yaptığı incelemede, sürücü ve ön yolcu koltuklarına ait emniyet kemerinin bağlantı aparatlarında yalancı toka (aracın emniyet kemeri takılmadığını belirten sesi kesmek ve sistemi yanıltmak amacıyla emniyet kemeri bağlantı yerine takılan aparat) bu durumda, konu hakkındaki değerlendirme, TBK 51.maddesi gereğince, Sayın Mahkemenin takdirinde olduğundan, müterafik kusur konusunda Bilirkişi olarak değerlendirme yapılmadığı,
4) Geçmişe Yönelik Tedavi Gideri hesaplamasında;
A) Kişinin tedavi ve ameliyatlarının SUT tutarının toplam.4.814,96-TL olduğu, söz konusu tedavilerin SGK üzerinden en yakın bir devlet veya üniversite hastanesinde yapılmış olması durumunda tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı, ancak SGK tarafından karşılanmayan ve belgelendirilemeyen ek ilaç, özel diyet, pansuman, ulaşım vb. giderler kapsamında 2.000-TL’nin uygun olduğu,
B) Kişinin dosya tetkiki ile tedavilerinin ve ulaşımının özel sağlık kuruluşlarında yapıldığı ve tedavi giderine yönelik dosyaya ekli ameliyat, ulaşım, diğer medikal giderler kapsamında düzenlenmiş SGK tarafınca karşılanmayan fatura toplamının 96.364,76-TL olduğu,
5) Geleceğe Yönelik Tedavi Gideri Hesaplaması için; kişinin total kalça protezi ameliyatı olduğu anlaşılmakla tıbben mevcut protez ömrünün 15-20 yıl olduğu ve kişinin bakiye ömrüne göre gelecekte 2 kez daha protez yenileme ihtiyacı olacağı dikkate alındığında; kişinin ilerde yapılacak ameliyatlarının yapılacağı sağlık kuruluşu bilinmediğinden 2 farklı hesaplama yapılmaktadır.
A- Kişinin gelecekte ameliyatlarının SGK üzerinden devlet ve üniversite hastanelerinde yapılması durumunda tedavi giderlerinin tamamen SGK tarafından karşılanacağı, SGK tarafından karşılanmayan ek ilaç pansuman ulaşım vb. giderler kapsamında 2.000-TL takdiren uygun olduğu,
B- Kişinin gelecekte ameliyatlarını özel sağlık kuruluşlarında olması durumunda SGK anlaşmalı özel hastanelerde Total Kalça Protezi ameliyat ve malzeme güncel rayiç bedelinin ortalama 15.000-TL olduğu ve ömür bakiyesine göre 2 kez tekrarlanması gerektiğine göre; 2×15.000-TL=30.000-TL tedavi gideri olacağı,
6) T.C. Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı … İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan, 14.10.2019 tarihli … sayılı “Adli Tıp Raporu” na göre; “…,E cetveline göre: %44.0 (yüzdekırkdörtnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme ) iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, …” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı,
7) Rapor tanzim tarihi 22.11.2020 tarihi itibariyle; davacı mağdur …’e ilişkin olarak,
a) Geçici işgöremezlik zarar tutarı olarak 4.430,18 TL,
b) Sürekli işgöremezlik tazminat tutarı olarak toplam 257.996,39 TL, olmak üzere geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı olarak toplam262.426,57 TL hesaplandığı,
8) Kaza tarihinde, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk /TRAFİK sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma ve tedavi teminatı ayrı ayrı 290.000 TL olduğu,
9) Davacı vekili tarafından toplam 2.000,00 TL maddi tazminat ve 10.000 TL manevi Tazminat talep edildiği,
10) Davacı vekili tarafından talep edilen manevi Tazminat talebi Sayın Mahkemelerinin takdirinde olduğu… ” yönünde mütalaada bulunulduğu görülmüştür.
Huzurdaki davada ileri sürülen talepler kapsamında tatbiki gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” hükümlerine yer verilmiş olup Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinin de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde ifade edildiği görülmüştür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. maddesinde ise haksız bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda ise davalı sigorta şirketinin ZMSS ile sigortaladığı, davalı sürücü idaresindeki aracın karıştığı trafik kazası neticesinde davacının yaralanmasına bağlı olarak geçici ve sürekli iş göremezliğe dayalı maddi tazminat/tedavi gideri ile manevi tazminat isteminde bulunulduğu görülmüştür. Tedavi evraklarının celbine müteakip kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan yönetmelik hükümleri kapsamında Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu temin edilmiş olup davacının sürekli iş göremezlik oranının %44 olup geçici iş göremezlik süresinin ise 6 ay olarak tespit edildiği görülmüştür. ATK raporunun dosyada mevcut tedavi evrakları/raporları incelenmek sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlandığı, raporlar arasında çelişkinin bulunmadığı anlaşılmakla, yeniden rapor alınması yoluna gidilmemiştir. (Emsal ilam:Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/136 esas, 2020/1901 karar sayılı ilamı.)
Ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun hazırlanmakla ve kaza tespit tutanağı ile ceza dava dosyasındaki tespitler ile çelişmediği görülmekle mahkememizce itibar edilir bulunan kusur/hekim/aktüerya heyet bilirkişi raporu kapsamındaki maddi tespitler ışığında davalı sürücünün %75 oranında asli kusurlu, davacının ise %25 tali kusur olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmekle birlikte ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, % 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ile birlikte uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirildiği ancak hesaplamalarda pregresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması yönünde ilamların mevcut olduğu görülmekle birlikte PMF 1931 yaşam tablosu ve %10 arttırım %10 iskonto yöntemine göre yapılan hesaplama esas alınarak davacı tarafça talep arttırım yoluna gidildiği ve mevcut rapordaki hesaplamalar gereğince hüküm kurulması talep edilmekle HMK’nın 26. maddesi ışığında taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 4.430,18-TL, sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi zararının 257.996,39-TL olarak hüküm altına alınmasına karar vermek gerekmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları, SGK’nın sorumluluğunda bulunmayan tedavi gideri zararının da bu kapsamda bulunması, sürücü ve işletenin, zarar görenin yukarıda belirtilen zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 sayılı Kanun’un 90. maddesi gereğince, SGK sorumluluğunda olmayan tedavi gideri zararı da 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının bu zararlarını davalı sigorta şirketi ile sürücüden talep hakkını haiz olduğu anlaşılmıştır. 6111 sayılı Kanun gereğince SGK’nın sorumluluğunda olmayan tedavi giderlerinin hekim bilirkişi marifeti ile (96.364,76-TL +2.000-TL olmak üzere ) 98.364,76-TL hesaplanmakla anılı tedavi giderlerinin davalı sigorta şirketi ile davalı sürücüden tahsiline dair karar vermek gerekmiştir.
Davacının aynı zamanda manevi tazminat isteminde bulunması nedeni ile tatbiki gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56/1. maddesine göre; Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi tazminat adı ile hak sahibi yararına takdir edeceği para tutarının adalete uygun olması gerektiği, hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşıması gerektiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden; Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakim manevi tazminat yönünde takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekmektedir. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmış ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmıştır. Anılı düzenlemeler ve içtihatlar ışığında somut olaya bakıldığında; yaralamalı trafik kazası neticesinde meslekte kazanma gücünden %44 oranında kaybedilmesi, 6 aylık geçici iş göremezliğe düçar olunması nedeni ile davacının manevi olarak da zarara uğradığı, asli kusurlu davalı sürücünün haksız eylem faili sıfatı ile sorumlu olup davacının manevi zararını gidermekle yükümlü olduğu sonucuna varılmıştır. Manevi tazminat miktarının belirlenmesi noktasında anılı düzenleme ve içtihatlar kapsamında değerlendirme yapılmış, olayın ağırlığı ve verdiği üzüntünün bir nebze olsun telafisi bakımından meydana gelen olayın oluş şekli, tarafların kusur oranı tarafların mali ve sosyal durumları dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile davacı yararına taktiren 8.000-TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Son olarak temerrüt tarihinin tespiti yönünden inceleme yapılmış olup davalı sürücü yönünden temerrüt haksız fiil tarihi olan 11/02/2015 tarihi itibari ile başlamıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrütün gerçekleşeceği düzenlenmekle 14/12/2015 tarihinde yapılan başvuru kapsamında temerrütün sigorta şirketi yönünden 23/12/2015 tarihi itibari ile başladığı anlaşılmıştır. Kazaya neden olan sigortalı aracın hususi nitelikte olması nedeni ile yasal faize hükmedilmesi gerektiği, değer arttırım dilekçesi ile arttırılan tazminat talepleri yönünden de HMK’nın 26. maddesi uyarınca haksız eyleme dayalı talebin tümü yönünden temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesinin gerektiği kanaatine varılmakla; asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABULÜ ile,
A-Tedavi giderlerine yönelik talebin Kısmen Kabulü ile,
98.364,76-TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/02/2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 23/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
B-Geçici iş göremezlikten kaynaklı talebin KABULÜ ile,
4.430,18-TL’nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/02/2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 23/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
C-Manevi tazminat isteminin Kısmen Kabulü ile,
8.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 11/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Birleşen …. ATM’nin 2020/… E. Sayılı dosyasının KABULÜ ile,
257.996,39-TL sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihi olan 11/02/2015 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 23/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Asıl davada; Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 7.568,40 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 1.522,93 TL (204,93 TL peşin harç ve 1.318,00 TL tamamlama harcı) harcın mahsubu ile bakiye 6.045,47 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine, (davalı sigorta şirketinin 5.498,99 TL ile sınırlı tutulmasına)
4-Asıl davada; maddi tazminat yönünden, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 13.715,52 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
5-Asıl davada; maddi tazminat yönünden, davalı sigorta şirketi kendini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı sigorta şirketine ödenmesine,
6-Asıl davada; manevi tazminat yönünden, davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınıp davacıya ödenmesine,
7-Asıl davada; davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 204,93 TL peşin harç ve 1.318,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.552,13 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
8-Birleşen davada; kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.623,73 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.569,33 TL harcın tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
9-Birleşen davada; davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 26.509,75 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
10-Birleşen davada; davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı ile 54,40 TL peşin harç olmak üzere 108,80 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
11-Asıl dava ile birleşen dava birlikte değerlendirilerek; davacı tarafça yapılan 3.715,74 TL yargılama giderinin; davanın kabul oranına göre hesaplanan 3.436,21 TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, (davalı sigorta şirketinin 3.361,67 TL ile sorumlu tutulmasına)
12-Asıl dava ile birleşen dava birlikte değerlendirilerek; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 50 TL yargılama giderinden, davanın red oranına göre hesaplanan 4,76 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
13- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, davacı birleşen dosya davacı vekili ile davalı birleşen dosya davalı Türkiye Sigorta vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır